bildirgec.org

serdar orçin hakkında tüm yazılar

Demirkubuz’un “Kıskanmak” uyarlaması (2009)

queennothing | 22 March 2011 10:46

Türk Edebiyatı’na çok önemli katkılarda bulunan Nahid Sırrı Örik‘in eserinden uyarlanan (eser hakkında yazılmış bir tez, Bilkent Üniv.) sinema filmi “Kıskanmak“, Türk Sineması’nın özgün yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz tarafından çekildi. Dostoyevski, Albert Camus gibi yazarların eserlerini uyarlamasıyla bilinen Demirkubuz’un 2009 senesinde çektiği filmde Serhat Tutumluer, Berrak Tüzünataç, Nergis Öztürk, Hatice Aslan, Serdar Orçin, Bora Cengiz, Hasibe Eren ve Münire Apaydın gibi isimler rol alıyor.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Zonguldak’ta geçen hikayemiz, filmdeki esas karakterlerin birbirleriyle ilk etkileşimi yaşadıkları yerde; bir baloda başlıyor. Halit’in, karısı Mükerrem’i; Mükerrem’in ise sevgilisi Nüzhet’i kıskanmasını anlatan filmin ana teması (Mükerrem ile Seniha arasındaki) ‘kadın kıskançlığı’dır.

Üçüncü Sayfa (1999)

queennothing | 20 February 2011 22:27

Türk Sineması’nın başarılı isimlerinden Zeki Demirkubuz‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Üçüncü Sayfa“, 1999 senesinde çekildi. Uluslararası İstanbul Film Festivali, Rotterdam Uluslararası Film Festivali ve Götenburg Film Festivali ve daha bir çok festivalde ödül kazanan filmde Ruhi Sarı, Başak Köklükaya, Serdar Orçin rol alıyor.
Hayatını sinema filmlerinde figüranlık yaparak kazanan genç İsa, birgün hiç beklemediği bir suçlamayla karşı karşıya kalır. İş yerinden çalınan 50 Dolardan sorumlu tutulan genç adam, ölümle tehdit edilmektedir. Parayı bulmadığı takdirde öldürüleceğini iyice anlayan İsa, intihar etmeye karar verir. Eline aldığı silahla hayata veda etmeye niyetlenen genç adam, kapının çalınmasıyla irkilir. Kapıyı açınca karşısında ev sahibini bulan İsa, refleks sonucu karşısındakini bulur.

Bekleme Odası (2003)

queennothing | 05 November 2010 09:47

Türk Sineması’nın yaratıcı yönetmenlerinden Zeki Demirkubuz‘un yazıp, yönettiği 2004 çıkışlı sinema filmi “Bekleme Odası“, 40. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde iki ödül alırken, 23. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde Demirkubuz, ‘En İyi Yönetmen Ödülü’ne layık görüldü. Rus edebiyatı denince akla gelen ilk isim olan Dostoyevski’nin ünlü eseri “Suç ve Ceza“, Demirkubuz’un bu yapımında merkezi nokta olarak karşımıza çıkıyor. Ana karakter Ahmet Suç ve Ceza’yı bir sinema filmi haline getirmek ister. Kitabın başkarakteri Raskolnikov’a Yusuf Atılgan’ın Aylak Adam’ındaki Z bakışı atan Ahmet, projesinde Raskolnikov’u canlandıracak bir oyuncu aramaya başlar. Kız arkadaşı Serap ise, Ahmet’in kişiliğini ve ruh halini anlayabilecek ‘o kişi’ olmadığından, kendini aldatıldığına inandırarak genç adamı terk eder.
Raskolnikov arayışını sürdüren Ahmet ise, hayatın Raskolnikov’larla dolu olduğunu evine giren hırsız sayesinde anlayacaktır.

BİR YABANCI UYARLAMASI OLARAK YAZGI

neceff | 21 October 2008 15:09

Romandan öyküye uyarlama yapılırken tasarruf, dramatik yapı ve öz konu başlıklarıyla bildiğimiz üç ana sorunla karşı karşıya geliriz.

Tasarruf; maddi ve zamansal tasarruftur. Bir roman genellikle 200 sayfadan uzun sürer, senaryo ise genel olarak 120 sayfa civarındadır. Burada senaristin yapması gereken, kitabın ana fikrini bozmadan, kitabı başarılı kılan etkenleri dağıtmadan, bazı bölümleri ve hatta gerekirse bazı karakterleri çıkarmaktır. Bu bakımdan filme bakıldığında Zeki Demirkubuz’ un çok doğru bir kitabı seçtiğini görüyoruz, çünkü “Yabancı” 116, sayfa. Filmin süresinin de 100 dk. civarında olduğunu göz önüne alırsak, senaryonun 1005-110 sayfa arasında olması gerektiğini söyleyebiliriz. İşin maddi yönünü zorlayıcı pek fazla olay ve mekan olmasa da, yazlık ev sekansının filme alınmaması, az da olsa filmin bütçesine hizmet etmiş görünüyor. Bence bu mekanlarda geçen olayları, Musa’ nın evine, iş yerine ve mahhalesine toplayarak Demirkubuz yine doğru bir adım atmış.

meursault‘ un kendi iradesini kullanmayı reddeşinin nedeni, bu dünyadaki her şeyin kontrolümüz dışında geliştiğini düşünmesi, tüm anlamların aslında anlamsız olduğuna inanması, “absürd” bir hayat görüşüne sahip olmasıdır. Musa karakteri, Mersault’ un fikirlerine sadık kalmış. Bu konuda Yazgı kesinlikle başarılı bir uyarlama. Film tek bir konunun üzerinde, gerilimi git gide arttırarak ilerliyor ve kitaptaki nihilist duyguları izleyice uyandırarak onları rahatsız etmeyi başarabiliyor.

Barda – Gerçek bir Türk filmi!

agurbuz | 07 May 2008 13:31

barda

Yönetmenliğini Serdar AKARIN yaptığı 2006 yapımı (vizyona giriş tarihi 2007) çok konuşulan ve bol eleştiri alan türk filmi diyerek girişi yapmış olalım.
Filmin Fragmanı
Film İçin Hazırlanan Dediler ki.. Klibi.
Filmin senaryosu 1997 yılında Ankara’da bir öğrenci evinde yaşanan olaylar üzerine yazılmış. Gazetelerin 3ncü sayfa haberlerinde değişik türlerini görmekteyiz.(gerçek olayda suçlulular 27 yıl hapis cezası almalarına rağmen kısa bir süre sonra “af” kanunuyla serbest kalmışlar.) Filmde ise ilahi yeşilçam adaleti diyebileceğimiz bir son hazırlanmış suçlular için. (tartışılır!)

Filmin resmi internet sitesinde film kısa bir yazı ile özetlenmiş.
(Bundan sonrası filmi seyretmiş bir sinema tüketicisinin yorumudur ve spoiler içerebilir!)