bildirgec.org

soykırım hakkında tüm yazılar

Sözde Soykırım ve Sylvester Stallone

erususre | 23 December 2006 08:08

İnternethaberde görmüştüm.Ünlü aktör Sylvester Stallone sözde Ermeni soykırım olayını konu edinecek kitabıda bulunan
Musa Dağı’nda 40 gün” adlı filmde rol almak istediğini açıklamış.
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı
Yrd. Doç. Savaş Eğilmez,
Stallone’yi bu fikrinden caydırmak için ”[email protected] ‘ ‘ elektronik adresine tarihi gerçekleri anlatan İngilizce elektronik postalar göndermeye başlamış.
Sitede konuyla ilgili hazır bir metin mevcut.
Destek olmak için aşağıdaki metli ilgili adrese iletilebilirsiniz.

Mr. Sylvester Stallone.
We, Turkish people became very sad about your participation in this movie.
There is not any statement about genocide of Armenians even in Wilson reports after the 1. World War. These statements of genocide are only using by Armenian lobby for their own benefit.
Please don’t close your eyes to the true History and dont be an instrument of Armenian lobbies. We, Turkish people call you to think again and again about participating in this movie in spite of real facts.”

KÜÇÜLÜYORUZ!…

koza 68 | 24 November 2006 15:27

Devletler, tarih sahnesi içindeki oyunculara benzerler…
Dağılmaya, ya da ölüme yaklaştığınız da, diğer karakterler cesedinizi yağmalarlar…

Washington Post’un 01/aralık/1996 tarihli sayısında, John Keegan imzasıyla , ABD eski savunma bakanının yazdığı bir kitaptan alıntı yapılarak şöyle denmiş;
“Bugünkü Rusya onuru kırılmış bir güçtür”…
Yazı, Osmanlı Türkiye’si ile birlikte, tarihte büyüklükten küçülmeye en süratle düşmüş ikinci ülke olarak, dağılan SSCB den sonra, sahnede yerini alan Rusya’yı gösteriyor…Türkiye ve Rusya…Kaderleri birbirlerine benzeyen iki komşu…
Her ikisinin de belini kıran emperyalist ve Kapitalist güçler…Rusya toparlanacaktır ve eski mirasını kimseye yedirmeme peşinde önemli adımlar da atıyor…
Bize gelince ; İmparatorluk parçalandıktan sonra, bir daha kendimize gelemedik…Hiçbir zaman İmparatorluk mirasçısı bir ülke gibi yaşayamadık…Daha düne kadar eyaletlerimiz olan topraklarda kurulan “muz” cumhuriyetleri bile bize babalanıyorlar…
Neyse, olan olmuş diyebilir miyiz? Kanımıza dokunmaz mı?…
Son yaşananlara bakın;
Türkiye Cumhuriyetinin Bakanı Sn.Babacan, devleti temsilen gittiği ülkede üstü aranmak isteniyor!…Türk Milletinin onur ve şerefi ile oynanıyor…Bakan Babacan “ yanlış anlama var” diyerek olayı örtmeye çalışıyor… Ne iyi ne hoş!…
Genel Kurmay ikinci başkanı org. Saygun ABD ziyareti sırasında, Beyaz Sarayın girişinde x-ray cihazından geçirilmek isteniyor!… Org.Saygun, bu yakışıksız hareketi içine sidiremiyor, protesto amacıyla ülkeye geri dönüyor…
Yani ,Türk Milletinin,şerefi.onuru,haysiyeti sadece askerler tarafından korunuyor…
Fransa’nın tutumu ortada…Malum yasanın meclisten geçmesinden önce, Lyon belediyesinin 2004 yılında kent merkezinin orta yerinde “ Ermeni soykırımı” için yaptırdığı anıta ne demeli?…Bu sayede “ soykırım” iddialarını tanıyan diğer ülkeleri de sayalım;
İtalya,Rusya,Kanada,Yunanistan,Arjantin,İsveç,İsviçre,Belçika,Polonya…Bu ülkelerin hepsi ile diplomatik ilişkilerimiz var. Ama bizi takan yok!
08.11.2006 tarihli sabah gazetesinin haberine göre; Uydularımızı kiralayan CIA , meğerse komşu İran’ın elektronik posta ve benzeri haberleşmelerini izliyormuş!!!… Buna karşın İran’dan şu diplomatik girişim geliyor, ” Kendi imkan ve kabiliyetlerinizi bize karşı kullandırmanız kabul edilemez” Bunun adı diplomatik bir skandaldır ve düşmanlıktır. Komşunuza karşı yapılmıştır bilerek ya da bilmeyerek..
Kendimize saygımızı yitirmekle kalmayıp,komşularımızın da olmayan güvenlerini pekiştiriyoruz ve galiba giderek “ küçülüyoruz”…

