bildirgec.org

telefon hakkında tüm yazılar

Sony Ericsson Aspen

ceyhanan | 03 February 2010 15:19

Sony Ericsson Aspen
Sony Ericsson Aspen

Sony Ericsson geçtiğimiz günlerde Windows Mobile platformuna sahip yeni ürününü duyurdu. Sony Ericsson Aspen adındaki akıllı telefon (smartphone) Windows Mobile 6.5.3 sürümüyle geliyor. Diğer özellikleri ise kısaca şöyle: 2.4 inç QVGA TFT dokunmatik ekran, QWERY klavye, 4x dijital yakınlaştırmalı 3.2 megapiksel kamera, dahili WiFi, GPS, Bluetooth ve 3.5mm ses çıkış jackı.

Ayrıca belirtmekte fayda var; ürünün kutusu ve şarj aleti geridönüşümlü materyallerden üretilmiş.

2010’un ikinci çeyreğinde piyasalarda olacak ürünün henüz fiyatı belli değil. Renk seçenekleri arasında ise ikonik siyah ve gümüş-beyaz renk seçenekleri mevcut.

Ürünün daha ayrıntılı özelliklerini sayfanın devamında inceleyebilirsiniz.

Sony Ericsson Aspen
Sony Ericsson Aspen

Photosmile 3 Boyutlu Hayatlar…

kaptangusto | 03 February 2010 13:19

Artık herseyş 3 boyutlu yapmak çok kolay.Photosimile 200 görünüş olarak bir fotokopi makinasını andırıyor, ama özellik olarak çok farklı.
Photosimile 200 dünyanın ilk 3 boyutlu fotoğraf makinası olarak adlandırılıyor. İçine konulan nesneleri 3 boyutlu olarak bilgisayar ekranına aktarıyor.
GIF ve Flash dosyası olarak resimleri kaydedebilme imkanı bulunmakta. Piyasa fiyatı ise 17bin dolar.

Motorola Backflip (Motus)

dkare | 03 February 2010 11:46

2010’un ilk çeyreginde piyasaya sürülmesi beklenen motorola backflip’in (motus) bazı özellikleri şu şekilde:
108 x 53 x 15.3 mm boyutlarına sahip bu cep harikasının ağırlığı ise 133 gram. dokunmatik ekran, ters cevrilebilen QWERTY Klavye, accelerometer sensör vb. özelliklere sahip telefonun ekranı ile kullanımı kolay ve zevkli görünüyor. Ayrıca 3.1 inç, 320 x 480 piksel ekran ölçüleri ile gelen motus Android OS, v1.5 (Cupcake) işletim özelliklerini de yanında getiriyor.

diğer bazı özellikleri ise;

  • Google Haritalar (cadde görüntülü)
  • MP4/H.263/H.264/WMV9 player
  • Facebook, MySpace, Twitter uygulamaları
  • Photobucket, Picasa integration
  • Döküman görüntüleme
  • Bekleme Süresi Maksimum 315 saat
  • Konuşma Süresi Maksimum 6 saat
  • BACKTRACKtouch panel
  • MOTOBLUR UI with Live Widgets

Yalın İnternetli Günler Bizi Bekliyor

SapRoFiT | 02 February 2010 16:37

Bu zamana kadar bir çok kişinin türk telekom’a adsl ve telefon aboneliklerinin ayrı satılması yönünde dava açtığını internette ve bir çok yerde okumuştuk. yalnız bu zamana açılan bütün davalar kullanıcı adına kötü bitti. kararların hepsi olumlu çıkmasına karşın bir türlü hayata geçirilemedi. bunun üzerine rekabet kurumu’na başvurulu du kurulda böyle bir hizmetin yurd dışında “naked adsl” yani “yalın adsl” olarak satışının gerçekleştiğini göz önünde bulundurarak kullanıcı yararına bir karar aldı. bu karara göre artık telefon ve adsl abonelikleri ayrı satılacak.

rekabet kurumu henüz türk telekom’a yazılı bir karar göndermedi. bilgi teknolojileri ve i̇letişim kurumu başkanı tayfun acerer yaptığı açıklamada karar geldikten sonra türk telekom yetkilileriyle görüşeceklerini belirtti.

