bildirgec.org

robert rodriguez. hakkında tüm yazılar

Machete Kills’den haberler..

cherry blossom girl | 24 April 2012 14:29

Özellikle Sin City ile birçok sinemaseverin favori yönetmen listesine girmeyi başarmış Robert Rodriguez‘in, 2013’de vizyona girmesi beklenen son filmi Machete Kills ile ilgili söylentiler, filmin çıkış tarihi de yaklaştıkça, artmaya başladı. Danny Trejo’nun oynayacağı net olan filmin kadrosuna (söylentilere göre tabii) Mel Gibson ve Michelle Williams da eklenmiş. Kaynak

Machete (2010) – Kadrosu Yeter

salvador zirdeli | 18 July 2010 12:25

Machete (2010)
Machete (2010)

2007 yılında vizyona giren Planet Terror filmi, hiç kuşkusuz Quentin Tarantino ve Robert Rodriguez severler tarafından hemen kült filmler arasında yer aldı. Filmde klasik Tarantino filmlerinde olduğu gibi kan gövdeyi götürüyor, felsefik konuşmalar ise insanı filme daha çok bağlıyordu.

Filmdeki karakterler arasında Machete denen bir karakter vardı ki, o ise neredeyse filmin önüne geçmişti. Danny Trejo tarafından hayat verilen karakter öyle sevildi ki, sonunda Rodriguez ve Tarantino sadece bu meksikalıyı anlatan bir film çevirmeye karar verdi ve kadroyu topladı. Ama ne kadro.

Desperado (1995)

queennothing | 28 November 2009 10:45

Texaslı yönetmen Robert Rodriguez‘in düşük bütçeli filmi “El Mariachi“nin devamı olma niteliğini taşıyan 1995 çıkışlı “Desperado“da 1960 doğumlu İspaanyol aktör Antonio Banderas, Salma Hayek, Jaoquim De Almeida, Cheech Marin, Steve Buscemi ve yönetmen Quentin Tarantino rol alıyor.

El Mariachi, kızarkadaşını öldürenlerin intikamını almak için yola çıktığında önüne gelen herkesi yoketmiş, geriye sadece Bucho kalmıştır. Bucho’nun peşine düşen genç adam, Bucho’yu öldürmenin kolay olmayacağının da bilincindedir.
İçi silah dolu gitar çantasıyla intikam peşine düşen El Mariachi, elinden yaralanır ve kendisini pansuman yapan genç bir kadınla kitapçı dükkanında bulur. Adı Carolina olan genç kadın, kimsenin kitap okumadığı şehirde barınan tek kitapçıdır.
Eşyalarını Carolina’ya bırakan El Mariachi, daha sonra ‘teşekkür etmek için’ geri döneceğini söyleyerek tekrar Bucho’nun peşine düşer.

Four Rooms (1995)

queennothing | 03 September 2009 16:33

Teksaslı yönetmen Robert Rodriguez, Oscarlı yönetmen Quentin Tarantino, Alexander Rockwell ve 1954 doğumlu Allison Anders, 1995 senesinde “Four Rooms” adlı projede biraraya geldi. Dört bölümden oluşan film, aynı otelde dört farklı oda ve her odada geçen dört farklı hikayeden meydana geldi.
İngiliz aktör Tim Roth‘un başrolünde yer aldığı yapımda, unutulmaz müzikal “Flashdance“den tanıdığımız Jennifer Beals, İspaanyol aktör Antonio Banderas, ‘Pop Müziğin Kraliçesi’ Madonna, Bruce Willis, Oscarlı aktris Marisa Tomei, genelde yardımcı rollerle karşımıza çıkan New Yorklu aktör David Proval, İngiliz aktris Ione Skye, İtalyan aktris Valeria Golino, Alicia Witt, Amanda De Cadenet ve Tarantino‘nun kendisi de yer alıyor. Ayrıca Salma Hayek de, filmin ‘The Misbehavers’ adını taşıyan bölümünde, TV’de görünen ‘striptizci kız’ olarak küçük bir rolde yer aldı.

Ted, beş yıldızlı bir otelde’oda servisi’ olarak görev yapmaktadır. Dedesinden kalan bu iş, genç adamı yılbaşı gecesinde tahmin bile edemeyeceği maceralara sürükleyecektir.
(A. Anders’in yönettiği) “The Missing Ingredient:” Kendilerini ‘cadı’ olarak tanımlayan ve mitolojik Tanrılara inanan eşcinsel kadınlar, ayin yapmak için yılbaşı akşamı bir otel odası kiralarlar. Ayine başladıklarında, içleerinden birinin verilen görevi yapmadığını itiraf etmesiyle cadılar, bu eksiği gidermek için acilen ‘erkek’ aramaya başlarlar. Bu şanslı erkek, Ted olacaktır.

