bildirgec.org

patrick süskind hakkında tüm yazılar

Koku (Bir katilin hikayesi)

necronamber | 19 April 2008 01:14

Yönetmen koltuğunda Tom Tykwer‘in oturduğu, senaryosunu da Andrew Birkin ve Bernd Eichinger’in paylaştığı Koku, Patrick Süskind’in dünyanın her yerin de çok satan aynı isimli romanından uyarlandı.

Film, 18’nci asrın Fransasında geçiyor. Kahramanımız tüm insani duyumlardan ve duygulardan yoksun, tüm kokulara karşı aşırı duyarlı ve hayalinde ki kokuyu üretebilmek için kadınları öldürüp insani kokuya ulaşmak için seri katile dönüşüyor. Film değişik bir tarza sahip; izlemeyenler için kendimce tavsiye ediyorum. Filmin sonu biraz garip ama “koku insanı gerçekten bu kadar etkiler mi” sorusunu soruyorum kendime ve sizlere. Filmin resmi sitesi için <> Ayrıca film için detaylı bilgiler için şuradan bakabilirsiniz… iyi seyirler.

Kokuya Dair Kıssadan Hisse

Harbiyemutlu | 17 October 2007 15:38

KOKUYA DAİR
Şimdi kitap okumuyorum pek ama eskiden çok okurdum hem de ince ince
Bu nedenle şimdilerde, gözlerim sekiz numara bir çerçevenin içinde
Olmayan kokusunu arayan birisinin öyküsüydü, okuduklarımdan biri de
Kendine koku yapmak için, insanları öldürüyordu çaresiz bir biçimde
Kokusu olmadığından çünkü, hiç önemi yoktu diğer insanların gözünde
Ruhlar aradıklarını bulmak için aromalı kokusunu gönderir birbirine
Bizi birbirimizden ayırteden çok önemli bir özellik koku bilimce de
Kişinin kendi eşini, kokusundan bulduğu görülmüş yapılan deneylerde

patrick süskind- koku

astral | 27 February 2007 13:21

Ey hat!Koku vizyona girmiş. Rahat bin kitap okumuşumdur. Klasiklerin çoğu hafızamdan silindi. Koku kaldı. Daha okurken görmüştüm her sahnesini.

Nefis bir dili vardı ve etkileyicilik. Kokunun duymanın etkileyiciliğine kapılmıştım iyi koku alan biri olarak…

‘Ey hat! Koku vizyonda’ dedim kardeşime. Acil gitmeliyiz!

Acaba kitabın tadını verir mi?
Veremez dedi içimde bir ses. Kitap o kadar güzeldi ki, o lezzet zor dedi. Oysa umarım o lezzeti verir diyerek tuttum sinemanın yolunu…
Romanın arasında kaybolduğum gibi kaybolacak mıydım, filmin arasında akıp gidecek miydim, dim, dim???….???
Çok sevdiğim bir adamı ilk defa koklarmış gibi tat aldım ilk iki saatten. Son yarım saati saymazsam romana yakın bir tat aldım. Son yarım saatte yönetmen saçmalamış, velakin romanın güzelliğini alamadı. Kafamda katilin kim olduğunu anladıklarında çıktım sinema salonundan ve film bozulmadan kaldı bende.

ölüm kokusu

asymptot | 26 February 2007 20:57

ispermeçet balinası
ispermeçet balinası

ölüm, sürdüğümüz yaşamın tek kesinliği. hepimiz bir gün gelecek öleceğiz. öldüğümüzde arkada bıraktığımız bazı şeyler olacak ya da hiçbir şey kalmayacak. her şey geçip gidiyor, geçip gidecek. bu dünyanın geçici olduğunu ve bunun değişmeyeceğini kavramış bazıları ise ölümsüzlüğü öbür dünyada ararlar. öbür dünyada cennet ya da sürcehennemde dirilmeyi beklerler.

ölümlü olmak, bir gün öleceğini bilmek insana çok işler yaptırır. bu dünyada kalıcı iz bırakmak, büyük işler yapmak gizli bir ölümsüzlük çabasıdır. “ben ölsem de eserim yeryüzünde kalsın” beklentisidir. ölümlü olmaya karşı doğal reflekslerden biri de üremektir. yeryüzünde silinip gittiğimizde genlerimiz devam edecektir, bizim de birilerinin genlerinin devam ettirdiğimiz gibi birisi de bizimkileri devam ettirecektir.