Türk Sinemasının Dünya Sinemasındaki Yeri
Türk sineması kendi içine kapanık bir sinema olmuştur. Türkiye’nin coğrafi yapısı belli bir alanda sinema yapmasını engellemiştir. Etkilenmeler ise çok olmuştur.Türk sinemasının üretimine baktığımızda Avrupa sinemasını henüz yakalamış değildir.

Aldığı ödüllerle Yılmaz Güne (Yol) ve Metin Aksoy (Susuz Yaz) Türk sinemasının dünyada ilgi görmesini sağlamıştır.

Susuz Yaz
Susuz Yaz

3. Sinema Kavramı
Bir ülkede sinema değerlendirirken çeşitli faktörler devreye girer. Türkiye’de ilk sesli film 1931’de yapılmıştır. Muhsin Ertuğrul’un İstanbul Sokaklarında adlı filmi ise ilk ortak yapımdır. (Türkiye, Yunan, Mısır)Şarkılı türkülü ilk melodramlar ve ilk uluslararası yapımlar 31- 1990 arası 40 tane iken; Türkiye Eurimage’e üye olduktan sonra (90 sonrası) 50 film yapılmıştır.Ortak Yapımların Önemi:
Ülkeler sermaye ve tekniklerini bir araya getirip ortak yapım ortaya çıkarmaktadır. Ortak yapımlarda filmler sesli çekilmeye başlanmıştır. Sesli filme geçilmesi ve sesin anında kaydı oyuncuğun da ilerlemesini sağlamıştır.Farklı sinema türleri ve etkinlikleriyle karşılaşılmıştır. Filmlerin teknik anlamda kalitesi artmıştır. Sanat filmi, 1980’lerden sonra bireyselliğin, film karakterlerinin de ön plana çıkması ayrıca kadın konusunun işlenmesi de artmıştır.1980’lerden sonra Popüler Türk Sinemasında gerileme olmuştur. ABD filmlerinin etkili olması, televizyonun sektöre girmesi Popüler Türk Sinemasının gerilemesinde önemli husustur.1980’lerde yeni bir Popüler Türk Sineması çıkmıştır. (Eşkiya, İstanbul Kanatlarımın Altında vs.)

2004’te ülkemizde 204 film sinemalarda yer almıştır. 30 milyon bilet satılmış ve 16 Türk filmi gösterime girmiştir. Türkiye Fransa ile birlikte dünyada en fazla sinemalarda yerel film izlenen ülkedir.Diğer ülkelerde ise yerel filmler yerine Hollywood filmleri tercih edilmektedir. -Bu bakımdan küreselleşmeyi de kıran şaşırtıcı bir tarafımız var. Lakin küreselleşme artıkça yerelleşme de o oranda artacaktır.-Türk sinemasında sanat filmleri bağımsız, minimal filmler ve televizyonda yer alan şahısların yer aldığı filmler olmak üzere iki alanda ayrı ayrı gelişmiştir.Dünya Sinemasına Yön Verenler:
Yönetmen kimdir? Hangi sahneden hangi aydınlatmanın, hangi merceğin kullanılacağına, oyuncuğuluğun nasıl olacağına ve filmin tüm görsel ve teknik yapısına karar veren kişidir.Bazen filmler büyük stüdyolarca yapılır. Bu gibi durumlarda yapımcı yönetmenden daha çok öne çıkar. Filmlerde yapımcıların büyük kontrolü vardır.Yönetmen ekibiyle iş birliği içinde çalışır. Sinemada yönetmenin belli bir yeri vardır. Sinema endüstrisi olduktan sonra belli formüller, türler, kalıplar ortaya çıkmıştır. Kitle seyircisi ve standartlaşma yönetmenin kişisel becerisini ve yaratıcılığını önler.Yapımcılar ve filmlerin maliyetleri artar. Avrupa sineması yönetmeni Hollywood sineması ise oyuncuyu ön plana çıkarır.Auteur yönetmen kavramı (2. bölümde açıklanmıştır.) filmin başından sonuna kadar senaryo dahil etkilidir. Filmin senaryosunu da parasını da sağlar.Kamerakalem (cahiers du cinema) sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=cahiers du cinema kavramı ise 1950’lerde ortaya çıkmıştır. Hem yöneten hem yazan yönetmen anlamındadır.Amerikalı bir yazar- eleştirmen tarafından bu kavram Amerika’ya taşınmıştır. Bu kişi de Andrew Sarris’tir.

John Ford
John Ford

John Ford’un kalemini filmlerinde görebilirsiniz. Bu yönetmenler auteurdur. Westernlerde önemlidir bu yönetmen.Örneğin kamerakalem yönetmenlerinden Steven Spielberg marka haline gelen yönetmenlerdendir.

Steven Spielberg
Steven Spielberg

Sinema seyircisi sinema tarihinde yapılmış birçok filme ulaşabilmektedir. Artık günümüzde marka filmler yönetmenleriyle anılmaktadır.Sinemaya Yön Vermek:
Sinemaya yön veren yönetmenlerin başında Stanley Kubric’i verebiliriz. Yön vermekten ne anlamalıyız? Aynı işi yapan insanlara örnek olmak, belli bir döneme kurgu, çekim, kamera kullanımı ile ilgili seyirci üzerinde hakimiyet kurabilen yönetmenlerdir.

Stanley Kubrick
Stanley Kubrick

Sinema örüntülerinde Kubric’e kısaca baktığımızda sadomozoşist örüntüler çok, anlatısal bütünlük ve insana olan güven yoktur. Saplantı ve aksiyon takıntılı ve filmleri yapısal dengesizlik içerir.Ama tüm bunları kendi özünde/tarzında öyle sunar ki; Stanley Kubric’i yaratan da, marka yapan da budur.Sinema Politika İlişkisi:
Sinemada propaganda oldukça işlenmiştir. Kimi zaman sansür işin içine girmiştir. Merkez ülkelerin çevre ülkelere etkisidir ki, çok görülür. İdeolojinin dağılımı sinemada da merkez ülkelerden çevre ülkelere doğrudur. (bkz. Erol Mutlu, İletişim Sözlüğü) Politik film diye bir türden bahsedilebilir mi derseniz; güncel, aktüel, politik olaylardan söz eden filmler böyledir.

Siyaset, yönetme biçimidir. Yönetme biçimleri de sinema da sorgulanmıştır. Propagandanın ilk kullanılması İngiliz sinemasında olmuştur. F. Capra’nın Neden Savaşıyoruz(Why We Fight) filmi örnek verilebilir. Bu tür filmlerin ne kadar iş yaptığı da önemli.Bu anlamda Ken Loch’u da ayırabiliriz. Örneğin Ülke ve Özgürlük filmi. Ken Loch’un “>tüm filmleri politiktir.Not: Aklınıza takılan sorular olabilir: Bu soruların tümü 1. bölümde açıklanmıştır. Lütfen sorularınız için, ‘Her Yönüyle Dünya Sineması 1 ‘ yazısına bakınız.