bildirgec.org

Bu yılki Altın Küre ödül törenleri yıldızların giydikleri elbiseler, makyajları ve taktıkları pahalı mücevherlerle yine adından söz ettirmeyi başardı. Şıklık konusunda birbirleriyle yarışan Hollywood yıldızları, ünlü moda tasarımcılarının kendileri için özel olarak hazırladıkları elbiselerle rakipleri arasından sıyrılmaya çalıştılar.Moda sektörü için büyük önemi olan Altın Küre ödül töreninde Reese Witherspoon, Penelope Cruz, Jennifer Lopez, Sienna Miller ve Renee Zellweger en şık isimler arasında başı çektiler. Beyazın renkler içinde hakim olduğu gecede straples elbiseler bu senenin gözdesiydi.

Drew Barrymore, Naomi Watts, Angelina Jolie ve Patricia Arquette gibi isimlerin tercih ettiği straples elbiselerin yanısıra, Sienna Miller ve Jennifer Lopez bu sene çokça konuşulacak olan Helenistik öğelere gönderme yapan elbiseleriyle adeta Yunan mitolojisinden fırlamış tanrıçaları andırıyorlardı. Özellikle Sienna Miller’ın iki yandan örgü yapılarak topuz şeklinde toplanan saçları tam bir tanrıça havası katıyordu oyuncuya.
Makyaj trendlerinde kırmızı rujun, pembe yanakların ve eyelinerlı gözlerin öne çıktığı gecenin en rüküşleri ise bize göre Jennifer Garner, Beyonce Knowles, Patricia Arquette ve Rinko Kikuchi idi.

Hamileliğin kadınları çirkinleştirdiği söylenir. Bu ne kadar doğru, tartışılır; ama şöyle bir şey var ki hamile kadınların kilosuna dikkat etmeleri gerek. Kaldı ki doğumdan sonra birçoğu eski ideal kilosuna dönmekte zorlanıyor. Bu çerçeveden bakıldığında güzellikleriyle para kazanan yıldızların daha da bir dikkatli olması gerekiyor. Tabii bazıları bunu abartıp( Ebru Şallı örneği gibi) yemesinden içmesinden keserek, bu özel zamanlarda bile perhiz olayına giriyor ki şaşmamak elde değil. Aslında bir açıdan hak vermek lazım onlara. Sonuçta ünlüler ve güzellikleriyle prim yapıyorlar. Film ve müzik yapımcıları, keza basın, eski şaşaalarını kaybettikleri anda onları kapının önüne koymaktan asla çekinmeyecek. Herşeyin bir bedeli olduğu gibi şöhretin de ağır bir bedeli var. Bu yüzden hamilelik dönemlerinde bile kendilerine çeki düzen göstermek zorunda çoğu isim. Keza bunu da layıkıyla başarıyorlar.

Yazı yazmayı seviyorum; ama moda ile ilgili yazmak daha çok hoşuma gidiyor. Deli gibi modayı ve trendleri takip etmiyorum, o kadar param yok çünkü. Kendi kendime tarzıma gidebilecek şeyler uyduruyor, kendime yakışanı giyiyorum. Sırf “şu, bu trend” diye vücuduma gitmeyecek şeyleri körü körüne uygulayan biri değilim. Mesela taytları vücut şekline bakmadan, kötü göründüğünü umursamadan giyen bir sürü kız salınıyordu bir ara sokaklarda. Gerçi o onun zevki, kendini nasıl hissediyorsa öyle giyinir, süslenir. Benim lafım tarz olmaya çalışayım derken bunu eline yüzüne bulaştıranlara. Sienna Miller da arada uçuk kaçık, hoş görünmeyen tiplere bürünüyor; lakin her daim kendi tarzını oturtmuş biri o. Keza Kate Moss da öyle. Amaan bana ne, ben kendi işime bakayım en iyisi. Arada hafif.org’a moda yazıları yazayım, şöyle bir güzel görsellerle süsleyeyim, kendimi rahatlatayım, başkalarını da rahatlatabilirsem ne ala.

