bildirgec.org

koku hakkında tüm yazılar

kokun ve yağmur üzre yazılmıştır.

semazem | 10 October 2006 16:14

gece. salonda uyumuşum. ışık yakmamıştım. mumlar sönmüş. karanlık. dışarıdan bir hışırtı geliyor. belli ki yağmur yağıyor. dalları balkonumun penceresine çarpan kiraz ağacının sensiz koparmaya kıyamadığım meyveleri acaba dökülür mü ? dökülürse “sensiz yapamadıklarım” defterine bunu da mı ekleyeceğim? “sensiz yapamadıklarım” defterini iptal edip de “sensin yapamadıklarım” diye bir defter mi açsam ki?

yağmur hızlanıyor. derenin sesi coşar simdi. ya da derecik. ya da “yağmur yağınca su miktarı artan, sesi çoğalan, pencerem açıksa yağmur damlalarıyla birlikte içeri kaçan akan su parçası” her neyse işte..

koku

semazem | 10 October 2006 13:41

koku

ah ben istemez miyim bu başlığın altına şöyle patrick suskind gibi bir hikaye döktürmeyi. ya da hangi tene hangi koku iyi gider gibi, bir koku üstadı ahkamı kessem. ama ne yazık ki burada bahsetmek istediğim kokular öyle edebi ya da keyifli kokular değil, tam tersi pis kokular; insan kaynaklı pis kokular.

insan kaynaklı pis kokular diyince ilk akla gelenler sanıyorum ter kokusu, ayak kokusu, ağız kokusu ve bir de barsak gazı kokusudur. bunlardan sadece sonuncusu ise özel bir isimle anılır 🙂 diğerleri kokan nesnenin sonuna “kokusu” getirilerek söylenir.

kokmayan kaka istiyoruz

neoturk | 30 September 2006 09:44

siz tuvaletten çıktıktan sonra insanlar burunlarını kapatarak mı giriyor, ve içerdeyken tüm akrabalarınızın adını öğrenmeye mi çalışıyor? bu dertten kurtulmanın ve sizden sonra tuvalete girme kuyrukları oluşturmanın yolu, bu ürünü kullanmaktan geçiyor. ne mi ? my shit dont stink ( benim kakam kokmaz 🙂

kokmayan k.k istiyoruz
kokmayan k.k istiyoruz

tarçın

asymptot | 23 September 2006 13:34

tarçın defnegiller ailesinden sürekli yeşil kalan bir ağaç. bu ağaçtan elde edilen baharat ise insanlık tarihinin en eski baharatlarından biri. eski mısırlılar, çinliler ve avrupalılar kullanmışlar.

tarçın yüksek oranlarda c vitamini, kalsiyum, demir ve manganez içerir.

cinsel çekiciliğin sırrı

asymptot | 28 August 2006 13:07

feromonlar insanlarda ve hayvanlarda bulunan, kokusu olmayan salgılar. bu salgıları insanlar en çok koltukaltlarından salgılıyorlar. havaya yayılıyor. ve havadan diğer hayvanlar/insanlar karşıdakinin ne salgıladığını algılıyor. ne yazıkki bilim bunu keşfedeli 20 yıldan biraz fazla olmuş.
böyle bir şey keşfedilir de kullanılmaz mı?
insanların böyle bir bilgiden mahrum kalması düşünülebilir mi? şüphesiz ki hayır.
araştırılmış, insana özel feromonlar bulunmuş ve listelenmiş.

androstenone: insanlarda ve domuzlarda bulunuyor. hem erkeklerde hem de kadınlarda ama daha çok erkeklerde bulunuyor, agresif, dominant bir aura yaratıyor.
androsterone: yalnızca erkeklerde bulunuyor, maskülen bir aura yaratıyor ve güvenli bir aura yaratıyor. kadınlar bu feromon olan kıyafetler giydiklerinde fdaha iyi bir moodda oluyolar.
copulins: erkekler bu feromonu farkettiklerinde uyarılıyorlar ve eğer ortamda kadın varsa üreme içgüdleri harkete geçiyor.
burada ise feromonları kulanacaklar için yararlı bilgiler var.
feromonun etkili olması için ne kadar zaman geçmeli, feromonları nereye sürülürse daha etkili olur, kendi doğal feromonlarımla yapay feromonlar karışırsa neler olur, copuins kullanan kadınlar diğer kadınlar için çekici hale gelir mi ve çok daha fazla soru yanıtlanmış.

