bildirgec.org

şeytan hakkında tüm yazılar

gören

astral | 22 June 2010 13:52

Bir insan ölürken yanındaysa onun da seni öldüreceğini düşünemezsin. Aksine o evrenin en değerli varlığı dersin. Dilenci çocukları çalıştıranlarla ilgili bir film seyretmiştim. Adam ihtiyacı olduğu bir anda küçük çocuğa yardım ediyor ama onu himayesine alıp köle ediyor ve bir akşam gözünü çıkartıyor, kızgın bir demirle…

İnsan bizi kendisi için Allah ise bizi biz için severmiş. Ölürken yanında bir insan varsa onun dostun olduğunu düşünmen çok normaldir, öyle değil mi? Artık değil. Kimileri çıkarı olmayan işe töbe bulaşmazmış. Şeytan bunun kendisiymiş.

Neyse ki, yücelerin yücesi Rabbim var. İyileri Allah görür, kötüleri de…

İspanyol korku şaheseri [Rec] serisi üzerine

gorcun | 01 March 2010 18:19

[Rec]
[Rec]

Yazı özellikle ikinci filmle ilgili ayrınıtılı bilgi ve fotoğraflar içerir. İzlemeyenlerin dikkatine.

İspanyol korku filmi ”[Rec]” , 2007 yılında çeşitli festivallerde gösterildikten sonra, Kasım ayında İspanya’da genel gösterime girdi. Kısa süre içerisinde ünü tüm dünyaya yayılan film, Amerika’da sinemalarda gösterime girmemesine rağmen DVD olarak satışa sunuldu. Ardından Amerikan yeniden çekimi ”Quarantine” (Karantina) için yapım hakları satın alındı. Aynı hızla filme çekilen ”Quarantine”, ”[Rec]”in hikayesinden, çekimlerine kadar birebir kopyası olmasına rağmen ününün dünyaya yayılması açısından başarılı oldu. Muhtemelen yapımcılarına ve orijinal filmin yapımcılarına kazandırdığı paralar dışında başka da bir başarısından söz edilemez. Ülkemize filmin gelmesi de bu sayede oldu ve ”[Rec]: Ölüm Çığlığı” adıyla vizyona girdi. İlk filmin konusu için şuraya bakabilirsiniz. Filmde, sıradan insanların yaşadığı sıradan bir apartmanda hızla yayılan tehlikeli bir virüsün kontrol altına alınması için bina karantinaya alınıyordu. Hikaye, sakinlerinin yanı sıra, yerel bir televizyon kanalının çalışanları, itfaiyeciler ve polislerin de içinde bulunduğu mekanın içindeki korku dolu anları anlatıyordu. Çok sıradan ve basit görünen hikaye, filmin tek bir kameradan (handy-cam) sahte-belgesel havasında çekilen görüntüleriyle korku sinemasında şimdiye kadar eşi benzeri görülmemiş gerçekçi bir virüs salgını hikayesi sunuyordu.

[Rec]
[Rec] 2

The Ninth Gate (9.Kapı) 1999

gorcun | 05 February 2010 17:40

Ünlü ve deneyimli isim Roman Polanski’nin yönetmenliğini yaptığı ”9. Kapı” (The Ninth Gate) gizemli, gerilimli ve karanlık atmosferiyle şeytani bir hikaye sunuyor. Filmin baş karakteri Dean Corso, çok değerli ve özel kitapları, müşterileri olan zengin koleksiyoncular için bulan ve onlara ulaştıran bir araştırmacı ve tüccardır. İşinde son derece başarılı olan Corso’nun son müşterisi varlıklı ve entellektüel bir adam olan Boris Balkan, ondan ”Gölgeler Krallığının Dokuz Kapısı” adlı kitabın 17.yüzyıl kopyasını bulmasını ister. Kitapta yer alan 9 işaretin şifrelerinin çözülmesi ve doğru telafuz edilmesi halinde şeytanı uyandıracağı söylenmektedir. 3 kopyası olan kitabın biri, Balkan’da olmasına rağmen diğer iki kopyaya da sahip olmayı istemektedir.

İyi, Kötü ve Hödük

belesh | 15 January 2010 12:31

İyi ve kötü, siyah ve beyaz, kan ve gül, melek ve şeytan. Neden hep kötüler kaybetmek zorunda diye sormuştum sana. Birilerinin de kötü olması lazım. Yoksa bu kadar fazla iyiliğin bir anlamı kalmaz. Hem gerçekte kötü olandan zarar gelmez insana. Amacının kötülük olduğunu bilirsin. Ona göre davranırsın, hazırlıklısındır. Ama iyi olanın içinde her zaman bir kötülük yapma potansiyeli vardır ve korkarsın bundan. Güvenilmez olan odur aslında. Hangisi daha çok zarar verir sen söyle madem: Kötüden gelecek iyilik mi, iyiden gelecek kötülük mü? “Kötüsün sen!” Peki hiç sordunuz mu ona “Sen neden kötüsün?” diye, hiç merak ettiniz mi neye kızıp ruhunu sattığını?

