bildirgec.org

nazar hakkında tüm yazılar

Ateş , Rüzgar ve Karanlılar Ülkesi Ruhum Üzerine…

firatocal | 02 August 2010 19:04

çok şükür normale döndük… ateş 36.1 – 36.2 giderek yükseldi ve 36.5 civarları seyretmeye başladı… bebeğiniz kötüyse siz de kötüsünüz hatta berbat…

tüm sevinçleriniz hüzünleriniz yavrunuza endeksleniyor… onun en ufak acısı canınızı en dayanılmaz acılar kadar acıtıyor , etinizi kemiriyor ve ruhunuzu çürütüyor…

bir bakmışsınız kan ter içindesiniz… oysa hava ne kadar da güzel terlemenin alemi yok… yada ne bileyim güneş tepede hava cayır cayır yanıyor , ama ateşler içinde yanan yavrunuzun yanında buz kesmişsiniz , kanınız donmuş… ancak yaşayan bilir frekansında harfi harfine doğrudur söylediklerim… pek tabiki Allah kimseye yaşatmasın…

Rüzgarlı bir Gece Mesaisi…

firatocal | 02 August 2010 11:01

vallahi nazar değdirdim … billahi nazar değdirdim … olmaz böyle bir durum … düne kadar her şey yolundaydı… ne oldu da oğlumun ateşi 33.5 lara düştü…

şu an gecenin 2 buçuğu ve hala ayaktayız 15-20 dakikada bir ateşini ölçüyoruz… herkes yüksek ateş probleminden bahseder , bizi düşük ateş buldu…

normalde düşük ateş yeni doğmuş yada premetüre bebeklerde görülüyor… bazen de yüksek ateş gibi bir enfeksiyonun da belirtisi olabiliyor… bizi korkutan aşırı düşmelerde nefes durmasına sebep olabiliyor olması…

sabaha kadar uyku yok… yeter ki iyi olsun canım oğlum.. haftalarca uyumayayım hiç sorun değil… ama onu bu halde görmek koyuyor bana…

Zerâfet İstanbul’du…

GRAFTONCUN | 05 August 2008 09:54

• Güzel bir o kadar alımlı, pozitif elektriği ile girdiği ortamda tüm nazarları üzerine çeken mağrur ve kırılgan, utangaç bakışları ile başka bakışlarla çarpışmamak için gözünü yerden nadiren kaldırıyor. Kariyeri ve âdab-ı muâşeret paralelindeki tavırları ile kendini çoktan ispatlamış..
• Uzun zaman olmuştu, kalabalık bir ortama girmeyeli. Yakın arkadaşının ısrarlarına duyarsız kalamadı. Birlikte dışarı çıkacak ve hava alacaklardı. Zûl geliyordu, kabuğunda sıyrılmak, insanlarla bir arada olmak. ”O” odasında yalnız ağlamayı seviyordu. Gözyaşları mahremiydi, el sürdürmezdi. Gururu icâzet vermedi. Ağlamak zayıflık diye öğretilmişti, hiç zayıflık yapmadı öğretileni iyi öğrenmiş ama bedellerini de ödemişti. Zayıf değilsen ya da kendini zayıf hissettiğin anlarını paylaşmazsan gözyaşlarını kuru bir mendille silmeye mahkûmsundur. İşte bu yüzden sırf bu yüzden “O”’nun gözyaşını silen hiç olmadı…
• Vakit gelmişti, zûl geldiğini hissettirmeden güzel bir gece yaşamak istiyordu. Ortama girdiklerinde nazarlar ona dokunmuştu, süzüyordu inceden inceye…

Cevap Makinası:Sensör

Chat Noir 1 | 07 July 2008 15:22

Bu ilginç antenlere sahip cihazın sağa sola yada ileri geri sallanarak sorularınıza cevap verdiği iddia ediliyor.Gelecekle ilgili sorulara cevap verebileceği düşünülmediği sürece eğlenceli bir oyuncak olabilir bence.Merak edenler buraya bakabilir.