bildirgec.org

roman hakkında tüm yazılar

okuma notları-bilmem kaç

kahramancayirli | 22 August 2008 11:01

en son okuma notlarımın üzerinden üç kitap okuyabildim: elif şafak-bit palas, perihan mağden-dünya işleri ve ahmet büke-alnı mavide…
perihan mağden’in şiir kitabını fellik fellik kaç zamandır aramadığım kitapçı kalmamıştı. almak izmire kısmetmiş. yetmişdokuz sayfalık dünya işleri’ndeki şiirler bana çok iyi geldi. çok dokunaklı, çok hüzünlü. radikal gazetesindeki köşesindeki o sopalı kadının altında meğerse küçücük bir kız çocuğu varmış. keşke romanla beraber şiire yeniden eğilse (yoğunlaşsa). hoş, belki de yazıyordur yeni şiirler, en kısa zamanda gün ışığına çıkarır inşallah..
elif şafak’ın bit palas’ı için söyleyecek pek bir lafım yok, müthiş çünkü. karakterler çok zengin, anlatımı çok iyi ve akıcı (genelde bu ikisinden birine sahip olur yazarlar, edebi açıdan yetkin olan yazar akıcı olamaz, akıcı olabilenler de edebi tarafı yetkin kılamaz). hiçbir edebiyatseverin kaçırmaması gereken bir romanmış. velhasıl, elif şafak’a devam. bit palas biter bitmez araf’a başlayacağım.
ahmet büke’nin alnı mavide’sine (hikaye kitabı) dün başladım. o da çok keyifli gidiyor, bakalım…
son olarak güzel bir haber: orhan pamuk’un masumiyet müzesi 30 ağustosta tüm kitapçılarda..

okuma notları-9

kahramancayirli | 29 July 2008 13:28

elif şafak’ın mahrem’i upuzun, ikiyüz küsur sayfalık bir şiir adeta. öyle akıcı, kafiyeli ve güzel. yazarın birçok okuru da mahrem’in şafak’ın en iyi kitabı olduğu konusunda hemfikir. konu, anlatım, dil tümü çok iyi. 28 yaşında böyle iyi bir kitabı kaleme alması, elif şafak’ın önümüzdeki yıllarda yazacakları hususunda heyecanlandırıyor beni. şimdilik şehrin aynaları’nı atlayıp elif şafak romanları okumaya devam etmem gerek.
furuğ’un şiirleri (yeryüzü ayetleri) çok güzel. kadın duyarlılığı içeren kırılgan, iyi, keyifli şiirler. içinde bulunduğu coğrafyayı, yaşadığı sosyo ekonomik koşulları göz önünde tutarak okumalı, şiirlerini.
yücel kayıran’ın çalgın’ı ise, altın portakal ödüllü şairin daha önce dergilerde yayımlanan şiirlerini bir araya getiriyor. çok derin ve felsefi şiirler, bunlar.. tekrar tekrar okumakta fayda var.
arada bir de öykü kitabı okuyabildim. usta öykücü tomris uyar’ın ilk öykü kitabı ipek ile bakır, yazarın 1965-1970 yılları arasında yazıp yine dergilerde yayımladığı kısa öykülerden oluşuyor. türk öykücülüğü denince ilk akla gelen isimlerden biridir tomris uyar, bu kısa öyküler bile uyar’ın bu payeyi ne kadar hak ettiğini kanıtlıyor. sıcak ve samimiler ayrıca.
orhan kahyaoğlu aynı zamanda müzik eleştirmeni. radikal kitapta şiir kitabı eleştirileri de yayımlıyor düzenli olarak. rahimdeki ot, yazarın dosya bütünlüğündeki son şiirlerini bir araya getiriyor. anlattığı hikaye, etkili ve güzel. bitirdiğinizde kitabı, aklınızda kalacak tat muhtemelen sizin de hoşunuza gidecek. ancak kahyaoğlu’nun şiirlerinin zor olduğunun altını çizmekte fayda var yine de.

