24 saatte tamamlanan Tarkan’ın “Aşk Gitti Bizden” şarkısının klip çekimleri kamera arkası videosu ve […]
tarkan hakkında tüm yazılar
Geçmiş zaman olur ki
haytahayat | 27 November 2010 17:59
Yıllar sonra sevmediğim o kadar çok şeyi sevmeye başlamışım ki nasıl oldu neden oldu anlamadım. Yemelerden birçoğunu sevmez iken şimdi bir pırasa yemeğini severek yiyebiliyorum, sebzelerden rokayı ağzıma süremezken şimdi sofrada yokluğu can sıkıcı olabiliyor. Dere otu kokusuna bile tahammül edemezken şimdi ayrı bir keyif oldu. Tarkan’ı dinlemek rahatsız verici iken şimdi keyfin tarifi yok, Cem Yılmaz’ın gösterileri karın ağrısı yaparken sinirden şimdi ise gülmekten karın ağrısına sebep oluyor. Bu listeyi daha uzatıp giderim…
Yapacak bir işimin de olmayışından kaynaklı bu konu üzerinde araştırmaya başladım, araştırmalarım sonucunda birkaç sebep ortaya çıktı bunlardan bazıları şunlardır.
Yemeklerle ilgili olan açıklama vücudumun ihtiyaç duymamasından olabilirmiş, ben den büyük ve idol olarak aldığım birlerinin sevmediğim yemekleri sevmeyişi olabilirmiş, büyükle arasında ki konuşmalarda benim çocuk cinsin tekidir şunu sevmez bunu sevmez gibisinden konuşmalarla bunun bir halt olduğunu zannedip sevmemem olabilirmiş.
Popüler kişileri sevmeyişimin nedeni kıskançlık olabilirmiş, onlar yapabiliyor ben niye yapamıyorum, Halbuki ben onlardan daha uzunum gibi sebeplerden dolayı. Anlaşılan tek sebepte bu sanırım.
Tarkan Sevdanın Son Vuruşu
kahramancayirli | 14 May 2010 14:22
Tarkan’ın yeni şarkısı Sevdanın Son Vuruşu’na bayıldım. Sağ olsun, radyolar peşpeşe, birbiri ardına çalıyorlar şarkıyı. Güzel şarkı ve Tarkan’ın kendi şarkılarını tanımladığı gibi, dinledikçe insanın daha çok hoşuna gidiyor, Kuzu Kuzu gibi. Hüp (Nazan Öncel) gibi. Kış Güneşi gibi (Yıldız Tilbe’ye selam olsun)..
Kış Güneşi şarkısının sözleri Yıldız Tilbe’ye ait.
Sevdanın Son Vuruşu’nun sözleri Aysel Gürel’in. Müziğini Tarkan yapmış.
Özgür Edebiyat ve Edebiyat Ortamı dergilerinin Mayıs – Haziran sayıları yayımlandı. İki dergi de içerdiği hikayeler, şiirler ve değerlendirme yazılarıyla takibi hak ediyor. Gerçek edebiyat dergilerde can buluyor, geleceğin edebiyatı…
Çizgi romandan sinemaya bir Türk kahramanı: ”Tarkan”
gorcun | 17 February 2010 14:36
”Tarkan”, Sezgin Burak’ın yarattığı çizgi roman kahramanı olarak 1966 yılında ilk defa ortaya çıktı. Çizerin İtalya’da yaptığı araştırmalar sonucunda Hun Türklerinin bir kahramanı olarak yarattığı bu karakter 1967 yılında Hürriyet Gazetesinde günlük olarak yayınlanmaya başladı. İlk hikayesi ”Mars’ın Kılıcı” olan serinin toplamda 15 ayrı adlı macerası bulunuyor. Bunlardan 5’i sinemaya uyarlanmış. Çizeri Tarkan isminin nereden geldiğini ise şu cümlelerle açıklıyor: “Tarkan, Türk gücünü ve kudretini yansıtan bir kelimedir. Bu kelimeyi Türk kanı taşıyan kahraman manasında yarattım. Kahramanlık ve mertlik ifade eder.” İlk uyarlanan film 1969 yılında Tunç Başaran tarafından çekilen ”Mars’ın Kılıcı” olmuş. Aslında aynı yıl ”Bozkırlar Şahini Tark-Han” adıyla bir Tarkan filmi çekilmiş. Ama bu film eser sahibi Sezgin Burak’tan habersiz çekilmiş ve filmden hak iddia etmemesi için kahramanın ismi Tarkhan olarak değiştirilmiş. Tarkan asıl popülerliğini Kartal Tibet’in canlandırdığı karakterle kazanmış ve bundan sonra ”Tarkan: Gümüş Eğer” (1970), ”Tarkan: Viking Kanı” (1971), ”Tarkan: Altın Madalyon” (1972) ve ”Tarkan: Güçlü Kahraman” (1973) filmleriyle Türk Sinemasında unutulmayacak bir seri yaratılmıştır. Aynı zamanda ilk filmin başarısından sonra aynı yıl taklitleri de çekilmiştir. (”Tarkan Camoka’ya Karşı”, ”Tarkan Canavarlı Kule”). Kartal Tibet’in daha önce Suat Yalaz’ın yarattığı ”Karaoğlan” filmlerinde yine bir kahramanı canlandırdığını göz önüne aldığımızda Kartal Tibet’in neden etkili olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Ancak yine de filmlerdeki Tarkan karakteri çizgi romandakine göre çok daha cılız ve heybetsiz bir görünüm sergiler.
