bildirgec.org

sıkılmış hakkında tüm yazılar

-olmasa da olur- olsa

coder | 25 March 2004 04:13

boktan bi konu üzerine de olsa, komik bir oyun sergilemek için özel çaba sarfettikleri noktasında kesin bir yargıya varmayı günah kabullendiğim bir ekibin oyununu izlemeden önce alınması gereken bileti almak için beklediğim sıranın arkalarında uzaktan, kendi biletimi aldıktan sonra ise yakından görebildiğim hoş kız ile, sıraya girdiğim anda başlayan bakışma olayı, aramızda 1-2 metre kalması ve “bir insana `bakıyor´ olmanın şüphe götürmeyecek kadar bariz olması şeklinde “belki”‘lerden ve “yok canım, öylesine bakmıştır”‘lardan arındıktan sonra olanları anlatmak için, “günlük benim ama okuyanlar da var” mantığıyla ayrı bir cümle kurcam. bakıştık, ama başımı çeviren ben oldum. ama bu sefer “seks?SEKS?” diye bakan hayvani analist kro gözlerinden farklı olmak hissiyatı taşımama gerek yoktu. o da buna ihtimal vermediğini anlatır şekilde bakıyodu. yine de bakmaya devam etmeyi kafamdaki “muhtelif durumlar için önceden düşünülmüş fikirsel kalıplar”‘dan herhangi birine uyduramadım. bakmaya devam edemedim. bu olayı günlük mevzusu yapmak ya da en temelinden “yatmadan önce düşünülecekler” listesinde en öne almak gibi etkilerinden dolayı, asıl cevabını bilmek istediğim şey şu: bu eksikliği, bu ihtiyacı, bir zayıflık olarak görmek mantıklı mıdır? hoş, bahsedilen şeyin +’mı ya da -‘mi olduğunu tespite yönelik değerlendirmelerde mantığı baz almak ne derece doğru olduğu da bilinmez ya. varolduğunu iddia edegeldiğim “cevabını bilmek için, cevabın hiç merak edilmemesi ve hakkında hiç soru sorulmaması gereken olgular”‘a bi örnek bulmuş olmayı da çok isterdim. ama hoşlandığın kızla gidip konuşmaya hatta bakışmaya cesaretim olmadığı.

ölüm tehlikesi yaşam belirtisi

yad | 25 March 2004 00:05

Tehlikenin, belanın, şiddetin kol gezdiği bir gezegen artık burası. Şimşeklerin tehlikeyi, kurukafanın ölümü temsil ettiği uyarılar artık bir işe yaramıyor hatta çok basit kalıyor. Alarmlar susturuluyor, güvenlik sistemleri aşılıyor, korumalar etkisiz hale getiriliyor, ölüm tehlikesi her an ense kökümüzde. Bütün bunlara rağmen, ancak başımıza geldiğinde bu tür olayların ciddiyetini ve boyutlarını idrak etmek şeklinde özetlenebilecek anlamsız bir durum var ortada. Tedbirden, güvenlikten ve belki korkudan vazgeçilmesi olarak toparlanabilecek vurdumduymazlık boyutu ise olayın en acı yönü. Kaldırımda yürüyenleri ezen, okullara girip çocuklara kurşun yağdıran, gökdelenleri yerle bir eden, herkesten ve de her şeyden nefret eden, niye olduğunu bile tam olarak bilmeden intikam yemini etmiş birileri var. Bunlar anlaşılır ya da kabul edilebilir nitelikte şeyler değil ama aslında anlam verilse, çözülmeye çalışılsa belki bir adım öteye gidilebilir. Onlar için, insan hayatına son vermenin anlamsızlığını bilmek istemeyenler için çıkış yolları bulunabilir. Ama herkes yazının girişindeki bölümde bahsettiğim kısımlara takılmış durumda. Panik olanlar, anlamsız tedbir alanlar, “bana bir şey olmaz” diyenler çoğunlukta, “neden böyle şeyler oluyor? bunların amacı ne, derdi ne? ne yapmalı?” kaygılarını taşıyan kitleyse azınlıkta. Artık “bu ne duyarsızlık” demek bile bir duyarsızlık aslında. Dinlediğimiz ya da seyrettiğimiz acı bir haberin sonuna yetiştiğimizde etraftakilere ilk sorduğumuz şey olayın nerede olduğu. Herkes için, her acı olay için üzülenlerin sayısı azaldıkça “aman bizim başımıza gelmesin” diyenlerin sayısı artıyor. Öyle ki bazen ilk defa duyuyoruz öyle bir yerin olduğunu ya da o yerde öyle bir tehlikenin sözkonusu olduğunu. İnsanlar öldüğünde farkedilir hale geldi yaşadıkları, varolmaya çalıştıkları sanki artık ölüm tehlikesi aslında yaşam belirtisi.