koklaşa koklaşa

plumprune | 24 August 2006 18:02

Belki bilgisi olan vardır, ben yeni keşfettim. Dr. Alan Hirsch‘in kurup yönettiği, koku ve tat alma üzerine çalışmalar yapan The Smell & Taste Treatment and Research Foundation (STTRF) adında bir kuruluş varmış. Dr Hirsch, 25 yıl uğraşmış, üşenmemiş o koku senin bu koku benim incelemiş, bir sürü insan üzerinde denemiş ve enteresan sonuçlar elde etmiş. Gizmag‘da yayınlanan eski tarihli bir makale ile dikkatimi çeken bu beyefendi, erkeklerin gözünde kadınları neştersiz doktorsuz iki fıs fısla gençleştiriyormuş. Erkekler, “Timeless View” isimli bu formülü kullanan kadınları, oldukları yaştan ortalama altı yıl daha genç algılıyormuş. Timeless View’in, bildiğimiz vücut spreylerinden -kadınları olduğundan genç göstermesi dışında- hiçbir farkı yokmuş.

içimize kadar axe…

john.doe | 05 May 2006 11:39

axe o kadar iyi kokmasa da (otobüslerde 10 kızın sinek kağıdına yapışmış gibi erkeklere yapışan kızlar görmüyorum) reklam kampanyaları takip etmeye değer, burada iç çamaşırı ile ilgilisi…

araba motoru

| 28 November 2005 15:55

içinde google geçen ya da bir şekilde google’dan bahseden her sayfanın “rank”ı, bana garip gelen bir şekilde artıyor internette. google, milletin sayfalarını indexleyip başkalarına rahat bulması için bir sürü seçenek sunuyor; evet. günde en az 1 saat kullanıyorum; buna da evet. yine de içimde google’a karşı bir sinir var anlamsızca… yaptığım sitelerin encoding sorunlarından dolayı japonca gibi indekslenmesi değil sorun 🙂 tekelleşmeye hep karşıydım, sanırım ona dayanıyor.

Google’un base hizmetinde ise yeni gelişmeler var. Ana sayfasındaki arama ve google images içerisindeki aramalarda porno gibi bazı sektörlere karşı uyguladığı (sonuna kadar arkasında olduğum) filtre uygulamasının başarısından sonra, yeni çıkardığı “Google Base” uygulamasında bu başarısını yakalayamayışı bende bazı soru işaretleri uyandırdı. Başka bir firma olsa, “zamanı yoktur, parası yoktur, teknolojisi yoktur” türü bahaneler işe yarayabilirdi ama porno sektörünün google adbase’i istilası konusunda burnuma başka kokular geliyor. koku kötü olmasına kötü, ama ne kokusu olduğu ilerleyen zamanlarda çıkacak sanırım ortaya…

özetle, motorun yemini pornoyu görene kadar olmasın?

kırmızı et..neden!!

| 30 April 2005 20:38

bazen o kadar yalnız hissediyorum ki kendimi;yaşamak bi eziyet gibi sanki..arkadaşlarının sucuğa tapması,yemeğe gidildiğinde illaa dana etinin tercih edilmesi,kokoreç hakkında yapılan uzun sohbetler,gittiğin kafelerin menüsünde yiycek bişey bulamamak,okul yemekhanesinde yapılan her 3yemekten 2sinin et yemeği olması;dolayısıyla senin sadece çorba yemek zorunda kalman….neden diyorum her gün;neden bu ezikliği çekmek zorundayım?niye her yerde et olmak zorunda ve neden her gittiğim yerde illaha sucuk ya da ciğer kokmakta!.(offf,sucuktan tiksiniyorum desem…)