bir yıldız doğuyor
kahramancayirli | 11 October 2009 12:35
MJ de gittikten sonra bir Madonna’mız kaldı geriye. Kitleleri peşinden sürükleyecek, dünyayı merakta bırakacak her adımıyla. Yoksa günümüzün şöhretleri bugün yanar yarın söner, çok hızlı artık. Bir imge, ikon, zihnimizde bir resim, isim: Madonna. 80lerden beri. Tıpkı Michael Jackson gibi..
turkpop.com adresinden alınmıştır.
Ülkemizde Sezen–Ajda–Nilüfer üç yapraklı yoncası haricinde bir yıldız var mı? Belki Tarkan. Murat Boz’a bile onca yorum yapıldı “aranan kan bulundu gibisinden” netice ortada. Çocukcağız şarkılarını söylüyor kendi halinde.
on yedi ilinti
kahramancayirli | 06 June 2009 11:31
1-Haziran da geldi. Haziranda yılandan, ramazanda imamdan korkacaksın, der eskiler. Çok sıcak, hava.
2-2006 Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü kazanan “Çok Tanrılı Sular” adlı şiir dosyası, Komşu Yayınları’nca yayımlandı. Kitabın yazarı Kaan Koç, 86 İstanbul doğumlu. Ve halen Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğrenci. Epeydir dergilerde ismine rastladığım bir genç. Bir an önce okumalı.
3-Şu ana dek okuduğum kitapların arasında en güzeli hangisiydi? Bu soruyu çok defa sordum kendime. İlk sorduğumda içimdeki yanıt: Orhan Kemal – El Kızı idi. Belki de insan küçük yaşlarında kitaplardan daha fazla etkileniyordur. El Kızı’ndan gerçekten çok etkilenmiştim, belki bir de yanında Yaşar Kemal – Karıncanın Su İçtiği (Bir Ada Hikayesi 2)’nin ismi anılabilir. Yaşar Kemal’in dili su gibi hakikaten. İnsan o kalın kalın, karınca duası gibi küçücük harflerle basılan romanları nasıl bitirdiğini çözemiyor. Edebiyatın büyüsü de bu.
4-İhsan Oktay Anar’ın bir internet sitesi var artık. Yeni açılmış olmalı, çünkü ben google’da sık sık Anar’ı arattırıyordum. Belki yeni bir gelişme, bir kitap vs. Anar’ın tavrı çok hoş. Beş güzel kitap yazdı, tek röportaj yok. Edebiyat büyülü kalmalı. Bir de diğer yazarlara bakın, aynı soruları aynı yanıtları tekrar tekrar tekrar… İnsanda kitap okuma heyecanı kalmıyor. Allahtan şairler böyle değil. Yoksa şiir de okunmazdı.
5-Aylin Aslım’ın yeni albümünün ilk klibi “Sen mi” şarkısına geldi. Daha sert bir müzik, ama sözleri sevmedim (sözleri bayat bence şarkının). Şarkıya da alışamadım daha. Mtv Türkiye’nin sitesinde var, klip.
6-Metis Yayınları’nın internet sitesinde gezerken Ahmet Güntan’ın bir şiirine rastladım. Bence çok etkileyici ve çok öz. Buraya alıntılamak istemedim, isteyen adresten okur, diyerek. Epeydir hiçbir şiirden bu denli etkilenmemiştim.
7-Dün gece yağmur yağdı. Evin tüm pencerelerini açtım, yağmur kokusu içeri doluştu. Yağmur kokusuyla uyudum.
