bildirgec.org

philip seymour hoffman hakkında tüm yazılar

Şeytan Duymadan; Before the Devil Knows You’re Dead (2007)

dnz81 | 03 February 2011 10:04

May you be in heaven half an hour before the devil knows you’re dead.(Şeytan öldüğünü öğrenmeden, birbuçuk saat cennette olabilirsin).

Usta yönetmen Sidney Lumet‘den bir suç ve drama filmi, Before the Devil Knows You’re Dead (2007).

film afişi

Oscarlı Philip Seymour, Ethan Hawke, Albert Finney ve Marissa Tomei filmin kadrosunda yer almakta.
Andy ve Hank varlıklı bir ailenin yetişkin iki evladıdır. Evli olan Andy, eşi Gina ile lüks bir hayat sürmekteyken maddi sıkıntı içine girerler. Hank de işsiz güçsüz, dikiş tutturamayan bir karakterdir. Kariyerinde yükselemeyeceğini anlayan Andy’nin kusursuz bir planı vardır.

Kadın Kokusu (Scent Of A Woman)

berguven | 04 January 2010 13:07

Emekli Albay Frank Slade görme özürlü olduğu için kendisine bir yardımcı tutar. Yardımcısı Charlie Simms eğitimine devam edebilmek ve tatilde ailesinin yanına gidebilmek için para biriktirmeye çalışan bir gençtir. Slade hafta sonu için özel bir plan yapar ve Charlie’yi de bu plana dahil eder. Güzel yemeklerin, güzel kadınların, şoförlü bir limuzinin ve New York’un en lüks otellerinden birisinde muhteşem bir suitin de dahil olduğu bu hafta sonu tatili ikili için zaman zaman histerik bir maceraya dönüşür. Ama maalesef bu plana bir de 45’lik dahildir. Bu tecrübe iki adamın hayatlarını sonsuza dek değiştirecektir.

En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo dallarında Oscar’a aday gösterilen film, Al Pacino‘ya ilk Oscar’ını kazandırdı.

Konusu:
Charlie Simms (Chris O’Donnell) özel bir hazırlık okulu öğrencisidir, ama bu okulda çok az öğrenci bulunmaktadır. Charlie ise bu okulda burs sayesinde okumaktadır. Şükran günü tatili için bir iş bulmuştur işi ise bakıcılıktır. Bakacağı kişi bir Albay’dır (Al Pacino), kördür ve takıntıları vardır.

Infamous (2006)

queennothing | 21 December 2009 14:14

Philip Seymour Hoffman‘ın ‘Truman Capote’yi canlandırdığı 2005 çıkışlı sinema filmi “Capote“, Truman’ın ünlü kitabı “In Cold Blood“u (Soğukkanlılıkla) nasıl yazdığını anlatmaktaydı. Aynı içeriği farklı bir bakış açısıyla işleyen bir başka yapım da 2006 çıkışlı “Infamous” (Gerçeğin Peşinde). Bu sefer ‘Capote’ rolünde İngiliz aktör Toby Jones‘i görüyoruz. Ayrıca filmde Sigourney Weaver, Daniel Craig ve Sandra Bullock ve küçük bir rolle Gwyneth Paltrow da yer almakta.

Sosyetik arkadaşları, zengin yaşamıyla kendine özgü bir düzen yaratmış olan Truman Capote, bir sabah gazetede gördüğü haber üzerine yeni kitabının konusunu bulduğuna karar verir ve dört kişilik Clutter Ailesi’ni katledenler henüz bulunmamışken ve olayın gerçekleştirdiği yere, Kansas’a gider. Yanında en yakın arkadaşı Nelle’yi de götüren Truman, yetkililerle görüşür, fakat izin alamaz ve geri dönmesi söylenir. Gurur kırıcı tavırlara rağmen pes etmeyen Truman, katillerin bulunması üzerine izni alır ve iki katili ziyaret etmeye başlar.

Mary and Max (2009)

queennothing | 07 December 2009 09:44

Oscar Ödüllü yönetmen Adam Elliot‘un yazıp, yönettiği animasyon filmi “Mary and Max“, gözalıcı çizimler ve gerçeğe dayanan senaryosuyla 2009 senesinin en başarılı yapımlarından biri. Küçük bir kızın, büyük bir adamla aralarında gelişen mektup arkadaşlığını konu alan film, kişisel gelişim ve özgüven üzerine Fransız usülü dersler veriyor. Filmde Philip Seymour Hoffman (İngilizce fan site), Toni Collette, Eric Bana ve Bethany Whitmore karakterlere seslerini veriyor.