İnsanlığa Karşı Suçlar Araştırma Enstitüsü

dogukansavas | 15 November 2006 10:33

Gündüz Aktan‘ ın başkanlığı yaptğı Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi, Ömer Engin Lütem başkanlığında İnsanlığa Karşı Suçlar Araştırma Merkezi kurmuş. Ermeni Araştırmaları Enstitüsü’nün temelleri üzerine kurulan enstitü, genel olarak tarih boyunca, başta Osmanlılar ve Türklere uygulananlar olmak üzere, soykırım, katliam, zorunlu göç ve diğer insanlığa karşı suçlar hakkında araştırmalar yapmakta. İKSAREN şu anda Ermeni Araştırmaları ve Uluslararası Suçlar ve Tarih Dergisi olmak üzere iki adet hakemli dergi yayınlamaktadır. Bununla birlikte bir günlük bülten ile bütün dünyadan ilgi alanı ile iligli gelişmeleri, köşe yazılarını ve akademik çalışmaları üye olanlara ulaştırmaktadır.

screamers

| 09 November 2006 08:34

yıllar önce spiders,chop suey,prison song,atwa,science,know,sugar,aerials… parçalarıyla beni kendilerine hayran bırakan grup S.O.A.D.(system of a down)son yıllarda politikaya gereğinden fazla bulaşmasıyla beni kendinden soğutmaya başladı.
bu sabah(08/11) aldığım bir mailde “sreamers” isimli ve 1915 yılındaki ermeni soykırımını anlatan bir belgesel filminin müziklerini yaptıklarını öğrendim.
müzik yapıyorsanız sadece onunla ilgilenin.politik meselelere bulaşmayın.güzel müzik yapıyorsunuz.neden böyle yollara başvurup popülaritenizi arttırmaya çalışıyorsunuz?
yazık çok yazık hemde 🙁

1 Milyon Kişi AİHM’ne Gidiyor…

tenedian | 18 October 2006 12:46

Süheyl Batum
Süheyl Batum

Bahçeşehir Üniversitesi Fransa Ulusal Meclisi’nde kabul edilen “Ermeni Soykırımı’nın İnkarını Cezai Yaptırıma Bağlayan Yasa Önerisi”ne karşı hukuki yollarla mücadeleyi başlattı.
Rektör Prof. Dr. Süheyl Batum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde açılacak dava ile ilgili olarak 14.10.2006 tarihinde yaptığı açıklamada “düşünce özgürlüğü ve özel yaşamın ihlal edilmesi gibi durumlarda sadece bir yasanın varlığı durumunda dahi, bu yasanın uygulanması tehlikesi altında bulunan kişileri “potansiyel mağdur” olarak kabul etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi böylece yasanın o kişiye uygulanmasını beklemeden doğrudan uygulama yapma hakkı vermiştir. Bahçeşehir Üniversitesi olarak ilgili yasa önerisini kabul edilemez buluyor, potansiyel mağduriyet kavramından yararlanarak hukuk mücadelesini başlatıyoruz.” demiştir.
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi mücadelenin ilk aşamasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göndermek üzere dava dilekçesini hazırlamaya başladı.
Detaylar burada

