bildirgec.org

sinema hakkında tüm yazılar

asi, güzel ve deli: Frances Farmer

nazokiraze | 12 July 2010 11:05

Frances Farmer kendisine ödül kazandıran yapıtı God Dies’ı (Tanrı Öldü) yazdığında o kadar tepki almıştır ki, Amerikan Gizli Servisi O’nun hayatını zindana çevirecek kadar tepkisini ortaya koymuştur. Din düşmanı olarak tanınmasını sağlayan bu denemeyi yazdığında Farmer henüz 17 yaşındaydı.

Frances Farmer’in aykırı tutumları ve feministliğinin annesinden geldiği söylenebilirdi, toplumsal olaylarla ilgilenen annesi Lillian Farmer avukattı ve pek çok eylemlere katılırdı ancak kızının görüşlerinin tehlikeli olduğunu düşününce milliyetçi kimliğe bürünerek kızını komunistler tarafından kışkırtıldığını söylemiştir.

Film Dünyası’ndan Son Haberler #2

JaAaa | 09 July 2010 11:12

  • Ready to Work fiminin yönetmen koltuğuna John Hillcoat oturdu. –henüz film hakkında bilgiler yok

– ^ – Önceki Haberler – ^ –

Melodram Tanımı ve Ortaya Çıkışı

ashg | 08 July 2010 09:25

Melodramın tanımı ve tarihsel gelişimini incelemeden önce bir kelime olarak ‘melodram’ın ne anlam ifade ettiğini bilmek faydalı olacaktır. Kelime kökenine baktığımızda, Fransızca bir kelime olan “melodram”ın Yunanca şarkı anlamına gelen “melos” ve oyun anlamına gelen “dram” kelimelerinden türetildiği görülmektedir. Bu bileşik kelimenin anlamı ise fazla heyecanlı dram’dır. Bu dramda intikam, ihanet ve cinayet hüküm sürer. Melodram için, “en kestirme yoldan seyirciyi etkilemek amacıyla en kolay çarelere başvuran olağanüstü durumlar, olağanüstü rastlantılar, çapraşık olaylar düzenleyen; basit, kaba çizgilerle karakter çizmeye kalkışan, ahlak dersi çıkarmaya uğraşan bir tür” tanımlaması da yapılmıştır. Melodram “müzik eşliğinde okunan dizeler anlamına” da gelmektedir. Melodram terimi ilk olarak İtalya’da 17. yüzyılda yaygınlaşmaya başlayan müzikli dramlar için kullanılmıştır. Gelişimini devam ettiren melodram, 18. yüzyılın sonunda Fransa’da burjuva dramının yanında, hem yeni klasik trajediden hem de aşırı duygusallaşarak yozlaşmış burjuva dramından çıkan bir tür ‘halk dramı’ olarak da tanımlanmıştır. Çağdaş tiyatroda hareketli ve duygusal olaylar üstüne kurulmuş, sürekli olarak dokunaklı etkilerden yararlanan oyun türü olarak tanımlanmaktadır. Kökleri tiyatroya uzanan melodramın ortaya çıkışı ve gelişmesi de elbette tiyatro yoluyla olmuştur. Melodram, Batı tiyatrosunda gerçek yaşamda olamayacak bir olay örgüsü içinde erdemli kişilerin kötülerin elinden çektikleri acıları anlatan ve erdemin zaferiyle sona eren duygusal dram olarak tanımlanmıştır.

Pygmalion
Pygmalion

Melodramın ortaya çıkışı ve gelişimi tiyatroda gerçekleştiği için melodram tiyatrodan ayrı düşünülemez. Melodramın tiyatrodaki ilk örneğinin 1770’de sahnelenen Jean Jack Rousseau imzalı “Pygmalion” (1762) monoluğunun etkisiyle ortaya çıktığı ve geliştiği bilinmektedir.

en son haber ve dedikodular

nazokiraze | 07 July 2010 15:03

Harry Potter serisinin dört filminde yer alan Padma Patil rolündeki Afshan Azad Mayıs ayında saldırıya uğrayarak hastanelik edilmişti, bu saldırıyı yapanların Azad’ın oyuncu olmasına karşı çıkan ağabeyi ve babası olduğu ortaya çıkınca iş mahkemeye gitti. 12 Temmuza kadar sürecek davada baba-oğul öldürme tehdidi, ağabey ise ayrıca kızkardeşine fiziksel zarar vermekle suçlanıyor.

Mimar Sinan’ın hayatının anlatılacağı Koca Sinan adlı projede Mimar Sinan rolünde yer alacak oyuncunun Şener Şen’in olacağı açıklandı.
Yapımda Hürrem Sultan’ı ise Nurgül Yeşilçay oynayacak.