TARKAN
Harlemsaray | 26 May 2009 17:17
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tarkan_Teveto%C4%9Flu
çorba
admin | 02 March 2009 18:17
murat boz’un yeni albümü şans, çıktı. çoğu şarkısını dinledim, beğenmedim. uçurum mesela iddialı bir şarkıydı, bünye daha da keyifli, daha da iyisini istiyordu. neyse bekleyelim biraz. belki tarkan’ın şarkıları gibidir şans’taki şarkılar da. dinledikçe alışılıyordur, göreceğiz.
björk’ün şarkılarını dinliyorum bu aralar, bir de müslüm gürses’in bir ömür yetmez’ini. bilal dede resmen şarkı sözü değil şiir yazmış! müzik de garbage’tan olunca netice çok hoş..
RESİMLİ ROMAN.
akoni | 06 January 2009 17:51
Günlük gazetelerde üç-dört resim dizisi halinde yayınlanan resimli romanlar, bu iş için hazırlanan özel gazete veya dergilerde tam bir hikaye olarak da yayınlanabilinir.
Resimli romanlar, hikayeleri çizgilerle anlatır. Konuşmalar resimlerin içindeki beyaz boşluklara yazılır. Bu yazılar sinemadaki ses şeridinin görevini yapar. Filimdeki gibi, ayrıca yorum yazısı yoktur. Hikaye sadece kahramanların konuşmalarından anlaşılıyor.
Karikatürcü Oğuz Aral’ın Avanak Avni, utanmaz adam, Hayk Mammer, köstebek Hüsnü gibi resimli roman tipleri de Türkiye’deki en başarılı örnekler arasında yer alır.
Resimli romanda önceleri, metin ile resim arasında kurulabilecek bir denge aradılar. Ama kısa zamanda konuşmaların içine yazıldığı, balonların da birer resim gibi kullanılabileceğini anladılar. O zaman öfke ve ıstırabı belirtmek için yazılar kırmızı balonlar üzerine yazıldı veya bir ses in şiddetini anlatmak için, boşluğun kenarı parçalanmış olarak yapıldı. Nihayet sayısız küçük işaret ve dekor öğeleri katıldı; şaşkınlığı belirtmek üzere yıldızlar, koşan bir kişinin hızını anlatmak için konan çizgiler gibi.
Morris’in eseri Red Kit Amerika’nın batı yöresinin, sevimli kovboyun hikayelerini anlatır.Fransız sanatçı Herge’nin Tenten’i 18 dile çevrilmiş bir resimli romandır.Zagor ve teksas haklı ve güçlü kahramanların serüvenlerini anlatır.Kızıl Maske ve Uçan Adam Gordon tek başına bir kahramanın, insanların yazgısını değiştirebileceğini kanıtlamak isterler.Mandrake ve güçlü uşağı Abdullah, sihirbazlık yoluyla mucizeler yaratan daha çok çocukların hayal gücünü harekete geçirme amacı güder.
Megastar TARKAN
behman | 18 December 2008 13:49
Bu Tarkan başka Tarkan. En az çizgi karakter Tarkan kadar bir efsane olacağını düşündüğüm bir numaralı megastarımız, dünyanın her ucundan başarısının sedasını her daim duyduğumuz/ duyacağımız Tarkan!
17 Ekim 1972de Almanyada doğdu ve bir süre sonra Türkiye’ye dönen 6 çocuklu ailenin sondan ikinci çocuğu Tarkan eğitimine (lise) burada devam etti. Müzikle uğraştı, başardı.
90larda Alpay Aydın isimli şahsiyetle (ki bu şahıs yüzünden yıllar sonra epey başağrısı çekti, adı onunla anıldı, eşcinsel olduğu iddia edildi) giriştiği projede başarılı oldu ve 1992de ilk albümünü çıkardı. “Yine Sensiz”!. Hepimizin hala mırıldandığı çıkış parçası “Kıl Oldum Abi”yle dinleyenlerin ilgisine mazhar oldu ve “Kimdi”yle gönülleri fethetti. “Vazgeçemem” isimli şarkısını da duyurduktan sonra artık “isim” olmuştu. Albüm satışı 900.000i aşmıştı.
Biraz ara verdikten sonra 1994’te iki milyonu aşan satış rakamı gibi “rekor satışlı”, Sezen Aksulu “Acayipsin” 2ci albümüyle geri döndü. Bu başarıyla yurtiçi ve yurtdışında konserler verdi. Bu başarıdan sonra ingilizce albüm yapma projesine girişti fakat pek başarılı olamadı. Artık yurtdışını bırakıp Türkiye’ye odaklandı ve 1997’de 3cü albümü “Ölürüm Sana”yı piyasaya sürdü.