bildirgec.org

tim burton hakkında tüm yazılar

Big Fish (2003)

geppetto | 18 April 2008 15:24

Big Fish
Big Fish


Alabama’da yaşayan Edward Bloom, seyahat etmeyi ve yeni insanlar tanımayı seven bir kişiliğe sahiptir. Hayatının son demlerine kadar bu özelliklerini kaybetmemiş fakat kansere yakalandıktan sonra yatağa bağlı bir yaşam sürmek zorunda kalmıştır. Ama fiziksel olarak kendisini yatağa bağlayan bu illet hastalık, kati surette muhayyilesine sirayet etmemiş bilakis beslemiş ve kuvvetlendirmiştir.Belki bunun da bir sonucu olarak, gezdiği yerleri ve tanıdığı insanları anlatırken ağdalı bir dil kullanmayı ve mübalağa etmeyi çok sevmektedir. Ama oğlu Will, babasının bu huyundan hiç hazzetmediğini açık bir şekilde babasına hissettirmektedir. Hatta çoğu zaman onun hiç doğruları söylemediğine kanaat getirmektedir.

İzleyenlerin zihninde hoş bir tat bırakan, kalbini ise duygusallıkla dolduran masal tadında harika bir yapım. Film belki de, yaşamdan zevk almanın sırrını sahne sahne damarlarımıza zerk ediyor. Küçük ayrıntıların ve pembe yalanların insan ruhundaki olumlu etkilerini, mükemmel bir görsellikle anlatan filmin yönetmeni Edward Scissorhands ve Charlie and the Chocolate Factory filmlerinin de yönetmenliğini yapan Tim Burton.Ed Bloom’un gençliğini Ewan McGregor son demlerini ise Albert Finney canlandırıyor.

Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi

BekirJem | 13 April 2008 01:50

Sweeney Todd
Sweeney Todd

Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street son zamanlarda izleyip hayran kaldığım nadir filmlerden diyebilirim. Özellikle müzikal yönü filmi çekici kılıyor. Yönetmenliğini Tim Burton‘ın yaptığı, başrolünde Johnny Depp ve Helena Bonham Carter‘ın oynadığı bu film gerilim ve müzikal türü film meraklılarına hitap ediyor.

Film Benjamin Barker’ın Yargıç Turpin tarafından haksız yere hapse atılıp karısı ve kızının başına gelen olaylarla başlar. Barker cezası bittikten sonra Bayan Lovett’ın pastenesinin üstündeki kendine ait olan berber dükkanına yerleşir. Usta bir berber olan Barker intikam peşine düşmüştür. Ancak Bayan Lovett’ın söyledikleriyle beraber karısının kendini zehirleyerek öldüğünü sanmaktadır. Bayan Lovett ise bu gerçeği ondan saklar ve onunla evlenmek ister. Barker yeni kimliğine(Sweeney Todd) bürünür. Kızı(Johanna) Yargıç Turpin’in evinde tam bir hapis hayatı yaşamaktadır. Bundan haberi olan Sweeney Todd Yargıç Turpin’i öldürmeyi planlamaktadır. Berberlik yeteneği ile çevrede duyulan Sweeney Todd pastanenin üst katındaki dükkanına gelen müşterilerini öldürür. İşleri pek iyi gitmeyen Bayan Lovett ise öldürülen kişilerin etlerinden etli turta yapar ve durumdan haberi olmayan halk etli turtaları çok sever. Ancak işler hep böyle devam etmeyecektir. Asıl amacı Yargıç Turpin’i öldürmek olan Sweeney Todd ve onunla evlenmek isteyen Bayan Lovett’ı yeni sürprizler beklemektedir…

