bildirgec.org

mustafa kemal hakkında tüm yazılar

Selanik’ten Dolmabahçe’ye Kadar Mustafa

Flashcentury | 19 October 2008 23:33

Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk

Mustafa Kemal Atatürk ’ün ölümününden 70 yıl gecmesi ramen Türkiye 70 yılda Atatürk için tam anlamiyla güzel bir film yapip onu Dünya ‘ya ve yeni yetişenlere tanıtamadı, bazı batı tariçileri hayranlık duyarken batı halkının büyük bir kısmı malesef bir dikdatör olarak tanıyor.

Fakat Can Dündar yönetiminde idialı bir Atatürk filmi 10 kasım 2008 tarihinde gösterime giriyor.

Mustafa isimli filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.

Mustafa Fragmanı

mgokay | 26 September 2008 23:00

Can Dündar‘ın Mustafa Kemal ATATÜRK’ün çocukluğunu beyazperdeye aktardığı “Mustafa” adlı film 29 Ekim 2008’de gösterime girecek.

CAn Dündar bu filme neden Mustafa ismi verildiğini kendi sitesinde şu sözler ile açıklıyor:
“Neden “Mustafa”?
“Kemal” ve “Atatürk” onun sonradan edindiği isimler çünkü…
“Mustafa”da biz, onun en yalın haline ulaşmaya çalıştık.
Onu sadece annesinin çağırdığı isimle hatırlamak ve hatırlatmak istedik.”

bir kitap( taif’te ölüm), bir sultan( 2. abdülhamit) bir fotoğraf albümü(2.Abdülhamit’in Fotoğraf albümü)

biSGen | 03 September 2008 14:38

geçenlerde bir arkadaşımın önerisiyle gazeteci ve yazar hıfzı topuz‘un ocak 1999’da remzi kitabevi’nden çıkan “Taif’te ölüm” isimli tarihi romanını okudum.

mithat paşa
mithat paşa

kitap kısaca, iki kez sadrazamlık yapmış Mithat Paşa’nın, Osmanlı imparatorluğunu çağdaşlaştırmak,sağlamlaştırmak için yaptığı çalışmaların, uğradığı haksızlıkların ve dönemin gaflet içinde olan yöneticilerinin hayatlarından önemli olan kesintileri bize sunuyor.
kitap hakkında şurada epey bir bilgi verilmiş. ilgilenenler bakabilir.
Kitabı okurken son osmanlı sultanlarından 2. abdülhamit hakkında bilgi toplamaya başladım ve ilgimi çeken değişik yorumlara rastladım.
sözgelimi mustafa kemal onun için :””Abdülhamid’in idare tarzı azami müsamahadır. “(Kaynak : Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı , sf 327 , Mustafa Armağan) derken, Enver Paşa, Beylerbeyi Sarayı’nda hapis olan sabık sultanı ziyaretten dönerken Talat Paşa’ya ağlaya ağlaya şu itirafta bulunur: “Başımıza ne geldiyse bu adama yaptıklarımızdan geldi ve daha ne gelecekse o yüzden gelecek.
yine günümüz tarihçilerinden prof.ilber ortaylı ise;”Dünyanın son hükümdarı , son evrensel imparator 2.Abdülhamid Han’dır.” demiş.

II. Abdülhamit
II. Abdülhamit

bu araştırmalarım sırasında 2. abdülhamit’in fotoğrafçılıkla da ilgilendiğini öğrendim.
şurada bu konuda bir yazı var.
derken üye olduğum bir gruptan Abdülhamit’in tüm fotoğraf albümlerine ulaşabileceğim bir link yolladılar. oh ne âlâ…
biraz daha araştırınca 2.Abdülhamit’in ABD kongre kitaplığına hediye ettiği (tarihini bulamadım) 36 adet fotoğraf albümü( albümde 1200’den fazla fotoğraf var) olduğunu ve bunların bir abd üniversitesinin sitesinde sergilendiğini öğrendim. linke tıkladıktan sonra karşımıza çıkan arama kutusuna “ABDUL-HAMID 2 COLLECTION” yazıp tıklayınca albüme ulaşılabiliyor.
örnek fotoğraflar:

beyoğlu
beyoğlu

sirkeci limanı
sirkeci limanı

son olarak Abdülhamit’in boğaz köprüsü projesini yaptıran ilk kişi olduğunu biliyor muydunuz?

II. Abdülhamit'in köpRü pRojesi...
II. Abdülhamit’in köpRü pRojesi…

( umarım asparagas değildir, zira net ortamında her yazılan doğru olamayabiliyor!)
bakalım bu yazıdan sonra kitabı kimler okuyacak, ya da önceden kimler okumuş?
selamlar/sevgiler/saygılar

Gülcemal

serdarsabri | 10 July 2008 08:50

“Ey gülcemal gülcemal
Dört tane direğin var
Aldın gittin yarimi
Ne hain yüreğin var”

– Halk türküsü –

Gülcemal  (nam-ı diğer Germanic)
Gülcemal (nam-ı diğer Germanic)

Kazım Karabekir’in Gülcemal’le Anadolu’ya geçişinin hikayesini kendi hatıratından okuyalım (İstiklal Harbimiz-I) :

“12 Nisan 1335 Gülcemal Vapuruyla akşama doğru İstanbul rıhtımından hareket ettik. Kızkulesiyle Selimiye arasında demirledik. İtilaf memurları kontrol edecekler! Herhangi bir tarafa gidecekler büyük müşkilatla, vesikalarını İngiliz, Fransız üniformalı yerli Rum ve Ermeni askerlerinin envai hakaretine uğrayarak ve rüşvet vererek yapmak kaç zamandır usul olmuş. Vapurlarda bu tasdikli vesikaları olmayanlar hakaretle, dayakla dışarı atılıyormuş! Böyle bir heyet bizim vapuru da aradı. Vesika yaptırmamış şarka giden iki zabit, kömürcü kıyafetine girerek ocak başında görülerek kurtuldular. 13 Nisan sabahı rüzgarlı ve bulutlu bir havada Boğaz’ı çıkarken bir saadet rüzgarı gibi kalbim coşuyordu. Büyükdere önünden geçerken o, 28 Teşrinisani 1334’te Büyükdere’ye çekilmek üzere bulunan İngiliz bayrağının rüzgardan çırpındığını gördüm. Bu sefer gurur duydum. Buna ve Boğaz’ın tarafeynindekilere, “Hepiniz, hepiniz inmeye mahkumsunuz” dedim. Çok seviniyordum. Sanki her düşüncem kuvvet ve her kuvvet muvaffakiyet olmuştu. “Cihan yıkılsa Türk yıkılmaz!” diyordum. Yaverime de programımı anlattım. Sevinçle artık Karadeniz’de yol alıyorduk. Zonguldak, Sinop…17 Nisan’da Samsun’a vardık.”