bildirgec.org

organize işler hakkında tüm yazılar

Unutulmaz Sahneler 1

freeradical | 21 August 2010 10:10

Pulp Fiction
Uma Thurman’a eşlik etmek zorunda kalan Travolta’nın, istemeyerek de olsa sahneye çıkıp, delik çoraplarıyla dans etmesi.

Travolta’nın eroin komasından çıksın diye Uma Thurman’ın kalbine adrenalin iğnesi saplaması.

Bruce Wills’in son anda kaçmak yerine düşmanını kurtarmaya karar verdiğinde, Wallace’ın tecavüze uğradığını gördüğü sahne.

Samuel Jackson’ın soygun yapılan cafede cüzdanı için girdiği diyaloglar ve herkesin silahları birbirine doğrultması.

Cem Yılmaz ve sinema çalışmaları üzerine

gorcun | 26 January 2010 13:31

Cem Yılmaz ya da markalaşmış haliyle CMYLMZ. Muhtemelen ülkemizde yaşayan herkesin adını en az bir kere duyduğu, seveni kadar sevmeyeninin de az olmadığı, karikatür aleminden gösteri dünyasına ardından sinemaya giriş yapan karikatürist, şovmen, oyuncu, senarist, yapımcı, yönetmen… Bu çok yönlülüğünü yakından takip edersek amatör müzisyenliğini de ekleyebiliriz. Hem de 5 yaşından beri! Kısaca Cem Yılmaz’ın biyografisini hatırlatmak gerekirse; 23 Nisan 1973 yılında İstanbul’da doğan Yılmaz, liseyi Turizm Meslek Lisesinde okuduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otel Yönetiminde okumaya ve bu sırada mizah dergisi Leman’da karikatür çizmeye başlamıştır. 1998 yılında karikatürlerinin toplandığı bir kitapta basılacaktır.

KIM KI –DUK / İKİYE AYRILMIŞ BİR ÜLKENİN TEK VE KOCAMAN KALBİ (1)

sahaf1976 | 03 July 2009 09:58

KIM KI_DUK
KIM KI_DUK

Organize İşler filminde Üzeyir karakterini filmdeki tüm karakterlerden daha fazla sevmemin nedeni Süpermen Samet ile aralarında geçen konuşmadır. “Üzeyir abi sen dilsiz değilsin. Niye hiç konuşmuyorsun?” diye sorar Samet. Yıllar geçmesine rağmen unutamadığım şu cümleyi söyler Üzeyir, “Bir ara çok konuştum, hiç faydasını görmedim. Bıraktım.”
Ne büyük bilgeliktir insanın bunun ayrımına varması. Küserek, acıyarak, kaçarak bir savunma biçiminde değil anlayarak, sindirerek tercih edilmiş bir suskunluk. Konuşan Türkiye’nin kısacık bir zamanda, ağzı olan konuştuğu için, Labarba yapan Türkiye’ye dönüşmüş olmasının ilacı belki de suskunları anlayabilmek, susmayı öğrenebilmektir. Evde, okulda, vapurda, sokakta, tiyatroda, bağıra bağıra ve sanki dünyanın en müreffeh ülkesinin imtiyazlı vatandaşlarıymışız gibi kahkahalarla konuşmamızın altında yatan o toplumsal hastalığı teşhis ve tedavi etmek zorundayız. Akıl sağlığımız biz söz sıkarak zamanı öldürmekle meşgulken ellerimizin arasından kayıp gidiyor oysa. 3. sayfaların cinnet ve cinayet haberleriyle doğru orantılı bir gürültü toplumu oluyoruz. Susan Türkiye istediğimden değil elbet, boş konuşan Türkiye’den yorulduğumdan…

KIM KI_DUK
KIM KI_DUK

Suskunluğu tercih etmiş, hiçbir yere bağlı olmayan, gittiği her yerde hep misafir, hep sürgün olan birinin en kolay yaptığı şeydir resim çekmek. Fotoğraf makinesiyle değil zihniyle çeker resimlerini. Dilini, kültürünü bilmediği sokaklarda gezerken sesleri, sözleri değil resimleri toplar cebine. Konuşarak tüketmez içindekileri. Egolarını, hırslarını, korkularını da ehlileştirmiştir o, bu sayede mümkündür susabilmek.