Alkolik ve ilgisiz bir kadının ve kendi halinde yaşlı bir adamın kızı olarak dünyaya gelen Mary, okul çağına gelince, alnındaki kahverengi doğum lekesi, şekilsiz burnu ve türlü türlü kusurlarını gerekçe göstererek, kendine karşı güvensiz biri olup çıkar. Okul arkadaşlarının da aşağılamalarına maruz kalan küçük kızın hiç arkadaşı yoktur ve aklında tek bir soru vardır; Avustralya’da biranın içinden çıkıveren bebekler, Amerika’da nasıl yapılıyor?

Capote (2005)

queennothing | 12 November 2009 09:50

1924 – 1984 yılları arasında yaşamış olan Amerikan gazeteci yazar Truman Capote‘nin 1965’te tamamladığı “In Cold Blood” (Soğukkanlılıkla) adlı romanını yazarken içinde bulunduğu süreci anlatan 2005 çıkışlı yapım “Capote“, başrol oyuncusu Philip Seymour Hoffman‘a ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar Ödülü kazandırırken, ‘En İyi Film’, ‘En İyi Yönetmen’, ‘En İyi Senaryo’ ve ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ dallarında da oscar adayı oldu.
Hoffman’ın yanısıra fillmde Catherine Keener, Chris Cooper, Amy Ryan, Bruce Greenwood, John Maclaren ve Clifton Collins Jr. gibi isimler yer alıyor.

Truman Capote, hassas, kırılgan ve kendine özgü tavırlarıyla, ilginç endişelere sahip, farklı bir adamdır. New York Times’ın arka sayfasında okuduğu bir haberden etkilenen Capote, bunun yazarlık kariyerinde faydası olacağına iinanarak arkadaşı Nelle ile Kansas’a doğru yol alır. NY Times yetkilisi olarak Kansas’a varan Capote, dört üyeden oluşan Clutter Ailesi’nin ne sebeple katledildiğini araştıracaktır.
Kansas’ta geçirdikleri bir kaç günden sonra, aileyi katledenlerin Perry Smith ve Dick Hickock olduğu ortaya çıkar ve Capote, kilit altında tutulan suçluları yakından tanıyabilmek için hapishane ziyaretlerine başlar. İdam cezası alan mahkumlardan Perry ile özel ve yakın bir ilişki kuran Capote, genç adamla daha sık görüşerek, olay hakkında bir kitap yazmaya karar verir.

The Boat that Rocked

josekiamora | 25 October 2009 17:22

Filmi izlemeye başladıktan 10 dakika sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim ve hem izleyip hem yazıyı yazıyorum. Bu muhteşem kadroyu görmek için bile izlemeye değer.

Filmin başında söylendiği gibi 1966 yılında rock müzik İngiltere’de altın çağını yaşarken, BBC rock ve pop müziğe sadece 45 dakika ayırıyordu. Talep var arz yok, taş var köpek yok. Bu boşluğu da ada açıklarındaki gemilerden yayın yapan korsan radyolar dolduruyordu(muş). Hikayemiz de bu gemilerden birinde, hatta en ünlüsünde geçmekte.

Almost Famous (2000)

ucurum61 | 16 September 2009 12:03

Bir müzik sever için, Hollywood’un tatminkar birçok yapıtından söz edebiliriz. Bu yapıtların içeriklerine baktığımızda, bireyi, grubu ya da başlı başına müziği öne çıkardıklarını görürüz. Benim bahsedeceğim filmde ise, bu öğelerin hepsi içselleştirilmiş. Bununla da kalmayıp, oluşturulan güçlü karakterler, güzel bir hikaye ile de birleştirilince, ortaya, Hollywood’un müziği konu edinen en iyi filmlerinden biri çıkıyor: Almost Famous (2000) (IMDB puanı: 8)

“Deneyimleyin, tadını çıkarın, yalnız ayağınızı denk alın” sloganı ile tanıtımı yapılan film, 15 yaşındaki William Miller’ın yaşadıklarını konu ediyor. 1973’te geçen film, kendi deyişiyle Rock ‘n Roll’un son zamanlarını anlatıyor. Gerçekte var olan, ama yönetmen Cameron Crowe tarafından tamamen kurgu olduğu öne sürülen Stillwater grubu filmde karşımıza çıkıyor. 70lerin kalitesini yansıtan parçalar bestelenilerek, filmde oldukça gerçekçi bir rock grubu sunuluyor bize. Bu müzikalite açısından zengin tutulan grubun karakterleri arasındaki çekişme, dayanışma, duygusal olarak nitelendirebileceğimiz ilişkiler, müthiş bir şekilde resmediliyor.

