bildirgec.org

köken hakkında tüm yazılar

KELİMELERİN SOYAĞACI

mucizemsin | 10 November 2008 13:38

Sürekli kullandığım yada yeni öğrendiğim kelimelerin etimolojisini hep merak etmişimdir. Kelimelerin hangi dilden Türkçemize geldiğini, kelimelerin ortaya çıkışlarını ve kökenlerini araştırmak ilginç gelmiş, bu konuda Hasan Eren, Sevan Nişanyan gibi isimlerin Etimoloji Sözlüklerini karıştırmaktan da zevk duymuşumdur.

Bazı kelimelerin ortaya çıkış hikayeleri çok ilginçtir. İngilizce’de “assassination”, dilimizde de “suikast” olarak kullanılan sözcük; dünyadaki en önemli suikatçilerden olan Hasan Sabbah’ın, müridlerine suikast yaptırmak için kullandırttığı haşhaş sözcüğünden gelmektedir. Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılışına zemin hazırlayan Batinilik (Haşhaşilik) hareketlerinin lideri olan Hasan Sabbah-ki dünyadaki ilk terör örgütünün lideri olarak da tarihe geçmiştir- fedailerini haşhaş otu ile uyuşturup, Selçuklu’nun ünlü veziri Nizamülmülk’e ve önemli komutanlarına suikastler düzenlemiştir. (Daha ayrıntılı bilgi için Amin Maalouf “ Semerkent”, Wladimir Bartol “Alamut: Fedailerin Kalesi” kitaplarına bakınız.)

“Laz” nedir ?

mahirgul | 23 January 2008 00:18

Nereden geldikleri hakkında çok çeşitli söylemler vardır. Kesin kökenleri hakkında halen daha tartışmalar sürmektedir. Bu konunun ayrıntılarını çok derinlemesine araştıramadığım için kesin bir şey yok. Ancak yine internetten bulduğum bilgilere göre “Legz” denen bir Türk kavminden geldikleri söylenmektedir. Lazların aslında Gürcü oldukları hatta ve hatta Rum oldukları daha da öteye gidersek Yunan oldukları falan söylenir ama bu bilgilere ne derece değer verilebilir bilinmemektedir. Aslında kesin olarak kanıtlanabilmiş herhangi bir dayanakları yoktur ve bu bilgiler söylenti olarak kalmaktadır.
“Laz” Kelimesinin sözlük anlamı olarak karşımıza bunlar çıkmaktadır.
1. Güney Kafkasyalı bir halk veya bu halktan olan kimse. Bu halkla ilgili olan.
2. Doğu Karadeniz bölgesinde, bilhassa Rize dolaylarında yaşayan bir kavim. * Bu kavimden olan kimse.

Aslında enteresan insanlar oldukları söylenebilir. Öyle ki Karadeniz fıkralarının baş aktörü olarak Lazları görürüz.
Çok zeki olmalarının yanı sıra 12’den sonra kafalarının çalışmadığı, iki işi bir arada yapamadıkları, geç anladıkları veya olguları yanlış yada abartılı anladıkları yönünde çeşitli söylemlerle de karşılaşmaktayız.
Bu güzel özelliklerine yedikleri yemeklerde de karşılaşabiliriz. Örneğin Laz böreği denen şey aslında tatlıdır ama adı börek olarak geçer.
Aslında hamsi dendiğinde akla ilk önce Lazların gelmesinin asıl sebebi de bu leziz balık türünün her türlü yemeğini, çorbasını, tatlısını, böreğini, çorbasını ve turşusunu yapmış olmalarıdır.
Aldıkları eğitimin derecesi, içlerinde bulunan Lazlık genlerini değiştiremediği için karar verme ve uygulama aşamasında aldıkları eğitim yerine genlerindeki bilgilerden daha çok faydalandıkları konusunda da çeşitli iddialar bulunmaktadır.
Akıl ve zeka konularını bir yana bırakırsak, aslında eğlenceli insanlar oldukları su götürmez bir gerçektir. Kendilerine özgü şaka anlayışları, oyunları ve hayatlarıyla kültürümüze renk katan çok önemli bir grup olarak değerlendirebiliriz.
Bazen şakaları çok ağır olabilmekle beraber şakayla insan öldürebilecek kadar ileri gidildiğine dair anlatılarda mevcuttur. Olaylara bakış açıları farklı olduğu için hareketleri (normal insanlara demeyeceğim ) Laz olmayanlara komik gelebilmektedir. Bu durum onlar için utanılacak bir durum oluşturmaz aksine gülünecek hatta övünülecek bir hale bile getirilebilir.

Ananın Örekesi!

| 19 October 2006 12:43

börtü böcek, mitki, sebze derken kelimelerin kökenine yolculuğa dalıyoruz… buyurunuz…

yün eğirirken kullanılan bir ucu sivri, bir ucu çatal biçiminde
olan tüp şeklindeki tahta aleti “küfür” niyetine kullanmak da
nereden çıkmış olabilir?

“yok deve”, derken bir işin saçmalık ve olağan dışılığı, olasılık harici ve mantıksızlığı murad ediliyorsa, benzeri bir anlam
kapsamı da “ananın örekesi” için geçerli olabilir.
bir bakalım: ebelerin doğum yapan/yapacak kadını oturttukları sandalyeye “öreke” denmektedir çünkü!

1 mayıs’ın kökenleri

cebrailiye | 01 May 2006 23:03

Bir proleter bayram gününü, sekiz saatlik iş gününü elde etme aracı olarak kullanma düşüncesi ilk kez Avustralya`da doğdu.Avustralyalı işçilerin örneğini ilk izleyen Amerikalılar oldu ve devamı için..