El Mariachi (1992)

queennothing | 10 August 2009 17:17

1968 doğumlu başarılı yönetmen Robert Rodriguez‘in bir kısa film denemesinden sonra, yazıp, yönettiği ilk yapım olan “El Mariachi“, 1992 yılında vizyona girdi. 7000 dolar gibi düşük bir bütçeyle tamamlanan film, kurgu ve senaryo yönünden pek tatmin edici bulunmasa da, Rodriguez’in sinemaya olan tutkusunun en güzel örneği.
Mariachi, gitarııyla dolaşan yalnız bir gençtir. Girdiği barda çalışan barmene, bahşiş karşılığı müzik yapmayı öneren Mariachi, barın zaten bir ‘orkestrası olduğu’ için reddedilir ve bardan ayrılır. Ayrıldıktan sonra, gitar kılıfıyla bara giden bir başka adam, gitar çantasında sakladığı makinalı silahıyla, barmen harici herkesi öldürür. Mafyabaşı olan patronunu arayan barmen, gangsterlere ‘siyah giyinmiş, gitar kılıfı taşıyan bir adam’ olarak tanımladığı suçlunun, Mariachi ile karıştırılmasına sebep olmuştur. Gittiği otelde çalışan adam tarafından, ‘suçlu’ zannedilip, ihbar edilen Mariachi, peşine düşen gangsterleri atlatarak, bir bara gider.

Sıradışı bir proje Grindhouse (1) : ”Grindhouse : Planet Terror (Dehşet Gezegeni)”

gorcun | 07 May 2009 09:47

Planet Terror
Planet Terror

Quentin Tarantino ve Robert Rodriguez’ in birlikte yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği Grindhouseprojesinin bir parçası olan Planet Terror (Dehşet Gezegeni) Robert Rodriguez’ in çektiği filmdir. 2007 yılında hayata geçirilen Grindhouse projesi, ismini eskiden Amerika’da çekilen şiddet, seks, çıplaklık dolu 3.sınıf aksiyon filmlerinin ardarda gösterildiği sinema salonlarından alıyor.

Planet Terror
Planet Terror

Tam da bu geleneğe uygun şekilde tüm ayrıntıları ve incelikleriye çekilen iki film Planet Terror (Dehşet Gezegeni) ve Death Proof (Ölüm Geçirmez)‘a türün aynı zamanda hayranı olan yönetmenler tarafından büyük özen gösterilmiş. Planet Terror, Texas’ta eski bir askeri üste Abby (Naveen Andrews) liderliğindeki bir çeteyle, Yüzbaşı Muldoon’ un (Bruce Willis) liderliğindeki askeri grup arasında çıkan çatışmada biyolojik silah olarak tasarlanan bir kaynaktan yayılan gaz sızıntısının şehre yayılması sonucu insanların zombiye benzer yaratıklara dönüşmesini konu alır. Filmde şehre kısa sürede yayılan gazın etkisiyle tüm insanların et yiyen yaratıklara dönüşmesiyle bunlara karşı hayatta kalmaya çalışan bir grup insanın mücadelesi anlatılır.

Amerika’da bağımsız sinemanın kalesi: Sundance

ekimdusu | 21 January 2009 12:11

Sundance'ın akıllara kazınmış portresi
Sundance’ın akıllara kazınmış portresi

Herkes bilir sinema yedinci sanattır. Yani bir yerde sanatların sanatıdır. Onun bu karşıkonulmazlığı ve gücü, farklı açılardan, değişik biçimlerde dile getirilmiştir. Ancak günümüzde sinemada Amerika hakimiyetine kalmış koca bir dünya ve Hollywood hakimiyetine kalmış Amerika söz konusu. Tabii bağımsız sinemacılar hariç.

Bağımsız sinemada, yüksek bütçeli gişe filmleri, yıldızlaştırılmış isimler, stüdyolar yok. Sinemanın bağımsız yüzü daha çok farklılıkları ortaya koyan, kimi zaman yüksek sesle söylenmesi insanı rahatsız edecek cümleleri bağırandır. İşte bu yüzden bağımsız sinemayı en çok Amerika gibi bir ülkede yapmak zordur. Tabii Sundance Film festivali hariç.

From Dusk Till Dawn

fckmeimfamous | 16 June 2008 12:54

Gecko (bir tür kertenkele) Kardeşler’in kaçış hikayesini anlatan Robert Rodriguez‘in (El Mariachi, Desperado, The Faculty, Sin City, Planet Terror)kaçıncı filmi olduğuna henüz karar veremediğim “Günbatımından Şafağa“, “gore” türüne getirdiği yeni solukla en iyi filmlerim arasında yer alıyor.