[yeni yavuz turgul filmi] “av mevsimi”nden yayınlanan kareler

behman | 04 July 2010 14:40

av mevsimi filminden kareler yayınlandı!

türk sinemasının durumu gözler önünde bence. fazla açmaya gerek yok bu konuyu. her zamanki gibi popüler kültüre yenik düşen insanların ürünlerini tüketmeye mahkum ediliyoruz. neyse ki yavuz turgul ve onun gibi sinemacılar ve sahici yönetmenler var ki onlar sayesinde gözlerimizin pası silinip, sinema zevklerimiz okşanıyor zaman zaman. daha önce şu yazıda okuyunca inanılmaz sevinmiş ve takvimi işaretleyerek geri sayıma başlamıştım; yavuz turgul yeni filmi “av mevsimi”yle dönüyor! hem de öyle böyle değil! filmin başrollerinde şener şen, çetin tekindor, cem yılmaz, okan yalabık, melisa sözen gibi adamakıllı oyuncular ve her tür oyunculuğun üstesinden başarıyla gelen kişilerle dönüyor yavuz turgul! fahriye abla, eşkiya, gönül yarası, kabadayı derken şimdi de “av mevsimi”. gözümüz aydın!

temmuz ayı anılacaklar

nazokiraze | 28 June 2010 14:44

En sevdiğim aktörlerden Marlon Brando‘yu kaybettiğimiz tarih 1 Temmuz 2004, aynı tarih ünlü oyuncumuz Hüseyin Baradan‘ın da ölüm tarihidir. 1 Temmuz pek çok sinemacının ölüm tarihi olmuş. Walter Matthau (2000), Robert Mitchum (1997), Michael Landon (1991), Margaux Hemingway (1996) bunlardan birkaçı.

Ülkemizin en büyük kayıplarından olan Kemal Sunal da bizi Temmuz ayında bırakıp gidenlerden oldu. Kemal Sunal 3 Temmuz 2000 tarihinde aramızdan ayrılmıştı.

Doğuştan Yönetmen…

hurie | 22 June 2010 10:38

Bazı insanlar mesleklerini seçmez meslekleri onları seçer,yani doğuştan o mesleğe yatkınlıkları vardır.Eğer yönetmenlikte
bir meslekse ve özel bir meslekse Kim ki-Dukdoğuştan bu mesleğe ait özel bir insandır.Yönetmen olacak yeteneği doğumuyla tanrı ona vermiştir.O hiç sinema eğitimi almamış bir yönetmen.Kendine has bir tarzı,anlatımı var.Dedik ya doğuştan yönetmen aslında.

Kim Ki-Duk, 20 Aralık 1960 ‘da Güney Kore Bonghwa’da Kyungsang’ın kuzeyindeki bir taşra köyünde doğdu.Tarım eğitimi veren bi okula gönderildi,maddi sıkıntılardan dolayı yarıda bıraktı,bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladı ardından da deniz kuvvetlerine katıldı ve 5 yıl çavuş olarak görev yaptı ve iki senelik bir rahiplik geçmişi de var.Farklı insan gruplarından edindiği tecrübeleri ile parise gitti ve sanat eğitimi aldı.Giderken sadece bir uçak bileti alacak parası vardı ve Pariste sokak ressamlığı yaparak geçimini sağladı.Karakterlerinin keskinliği eleştirenleri rahatsız etmişsede bu yönetmenin yeteneğine karşı duramamışlardır.Dünya çapındayankı uyandırıp,kitlelerin beğenisini kazanan,gittiği her festivalden ödül toplayan yönetmene kendi milleti sırt çevirmiştir.Buda ilginç adamın,ilginç hayat hikayesinin bir parçası olsa gerek.Kendine has,sözleri yok sayan tarzı izleyicilerin sabrını zorlarken kendine de öylesine bağlamıştır ki,filmlerini izlemeye başlayan yarıda bırakıp gidemez.

HER YÖNÜYLE, HER RENGİYLE DÜNYA SİNEMASI (3)

astral | 24 May 2010 16:40

Türk Sinemasının Dünya Sinemasındaki Yeri

Türk sineması kendi içine kapanık bir sinema olmuştur. Türkiye’nin coğrafi yapısı belli bir alanda sinema yapmasını engellemiştir. Etkilenmeler ise çok olmuştur.

Türk sinemasının üretimine baktığımızda Avrupa sinemasını henüz yakalamış değildir.

Aldığı ödüllerle Yılmaz Güne (Yol) ve Metin Aksoy (Susuz Yaz) Türk sinemasının dünyada ilgi görmesini sağlamıştır.

Susuz Yaz
Susuz Yaz

3. Sinema Kavramı

Bir ülkede sinema değerlendirirken çeşitli faktörler devreye girer. Türkiye’de ilk sesli film 1931’de yapılmıştır. Muhsin Ertuğrul’un İstanbul Sokaklarında adlı filmi ise ilk ortak yapımdır. (Türkiye, Yunan, Mısır)