Filmin konusuna gelince; yerel bir dergi olan Cream Magazine’de kritik yazmaya başlayan William’ın yolu Stillwater grubuyla kesiştiğinde, Amerika’nın önde gelen dergisi Rolling Stone ondan grup ile ilgili bir yazı yazmasını ister. Bir taraftan Philip Seymour Hoffman’ın canlandırdığı ünlü editör Lester Bangs’in öğütleri ile yazı yazmaya başlayan William, onun sözünü dinleyemez ve grup ile profesyonel bir mesafe kuramaz. Onlarla arkadaş olur. Grubun “groopie”lerinden Kate Hudson’ın canlandırdığı ünlü Penny Lane’e de aşık. 70lerin ruhunda ne varsa yansıtılmaya çalışılmış filmde. Ancak bu birçok unsur çorba gibi sunulmuyor bize. Bu da filmi seyir zevki yüksek, üst düzey bir yapım yapıyor.

Magnolia (1999)

turictanyel1 | 16 June 2009 12:12

IMDb’nin tüm zamanlarını en iyi 250 filmi listesinde 231. sırada yer alan Magnolia, There Will Be Blood, Boogie Nights gibi başarılı filmlere imza atmış California’lı yönetmen Paul Thomas Anderson tarafında yazılmış ve yönetilmiş, 3 ayrı dalda Oscar’a aday olmuş: En iyi yönetmen, en iyi aktör, en iyi müzik (Aimee Mann “Save me“), 8.0/10 oranına sahip bir filmdir.

3 saat boyunca seyirciyi sıkmadan izlettirmeyi başarmıştır. Ebeveyinlerin çocukların hayatları üzerindeki etkisine dikkat çekmiş, onları iyi olana ya da kötü olana yönlendirme şekillerini ve karaketerlerinin oluşumundaki rollerini anlatmıştır.
Hayatlarımızdaki sonsuz ‘etme bulma’ eylemlerinin bireyin üzerindeki karma karışık sınavından bahseder: geçmiş ve şimdiki, kişisel tercihler, şans, aşk ve nefret, ahlaki değerler..

Bir Coen Kardeşler klasiği : ”The Big Lebowski (Büyük Lebowski)”

gorcun | 28 May 2009 10:26

The Big Lebowski
The Big Lebowski

Coen Kardeşlerin (Joelve Ethan Coen) artık kültleşmiş filmlerinden biri olan The Big Lebowski(Büyük Lebowski) 1998 yılında çekilmiş.Filmin ana karakteri Jeffrey Lebowski (Jeff Bridges) namı diğer The Dude (Ahbap) tam bir anti kahramandır. The Dude dış görünüşünden, hal ve hareketine kadar her şeyine yansıyan bu durumdan şikayetçi değildir. Bir gün yine kendi halindeyken evini basan iki gangster alacaklarını alamadıklarından (!) ona bir ders verirler.
Lebowski’ yi dövüp, evini dağıtan ve evini dolu gösteren halısına işeyen gangsterler kapıyı vurup çıkarlar.Bu olaydan sonra hiç bir şey olmamış havasında arkadaşları pasifist Walter (John Goodman) ve Donny’ nin (Steve Buscemi) yanına Bowling oynamaya giden Dude durumu onlarada anlatır. Bir karışıklık olduğu ve şehirde milyoner bir Lebowski’nin daha olduğu anlaşılır.

The Big Lebowski
The Big Lebowski

Dude, milyoner Lebowski’ye gidip kendisine verilen zararın karşılanmasını ister. Bunu tek şartla kabul eden Lebowski, güzel karısını (Tara Reid) kaçıranları bulup onu getirdiğinde istediğini alacağını söyler. Teklifi kabul eden Dude ve arkadaşlarını bundan sonra zorlu bir macera bekler.

25th Hour (2002)

queennothing | 06 March 2009 12:14

Uyuşturucu satıcısı Monty Brogan, genç sevgilisi Naturelle ile birlikte yaşamaktadır. Yıllardır polise yakalanmadan işlerini sürdüren Monty‘nin evi, polis baskınına uğrar ve polisin baktığı tek yer uyuşturucuların bulunduğu kanepe altı olur. Polis tarafından açığa çıkarılan Monty, Naturelle‘den başka kimsenin uyuşturucuların yerini bilmediğini biliyordur ve kendisini Naturelle‘in ihbar edebileceğini düşünür.

Mahkeme Monty‘ye 7 yıl hapis cezası verir ve cezanın başlamasına sadece 24 saat kalmıştır.