bildirgec.org

market hakkında tüm yazılar

Hiper Alışveriş Süper İndirim

rpc | 15 November 2008 17:02

Carrefour hipermarketlerinde 13 Kasım – 23 Kasım 2008 tarihleri arasında Hiper Alışveriş Süper İndirim kampanyası devam ediyor.
Süper indirimli ürünleri öğrenmek ve incelemek için kataloğa buradan ulaşabilirsiniz.

Sektörel Siteler Fazla Olmalımı

addamm | 28 October 2008 10:31

Geçen gün bu siteye girdim. Perakendecilik adına aradığım herşeyi buldum. Bende bu sektörden olduğum için memnunda kaldım. Sizce büyük sitelerde aynı şekilde sektörel sayfalar yapamazlarmı.???

Süper Market Bisikleti

wrz | 21 October 2008 09:50

Nerede kullanılabileceğini pek kestiremediğim bu araç(?) farklı bir bakış açısıyla oluşturulmuş.Buradan detaylı bilgli edinebilir ve daha fazla resme ulaşabilirsiniz.

Reklâmlar başladı koşun!

EDVARENTE | 17 August 2008 16:01

Bazen en güzel yerinde reklâm girer araya ve “ya sırası mıydı şimdi” diyerek isyan ederiz. Oysa tam sırası o an işte. İzleyici nerede dikkatini toplarsa reklâm vakti geldi demektir.
Reklâm zamanı bazen bir kurtarıcı bile olabilir çünkü çay ve ihtiyaç molası için yerinden kımıldayamayan ev haklı reklâmların başlaması ile hemen harekete geçer. Birisi wc’ye koşar, diğeri çayları tazeler, birisi meyve tabağını hazırlar.
Eğer biraz şansınız varsa kalabalık bir aileye sahipseniz kalan birisi de çerezi getirebilir.
Neredeyse reklâmlara göre hareket eden bir durum halini alırız. Özellikle de güzel bir film izliyorsak.
Bizim böyle yaklaştığımız reklâm verenler için üzücü bir durumdur ama herkes bizim aile gibi değil.

Başka gidecek yer bırakmadılar

mehmetozturk | 06 August 2008 19:00

İlk önce günümüz market ve alış-veriş çılgınlığına değinmek istiyorum. Global dünyada artık alış-veriş yapılmadan durulması imkansız bir hal aldı. Dışarı gezmeye çıksak hava almak için en küçük birşey almadan eve gelmiyoruz. Bunu illa markete girip para harcamak olarak değerlendirmeyin. Aldığımız dondurma, mısır, çekirdek te sonuçta bir alış-veriş şekli.
Marketler deseniz almış başına gidiyor. Her yerde her köşe başında “Süper Market” yazısını görmemek imkansız. O eskinin küçük bakkalları bile şimdileri market oluverdiler. Durum böle olunca 7’den 77’ye herkes alış-veriş yapıyor. Yapmaya da zorlanıyor sanki….

Süpermarketler -3

kapuska | 29 July 2008 09:18

Kazara ilk buraya gelenler için: 1. bölüm, 2. bölüm

Henüz 14 yaşındayken okulunu bırakan (N. S. gibi..) ve bir bakkal mağazasında tezgahtarlık yapmaya başlayan Clarence Saunders’ın belki de en büyük özelliği egitimini tamamlayamamış olsa bile içinde olan üstün gözlem yeteneği ve problemlere getirdiği yenilikçi çözümlerdi. Dükkandaki görevi, o zamanlar birebir olan alıcı-satıcı diyaloğunda müşterilerin siparişlerini alıp bunları hazırlamak ve istek olduğunda, eh bir de patronu izin verirse, bahşiş aşkına paketleri evlere teslim etmekti.

o günlerden bir bakkal dükkanı
o günlerden bir bakkal dükkanı

Ne var ki, 18 yaşını doldurduğu gün, artık kalfalığını yaptığı işten sıkılmış, hem biraz gezmek hem de şansını başka yerlerde denemek için ülke çapında satış yapan bir toptancının yanında işe başlamıştı. 4 yıl kadar ülkeyi dolaşıp bu işten de sıkılınca, 1905’te yine başka bir toptancının ama bu sefer şehiriçinde, satış memurluğunu yapmaya başladı.

Süpermarketler -2

kapuska | 25 July 2008 14:21

Geçen yazıda kısa bir giriş yapmış, paranın ve matematiğin alışveriş olgusundaki yerine değinmiştim. Yine o yazıda söylediğim gibi başlarda belirli periyotlarda –ki bu hafta kavramının da ortaya çıkış sebeplerinden bir tanesiydi, insanlar ürettiklerini (veya avladıklarını) pazar yerine getirirler burada takas ederler ya da satarlardı. Fakat paranın tatlı kokusundan (sanırım güzel bir oksimoron oldu..) olsa gerek bir süre sonra insanlar pazar yerini hergün kurmanın menfaatlerine daha bir uygun olduğunu düşünmeye başladılar.

-bugünlerde de herkes uzmanlaşıyor-
-bugünlerde de herkes uzmanlaşıyor-

Ne var ki, asırlar sonra kuantum mekaniğinin babalarından Heisenberg’in de ortaya koyacağı belirsizlik ilkesi gereği, insanlar aynı anda iki yerde birden bulunamazlardı. Dolayısıyla hem tarlada veya avlakta hem de tezgahın başında olamayacakları için insanlık yeni bir kavramla tanışmak durumunda kaldı: uzmanlaşma! Filozof katili bu terim sayesinde insanlar başlarda masumane iş bölümleriyle (kocanın avlayıp eşinin satması gibi..), biraz daha ileride ise yaptıkları işlerin erbabları olarak bugünkü uzun çarşılarımızın ilk tıfıl örneklerini oluşturmaya başlamışlardı.

Chicago’da Büyük Pazar, 1865
Chicago’da Büyük Pazar, 1865

Özellikle konar-göçerlik zamanlarında bireyin (veya iyimser bir ifadeyle kabilesinin) şahsi zorunluluğu olan zanaat bilme durumu, hayatta kalabilmek için başlıca yükümlülüktü. Nitekim avladıkları hayvanlardan matara yapamasaydılar yeniden avlanmak için su kaynağından uzaklaşamazlar, kili işleyemeseler yiyeceklerini kötü zamanlar için stoklayamazlar, çemberi tamamlamak için ekleyelim, madeni kullanamasalar avlanamazlardı. Şüphesiz bütün bu malzemeleri takas ederek de bulabilirlerdi. Fakat Ademoğlu, kendi cinsini yoktan yere öldürebilen yegane varlık olduğundan mı bilinmez, takas için yüzyüze gelmektense kendi üretmeyi yeğliyordu. Her nasılsa, zaman içinde ve bir noktaya kadar bu güdüsünü törpülemiş, ve toplum içinde yaşamanın avantajları baskın geldiğinde olmazsa olmaz bu edinimleri unutmaya başlamıştı (bugüne bir not, bkz. ampül takamayan elektrik mühendisi). Aynı şekilde ziraat ve ava istidadı olmayan zanaatkarların da kendi tezgahlarını açmasıyla bugüne kadar süregelen pazar ve çarşı uygulaması başlamış oldu.