okuma notları-8

kahramancayirli | 06 July 2008 00:14

ayfer tunç‘un taş-kağıt-makas adlı öykü kitabı hakikaten çok güzel. yazarın ele aldığı konular, seçtiği karakterler, dili harikulade. hele ki kısa bir roman uzunluğunda suzan defter adlı uzun öyküsü ayrıca bir takdiri hak ediyor. dört baskı yapan bu özel öykü kitabını okumanızı özellikle öneririm..
pınar kür ün sonuncu sonbahar kitabı da su gibiydi. ancak bu kitabı okumadan önce yazarın yarın yarın ve bir cinayet romanı adlı romanlarını okumakta fayda var. çünkü iki kitaptan da karakterler var sonuncu sonbahar’da. yine çarpıcı, sürükleyici, keyifli.
sappho nun şiirlerini de okudum bu arada, bir çırpıda. çok güzeller, şiir severler için biçilmiş kaftan hepsi, tabii iyi bir yayınevi tarafından çevrilmişlerse..
andre gide nin sapık sevgi (corydon) sini beğenmedim açıkçası, atlayarak tamamladım, belki de bana hitap etmemiştir, hemen bir kalemde karalamış olmayalım kitabı.
ahmet erhan, gerçek bir şiir işçisi. son kitabı sahibinden satılık, 2008 melih cevdet anday ödülünü kazanmıştı ayrıca. sade, hoş, yeşil kapaklı bu güzel kitabı da önerelim: kafiyeleri, dizeleri…ahmet erhan ın bu kitabını da çok seveceksiniz..
ve en güzeli en sona sakladım. oscar wilde’ın dorian gray’in portresi. uzun zamandır okuduğum en güzel kitaptı benim için. gerçek edebiyatın ne olduğunu seziyorsunuz bu eserde. karakterler, yazarın tespitleri, yorumları hepsi enfes. ki oscar wilde’ın en iyi romanı olduğunda hemfikir pekçok okuru..

Hayat Bir Tiyatro…

toz66 | 14 June 2008 18:35

İnsanlar ne garip varlıklar… Yaşadığımız şu dünya, nede garip bir yer. İnsanlar nasıl da birbirlerinden farklı, ne tiyatro havası var şu dünyada . Herkesin farklı bir rolü var.

Kimi zengin, kimi fakir, kimi dünyalı, kimi dünyalıdan beter, kimi de sevdalı… Kimisi işçi, Kimisi bir beton ustası, Kimisi de bir tezgahtar. Düşünsenize,
Hayatımız da bir insan grubu bile olmasa, dünyanın düzeni nasılda değişir nasılda farklılaşır düzen bozulurdu. Çünkü, herkesin rolü o kadar güzel tanzim edilmiş ki. Herkes görevini biliyor, iyi veya kötü yapıyor. Hani derler ya ” benim hayatım tiyatro, bir orta oyunu zaten ” diye.

Bir Milyon Yazar

gockmens | 13 June 2008 21:15

Yazmak veya Yazar olmak…

Birmilyonyazar
Birmilyonyazar

Her ne kadar bu iki kelime hakkında aydınlatıcı bir içerik sağlamasada bu iki kelimeyi içeriğinde sanırım zamanla çok barındıracağa benziyor. Bu iki kelimeye olan aşinalığım ve hevesimle yaptığım incelemede Uygulamanın bir versiyonu Amerika’da bu üniversite bünyesinde 1 ay da tamamlanması planlanarak yapılmış olması. Wiki tabanlı olarak kurulan bu site bir kitap, roman ( sanırım roman) yazıyor.

Roman

pilli pati | 04 June 2008 16:40

Roman bir aşkım oldu, bir zamanlar. Özü sözü bir! İnsanın hası! Biraz ego yüzünden uyuşamadığım ve belki de bu yüzden gönlümden geçmesine izin vereceğimi kısa sürede anladığım

Sonraları hep onu hatırlayıp öğrenecektim; göçüp giden aşkların akıllarda tatlı bir lezzet bırakacağını ve birçok söze dökülmemiş delikanlılığın kitabını yine Romanlar’ın yazdığını… Kimbilir, daha ne çok gönüller yaktı? Ah, o çimenin üzerinde içilen gündüz rakısı. Bir o dedi, ben iki düşündüm insan olmanın ehemmiyetini. Olmadık şeylere güler, kessen kanı sarı lacivert akardı. Yemin billah! Bir tas mercimek çorbası için bin fersah yol katedebilecek azimdeydi. Hırsını ardına katıp ehil etmişti bilgisini, kontrole almayı başarmıştı iradesini. Ah o rakı da olmasa! “Seviyodu be, n’aapsın”dı.

Fantastik dünyanın atalarından biri

cavo | 02 June 2008 10:02

Herbert George Wells
Herbert George Wells

Size bir ilklerin adamını tanıtmak istiyorum… Herbert George Wells.

Özellikle bilimkurgu romanlarıyla tanınan ama neredeyse edebiyatın her dalında birçok eser vermiş ingiliz bir yazar olan Herbert George Wells, 21 eylül 1866 yılında İngiltere-bromley de doğar. Fakir bir ailenin çocuğu olan Wells annesi tarafında asosyal bir çocuk olarak yetiştirilir. Yazarımızın hayatının dönüm noktalarından ilki, 13 yaşındayken bacağını kırdığı an olarak gösteriliyor. Günlerce yatakta kalması gereken Wells, bu dönem boyunca eline geçen hemen her türdeki kitabı okur. Ve işte o dönemden sonra yazar olmak, kitap yazmak az da olsa beyninde yer eder.

Hayatı sürekli olarak çalkantı içinde geçen yazar ilk karısından boşandıktan sonra evli kaldığı dönemde tanıştığı ve öğrencisi olan Amy Catherine Robbins ile evlenmiş, en önemli eserlerini bu dönemde yazmıştır.