21 mart şiir günü

abidik_gubidik_tivist | 21 March 2004 22:06

Tamam güzel, sonuçta memleketin şair ve hain kontenjanlarından birini seçmek zorunda kalsam bir dahaki sefere hain kontejanına yazılacağım. Fekat, 21 Mart Şiir Günü’nü sev-mi-yo-rum!. Kutlanmasın kardeşim, neyini kutluyoruz? Çık sokağa, sor iki kişiden birini, en son okudukları şiir kitabını, onu bırak şair ismi sor, cevap “poetik doğruculuk” ve “cıvıklaşmış avangard”ın en bayağı isimleri çıkmazsa..

Bugün durmadan “ben hep seni düşünüyorum sevgilim” dizesini yüzbin vurgu ile falan sndrec32.exe ve bir mikrofon yardımı ile kaydettim. Hediyem olsun..

aslında sen herkesin düşündüğü şeyi düşünüyorsun..!

poranje | 16 March 2004 17:34

sen bir sey düşünürsün örneğin bu, sınıfta yaptığın bir espiri veya gelen bir hayat sorusunun cevabı gibi, o espiriyi sen yapmak istersin, hayalinde canlandırırsın, kendi kendine düşünürsün ve şöyle dersin “heralde bu espriyi sadece ben biliyorumdur” veya ” bu espri hiç kimsenin aklına gelmemiştir umarım” işte senin düşündüğün aslında yanlış bir düşünceden başka bir şey değil. cünkü insanların tümü AYNI DÜŞÜNCELERİ DÜŞÜNÜYOR..! bu yüzden insanların kendilerini cok akıllı sanması “bu düşünce sadece bana ait” felsefesini tamamiyle büyütmesi ile ortaya cıkıyor.

ne zaman?

compulsive_disorder | 15 March 2004 23:11

günlük, canım bu aralar çok sıkkın.uzunca bi süredir beklediğim şey oldu.aşık olduğum kız çıktığından ayrıldı.başlarda sevindim ama şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.hemen atlamalı teklif mi etmeliyim yoksa biraz daha mı beklemeliyim? kızla da aramızda elektriklenmeler var ama çoğu zaman arkadaşlarının yanında olduğu için pek konuşma şansım olmuyor.olsa bile zorlamam gerekiyor.kafam iyice karışık.ama ben 6 aydır bekliyorum.ve hata yapmaktan korkuyorum.çünkü ona ihtiyacım var.

Karmaşık Bişeyler………..

eserdaldal | 13 March 2004 11:56

bu günün bir önemi olmalı, kimse kimsenin önüne taş koymamalı, bakın bahar da geldim geliyorum diyor ya hani, aşk meşk konuları hani.. yürekleri, sıcak tutmak mı yoksa derin devlet konularında dağılıp gitmek mi. hayat tercihlerden ibaret deriz ya hep… Şu standartlarımızın üstüne çıkma çabasından mıdır nedir devamlı olduğumuz yerdeyizdir aslında. Ne var ki çırpınmasak ve çevremize baksak neleri yakalardık hayatın içinde. Bir ritim ki o tınılarıyla keyif verme çabasında aslında bizlere. Yorulmak mı, yanlış duydum umarım hiç yorulmamalı bu hayatta, neden diye sormamalı belki, nedenleri kendimizde aramalı…

işyerindeyim

nelatanuo | 11 March 2004 22:57

Yine işyerimdeyim yine saçma sapan insanlar birşeylerle uğraşıyorlar. Oyun oynarken direk tekmeliyorlar. Biri bi uçağa binmiş uçakla birlikte sağa sola yatıyor, havalanıyor. (bari çakılmasa) biri kanadadan bir kıza aşık görüntülü chat yapıyor ağlıyor sızlanıyor. kızın umrunda ise ağlasın ama onunda umrunda olduğunu sanmıyorum. Bu internet adamı deli eder. İnternette çalışıyorsam bunlara alışmalıyım aslında ama alışamıyorum işte. 50-60 yaşındaki adam erkek sevici arıyor ne garip. Yanına yaklaşmaya korkuyorum. Elimi bile tutmaya çalıştı. Bu günleridemi görecekti benim ülkem. Yurdum insanına ne yapmışlar böyle. Hepsi hipnoz olmuş gibi sokakta cadede yürüyor. Yoksa bende öyleyimde habersizim. Biri beni kameraya çeksede izlesem bir kaç saat boyunca. Garip.

Bitermi bu askerlik

hakanhakan | 26 February 2004 22:07

Sevgili kardeşlerim çok sıkılıyorum sormayın şu an vatani görevimi yapıyorum ve inanın askerlik çok sıkıcı anlatamam ama ben biraz şanşlıyım neden derseniz biraz garip bi askerlik yapıyorum bende anlamış değilim bizim turnelerimiz var ve seferiyiz sürekli geziyorum yani şu anda trabzondayım ve bu saatte yani saat 22:00 de dışardayım ilginç inşallah şu askerlik kısalır da herkes bi rahat nefes alır görüşmek ümidiyle

offff sürmeneden öteyee

May Çet | 19 February 2004 00:35

I am an angel with broken wings, and no teaching for right and wrong.

I am a devil with a pure heart and soul, who only through devotion could grow strong. Grab my blurred halo and crush it, and place another one over my head with spikes, as it is appropriate that I carry a fool’s halo.