bildirgec.org

tüberküloz hakkında tüm yazılar

yat geber ekmeği

nazokiraze | 18 December 2008 10:48

Yıllar önce tüberküloz geçirdigim için her bu hastalıgı geçiren iyileşmiş iyileşmemiş her kişiye oldugu gibi sürekli bana da ye, iç, kendine iyi bak, çok ye, vitaminli ye, gece ye, gündüz ye işkencesi uygulanır. Yıllardır bu böyledir hala kimi görsem birşeyler yedirmeye çalışır. Bu yüzden bazı yörelerde yat geber ekmeği denen gece öğünlerimiz hep vardır, bundan sonra da olacaktır.

Gece yemek yemeyi sevenlerdenim ben ilerde iyice kilo alıp tehlikeyi sezince gece acıkmalarını salatalık yada havuçla geçiştirecegim günler gelene kadar da yemeye devam edecegim . Sık ama az yiyen biriyim hemen doyarım ama ne yesem yiyim gece muhakkak acıkırım. Bu bazen bir masum sandviç bazen üşenmeden yapılmış salçalı makarna bazende gece biri yollanıp aldırılmış kokoreç olabiliyor. Hatta bu öğüne kalp doktoru olan ablamız bile suç ortagı olur bizde yada onlarda kaldıgımızda hem söylenir hem bizden çok yer:))

yat geber ekmeği deniyor işte bu gece öğününe aslında meyve, çerez gibi şeylerle geçiştiriliyor bu öğün ama bizim evde çocukların dışında meyve yiyen olmaz eşim de agaçkakan gibi yatana kadar çerez yer . Kuruyemişsiz gecesi geçmez gece misafirliklerine gelenler ellerinde çekirdek, fıstıkla gelir. Amma velakin bazen suçluluk duyuyordum yat geber ekmeği yemekten birkaç yıldır bu düşüncem değişti, kimle muhabbet etsek gece yemek yediklerini söyledi. Hatta bazen yan apartmandaki komşularımız gece acıktık yemek hazırla der gelirler.Demek ki gece oburu tek ben değilim.(uyuryer haberi)

Yalnız bu yat geber ekmeğini bana bakıpta agır şeylerle yemeyelim. Meyve, ballı süt yada kraker bence idealdir hem saglık hemde kilo açısından hafif birşeyler atıştırmalıdır. Her ne kadar gece yemenin kilo yapmadıgı açıklansa da yine de agır şeyler insana mide rahatsızlıgı, uykusuzluk yapabiliyor.(ne zaman nasıl yemeli)

pnömonektomi

nazokiraze | 15 December 2008 11:26

Pnömonektomi kelimesini pek çogumuzun bilmemesi normaldir. Akciğerin ameliyatla alınmasına denir pnömonektomi, bir parçasının değil birinin tamamının çıkarılıp alınmasıdır.Hayvanlarda da sıklıkla uygulanır.Birde lobektomi vardır, o akcigerin bir parçasının çıkarılmasıdır. En son 9 yıl evvelki yatışımda planlanmıştı bana pnömonektomi her yıl tüberküloz olan cigerden kurtulmak için doktorlarım bunu çare olarak görmüşlerdi. Aylarca bekleyişimde hatta ameliyathanelerin tadilatından sonra yeni ameliyathanede ilk ameliyat olacak kişi olmanın heyecanını yaşadım. Ancak bir anda tedavim çok iyi gidince vazgeçtiler iyileştim çok şükür.

verem günlükleri-2

nazokiraze | 01 November 2008 15:07

Bizi çok özel kılan ince hastalık veremden bahsetmiştik.

Herkese göre farklılık seyreder bu verem, iyileşmek için bala,süte, bıldırcın yumurtasına dayanan, eşi yada ailesi tarafından üzülmüşse sigara çay eşliginde iyice hayata küsen, veremle ilgili şiirleri sabahtan akşama kadar okuyan vs. Yani herkese ayrı bir ruh hali verir bazen hastalıklar.

