bildirgec.org

sacmalik hakkında tüm yazılar

Sunucu buzağıyı emzirdi

JaAaa | 26 August 2008 09:40

İngiliz televizyon kanalı GMTV’nin sunucusu Kate Garraway, bebeğini başkalarına emzirten anneleri protesto etmek için buzağıyı emzirirken fotoğraf çektirdi.

Buda yurtdışı insanım 🙂

SAPLANTILI DÜŞÜNCELER-ZORUNTULAR

teacher07 | 27 April 2008 04:45

Sol yandan kalkmak uğursuzluk getirir… Salı günü işe başlamak uğursuzluk getirir… On üç uğursuz bir sayıdır… Gece tırnak kesmek uğursuzluktur… Aradan kara kedi geçmesi uğursuzluktur… Merdiven altından geçmek uğursuzluktur… Uzanmış yatan kişinin üstünden atlamak yanlıştır, boyu kısalır… Bu gibi; duyduğumuz , bazılarımızın da inandığı nice düşünceler saplantılı düşüncelerdir.

Bazı kişiler, yatmadan önce belli hareketler yaparlar.Elini belli yerlere sürerler.Terliklerini yada başka eşyalarını belli yerlere koyarlar. Belli sözler mırıldanırlar. Kimi kişi kapıyı kilitler, elektrik düğmesini kapatır, ocağı kapatır, ya yatar, ya da dışarı çıkar. Sonra bütün bu işleri yaptımmı diye kuşku duyar. Bu işleri defalarca yineler. Bazı kişiler ellerinin kirlendiğini düşünerek, saçma olduğunu bile bile defalarca yıkar. Bazı kişiler kapı tokmağı tutmazlar, el sıkmazlar. Bu gibi davranışlar da zoruntulu davranışlardır.

Özgürce Saçmalama Platformu

bluesband | 28 March 2008 20:13

Bu sitede dilediğiniz gibi saçmalayabilirsiniz,kimse “bu ne yahu , ne diyor bu” demez.Çünkü duygusal anlarınızda,sevindiğiniz zamanlarda mutlaka yanınızdadır 5nk ailesi 🙂 Hadi şimdi sizde saçmalayın 🙂

Windows Vista astala visla

zaganet | 19 December 2007 14:52

Windows Vista, okadar berbat bir yazılım ki anlatamam aslında anlatmaya çalışsam da bazıları anlamak istemez, son derece saçma ve de sıradan bir yazılım.her gördüğümde yine bu yazılım mı demekten kendimi alamıyorum, hiç bir artısı yok ama nedense iyi bir yazılımmış gibi lanse ediliyor, ilk çıkan pc lerdeki yazılımlar, programlar bile bunu yer ve kimsenin de bu yazılım iyi diyeceğini beklemiyorum!!!

Yalvarırım aşkınızı tüketmeyin..

darjeeling | 13 December 2007 00:14

Ekmek kırıntısı değil, olsa keşke, arkadaşlarımın ve çevremdekilerin aşklarından arta kalanlar.. Çünkü ekmek kırıntıları bir işe yarar, kuşlara verirsiniz, karınlarını doyurursunuz. Mutlu mutlu şakırlar, size teşekkür ederler.. Ama biten sevdalardan arta kalanlar hep mutsuzluk veriyor. Asık yüzler, şişmiş gözler, yorgun ve mor göz altları, umutsuz cümleler barındıran vücutlar dolaşıyor etrafınızda.. Size can sıkıntısı aşılıyorlar, ‘ yapma , etme, üzülme’ diyorsunuz, kulağı görünmez pamuklarla dolu vücutlar ağıt yakıyor etrafınızda. Birbirlerini aldatıyorlar, yalan dolan bürüyor gözlerini, dürüstlüğün anlamını bir sonraki ilişkiye saklamaya söz veriyorlar, fark etmiyorlar ki akrep-yelkovan işbirliğinde vakit çok hızlı akıyor, bilmem kaçıncı sevdayı geride bırakmış oluyorlar.. Ben kızıyorum, daha çok üzülüyorum, bir şeyler yapmak istiyorum ama yapamıyorum, ne tanıdıklarım ne tanımadıklarım için.. Sadece kendi adıma ‘ ben böyle kolayca tüketmeyeceğim’ diyorum. Fidan 50 yılda ağaç oluyor, bir testereyle kesip atıyorsunuz koca ağacı. Dalları, kalp damarlarınızdaki kan aslında, kesince fışkırıyor, akıyor boş yere, yerinde durup size can vermesi gerekirken.. Olmasa böyle, keşke olmasa. Keşke gurur, ihanet, kalleşlik, kin bilmese bu saçmasapan beyinlerimiz. Kaybetmeden anlasak elimizi tutan o elin değerini..
Son söz; bunlar kaybedilmiş bir aşkın ardından yazılan cümleler değil, aksine toplumun nacizane bana bolca örnekler gösterdiği yitik aşk fakültelerinin bölüm dersleridir. Örneklerin sahipleri bu derslerden hep kalmıştır. Ama asıl olan fakülteden atılanların bile afla geri dönme şansları olduğunu unutmamalarıdır..
Siz de unutmayın.. Affedin, affettirin.. 40 yıl sonra hala aklınızda ve kalbinizde x kişinin aşkıyla dolaşacak acıyı yaşatmayın kendinize..Fazla üstünüze geldiysem beni de affedin hafif dostları..

saçmalık

cheyenne | 09 October 2007 11:29

Geçiyorum kendimden sessizliğimde, yalnızlığımda.Yolculuk üstüne yolculuk… Bazen çok yorgun bazen çok mutlu bazen kızgın bazen hüzün dolu dönüyorum. Etraf gürültü doluyken ben neden sessizim diye düşünmedim diyemem. Ama cevap hep geldi geçti düşünülmeden. Duvar. Yıllardır huzurlu duvarlar ama yetmiyor artık. Sessizlik bir tercih mi benim için yoksa öylesine alıştığım bir durum mu. Hadi bozun sessizliği kelimelerle …ağzıma. Sıkıcı oluyor anlarsınız ya sessiz oyun. Yapabilceğim son şey (yani şimdilik aklıma gelen) haykırmak. İstemiyorum sadece sessizlik olmasını. Huzurum kaçsın hadi. Canı sıkkın olan küfretsin bana, mutlu olan iki dakika ayırsın bana, ağlayan omuz istesin benden… İsteğimin sebebi her cümlem gibi basit. Ben de aynılarını istiyorum. Şansım nedir? Bilmiyorum.