Bazen bir kelimede bazen bir cümlede, insan kendi hayatından bişeyler bulurda düşünürde düşünür ya, kararlar alır yeniden yeniden, uygulayamaz bozar, yeniden şekillendirir yeniden bozar gelir geçer, sonra tekrardan tekerrürler..
Ben şüpheyle bakıyorum “ben hiç kindar değilim” diyen insanlara.. Yalan söylediklerini düşünüyorum. Yalan değilse de akılsız adam unutur yaşadığı hayal kırıklıklarını, çünkü akıllı adam için bu gelecekte karşılaşacağı benzer durumlar için bir klavuzdur. bence doğrusu da budur. gerek varmı tekrar tekrar yaşamaya ? ama bir yandan da bizi unutmaya meyilli yetiştiriyoorlar bunu da biliyorum. okuldayken ben, çok net hatırlıyorum, döenm arasında hocalarımız değişirdi. yeni gelen hoca eskisinin tarzını beğenmezdi( doğru olsa da olmasada, beğense de beğenmesede beğenmezdi.) bize unutturmaya çalışırdı eski sistematiği. unuturduk. onun kendi işleyiş biçimine adapte olurduk. sonra bi başkası sonra bi başkası. karşılıklı iliişkkilerde böyle. eskinin gölgesine kalma korkusuyla, olunmayan insanlar gibi davranmanın tek sebebi de bu değil midir zaten?. “ben bi iki ay kasayım da kendimi, nasıl olsa yeniye alışınca eski halime dönebilirim, şimdi illa ben olmayayyım, saklayayım biraz kendimi”
Bireysel unutkanlıklarımız haricinde toplumsal olarakta unutmaya meyilli yetiştiriliyoruz. unutuyoruz VATAN dediğimiz, DİL imiz dediğimiz kavramların nasıl oluştuğunu. unutuyoruz nasıl kazanıldıklarını.. uzun lafın kısası beni okuduğum bir söz bu konulara sürükledi “HAFIZA-İ BEŞER NİSYAN İLE MALÜLDÜR”.. Yani diyorki “insan hafızası unutkanlık ile yaralanmıştır”..
unutmamak lazım. iyiyi kötüyü, güzeli çirkini, yaşanmışlıkları, hayalleri, idealleri,rüyaları, riyaları ve nokta noktaları….
SNT