Amcasının umreden getirdiği bir paket hurmayı babasından gizlice ve aceleyle midesine indirirken yakalanmamak adına telaştan yuttuğu çekirdeğin midesinde oniki günde çimlenerek uzayan dalının kıçından çıkabileceğini tahmin edememişti. Önceleri derinden ve kışkırtan bir kaşınma hissediyor ve bunu hayra yormuyordu, cinsel tercihlerinin değişmemesi için her gece yatarken dualar ededursun, çimlenen çekirdekten çıkan dal uzamaya ve çıkışa yaklaşmaya devam ediyordu. Mevsimlerden yaz, aylardan temmuz olması nedeniyle ailenin aklına bu sıcaklarda hurma yemek gelmediğinden ötürü, ramazan günleri için ayırdıkları bu hurma ile şu anda ilgilenmediklerinden oğullarının bu durumundan haberdar olmaları da imkansız gibi gözüküyordu. Yenen bu hurmalar oniki gün sonra kıçı tırmalamaya başlamış ve dalın ucu gözükmüştü, lanetlendiğini sanan oğul bir süre sonra insandan ağaca dönüşeceğine zannetmeye başlamıştı. yaşamak için ağacı bol bol sulamalı, biran önce büyütmeli ve kimseye çaktırmadan hemen ağaca dönüşmeliydi ama gelin görün ki içecek bir damla su dahi bulamıyordu, ağacın dalının ucu kıçından çıkmış uzamaya devam ederken kaşıntıdan aldığı zevk de artarak devam ediyordu. Bu zevkle yaşayabilmek arzusundaydı ama günün birinde mutlaka sona geleceğini ve vücudunun dağılarak içinden kocaman bir ağacın peydahlanacağını da biliyordu. Bu son gelene kadar kendini koyvermeye ve zevk almaya devam etmekten başka çaresi yoktu.