Tim Burton – Flet Sokağının Şeytan Berberi

cemazulevvel | 12 February 2008 12:35

Tim Burton denilince, özellikle çocukluk yıllarında, her ne şekilde olursa olsun yalnızlığı tadan insanların içi bir tuhaf olur. Filmleri en çok böylelerine hitap eder çünkü. O, bizleri ilginç görüntüler ve mükemmel animasyonların arasında gezintiye çıkartırken içimizde de buruk bir tat bırakır aslında… Rengârenk ve gerçeküstü bir dünyada kayboluruz ama yine de tanıdık gelen bazı şeyler ayağımızın yere basmasına neden olur. Özellikle yabancı sanatçı isimlerini akıllarında tutamayanlar için Tim Burton ve eserlerinin bizi ilgilendirecek kadar olanını hatırlatmak gerekirse; esas adı Timothy Tim Burton. 25 Ağustos 1958 yılında Amerikanın Kaliforniya eyaletinde doğdu. Küçük yaşlarda çizim yapmaya başladı ve kısa zamanda bu alandaki maharetiyle çevresinin dikkatini çekti. Hatta dokuz yaşındayken çevre kirliliği konulu bir yarışmada aldığı ödül sonucunda yapmış olduğu resim tam bir sene boyunca çöp kamyonlarının üzerinde sergilendi. Daha sonraları Animatör olarak Disney stüdyolarında işe başladı. Aslında Tim Burton hayranlarının çok iyi bileceği gibi yönetmenlik yeteneğiyle animasyon bilgisini çok iyi harmanlamış birisidir. Her ne kadar modası geçmiş olsa da Stop Motion çekim tekniğini kullanarak çeker filmlerini.

Tim Burton Diyarına Yolculuk

| 20 November 2007 20:53

içimde anlamlandıramadığım bir gerginlik.kendimi bazen bi tim burton filiminin ortasında hissediyorum.ne alaka dediğinizi duyar gibiyim.ama burton filimlerindeki o orjinal kurgulamalarda acı ve neşe hep içiçe değilmidir hani?herşey iyiye dönerken filmin içinde tim amca gizemli bir tutarlılık eşliğinde bombasını patlatır;acıya mahkum eder kahramanını.ama bu sadistçe birşey değildir asla!fazla gerçekçilikle alakalı bir şeydir.dokunğunda acı verceksen asla dokunmamalısın ya da dehşet saçan bir canavarsan mutlaka geçerli bir nedenin vardır
ve renkler…
tim amca bir renk cümbüşünün ortasına atar bizi.her şey öyle renklidirki sanki her nesnenin bi kanı vardır ve o kan dışarı çıkmayı arzular.kontras renkler ve absürtlük üst düzeydedir.nesnelerdeki asimetri ve renklerdeki zıtlık uyumsuzluk içindeki bir estetiklikle karşı karşıya bırakır bizi.ama yinede gerçek bir tim burton hayranıysanız bilirsinizki aslında tüm bu renk cümbüşünün ardındaki her şey siyahtır.ve siyah tim amcanın kahramanının rengidir.ve galip gelen-belkide kaybeden- daima siyahın matemidir.
tim amcanın sürrealistliğinden bahsedilir…evet görsel açıdan sürrealizm tanısı koyulabilsede bence bu tim amcanın hayal gücüne ve kendini ifade etme şekline yapılmış büyük bir hakarettir.oysa direk realist bir bakış açısıdır onun bize sunduğu.çünkü mükemmel olan insan yoktur ve o bunun farkındadır.o yüzden aşırı iyimser kusursuz ve etkin karakterler yerine eksiklilklerinin farkına vardığı oranda kahramanlaşabilecek masal diyarı sahipleri sunar bize.
ve bu masal diyarı sahiplerinin tek bir sahibi vardır ki oda tim burton’ın ta kendisidir.tim amcanin bariz bi özelliğide kuşkusuz egoizmi ve saplantıları…hiç asosyal özellik taşımayan bir karakter gördüğünüz olurmu burton filimlerinde?benim olmuyo mesela.eğer sizin görmediğiniz oluyorsa sizin tim amca başka biri kuşkusuz…tekrar egoizme dönecek olursak şunu diyebilirimki her yönetmen kendini katar filimine ama burton yalnızca bakış açısını yansıtmaz ya da kamerayla doğru orantılı değildir onun yönetimi.o bizzat kendini katar filimine. dağınık saçını,donuk bakışlarını,içindeki şiddeti çoçukluğunu birebir yansıtır.saplantılara gelincede asosyallik;aile sendromlari;mekaniklik;zıtlıklar ve tabii masallar vs vs vs…….tim burton diyarına yolculuk başlığı altında yalnızca bir giriştir bu.asla bir iddia ya da sunum değildir kendi başına… serüvenimiz devam edecektir muhakkak…tim burton’sa söz konusu olan;masallar uçsuz bucaksız bir çikolata diyarıdır.doyurucu,lezzetli,tatlı ve tabiii iyi bir bitter gibi acı…(2006)