pbs açık oturumu

hikikomori | 17 October 2006 16:23

forward emaillerden biriyle öğrendiğim hadise. geçtiğimiz günlerde ermeni lobisinin katkılarıyla amerikan pbs televizyonu ermeni soykırımı iddialarının olduğu bir belgesel yayınlıyor. ardından yapılması planlanan bir açık oturum baskılar sonucu iptal ediliyor. düşünün ki ermeniler savlarını o kadar desteksiz savuruyorlar ki türk tarihçilerle yapılacak bir açık oturuma tahammülleri yok. şimdi pbs televizyonu “bu açık oturumu yapmalı mıydık?” diye soruyor.

Ermeni, Fransiz ve Boykot

oceangoing | 17 October 2006 13:34

Bu yaziyi su anda gundemde olan Ermeni Meselesi, Fransiz Meclisi ve Fransiz urunlerini boykot etme kampanyasini irdeleme amaciyla yaziyorum.

Biz Ermeni Meselesi’nde maalesef ulus olarak kendi vurdumduymazligimizin ve tembelligimizin acisini cekiyoruz. Ben hickimseyi degil, bu olanlardan dolayi kendimizi sucluyorum. Kokleri tarih oncesine giden bir millet olarak devlet olamamanin sikintisini yasiyoruz. Surekli ve istikrarli bir devlet programimizin olmamasinin sikintisini yasiyoruz. Basa gelen her iktidarin evvela millet ve devlet cikarlarini on planda tutmaktansa kendi koltuk ve iktidarini on planda tutmasindan dolayi, kendi icimizdeki iktidar savaslarindan dolayi kararli, tutarli, istikrarli bir dis politika olusturamamis olmanin acisini yasiyoruz.

soykırım

asymptot | 15 October 2006 16:42

genocide/soykırım polonya yahudisi raphael lemkin tarafından 1943 yılında ilk kez tanımlanmış bir insanlık suçudur. lemkin’in tanımına göre: soykırım; belirli bir gruba mensup kitlelerin yalnızca toplu öldürülmeleri değil grupları oluşturan değerleri ve grupları ortadan kaldırmak için yapılan organize hareketlerin tümüdür. böylesi bir plan politik ve sosyal kurumların, kültürüel, dilsel, milli duyguların , din, milli grupların ekonomik varlıkları ayrışması; bireysel güvenliklerin, özgürlüklerin, sağlığın, kutal değerlerin hatta yaşamların ortadan kalkmasıdır.
bu tanım milli gruplar üzerine kurulu olduğu için dar olduğu şeklinde eleştirilir, bütün grupları içine alacak şekilde genişlemesini önerenler var bu yönden. öte yandan bu tanım yalnızca fiziksel soykırımı/öldürmeyi içermediği için aşırı geniş de bulunur.
lemkin’in girişimleriyle 1948te birleşmiş milletler genel kurulu soykırımın önlenmesi ve cezalandırılması yasasını kabul etti, 1951’de de yürürlüğe girdi. bu yasa bir çok ülkenin de yasalaştırdığı bir soykırım tanımını içeriyor. bu tanıma göre:

ermeni soykırımı

ozgursfk | 12 October 2006 15:31

Efendiler Beyler Fransa istediği zaman ”Türkler Ermenilere Soykırım yapmıştır” diye veya ”Soykırım Yoktur ”Demek Suçtur diye kabul edebilir. Bu onların iç sorunudur. Önemli olan bizimde onların katliamını (larını) dünya duyurabilmemiz gerçi Burada yazan arkadaşa gelen tepkiler hep Ermeni düşüncesinde olanlardan gelmiş ama bu Güzelim Türkiye’de herhalde az da olsa Türkiye’yi ve Türk’leri düşünen de vardır.