bildirgec.org

Ruben Santiago-Hudson‘un kendi yaşamını anlattığı oyundan uyarlanan TV filmi “Lackawanna Blues“, şimdiye kadar sadece bir sinema filmi çekmiş olan Amerikan yönetmen George C. Wolfe tarafından yönetildi. TV formatında çekilen 2005 çıkışlı film, beş farklı dalda Emmy adayı olurken, bundan başka iki Emmy Ödülü kazandı. TV kategorisinde En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre Ödülü’ne layık bulunan yapım, 12 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. Amerikan aktris S. Epatha Merkerson, Marcus Carl Franklin, Mos Def, Liev Schreiber, Macy Gray, Julie Benz, Patricia Wettig, Jimmy Smits, Carmen Ejogo, Ernie Hudson, Jeffrey Wright, Louis Gossett Jr., Rosie Perez ve Patricia Wettig gibi isimlerin rol aldıkları “Lackawanna Blues“, HBO tarafından çıkartıldı.

1996 senesinde yaşamını yitiren Polonyalı yönetmen Krzysztof Kieslowski‘nin Üç Renk üçlemesinin ilk filmi olan “Trois couleurs: Bleu” (Üç Renk: Mavi), 1993 senesinde gösterime girdi. Senaryosu Agnieszka Holland, Edward Zebrowski, Krzysztof Piesiewicz , Slawomir Idziak ve yine Kieslowski tarafından yazılan yapım, üç dalda Altın Küre adayı olurken Venedik Film Festivali’nde üç ödül birden kazandı. Oscar Ödüllü Fransız aktris Juliette Binoche‘nin başrolünde yer aldığı filmde 1994 senesinde yaşamını yitiren aktör Benoît Régent, Zbigniew Zamachowski, Julie Delpy, Florence Pernel, Emmanuelle Riva gibi isimler de rol alıyor. Çekimleri Fransa’da tamamlanan 98 dakikalık film, 1994 senesinde “Trzy kolory: Bialy” ve “Trois couleurs: Rouge” ile devam etti.

1945 senesinde Almanya’da dünyaya gelen usta yönetmen Rainer Werner Fassbinder, kariyerine 40’tan fazla film sığdırarak 1982 senesinde aşırı dozdan yaşamını yitirdi. Yönetmenin 1981 senesinde çektiği sinema filmi “Lili Marleen“, Lale Andersen’in eserinden uyarlandı. Senaryosu Fassbinder, Manfred Purzer, Joshua Sinclair ve Werner Uschkurat tarafından yazılan filmde Hanna Schygulla, Giancarlo Giannini, Mel Ferrer, Karl-Heinz von Hassel, Hark Bohm ve Udo Kier gibi isimler rol alıyor. Almanlar’ın Yahudiler’e savaş açtığı dönemde söylediği şarkıyla ün kazanan Willie’nin Yahudi sevgilisiyle olan ilişkisi ve ülke durumunu anlatan yapım, yönetmenin en iyilerinden biri olarak görülüyor. Orjinal süresi 120 dakika olan film, 10 Milyon Dolar’dan fazla bir bütçeyle tamamlandı.

Crazy Heart bir Amerikan müzikal–dram filmi olarak 2009 yılında vizyona girmiştir. Scott Cooper tarafından yazıp yönetilen bu film, Thomas Cobb tarafından 1987′ de yayınlanan aynı adlı romanın hikayesidir. Film, Jeff Bridges’ in, Maggie Gyllenhaal tarafından canlandırılan genç bir gazeteci ile duygusal bir ilişkiye başladıktan sonra yeniden hayatını kazanmak için bir down-and-out country müzik şarkıcısı ve söz yazarı olmaya çalışmasını anlatır. Diğer destekleyici rollerde Colin Farrell, Robert Duvall ve çocuk aktör Jack Nation yer alıyor.

1964, Avustralya doğumlu sinemacı Stephan Elliott‘un yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “The Adventures of Priscilla, Queen of the Desert“, 1994 senesinde gösterime girdi. Nijerya doğumlu aktör Hugo Weaving, İngiliz aktör Guy Pearce, İngiliz aktör Terence Stamp ve Rebel Penfold-Russell’in rol aldıkları yapım, En İyi Kostüm dalında Oscar Ödülü kazandı. Avustralya çöllerinde geçen filmimiz, iki travesti ve bir transeksüel dansçının yaşadıkları trajikomik maceraları konu ediniyor. İş teklifi aldıkları otele kendi karavanlarıyla giden üç arkadaş, yolda türlü türlü olaylar yaşayacaklar ve oldukları şeyi sorgulayacaklardır.

Lance Mungia‘nın yönetmenliğini yaptığı sinema filmi “Six-String Samurai“, 1998 senesinde gösterime girdi. Post-apokaliptik filmler arasında yer alan bu yapım, nükleer facia sonrası senaryolarına bambaşka bir bakış açısı getiriyor. Jeffrey Falcon, Justin McGuire, Stephane Gauger, Kim de Angelo, Oleg Bernov ve Igor Yuzov gibi isimlerin rol aldıkları yapım için 2 Milyon Dolarlık bir bütçe ayrılmış. Daha sinema öğrencisiyken çektiği filmle kendini kanıtlamış olan Mungia’nın bu eseri, bilim-kurgu severlerin kaçırmaması gereken bir eser.

