bildirgec.org

Onlar iki aşık. Ama ne var ki birinde eksik olan şey diğerinde fazlasıyla var; şans. Ashley hayatının en mutlu günlerini tek bir bakışıyla hallederken, Jake dışarı çıktığı anda bütün kötü olayları üstüne çeker. Ne var ki Ashley’in düzenlediği partide her şey tersine döner. Birbirinden habersiz bu kişiler bir öpüşme sonrası şanslarını tersine çevirir.
Artık Jake şanslı, Ashley şanssız biridir. Şansının başka birinde olduğunu öğrenen Ashley, onu geri almak için partide görev alan tüm erkekleri öpmeye başlar. Ama Jake’i öperek değil, şanssızlığıyla bulur. Aralarında bir elektriklenme geçer ve bir öpüşme sonucu Ashley şansını geri kazanır. Artık şansını çalan hırsızı bulmuştur. Fakat Jake’i seviyordur. Ya şansını ya da aşkını seçmelidir. Yönetmenliğini Donald Petrie’nin üstlendiği film, 2006 yılında gösterime girmiştir. Türü romantik komedi olan bu filmi başrollerini Lindsay Lohan ve Chris Pine paylaşıyor.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=165684

Kutlu insan Darren Aronofsky, haftalardır fanboy’ların uykusunu kaçıran dedikoduyu mutlu sonla nihayetlendirdi, yeni bir Robocop filmi yöneteceğini doğruladı. Lindsay Lohan’ın çıplak fotoğraflarından beri bir habere bu kadar sevinmemiştim.

İlk filmin 80’lerde geçen bir yeniden çevrimi, ilk filmin gelecekte geçen bir yeniden çevrimi ve ilk bölümden hikayeye devam eden bir film şeklinde üç dedikodu var. Üçü de nefis olabilir.

Yep yeni bir blog sitesi fakat bu blog sitesinin farkı altında da farklı bloglar var. Bu bloglar yabancı ünlüler ile ilgili.

Top Celebrity

Top Celebrity karışık tüm ünlüler ile ilgili bu blogun altında ise Lindsay Lohan, Miranda Kerr, Hayden Panettiere, Kim Kardashian, Alessandra Ambrosio, ve Petra Nemcova blogları var.

http://galeri.sabah.com.tr/index.php?galerisec=213

http://artizler.blogspot.com

http://watchcelebrities.blogspot.com/2007/06/adriana-lima-photoshoot.html

Hollywood aleminin gençliğe empoze etmeye çalıştığı yeni bir akım var. Ana felsefesi ise; “paralı ve ünlü iseniz dilediğiniz gibi giyinin, gençliğinizi doyasıya yaşayın ve hiçbir şeyi kafanıza takmayın”. Bu akım çerçevesinde bir sürü örnek sunuyorlar önümüze: Nasıl kazanıldığı belirsiz olan paralarla her gece barlara takılan, galalarda saf kız edalarıyla salınan, trendleri takip etmeye çalışan(ellerine yüzlerine bulaştırarak) ve magazin dergilerine bol bol malzeme sunan günümüz Hollywood yıldızcıkları. Paris Hilton bunun ilk örneklerinden biriydi. Şimdi onun dişli bir rakibi var, hem de ondan daha genç ve taze: Lindsay Lohan.
Lindsay, Angelina Jolie’ye benzeme uğruna bukalemun gibi şekilden şekile giriyor, kaşıyla, gözüyle oynuyor, kıyafetleriyle sıradışı bir tarz yaratmaya çalışıyor. Peki başarılı olabiliyor mu? 14-18 yaş aralığındaki genç kızlar için o bir diva; ama öyle kişiliksiz bir tarzı var ki gençliğimin tadını çıkarmaya çalışayım derken girmediği soytarılık kalmıyor. Gayet rüküş giysiler, aksesuarlar ile moda dergilerinde bile övgüler alabiliyor kimi zaman. Hatta stilini oluşturmak için stil danışmanlarına tonla para ödemesi de kulaktan kulağa dolaşan dedikodular arasında. Bir ara üzerinden düşmeyen taytlarıyla bütün moda dergilerin sayfalarını süslemiş, yeni dönemim bir numaralı trendsetterlarından biri ilan edilmişti.

Akranı Paris Hilton gibi teşhircilikten hoşlanan yıldız, modayı araç olarak kullanmaya çalışırken moda kurbanına dönüşüyor. Haliyle o kadar para kişilik sahibi bir stilin anahtarı olmaktan çıkıyor, ne yapılacağı belli olmayan, gereksiz şeyler için harcanan bir nesneye dönüşüyor. Tabii o halinden memnun. Benim gibilere de “bu kadar da rüküş olunmaz ki canım” gibi cümleler kurmaktan başka bir şey kalmıyor ne yazık ki.

fransız bir kardeşimiz bir blog açmış, içine de bir aptal kızlar yarışması koymuş. adaylar amerikalı Lindsay Lohan, Jessica Simpson, Britney Spears, The Olsen Twins, Paris Hilton, fakat kardeşimiz fransız kızları da unutmamış Loana, Lorie, Indra, Eve Angeli. bende türkleri eklerdim ama bizimkiler bir garip hemen mahkemelere veya kolaylık olsun diye yargısız infazcı medyaya koşuyorlar. pink’in stupid girls klibini izler,yarışmaya katılır, belkide türk kızları hususunda yardım edersiniz.

Kahvenizi parmağınızla karıştırmak, Lindsay Lohan mı Kate Moss mu daha çilli diye düşünmekten bile beter bir durum. Mutfağa kaşık almaya gidemeyecek kadar üşengeçseniz ya da kaşığın bulunmadığı ıssız bir adadaysanız sütlü şekerli kahvenizi karıştırmak için Whirl Wind Cup kullanacaksınız. Bir düğmeyle altındaki pırpır dönüp kahvenizi karıştıracak, bir yandan da hafiften kahvenizi ısıtacak. Hatta sıcak çorbanızı da soğutabilir belki. Bakın bir anda Lindsay’in mi yoksa Kate’in mi göğüsleri daha büyük diye düşünmek kadar kolaylaştı hayat. Hediyesi 22 dolan. Bu lafı da hiç anlamamışımdır.