Tapu

admin | 29 January 2010 12:27

Hiç bu kadarını düşünmemişti. Hayatını bir telefon değiştirmişti. Nasıl oldu kendi dahi bilmiyordu ama bir şekilde olmuştu işte. Kader O’na gerçekten de ilginç bir oyun oynamıştı. Kaderin oyunu şöyle başlamıştı.
sabah yataktan kalktığında hayatındaki proplemler hala kafasını kurcalıyordu. Yüzünü yıkarken bile ben bunca işin içinden nasıl çıkarım diye düşünüyordu. kahvaltı bile yapmadan evden çıkmış on dakikalık yürüyüş sonunda kendini servise zor atmıştı. İş yerine gelmiş herzamanki gibi birkaç haber sayfasını okuduktan sonra işine koyulmuştu ki hayatını değiştirecek telefon çalmıştı. Önce numaraya baktı bilmediği bir numara ile karşılaştı. Hafiften gerildi. Ne zaman yabancı bir numara arasa böyle olurdu. “Hayırdır İnşallah” diye geçirdi içinden ve telefona cevap verdi. Karşıdaki ses selam verdikten sonra bir tapu bulduğunu ve üzerinde bu telefon numarası yazdığını söyledi. Selim kendisine ait olmadığını “keşke benim olsaydı” diyerek karşı tarafa iletti. Öyle ya tapu kim Selim kimdi. Eline geçen para ile ailesini zor geçindiriyordu. Evi nerden alacaktı da tapu sahibi olacaktı. Bu düşünceler aklından yıldırım hızıyla geçerken istemsiz bir şekilde tapu üzerinde kimin adı yazdığını sordu. Adam “Selim Kanca” ismini okuduğunda “anlamadım tekrarlar mısınız” dedi. Adam tekrar aynı ismi okuduğunda bunun bir şaka olabileceğini düşünerek “bırakın artık bu şakayı kimsin kardeşim Yılmaz sen misin” dedi ancak karşısındaki adam gayet ciddi “yok beyfendi ne şakası yok şaka falan isim işte bu” dedi. Selim duraksadı nasıl olabilirdi. Bunca sene kira ödemekten anası ağlamıştı. Şimdi ise üzerinde ismi yazılı bir tapu vardı. En azından şimdilik öyle söylüyordu telefondaki ses. “Beyfendi” dedi. “Beyfendi sizinle buluşalım mümkünse” dedi ve adamdan olur cevabını aldıktan sonra buluşacakları yeri belirlediler. Telefonu kapadıktan hemen sonra yerinden fırladı müdüründen yalvar yakar birkaç saatlik izini kopardı ve işyerinden ayrıldı.
……

sony ericsson’dan vivaz

dkare | 28 January 2010 18:04

sony ericssonunun yeni gözdesi vivaz nihayet görücüye cıktı.
Vivaz‘ın 2010’un ilk ceyreginde piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Bazı özellikleri;

  • Ekran:4.2 inç dokunmatik
  • Ölcüleri: 107 x 51.7 x 12.5 mm
  • Ağırlığı :97 g
  • 3G desteği
  • İşletim sistemi:5. Sürüm Symbian
  • Data transfer hızı: 7.2 Mbps’e kadar
  • FM radyo
  • TV çıkışı desteği: VGA
  • video kaydetme: 720p
  • 8.1 megapiksel fotoraf makinesi

bebegimin ilk yili 11-12 aylar

simsir tarak | 27 January 2010 13:44

bebeğimin ilk aylarını buradanokuyabilirsiniz.

11. Ayİşte korktuğum başıma geldi. Yardımcım, ben ve Emir, abisinin yatak örtüsünü değiştirirken şakalaşıp bebeklerin en sevdiği şey çarşaftan çadır yaparak Emir’le oynuyorduk. Tekrar işimize döndüğümüzde Emir kafasını abisinin masasının kenarına vurdu. Ve kaşı açıldı. Allahtan yardımcımız yanımızdaydı. Akan kana buzlu havluyla tampon yapar şekilde hastaneye gittik. Hastanede dikiş attılar, kafayı da tencere kapak şeklinde sararak bizi eve gönderdiler. Uykudan kalkınca o sargıyı başında tutmayacağı için eve gelirken hava geçiren bantlardan aldım. Tekrar pansuman yapıp bu bantlarla yapıştırdım. 7 gün sonra dikişlerimizi aldırdığımızda, korkularımın daha da artmasına rağmen kriz anında nasıl sakin kalabildiğimi ben de anlamamıştım.Bir çubuğa takılan renkli halkalar şimdi en favori oyuncağımız. Halkaları büyükten küçüğe dizebiliyor, sadece çubuğuna değil radyatör başlığına koltuk kenarlarına da takıyoruz. Halkaların renklerini tek tek söylüyorum fakat konuşma gelişmiyor. İşaret dilini kullanmaya başladı. Ya da kodluyor. Bizde bu kodları çözüyoruz.Televizyon kumandasına çok meraklı bizde kendimizinkini ona verip yeni aldık fakat bunun çalışmadığını fark ediyor. Yine bizimkinin peşine düşüyor o tarafa oyuncağını kaçırıyor. Sanki ona gidiyor gibi yapıp, kumandayı kapıp kaçıyor. Hem ağzına sokuyor hem televizyona tutuyor. Cep telefonları da aynı muameleyi görüyor.Tek eli ile her yerde ayakta durup diğer eli ile ortalığı karıştırabiliyor. Mama koltuğunda geniş nesneleri başının üstüne koyuyor “hadi siz bağırın” “ıh ıh” biz de hep bir ağızdan “Gevrek, gevrek var” diye bağırıyoruz evin dört bir yanından.İnşaat malzemeleri, temizlik malzemeleri yani sapı olup tutunabileceği, ayakta durup oynayabileceği materyallere çok meraklı. Ne bulursa ağzına götürme işi sınır tanımaz hale geldi, toprak taş, çamur… Her şey mutlaka ağza giriyor. Şunu bildiğim için rahatım solucan böcek gibi şeylerden tiksindiği için eline alamıyor dolayısıyla onlardan yediğini hiç görmedim. Kedi-köpek gibi hayvanları ben severim ancak elleyemem, tüyleri içimi ürpertir. Fakat Emir kedi-köpek ile ilgilendiğinde bu duygumu bastırıp onun ellemesine izin veriyorum. Eve geldiğimizde elini yüzünü sabunlamasını sağlıyorum.Diş çıkarma işi durdu hala 8 diş var boy 78 cm kilooo:14,5 bu gidiş gidiş değil.

