Bir söylence vardır; “nar tanelerini dökmeden yiyip bitiren cennete gider,” diye. MÖ. 3200’lerden beri birçok belgede narın adı geçer. Nar Hitit kaynaklarında tahıla dayalı gıdaların yanı sıra önemli bir yere sahiptir. Mitolojik öykülerde de adına sıkça rastlanan bir meyvedir. Anadolu tanrıçalarından “Kubaba“, Yunan tanrıçalarından “Hera” ve “Afrodit“in sembolü, ağacın dalları ise bu tanrıçaların saçlarını taçlandıran birer simgedir.
Yıllardan beri süregelen bir kış hazırlıkları vardır kültürümüzde… Daha çok köylerimizde titiz ve hummalı bir çalışma yürütülür kış hazırlıkları için. Bu çalışmalar kasaba ve çoğu şehirlerimizde de yürür tabii. Kışlık yiyecek hazırlıklarından söz etmek istiyorum. Her ne kadar sera ürünleri her mevsim bulunsa da kışlık yiyecek hazırlıkları önemini korumaktadır… Yaşayanlar bilecektir, ne tatlı bir telaş içinde geçer çalışmalar… Tarladan , bahçeden derlenen kuru yiyecekler; fasulye, nohut, mercimek, mısır, pirinç vb. kilerdeki yerlerini alır… Salça, reçel, marmelatlar özenle saklanır. Tarhana, bulgur, erişteler hazırlanıp koyulur. Biber, patlıcan, çeşitli meyveler kurutulup saklanır. Ben pekmez, reçel ve marmelattan söz etmek istiyorum.
Brokoli taç kısmındaki mor yada yeşil çiçek tomurcukları ile kalın,etli çiçek saplarından ve yan taçlardan oluşan tek yıllık bir sebze türüdür.
İlk defa Romalılar tarafından kültüre alınan ve anavatanının Akdeniz Bölgesi özellikle İtalya olduğu kabul edilen Brokoli,Amerika ve Güney Avrupa’da en çok tüketilen sebzeler arasında.Lahananın yabanilerinden geliştirilmiş olduğu düşünülen brokoli,ülkemize son bir kaç yıldan beri girmiş bir sebzedir.
İçerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemini güçlendirme özelliğine sahipmolan brokoli,antibiyotik özelliğiyle prostatitis’e (prostat enfeksiyonu)karşı çok etkindir.Antibiyotikler bağışıklık sistemini zayıflattığından,brokoli aynı zamanda hem bağışıklık sistemini güçlendirip hem de antibiyotik görevi görmesi açısından çok önemlidir.
