bildirgec.org

kıç hakkında tüm yazılar

Popo terine son!!!

Beacool | 21 August 2010 14:34

Popo terine son!!!

Gülmeyin! Arkanızda gözünüz yok...
Gülmeyin! Arkanızda gözünüz yok…

Yazın yavaş yavaş gülen yüzünü bize ters çevirdiği bu dönemde İzmir gibi sıcak (ve güzel) bir şehirde yaşayanların halen oturdukları yerde terlemeleri devam ediyor. Bilakis iş başında sürekli oturmak zorunda kalan kişilerin başına gelen bu sıkıntı günün ilerleyen saatlerinde pestile dönmüş bir arka tampon daha da ile çekilmez oluyor…

Çalışma şekli...
Çalışma şekli…

Bulunan ortamda klima filan çalışsa dahi sürekli üzerinde oturduğunuz bölgeye çok bir etkisi olmamasının yanında birçok işyeri uzun süreli klima serinliğine bile izin vermemekte. Bu noktada size tanıtacağım ürünümüz belki sizi tamamen serinletemiyor ama en azından hassas bölgelerinizin elma yanaklarının yapısına ters bir şekilde üfleyerek serinletip rahatlık sağlıyor.

Sanrı

proksima[pilli_silinen_hesap] | 01 December 2007 16:35

Günboyu binmeye tereddüt ettikten sonra buradaydı işte. Kursak derdi ağır basıp, içine işlemiş deniz korkusunu yenmiş, feribotun Harem’den kalkan son seferlerinden birisine binmeye cesaret etmişti.
Trenlerin tempolu süratine alışmış yorgun ayakları, daha attığı ilk adımda devasa ataletiyle bu yekun metal gövdeyi yadırgayıverdi. Soğuk rüzgar denizin yüzünü buruşturup, küpeşteden birkaç aracın olduğu geminin kıç tarafında doğru esti. Hissettiği ürpertiye aldırmadan, hızlı adımlarla feribotun sol kenarından ilerleyip, dar ve paslı merdivenleri takip ederek yukarıya çıktı ve yolcuların olduğu bölüme doğru yürüdü. İçeridekiler, sadece oradaki kalorifer petekleri çalıştığı için yolcu salonunun sağ tarafında toplanmışlardı. Göz göze gelmemek için farklı yönlere dönmüş çay içen iki kişi, ayakta dikilen bir delikanlı, bir anneyle çocuğu, koltuğa gömülmüş yorgun bir kadın, hepsi topu iki elin parmakları adedinceydi tüm yolcular. Çocuğunu uyutan anne, gözlerini karşı koltukta yatan oğlundan kaldırıp, ona elindeki iğne setlerinin fiyatını sordu. Bir diğeri bir örnek aldı. İnceleyip geri verdi .

Yazın yediğin hurmalar

kopanisti | 03 August 2007 12:16

Amcasının umreden getirdiği bir paket hurmayı babasından gizlice ve aceleyle midesine indirirken yakalanmamak adına telaştan yuttuğu çekirdeğin midesinde oniki günde çimlenerek uzayan dalının kıçından çıkabileceğini tahmin edememişti. Önceleri derinden ve kışkırtan bir kaşınma hissediyor ve bunu hayra yormuyordu, cinsel tercihlerinin değişmemesi için her gece yatarken dualar ededursun, çimlenen çekirdekten çıkan dal uzamaya ve çıkışa yaklaşmaya devam ediyordu. Mevsimlerden yaz, aylardan temmuz olması nedeniyle ailenin aklına bu sıcaklarda hurma yemek gelmediğinden ötürü, ramazan günleri için ayırdıkları bu hurma ile şu anda ilgilenmediklerinden oğullarının bu durumundan haberdar olmaları da imkansız gibi gözüküyordu. Yenen bu hurmalar oniki gün sonra kıçı tırmalamaya başlamış ve dalın ucu gözükmüştü, lanetlendiğini sanan oğul bir süre sonra insandan ağaca dönüşeceğine zannetmeye başlamıştı. yaşamak için ağacı bol bol sulamalı, biran önce büyütmeli ve kimseye çaktırmadan hemen ağaca dönüşmeliydi ama gelin görün ki içecek bir damla su dahi bulamıyordu, ağacın dalının ucu kıçından çıkmış uzamaya devam ederken kaşıntıdan aldığı zevk de artarak devam ediyordu. Bu zevkle yaşayabilmek arzusundaydı ama günün birinde mutlaka sona geleceğini ve vücudunun dağılarak içinden kocaman bir ağacın peydahlanacağını da biliyordu. Bu son gelene kadar kendini koyvermeye ve zevk almaya devam etmekten başka çaresi yoktu.