Havadan beleş şarj!!!

Beacool | 27 January 2010 10:22

Havadan beleş şarj!!!

ürün tam cepte taşımalık
ürün tam cepte taşımalık

Cep telefonundan evvel yaşamı hatırlıyor musunuz? Mobil cihazların artmasıyla beraber özel yaşamın teknolojiyle iç içe geçmesi kaçınılamazdı.
Bir çoğumuz bunun nasıl olduğunu hatırlayamıyor olabilir. Ki ben de hatırlayamıyorum. Ama kesinlikle hatırladığım bir şey var ki o da ilk cep telefonumdan beri şarj sorunu yaşadığım. Hoşlandığınız birinden gelecek bir cevap ya da önemli bir iş için beklediğiniz telefon tam geleceği anda biten şarj ile yaşanan “güce ulaşma” paniği herhalde hepimizin pek çok kez başına gelmiştir.

bir dakika kırk saniye

astral | 21 January 2010 11:35

Bir dakika kırk saniye. Kapağı kapanan telefona bakarken bir iç çekiverdim. Bir iç ki, ömür var içinde; bilen bilir.

Küçük bir konuşma. Şurada bir haber gördüm, okudun mu? Bıla bıla. Yapılan küçük yorumlar.
-Sen nasılsın?
-İyiyim.
-Sen nasılsın?
-İyiyim.
-Tamam canım.
-Tamam.
-Öpüyorum.

Kapanan telefon. Ne bitti? O kim, ben kimim? Neden bu haldeyiz? O kim, ömrüm? ‘Ben olmasam da olur, o önemli’ dediğim varlık… Ne kadar konuştuk? Bir dakika kırk saniye. Nerdeyiz, neden? Oysa en uzak, hiç de kanım olmayan ve aynı rahimde döllenmeyen tohumlarla gün boyu ne gereksiz konuşamaları ne çok yaparken; nerdeyiz?

Bebeğimin ilk yılı (devam)

simsir tarak | 15 January 2010 10:28

Giriş

3.ay kaynaşma

Gün içinde en güzel saatler dilimi oluşuyor. Emir’in uyanık kalma ve uyuma saatleri netleşiyor. Evin her yerine koyduğumuz saatler anlam kazanıyor.
Saat kaç şimdi uyanacak, saat kaç şimdi emecek, saat kaç gezinme vakti vb..
Sabah erkenden uyanıp biraz yatakta vakit geçirdikten sonra ana kucağında benimle birlikte evdeki mekanları gezmeye başlıyor. Hem günlük işlerimizi yapıyor hem de ara ara monologdan diyaloga dönen konuşmalar süre geliyor.Artık günde iki kez dışarı çıkıyorum Sabah kahvaltıdan sonra hemen gelen uykuyu uzaklaştırmak için 8-9 arası, akşam üstü 17-18 arası.Böylece dönüşlerde kesiksiz 3 saat uyuyor bende günlük hayata dâhil olabiliyorum. Büyük çaba sonrası kurduğumuz düzen aniden bozuluveriyor. Örneğin aşılar.
İki, üç gün yeniden Emir kafasına göre rahat hayata geçiyor.
Sabah erken kalkıp emip, biraz kestirdikten sonra tekrar tekrar yatıp kalkıp hiç bir şeyden memnun olmaz biçimde talepler talepler. Aşağıdaki gibi aşı kartı buzdolabın üzerinde duruyor tabi ki tarihleri kaçırmak istemeyiz.
Bu tatminsizliğin sebebi birden beliriyor. Alt çenede iki diş var. Hiç böyle bir şey hayal etmemiştim. Doktorumuzu arıyorum “108 günlüğüz ve diş çıkardık” diye. Genetik olduğunu diş köklerinin anne karnında oluştuğunu anlatıyor. Kolik ağlamaları yeni geçmiş istediğim düzeni tamda oluşturmuşken!