Hollywood aleminin gençliğe empoze etmeye çalıştığı yeni bir akım var. Ana felsefesi ise; “paralı ve ünlü iseniz dilediğiniz gibi giyinin, gençliğinizi doyasıya yaşayın ve hiçbir şeyi kafanıza takmayın”. Bu akım çerçevesinde bir sürü örnek sunuyorlar önümüze: Nasıl kazanıldığı belirsiz olan paralarla her gece barlara takılan, galalarda saf kız edalarıyla salınan, trendleri takip etmeye çalışan(ellerine yüzlerine bulaştırarak) ve magazin dergilerine bol bol malzeme sunan günümüz Hollywood yıldızcıkları. Paris Hilton bunun ilk örneklerinden biriydi. Şimdi onun dişli bir rakibi var, hem de ondan daha genç ve taze: Lindsay Lohan.
Lindsay, Angelina Jolie’ye benzeme uğruna bukalemun gibi şekilden şekile giriyor, kaşıyla, gözüyle oynuyor, kıyafetleriyle sıradışı bir tarz yaratmaya çalışıyor. Peki başarılı olabiliyor mu? 14-18 yaş aralığındaki genç kızlar için o bir diva; ama öyle kişiliksiz bir tarzı var ki gençliğimin tadını çıkarmaya çalışayım derken girmediği soytarılık kalmıyor. Gayet rüküş giysiler, aksesuarlar ile moda dergilerinde bile övgüler alabiliyor kimi zaman. Hatta stilini oluşturmak için stil danışmanlarına tonla para ödemesi de kulaktan kulağa dolaşan dedikodular arasında. Bir ara üzerinden düşmeyen taytlarıyla bütün moda dergilerin sayfalarını süslemiş, yeni dönemim bir numaralı trendsetterlarından biri ilan edilmişti.

Akranı Paris Hilton gibi teşhircilikten hoşlanan yıldız, modayı araç olarak kullanmaya çalışırken moda kurbanına dönüşüyor. Haliyle o kadar para kişilik sahibi bir stilin anahtarı olmaktan çıkıyor, ne yapılacağı belli olmayan, gereksiz şeyler için harcanan bir nesneye dönüşüyor. Tabii o halinden memnun. Benim gibilere de “bu kadar da rüküş olunmaz ki canım” gibi cümleler kurmaktan başka bir şey kalmıyor ne yazık ki.

Zamanının ayrıksı, ultra kışkırtıcı tasarımlarıyla kadınları büyüleyen Tom Ford, YSL ve Gucci’ye moda aleminde eski şaşaalı günlerini geri kazandırdıktan sonra modaya yön verme işini bırakıp birçoğumuzu hayal kırıklığına uğratmıştı. Biz hayal kırıklığı yaşarken, o istediği işi, severek ve büyük bir arzuyla yapıyordu aslında. Hangi mecraya eli değse harikalar yaratan modanın sihirbazı, Estee Lauder ile anlaşıp, yanına da kankası Domenico de Sole’ yi alarak güzellik alanına el atınca anlamıştık farklı bir oluşumlar yaşandığını. Allahtan çok bekletmedi bizi de son tasarımları olan güneş gözlükleriyle içimize su serpiverdi.
Bedenlerimiz yaz aylarını çoktan geride bırakıp kışın örtülerine bürünürken, İtalyan markası Marcolin için özel olarak hazırladığı gözlük koleksiyonuyla 2006’ya hızlı bir giriş yapan Tom Ford, gözlükleriyle adından söz ettirmeye devam ediyor. Belki bizim için geç kalmış bir yenilik; ama olsun. Yazın Keira Knightley, Charlize Theron ve J-lo gibi isimlerin gözünden çıkartmadığı, Angelina Jolie, Kate Moss ve Gwen Stefani gibi ne giyse kendisine yakıştıran isimlerin kışın bile kullanmaktan çekinmediği bu gözlükler ultra lüks ve 1950’lerin Jackie Kennedy şıklığını yansıtıyor. Açık pembesinden koyu yeşiline kadar birçok rengi bulunan, Whitney ve Jennifer ismi verilen gözlükler, plastik çerçeveli olmalarına rağmen UVA ve UVB ışınlarına karşı gözü korumalarıyla, şık lazer kesimleriyle, dereceli lens kullananlar için son derece için uygun oluşları ve hafiflikleri ile dikkat çekiyorlar. İşte bu gözlüklerin yaratıcısına birbirinden güzel methiyeler dizmek geliyor insanın içinden. Sen tasarımlarınla bizi ihya etmeye devam et Fordcuğum. Biz seni her zaman takip etmeye çalışacağız çünkü, her halinle güzel olduğunun bilincinde olarak.