From Dusk Till Dawn filminin posteri
From Dusk Till Dawn filminin posteri

Filme döneceğiz, öncelikle yönetmen ve “kast”ı anlatmak lazım.
George Clooney ve Quentin Tarantino‘yu Seth ve Richard Gecko adlı iki suçluyu oynarken gördüğümüz filmde, peder olmaktan sıkılmış ve Tanrı’ya inancını kaybetmiş olan aile babası Jacob Fuller rolünde de Harvey Keitel‘ı görürüz. Jacob’ın iki de çocuğu vardır: Kate Fuller (Juliette Lewis) ve Scott Fuller (Ernest Liu). Striptizci/Zombi rolünde de Salma Hayek‘i mükemmel bir isimle izleme şansına sahibiz: Santanico Pandemonium. Yan rollerde ise Kelly Preston ve Rodriguez’in olmazsa olmazı Danny Trejo bulunmakta.

“Sin City 2” geliyor!

queennothing | 09 June 2008 15:22

Cannes Film Festivali’nde Robert Rodriguez’e ödül kazandırmış olan Frank Miller’ın aynı adı taşıyan çizgiroman serilerinden uyarlanan “Sin City” filmi, seriyi devam ettiriyor.

1957 doğumlu Amerikalı çizgiroman yazarı Frank Miller, küçüklüğünden beri korku, gerilim içerikli çizgiromanlara meraklıydı. “300”den de tanıdığımız Miller’ın “Sin City” serisini (“Sin City: Booze, Broads and Bullets”, “Sin City: A Dame To Kill For”, “Sin City: Family Values”, “Sin City: Hell and Back”, “Sin City: Just Another Saturday Night”, “Sin City: Silent Night”, “Sin City: That Yellow Bastard”, “Sin City: The Babe Wore Red and other stories”, “Sin City: The Big Fat Kill”) sinemaya uyarlamak isteyen yönetmenlerden enteresan teklifler aldı. 12. teklifin sahibi Robert Rodriguez, onayı alan isim oldu ve serinin ilk filmini Quentin Tarantino ile birlikte çekti.

Yönetmen, yani yöneten insan

Razielz | 16 May 2008 14:43

Film izlemeyi aklımızdan geçirdiğimiz zaman yapabileceklerimiz arasında : sinemaya gitmek, cd-dvd’den izlemek, internetten indirmek veya tv’den izlemek gibi seçenekler bulunmaktadır.
Evde otururken canımızın sıkıldığını hissettiğimizde televizyonu açıp, kanallar arasında zapping yaparken denk gelen herhangi bir filmi izleyebiliriz veya önceden tv dergilerinden gördüğümüz bir filmi bekleyip izleyebiliriz.
Evde tv’den film izlemek açıkçası benim yıllardır yapmadığım bir şey, çok severek izlediğim tv-dizilerini bile artık tv’den izlemiyorum. Reklam arası, tv’nin ses kalitesi, çevre şartları (çoluk çocuk, anne, baba, misafir) gibi engelleyici faktörlerden dolayı evimde film veya dizi izleyeceğim zaman bilgisayarıma yöneliyorum. Güzel bir ses sistemi, büyükçe bir monitor, kaliteli görüntü(DVD, HD) ve yüksek hızlı internet(veya cd-dvd’ler) yeterli oluyor.
Ama sanıyorum çoğunuzun bana katılacağı gibi film izlemenin en zevkli yeri sinemadır. Atmosfer, ses sistemi, dev ekran, patlamış mısır (içimde her ne kadar yiyenleri öldürme hissi doğursa da), bileti ikiye bölen eleman, fenerle yer gösteren eleman sinemada film izleme keyfini artırır. Aslında şimdiye kadar kısaca anlattıklarım çok farklı bir konu olarak yazılabilir, işlenebilir ama benim değinmek istediğim konu biraz daha öncesine dayanıyor.
Film izlemeye karar verdikten sonra ilk aşamayı geçmiş bulunmaktayız, ikinci aşamada ise (ki en önemli aşamadır kendileri) izleyeceğimiz filme karar vermek.
Karar verdikten sonrası malum ama filmi seçerken neye göre seçiyoruz?
Bazılarımız oyunculara göre, bazılarımız son çıkan filmleri, başkaları filmlerin ratinglerine bakarak seçerler. Peki siz hangisine göre izleyeceğiniz filmi seçiyorsunuz? Bu faktörlerin biri veya hepsi etkili olabilir tabi ama çok önemli başka bir faktörü daha eklemek istiyorum: Yönetmen.
Bazılarımız için en önemli etkenlerden biri olan yönetmen kriteri bazıları için hiçbir şey ifade etmeyebilir.