Ruhumu sattığımı söylemiş miydim sana? Karşılığında hiçbir şey vadetmediler, ben de bedelsiz verdim onlara zaten. Beni çok istediklerini biliyordum zaten. Sayıları azdı, yardıma ihtiyaçları vardı. Denge bozuktu. Çünkü herkes iyilere yardım ediyordu durmadan. Adil olmayan bir savaş. Ben kurtaracak değilim tabi ki onları, senin de dediğin gibi hiper egom yüzünden böyle konuşuyor olabilirim. Ama ne kadar kötü olabileceğimin, can yakabileceğimin farkındayım. Onlar da farkında. (Ve artık sen de farkındasın.)

aşk ve gurur

astral | 09 January 2010 11:49

eric johansson
eric johansson

Kendi kendimle karşı karşıya getirdi bu aşk beni. Kendime ‘Ne yapıyorsun? dediğim bir haldeyim. Neden? Açıklayayım: Onun için gururundan daha büyükdeğil bu aşk. Benim içinse aşkım çoktan gururumu aştı.

O bana hiç güzel söz etmezken -şu günlerde etmiyor- ben çevresinde dolanıyorum, benim için değerini anlatıyorum. Peki ben bu muyum?

Eski sevgililerim şu halimi görse bir yerleriyle, en rahat halleriyle, kendilerini çok keyifli hissederek gülerler. Belki onların beni affetmesini de sağlardı, o da ayrı. Epey adiliklerim olmuştu ya, üstelik hiç de vicdam yapmadığım.

Şeytana Mektup

rcpyksl | 18 November 2009 12:37

Belki okuyabilceğin ihtimaliyle yazıyorum.Seni seviyorum.Gerçekten yaratılışına saygı duyuyorum.Başarısız olduğunu söyleyemem.Başarılısın ama bana göre bir gerçek var ki kaçınılmaz.Gel bak beraber hatırlayalım

Sâd, 38:71-78; A’raf, 7:12.
“Rabbin meleklere demişti ki: Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın! Bütün melekler toptan secde ettiler. Yalnız İblis secde etmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Allah! Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni men eden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? dedi. İblis: Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.”

Geçmiş dönem Türk korku filmleri

nazokiraze | 14 November 2009 19:02

Drakula İstanbul’da pek çok festivalde oldukça ilgi görmüş bir filmdir. Azmi’nin Dracula’nın şatosuna gitmesiyle gelişen olayların konu edildiği filmde Dracula romanından pek çok farklı yönler var. Film sarmısak kokusundan bıkan ev ahalisinin eve bir daha sarmısak sokmama kararı ile bitiyor (Film Ali Rıza Seyfi’nin “Kazıklı Voyvoda” romanından uyarlandı). Dracula İstanbul’da filminde haç yoktur, onun yerine sarmısak kullanılır. Ayrıca müziğinin vampir filmlerine uymadığı da yapılan eleştiriler arasında yer alıyor. (Yönetmen:Mehmet Muhtar)

LOĞUSA HUMMASI

morkadln | 20 October 2009 15:16

LİLİTH
LİLİTH

Efsaneye göre Adem’in ilk eşi Havva değildi. İk eşinin adı Lillith
Lilith, Adem ile birlikte topraktan yaratılır, cennete yerleştirir. Ancak sanıldığının aksine Lilith ve Adem için cennet huzurlu bir yer değildir. Adem ilişkide söz sahibi olmak ister, Lilith ikisinin de topraktan yaratıldığını ve eşit olduklarını söyler. Lilith, birlikte yaşamalrının zor olacağına karar verip onların intihar şekli olan Tanrı’nın söylenmemesi gereken adını anarak cennete veda eder. Lilith’in yeni yeri cennete hiç benzememektedir. İsteyerek tanrı tarafından dışlanmışların arasındadır artık. Çevresindeki cinlerle ve cinlerin kralı Şamael (Şeytan) ile ilişkiye girer ve onlardan çocuklar doğurur.
Cennette yalnız kalan Adem, Tanrı’ya Lilith’ı göndermesi için yalvarır. Tanrı Lilith’ı getirmesi için 3 melek gönderir ve gelmezse her gün 3 çocuğun öldürüleceğini söyler ama Lilith kesinlikle dönmez.
Tehdidin yerine getirildiğini gören Lilith, duyduğu acı ile bundan sonra, bütün hamile ve doğum yapmış kadınların, bebeklerin baş düşmanı olmaya yemin eder.
Erkek çocukların doğduktan sonra ilk sekiz gün, kız çocukların ise ilk yirmi gün içinde canını alacaktır.

melek ve şeytan

metezade | 24 July 2009 09:49

kadın ve erkek…
birbirinin tamamlayıcısı olarak bilinen iki nesne. hem aynı hem de bambaşka.
kadınlar melek yüzlü şeytanlar, kışkırtıcı, baş dündüren, masum görünümlü ama asla masum olmayan, ulaşılmayı isteyen ama ulaşılmak istendiğinde köşe bucak saklanan iki yüzlüler. niceleri kandı onların yalancı bakışlarına sonrası hazan…
hep kadınlar melek erkekler ise şeytan olarak bilindi bu güne kadar. evet bi yerde doğru ama erkeklerin şeytanlığı kafalarından geçenleri sinsi planlarla uygulamamak açık açık ve cesurca… kadınlar kadar sinsi olmadıklarından şeytanlar ya onlar….