Ölü Gelin

Exxon Valdez | 08 December 2006 11:08

Tim Burton‘ın şaheserlerinden Ölü Gelin (Corpse Bride) filminin sabit bir hayran kitlesi olduğu bir gerçek. Film boyunca kasabanın ve insanların tasviriyle tutarlılığı devam eden atmosfer ve çok işlenen bir konunun dolaysız da olsa farklı bir açıdan verilmesi (bir yanda çirkin olsa da hayata çağıran, diğer yanda da güzel bir ölüme davet eden iki sevgili – çoğumuzun başına gelmiştir, değil mi?) filmi güzel kılan özellikler. Bunun yanında, filmin unutulmaması gereken fakat şu ana kadar pek de rağbet görmemiş bir güzelliği daha var: Bir çok ünlü filmin müziklerine imza atmış olan Danny Elfman tarafından hazırlanmış film müzikleri. Ayrıca çıkan film müziği albümünün şarkı listesi, hem filmin parçalarını hem de müziklerini hatırlatmak için neredeyse yeterli:

  1. Main Titles
  2. According To Plan
  3. Victor’s Piano Solo
  4. Into The Forest
  5. Remains Of The Day
  6. Casting A Spell
  7. Moon Dance
  8. Victor’s Deception
  9. Tears To Shed
  10. Victoria’s Escape
  11. The Piano Duet
  12. New Arrival
  13. Victoria’s Wedding
  14. The Wedding Song
  15. The Party Arrives
  16. Victor’s Wedding
  17. Barkis’s Bummer
  18. The Finale
  19. End Credits Part 1
  20. End Credits Part 2
  21. Ball & Socket Lounge Music #1 – Bonejangles & His Bone Boys (bonus track)
  22. Remains Of The Day – Bonejangles & His Bone Boys (bonus track combo lounge version)
  23. Ball & Socket Lounge Music #2 – Bonejangles & His Bone Boys (bonus track)
  24. Ball & Socket Lounge Music #1 – Bonejangles & His Bone Boys (combo version)

Son olarak, film hakkında cüretkar bir tespit: Ondokuzuncu yüzyıl sonlarını parıltısız olmak bir yana, tam tersine karanlık bir çağ olarak tasvir eden başka bir yapım var mıdır? Şimdilik denk gelmedim diye hatırlıyorum.

ceset gelin

azurenus | 07 September 2005 14:08

tim burton*ın uzun zamandır beklenen stop motion animasyonu filmi “ceset gelin” den yeni görüntüler internete sızdı. sabırsızlığı bir nebze yatıştırmak için bizi kara dünyalarına çağırıyorlar.

[ceset gelin]

tim burton

aftermath | 23 March 2002 04:32

geçen günlerin birinde, bir arkadaşım benimle konuşurken kâzârâ “tim burton” (www | imdb | google) dedi. picamalarla hazırlıksız yakalandım; elimi cebimden çıkarttım, sonradan çıkmalarımı hâl-i yoluna koydum. saygıda kusur ettik istemeden. ama vesileyle andık kendisini. o an uzun zamandır üzerine titreyerek sakladığım “the nightmare before christmas”ı (www | imdb | google) izlemenin zamanı geldi dedim; izledim; ölüp ölüp dirildim. çok iyiydi. film hakkında birkaç ilginç bilgi vermek ve tim burton hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum: bu ilk en uzun stop-motion film; tim burton’un 80lerin başında disney’de animatör olarak çalışırken yazdığı bir şiir ile başlıyor. film haline getirilmesi planlandığında kullanılan taslaklar tim’in çok önceleri çizdiği taslaklar oluyor. karakterler ve hikaye tim’e ait. kuklacılardan, maketçilerden, animatörlerden, artistlerden oluşan dev bir ekibin 3 yıllık çalışmasının ürünü bu film. ekip bir haftada filmin en fazla 70 saniyelik bölümünü (final görüntü) üretebiliyor.