20 Aralık 1960’ta Güney Kore’de bir taşra köyünde dünyaya gelen Kim Ki-Duk işte bu susan ama biriktiren insanlardan oldu. Çocukluğunun oldukça haşarı geçtiği biliniyor. Dokuz yaşındayken ailesiyle birlikte Seul’e taşınmış olmasıyla büyük şehir kavramıyla tanışmış oldu. Ailesinin ekonomik olarak güçsüz olması sebebiyle kısa sürede meslek sahibi olması gereken Kim Ki-Duk büyük şehirde tarım eğitimi verilen bir okula gönderildi fakat onu bu okula yönlendiren ekonomik sorunlar büyüyerek devam ettiği için okulu tamamlayamayarak ayrıldı.

Organize İşler Bunlar…

toz66 | 18 April 2008 19:47

Organize İşler
Organize İşler

Kimisi araklama der buna kimisi yürütme… Kimisi aşırma kimisi indiregandi… Fakat her ne denirse densin “Organize İşler” denir ona. İşte filmimiz de araklayanların ve araklananların konu alındığı bir hikayedir. Senaristliğini ve oyunculuğunu konuşturan Yılmaz Erdoğan her zamanki başarısını burada da tekrarlamıştır. İnce mesajlara yer verilen filmde akıcılık dikkat çekiyor, ki bu da Yılmaz Erdoğan senaryolarının vazgeçilmezidir. Erdoğan’ın bir başka vazgeçilmezi de ince esprilerdir elbette. “Uyan süperman uyan, daha uçacaksın”… Günümüzün popüler isimlerinden Tolga Çevik’in de süperman’i oynadığı, henüz yeni yeni tanındığı filmdir Organize İşler.

Kimin kimi dolandırdığı belli olmayan büyükşehir İstanbul’da bir dolandırıcı çetesinin reisi bir kovalamaca sırasında sığındığı evde kendini asmak üzere olan bir Süperman ile karşılaşır. Onun kendisini kurtardığını düşünerek kendisine yanında iş vermek ister. İşte ne iş ama… Çok masum birisi olan Samet araklama işini bir türlü beceremez. Kendisine verilen ilk işte hayatının aşkı ile karşılaşır ve çetenin açıklarını bir bir vermeye başlar…

sacid – tolga çevik

guldemgokalp | 09 October 2007 08:42

“Avrupa Yakası’nın bitirim delikanlısı kuzen Sacid’i artık tanımayan kalmadı.O, aynı zamanda Organize İşler’in Süpermen Samet’i ya da Vizontele’nin Nafiz’i.Evet, Tolga Çevrik’ten bahsediyoruz.TV8’de Salih Kalyon’la birlikte Komedi Kulübü adlı programla herkesi gülmekten kırıp geçiren Tolga Çevik’le Plato Film’de buluştuk.Ve gördük ki o gerçek bir komik.Gülmeyi de güldürmeyi de çok seviyor.Sadece kendisi değil üstelik.Onlar ailece gülmeyi seviyormuş.2 çocuk düşünün, babaları Tolga Çevik, dayıları ise Cem Yılmaz ! 1 ve 2 yaşındaki çocuklarının şimdiden şaka yaptığını ve yapılan şakaları anlayıp güldüğünü söyleyen Tolga Çevik, “Böyle bir aileye sahip olduğum için çok şanslıyım.Karım benim kahramanım” diyor” diyor Eylem Keskin, POSTA gazetesinin 6 Ekim 2007 tarihli çıktısında.

cem yılmaz biyografi & hokkabaz

| 14 October 2006 17:42

cem yılmaz , Boğaziçi Üniversitesi Turizm ve Otelcilik bölümünde okurken Leman dergisinde karikatür çalışmalarına başladı.ardından stand-up gösterileri ile modern çağın meddahı olmaya soyundu.ilk gösterisini ağustos 2005’te Leman Kültür‘de sahneledi.ve oldukça beğenildi.bu beğeni daha sonraları katlanarak büyüdü ve stand-up gösterileri Leman Kültür’e sığmayıp Beşiktaş Kültür Merkezi‘ne taştı.

beşiktaş kültür merkezi
beşiktaş kültür merkezi

aralık 1995 – 2001 tarihleri arasında BKM‘de 1200’den fazla gösteri sahnelemiş ve bunların büyük bir çoğunluğu kapalı gişe sahnelenmiştir.bu bakımdan kırılması güç bir rekorunda sahibidir.