Oscar Ödüllü Amerikan yönetmen Martin Scorsese‘yi Taxi Driver, Goodfellas, The Aviator, Raging Bull gibi yapımlardan tanıyoruz. Yönetmenin 2005 senesinde çektiği Bob Dylan belgeseli “No Direction Home: Bob Dylan“, BAFTA TV kategorisine aday gösterilirken Emmy ve Grammy Ödülü kazandı. 2 Milyon Dolar ile çekilen belgesel filmde Dylan’ın kendi ağzından hayatını dinlerken, hiçbir yerde yayınlanmamış görüntüleri izleme şansına da erişiyoruz. Ek olarak, bakınız; I’m Not There.
Robert Allen Zimmerman adıyla Amerika’da dünyaya gelen müzisyen/ şair Bob Dylan, girdiği üniversiteyi yarıda bırakıp müzik yapmak için New York’a gitti. Büyük cesaret isteyen bu riskli hareket, Dylan’ın müzikal kariyerinin başladığı nokta oldu. İlk stüdyo albümünü 1962 senesinde piyasaya süren müzisyen, farklı tarzı ve cesur sözleriyle bir anda dikkatleri üzerine çekti.

Big Picture:

güncel olaylarla ilgili çekilmiş birbirinden güzel ve anlamlı fotoğrafların paylaşıldığı bir site. Bu da kesinlikle tavsiye ettiğim sitelerden.

rrrewind
Sosyal medyada kaçırdığınız şeyleri yakalamak için güzel düşünülmüş bir site. En popüler videolar, Google trendleri, haberleri bu site sayesinde takip edebilirsiniz.

Music Alerts
Takip ettiğiniz yabancı sanatçıların ne zaman albüm çıkarttıklarını takip etmek zor olabiliyor. Bu site sayesinde sevdiğiniz sanatçıların isimlerini yazıp kendinize bir feed yaratabilir ve hızlıca takip edebilirsiniz.

Beş defa Emmy’e aday gösterilen 1934 doğumlu Amerikan yönetmen Garry Marshall‘ın yönetmenliğini yaptığı “Beaches“, 1988 senesinde gösterime girdi. Iris Rainer’in kitabından uyarlanan ve Mary Agnes Donoghue tarafından sinemaya uygun bir senaryo haline getirilen yapımda iki defa Oscar’a aday gösterilen Amerikan aktris Bette Midler, aktris Barbara Hershey, aktör John Heard, Lainie Kazan, 2004 senesinde hayatını kaybeden Amerikan aktör Spalding Gray, Grace Johnston ve James Read gibi isimler rol alıyor. ‘En İyi Set Dekorasyonu’ dalında Oscar’a aday gösterilen “Beaches“, seyircisine duyg yüklü bir 2 saat sunuyor.

Sıradan bir kadın olan Cecilia Carol Bloom ile sosyetik bir aileden gelen Hilary Whitney Essex, New Jersey’de tanışırlar. Bir kadının hayatında yaşayacağı acıları ve mutlulukları paylaşan bu iki arkadaş, zamanla birlikte gelişen dostluklarının her şeye ve herkese rağmen nasıl ayakta kaldığını gösteriyor.

31 Mart 1732 tarihinde tekerlek yapımcısı Mathias Haydn ile aşçı Maria’nın oğulları olarak Rohrau, Avusturya’da dünyaya gelen müzisyen Franz Joseph Haydn, Ludwig van Beethoven‘in hocası ve onlarca senfoninin besteleyicisi olarak müzik tarihine geçmiş büyük bir müzik adamıdır.

1720 tarihinde dünyaevine giren Mathias ile Maria çiftinin oğulları olarak dünyaya gelen Franz Joseph Haydn, 5 yaşındayken kardeşi Michael dünyaya geldi. Anne tarafından 12 kardeşi vardı, ancak sonradan 6’sı öldü. Bir sene sonra Johann Matthias Frank’ın ısrarı üzerine 6 yaşındayken ailesi tarafından müzik eğitimi alması için Hainburg, Almanya’ya gönderildi. Harp çalan babasının koro eğitimi alması için Almanya’ya gönderdiği Haydn, 8 yaşındayken St. Stephen Katedrali’nde korist oldu. Bir kaç sene koroda kalan genç çocuğa daha sonra kardeşi Michael da katıldı. Profesyonel anlamda ilk müzik eğitimini Saray Kilisesi tenorlarından Finsterbusch’dan alan genç Haydn, 13 yaşındayken sesi bozulmaya başladığı için müzik yazarı olmayı tercih etti. İlk operasını 1752’de sergileyen Haydn, 1759’da Kont Ferdinand Maximillian ile tanıştı. Oda müzikleri yazan Haydn, 28 yaşındayken Josepha adında bir kıza aşık oldu. Ancak Haydn aşk hayatında müzikal kariyeri kadar başarılı olamadı. Aşık olduğu kızın rahibe olacağını öğrenen genç adam, Josepha’nın kızkardeşi Anna ile evlendi.