Sürekli tahlil için balgam isteyen doktorlara balgam çıkaramayan hastaların çeşitli taktikleri vardı çünkü vermek zorundaydık, veremeyenden tahlil için mide suyu alınırdı. Kimisi sabah sabah koşu yapar, kimisi samsun sigarası tüttürür, kimiside egzersiz yapardı. Sabah 5 te ordan oraya telaşlı koşturan hasta gördünüzmü anlardınız ki 1 saate kadar balgam çıkarmak için ellerinden geleni yapan zavallılar yani biz yine işbaşındaydık.

verem günlükleri-1

nazokiraze | 01 November 2008 11:41

İnsan hayatının belli döneminde mutlaka bir hastalık geçiriyor yada geçiren birinin varlığına şahit oluyor.

1997 yılında tanıştım tüberkülozla 3 kere tekrar etti 2001 yılında tamamen kurtuldum çok şükür.

Burda hastalıkla alakalı yazmaktan çok bu hastalığa sahip olanlarla ilgili yazmak istedim.

Öyle 3 gün bir hafta 1 ay yatmaz verem tedavisi gören hastalar 2-3 aydan kapı açılır bu 9 aya kadar uzar (ben önce 3 ay 2. sinde 3 ay en son 9 ay yattım) .

Hastane ortamına alışma süresinden bahsetmiyorum ölünce toprağa bile alışıyor insan hastaneye mi alışamayacak? Ama gerçekten verem hastalığı çekenler birbirlerini görür görmez tanır.

Çoğu zayıf hemde çirkin bir zayıf, popoların üzeri zayıflıktan buruşuk deriyle kaplı, pis pis öksürük ,balgam çıkarma ve terli terli suratlar evet hepimiz birbirimizi tanırdık.( Hastanede tabi herkes veremli demeyin astımlılar, bronşitliler ve kanser hastalıgı çekenlerde bizim servisteydi)

Biz özeldik veremdik. Bizi verem etmiştiler. Öyle ya çok duygusal insanlar verem olurdu. Filmlerde üzüntüden, aşk acısından verem olmaz mıydı güzelim kızlar? Eh bizde ince insanlardık ki ince hastalığa tutulmuştuk. Boşuna mı yazılmıştı vereme dair o kadar şiir?Franz Kafka bile veremden ölmüştü.

Biz verem ilaçlarının çokluğunun şokunu atlatmaya çalışırken her gelen ziyaretçinin verem önerilerini duyunca zaten 12-13 ilaçtan güzelleşen kafamız daha daha da sulanıyordu.

Hadi otu çöpü anladık herkesin başında ailesi tarafından yapılmış ana içerigi bal olan kavanozlar mevcuttu zaten( bal-fındık, bal-ısırganotu,bal-ceviz,bal-kaymak, bal-tereyağı, bal-arı sütü) ah o bal hastaneyi istila etmişti.

verem kapıyı çaldı

koza 68 | 25 July 2006 14:47

İngiltere’ye inen doğu kökenli yolculardan Landing card (iniş kartı) doldurulması istenir. Bu kartta çeşitli soruların yanında kişiye verem ve aids hastalığı geçirip geçirmediği sorulur. Hatta daha da ileriye gidilerek basit testler bile uygulanabilir… İngilizler bu konuda son derece hassastırlar ve doğu uçuşlu yolculara potansiyel hasta gözü ile bakarlar… Elbetteki bu uygulama bana çok yüz kızartıcı gelmiştir her zaman…

Dikkatinizi çektimi bilmem ama ben yaşadığım kent itibariyle söylüyorum; Tüberküloz (verem) vakaları süratle artmakta… Uzun yıllardır adını unuttuğumuz bu sinsi hastalığın yeniden hortladığını söyliyebiliriz. Öyleki DSÖ (Dünya sağlık örgütü) Türkiyede ki bu olumsuzluğa dikkati çekmekte. Açıklanan son verilere göre; Veremden ölüm hızı, Afrika da yüzbinde 78, Doğu Akdeniz ülkelerinde 65, Doğu Avrupa da ise 7 imiş…