leman
leman

stand-up gösterilerine devam ederken diğer taraftan Leman‘da çizmeye devam ediyordu.hatta Leman‘da yayınlanan karikatürlerini “Karikatürler” isimli bir çalışmada kitaplaştırdı.

cem yılmaz & karikatürler
cem yılmaz & karikatürler

BKM ve Leman‘daki çalışmalarının yanısıra reklam ve sinema dünyasındaki çalışmalarınıda arttıran cem yılmaz panasonic,telsim,mavi jeans,opet,vs… birçok çalışmaya imza attı.hatta “Panasonic” reklamlarının radyo spotlarıyla iki yıl üst üste Kristal Elma ödülüne layık görüldü.reklam dünyasındaki çalışmalarında kaydettiği başarılar ona “beyaz perde” yolunu açtı.
1998 yılında Mazhar Alanson ve Ceyda Düvenci ile Herşey Çok Güzel Olacak adlı komedi yapımda hem başrol oyuncusu hemde senarist olarak görev yaptı.yurtiçinde ve yurtdışında oldukça başarılı olan yapım cem yılmaz‘ın sinema dünyasındada iyi işler başaracağının sinyallerini veriyordu.
bu ilk çalışmada alınan olumlu sonuçlar onun sinema dünyasına daha fazla ısınmasını sağladı.
2000 yılında Yılmaz Erdoğan ve Ömer Faruk Sorakyönetiminde çekilen Vizontele adlı yapımda oyuncu olarak görev yaptı. artık sinema perdesine oldukça ısınan cem yılmaz 2004 yılında Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde çekilen G.O.R.A.‘da Senarist, Oyuncu: Arif/Kom. Logar/Erşan Kuneri/Kom. Kubar rollerinde yeteneğini beğenilerimize sundu.

G.O.R.A.
G.O.R.A.

G.O.R.A. yurtiçinde ve yurtdışında izlenme rekorları kırarak 4 milyon seyirci barajını aştı.ayrıca imdb‘de 7.4/10 kaydadeğer bir yer edindi.
büyük yankı uyandıran bu çalışmadan sonra Vizontele‘de birlikte çalıştığı Yılmaz Erdoğan ile 2005 yapımı Organize İşler‘de Müslüm Duralmaz rolünde karşımıza çıktı.

Organize İşler
Organize İşler

oyuncu ve/veya senarist olarak görev aldığı bu yapımlardan sonra 2006 yılında kendi filmini yazdı,yönetti(Ali Taner Baltacı ile birlikte) ve hatta kendi oynadı.komple cem yılmaz filmi diyebileceğimiz bu yapımın adı : Hokkabaz
filmin konusu kısaca şöyle:

İskender, kendisinin sihirbaz olduğunu iddia etse de, yakın arkadaşı Maradona haricinde hiç kimse bunu kabul etmez ve onun hokkabaz olduğunu söylerler. İskender’in babası Sait de, oğlunu hiç bir zaman takdir etmemiştir, çünkü o da oğlunun yaptığı işten gurur duymamaktadır. Mecburi nedenlerden ötürü, İstanbul’dan kaçarcasına turneye çıkmak zorunda kalan ikili, yanlarına Sait’i de almak zorunda kalırlar. Baba ve oğul, bu turne sayesinde biraz olsun yakınlaşsa da, yaşanacak birbirinden ilginç olaylar, herşeyin farklı bir seyirde gitmesine neden
olacaktır.
via:bp

20 ekim 2006 tarihinde sinemalarımıza konuk olacak olan hokkabaz‘da Mazhar Alanson ve Özlem Tekin dikkat çeken isimler.bu adresten filmin fragmanını izleyebilirsiniz ön hazırlık olması açısından.

Hokkabaz
Hokkabaz

Modern Çağımızın Meddahı olarak nitelendirebileceğimiz cem yılmaz‘ın kısa bir biyografisini içeren bu bildiriye son noktayı üstadın birkaç güzel espirisiyle koymak istiyorum:

  • Son gülen sen olacaksın. Çünkü geç anlıyorsun.
  • Çocuğun biri bir gün kafasını ıslatmadan yıkamaya başlamış. Annesi de “oğlum hiç saç ıslatılmadan şampuanlanır mı?” deyince çocuk: ama anne bu şampuanda kuru saçlar için yazıyor.
  • Oğlumun adını mafya koydum, artık ben de mafya babasıyım.
  • Size yapılmasını istemediğiniz şeyleri başkalarına yapın, çok zevkli.
    daha fazlası için .: