bildirgec.org

labirent hakkında tüm yazılar

Pan’ın Labirenti

woofwoof | 09 May 2007 09:33

Film afişi
Film afişi

9. Uluslararası Eskişehir Film Festivali Pan’ın Labirenti‘ni gündeme getirdi. Bu peri masalında 20. yüzyılın acımasız geçmişi gözler önüne seriliyor. Türkçe altyazı ile İspanyolca yayınlanan film “En İyi Yabancı Film” de dahil 6 Oscar‘ı evine götürmüş idi. Ayrıca “En İyi Yönetmen” Oscar’ını da hakettiğini söyleyenler az değil. Bu dalda hiç Oscar alamayan Martin Scorsese‘e kıyak yapıldığı bir gerçek.

Pan ve Ofelia
Pan ve Ofelia

Filmi anlatmak istersek işe Ofelia‘dan başlamalıyız. Öksüz İspanyol kızın annesi Francisco Franco‘nun ordusunda görevli bir yüzbaşıyla evlenmiştir. 1944’te Yüzbaşı Vidal‘in isyancılarla mücadelenin yürütüldüğü kampına doğru yola çıkarlar. Ofelia kampa vardıklarında, yol boyunca kendilerini takip eden bir böceğin peşi sıra ormanın içinde bulunan taş sütunlara gider. İşte büyülü ve ölümcül derecede ciddi olayların başladığı yer burasıdır.

Labirent çözen robot

| 01 May 2007 21:47

bir üniversite öğrencisinin hazrıladığı proje imiş gezinirken rastladım. cmos kamera kullanarak , çarptığı yerden geri dönüyormuş ve en sonunda labirentten çıkmayı başarıyor tabii

işte robotumuz
işte robotumuz

şu linktede videosu var

DHL Sevgililer günü Labirenti

nihilanth | 24 January 2007 14:15

Sevgililer günüyle birlikte firmalar internette reklam kampanyalarına çeşitli oyun/hediye kampanyaları ile birlikte devam ediyorlar. Kargo firması DHL’nin sitesinde bir labirent var. Bu labirenti geçtikten sonra karşınıza çıkacak soruya cevap veriyorsunuz ve sevdikleriniz için bir mesaj yazıyorsunuz. Jüri en iyi mesajı seçiyor ve kazanan Ritz Carlton Istanbul’da çift kişilik konaklama kazanıyor.

LaBiReNT ÇöZMeYi SeVeNLeR iCiN

hypn0s | 16 January 2007 08:03

100 değil 1000 değil 1000000 hiç değil tam 1 milyar tane labirent bulunan aşmış bir site. Labirentleri yazıcıdan çıkartma özelliği var. Bu sayede monitörünüz çizgi çizgi olmayacak 🙂

ÖRÜMCEK KAFALI

hipangel | 13 December 2006 22:39

Hayat bizden bir şeyler götürdü deriz hep.
Oysa karakterimiz değişir sadece.
Bizden bir şeyler götürmez;
Aksine bir şeyler katar.
Bir kapıyı kapatır, bir diğerini açar.
Aslında kapıları kapayan da açan da bizlerizdir;
Ama bunun farkında değilizdir.
Gözlerimizi açıp etrafımızdaki fırsatlara bakmak varken,
Eskiye takılıp, sınırlarımızla kapatırız yeni şansları.
Bunları kaçırdığımızı da farkedip bunlar için pişman oluruz bir de.
Hayatımız, pişmanlıklarımızın toplamı olur.
Her seferinde ”tamam,bu sefer farklı olacak,
Bu sefer gerçekten değiştim.”, deriz;
Ne yazık ki değişen bir şey yoktur.
Sadece kendimize olan güvenimizi ve zamanımızı kaybederiz.
Bunlar da sahip olduğumuz en değerli şeylerdir üstelik.
Kayıplar ve mutsuzluk yeni alışkanlıklarımız olur böylece.
Hepimiz birer örümcek oluruz.
Ama örümcekler kendi ağına yapışmaz.
Bizim farkımızsa,
Kendi ördüğü ağa yapışan ve hareket edemeyen,
Saplanıp kalan örümcekler olmamız olur böylece.
Bile bile örümcek oluruz.
Örümcek oluruz, hem de BİLE BİLE !

Labirent

ELOY | 25 September 2002 20:54

Klasik, klişe, sıradan lanetli bir labirent. Yaşam!

Çabalıyorum işte boşu boşuna! Her zaman istediğim, hiç bir zaman olamadığımdı… ve zamanın realitesi ne kadar kaçsama ensemde oldu hep.. hep sıkıştım aşk’la dosktluk arasında. Seni Seviyorum demek hep zor geldi. Olmayacak kılıklara girdim durdum.

Saplantılarım oldu çoğu zaman, birde amaçlarım. Ama bu amaçlar diğerlerine hep saçma geldi. – hayal, ütopya… ama hepsi pembeydi… – Klasiktir bir şey çıkar karşına son sürat gidiyorken, frenlersin. Mecbusundur. Çünkü onu öldürmek istemezsin… ama nerden bile bilirsin ki onun daha sonra seni öldürebileceğini…

Tanıdıklarım, isteklerim, çevrem ve hayallerim hep çakıştı durdu. Dünyayı taşımak istedim… Dünyayı taşımak olanaksız mı?.. Hiç denemedik ki!..

Dostlarım oldu bir de, ama bunlar gerçek olanlarıydı, sadece sandıklarımda vardı… Şimdi bir daha düşünüyorumda hayat bir labirent değil mi?..