bildirgec.org

proje hakkında tüm yazılar

yeni iso tanımlamaları

garip adam | 09 October 2007 15:29

Yeni ISO kalite tanimlari…..

9 kadinin, 1 bebegi 1 ayda dogurabilecegini soyleyen kisiye PROJE MUDURU denir.1 bebegin, 18 ayda ancak dogacagini soyleyen kisiye URETIM MUDURU denir.
1 kadinin, 1 ayda, 9 bebek dogurabilecegini soyleyen kisiye PLANLAMA MUDURU denir.

1 bebegin uretim seklinin ille de yanlis oldugunu soyleyen kisiye KALITE KONTROL MUDURU denir.

Dunyada hic kadin ve erkek kalmasa o bebegin kendini dogurabilecegini soyleyen kisiye PAZARLAMA MUDURU denir.
1 kadindan, 1 bebegi, 1 ayda dogurmasini bekleyen kisiye GENEL MUDUR denir.Bebek falan istemedigini soyleyen kisiye ise MUSTERI denir.

greenpeace’ ten yavru balık projesi

kahkar | 06 October 2007 10:07

çevre örgütü greenpeace ‘in “küçük balık yoksa büyük balık da yok!” sloganıyla başlattığı yavru balıklarımızı düşünen, onları hayli ciddiye alan bir proje.

projeye destek vermek için, siteye bırakılan balık boyu ölçme cetvelini yanınızda taşımanız gerekmektedir. balık alırken içlerinde dikkatinizi çekenler olursa, ölçüp emin olmak için, evet bildiniz.

oltaya takılmış zavallı küçük balıkları sevindirmek için güzel bir fırsat.

16 öğrenci hayal gücünü çalıştırdı, günlük hayat için 13 proje geliştirdi,peki niçin?

universideli | 27 September 2007 15:01

Günlük hayatta kullandığımız ve karşılaştığımız biçok şey stratejilerin ürünüdür. Yediğimiz ekmeğin gramajından, aldığımız çayın ambalajının rengine kadar strateji bombardımanı altındayızdır. Kırmızı ve beyazın çok kullanılarak milli duyguların farkettirmeden harekete geçirilmesi gibi. Bunu çok iyi kullanan uluslararası firmalardan biri de hiç şüphesiz Nokia. Katıldığım bir ekonomi konferansında konuşmacının kullanılan telefon markalarını sorması üzerine herkesin elinin “nokia” dendiğinde kalkması bu açıdan manidardır. “Marketing strategies” e dikkat etmeyen ve kendini yenilemeyen firmalar, esnaflar ve her türlü üretici günümüzde devrilmeye yüz tutmaktadır. Buna kapitalizmin gücü mü denir ne denir bilemem. Ama muhakkak olan şudur ki kendini yenilemeyen sınıfta kalır. Herneyse, Nokia’nın yaptığı bir çalışma ilgimi çekti. Nokia, İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü yüksek lisans programında “Advanced Design Project II” dersini alan bazı Türk öğrencilerle bir çalışma yapıyor ve amaç olarak “Öğrencilerin endüstriyle ilişki içinde proje yapması” gösteriliyor. Tabi bu açıdan bakıldığında hoş. Yani Türk öğrencilerimizin kendilerine birşeyler katması, deneyim sahibi olması ve başarılı olabileceğini göstermesi açısından. Ama tabi kazanan yine “Onlar”…Hem de insanımızın duygusal yanlarını kendimiz tepsilerine sunuyoruz ve sebep ne? “Onlar” daha çok kazansın…Bizim de kazandığımız birşeyler olacak diye “Onlar”ın daha çok kazanmasına çalışmak ne kadar mantıklıdır varın siz karar verin, ancak toplumun hassasiyetlerini ticari amaçlara alet etmeye yardımcı olmak bilimin işiyse eğer, tüm ticari kârları biraraya getirseniz ne faydası var? Demem o ki: Bizi biz yapan değerleri, bizi bizden vazgeçirmek isteyenlere bilim üretip çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşacağız diye satmayalım…Aksi takdirde biz de Amerika gibi birbirini sevdiğinden kucakladığında “gay” muamelesi gören bir toplum haline geliriz…Maazallah…