bildirgec.org

kenan evren hakkında tüm yazılar

liderler, gerçekten lider mi?

| 10 October 2007 19:23

İnsanlığın avcı toplayıcı döneminde, az sayıda bireylerden oluşan grupların liderlerini fiziksel güç ve avlanma yetenekleri belirlerdi. Gruptaki en güçlü ve yetenekli bireyin lider olması kaçınılmazdı. Görev bölümü de çok açık ve netti. Erkekler avcı,toplayıcı, savunucu. Kadınlar toplayıcı, anne. Düşünmek, akıl yürütmek ve grubu yönlendirmek sadece lidere ait bir özellikti.

Tarım toplumu ve yerleşik düzene geçişle birlikte, birey sayısında önemli artışlar ve pek çok uzmanlık alanı meydana geldi. İnsanlar günümüzde olduğu gibi birbirinden değişik işler yapmaya başladılar. Bu yeni dönemle birlikte düşünme ve akıl yürütme tüm bireylerin özelliği haline geldi. Liderler önemli sorunlarla karşılaşmaya başladılar. Artık fiziksel güç ve zeka liderlik için yeterli değildi. Burada tamamen ayrı bir kurum haline gelmiş olan ordu devreye girdi. Arkasında ordu desteği olmadan otorite sağlamak mümkün değildi. Zamanla bu da yetmemeye başladı. Bu kez de tanrısal güçler devreye girdi. Eski Mısır’da firavun tanrıdan aldığı talimatları topluma iletirdi. Yönetimde artık üç kurum vardı lider, ordu ve rahipler.

Benim İçin Kenan Evren

cossack35 | 21 May 2007 23:37

Kenan Evren hakkındaki görüşlerim pek çok kişiden destek de buldu, müthiş bir şekilde karşı çıkanlar da oldu, bir de bu görüşleirimi bu ortamda açıklamayı istedim, sonuna kadar okursanız ne mutlu bana…

Benim Kenan Evren ile ilgili düşüncelerimin önemli ölçüde değiştiği bir olay vardır. Ülkenin eyaletlere bölünmesini, ve bunlardan birinin başkentinin Diyarbakır olmasını destekleyen açıklamalrı… Bu olayı milat olarak ele alırsak Kenan Evren’in milattan öncesini bir ele almak isterim…

Konuk olduğu bir tv programında Evren’e demokrasi katili yakıştırması yapıldı. Bu ülkede özgürlükleri engelleyen bir diktatör dendi kendisi için… Şöyle bir düşünelim… Askeri kanat niye darbeye ihtiyaç duyar?
Darbe öncesi Türkiye’nin durumuna baktığımızda şöyle bir manzarayla karşı karşıyayız.
Sağcıyım diyen insana solcular tarafından, solcuyum diyene sağcılar tarafından atılan kurşunlar arasında okumaya çalışan üniversiteli gençler… Bugün demokrasiden özgürlükten bahseden kişiler acaba o günün şartlarından haebrdar mıydı? Siyasi görüşünü açıklama özgürlüğün yok, onu bi kenara bırak üniversitede rahat ve huzurlu bir şekilde okuma özgürlüğün yok, sokakta kendini güvende hissederek dolaşabilme özgürlüğün yok…
Böyle bir durumda ülkenin güvenliğinden sorumlu olan askerin bu duruma seyirci kalması kadar korkunç bir şey olamaz. Ama askerin yaptığı anti demokratik bir hareketti diyorsunuz belki bazılarınız. Şu anki durumumuza bakalım… Ben ülkücüyüm veya komünistim dediğinizde üzerinize kurşunlar yağıyor mu? Sağ ve sol görüşlü öğrenciler farklı kantinlerde yemek yiyip, farklı sınıflarda mı derse giriyor? Hayır … Aksine, milliyetçi görüşe sahip bir insan olarak en yakın arkadaşlarımdan birisinin komünist olması bunun en güzel kanıtıdır bence… Demek ki ne olmuş? Başta anti demokratik bir hareket olarak görünen bir şey sonunda demokrasiye ulaşma yolunda önemli bir yol kat etmemizi sağlamış. Yanlış anlaşılmasın sürekli darbe olsun isteyen bir insan değilim ama başka çare kalmadığında da birilerinin elini taşın altına koyması gerekir die düşünüyorum. Bunu o zmn Kenan Evren yapmış, saygı duymak gerekir. Bugün üniversitemde taramalı tüfekler dolaşmıyorsa bunun Kenan Evren sayesinde olmadığını söylemek büyük haksızlık olur.
O darbe özgürlük kısıtlamadı, o darbe bize sağ salim okula gidip, kulağımızın dibinden kurşunlar geçmeden, vurulma korkusu yaşamadan siyasi görüşümüzü açıklama özgürlüğümüzü bize geri verdi. Elbette bu pat diye olmadı, aşırı sert önlemler alındı, pek çok kişi bu işten zarar gördü ama bir kuşak cahillikten ve daha kötüsü yok olmaktan kurtuldu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

epistemofili | 12 April 2007 23:10

Son günlerin en çok tartışılan konusu Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olup olmayacağıdır hiç şüphesiz. Kimileri böyle birşeyin olmaması için var güçleri ile çalışmalara başlamışken, kimileri de, karadeniz sahil yolunun açılışında gördük ki, hazırlamışlar afişleri var güçleri ile destekliyorlar Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını.

İsteyenler ve istemeyenlerin olduğu bir durumda tabii ki söylemleri ile bunu destekleyen ve desteklemeyenler de oluyor. İşte bu yapılırken de söylenen şeylerden vatandaşın aklı karışıyor. Anayasa ne diyor? Ceza Kanunu Erdoğan’ın seçilmesine engel mi? Seçildiği takdirde Anayasa Mahkemesinin vermesi gereken muhtemel karar ne? 184 ne oluyor, neden bazıları 367 olmalı diye ısrarcı?

Türkiye’ nin Geleceği

megantraum | 28 February 2007 09:56

Son zamanlarda pek gündemle ilgilenmek istemesem de üstüme üstüme gelmekte ısrar ediyor. Duyduğum, okuduğum her haberde biraz daha battığımızı hissediyorum. Çıkarılmaya çalışılan petrol yasası olsun, hergün şiddet yüzünden ölenler olsun, bayramlarda tatillerde iç savaş yaşamış gibi insan kaybetmemiz bu duyguları yaşamama neden oluyuor.
Şimdilerde ise cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimler var göze batan. “Tefe” ve “tüfe” kavramlarını değiştirip “enflasyonu yendik” diyen, dış politikada pasif kalıp, Irak’ ta askercilik oynamaya çalışan RTE, şimdilerde cumhurbaşkanlığına aday olmaya çalışıyor. Peki bunların arkasında ne var?
Aslında biraz üstünde düşününce buluyorsunuz neyin peşinde olduklarını ama bugün okuduğum bu haber düşündüklerimin doğru olduğunu ispatladı.
Kenan Evren “Bey”, ki kendileri “kanlı” olarak adalandırılabilecek 12 Eylül döneminde 7. cumhurbaşkanı(mız) oldu, Türkiye’ nin geleceği hakkında biraz fikir veriyor.
Kendi tespitim ise şudur ,ki istediğinizi düşünmeye hakkınız vardır: Türkiye, cumhuriyet süsü verilen bir yönetim sistemine “götürülmeye” çalışılıyor RTE ve güruhu tarafından. Önce cumhurbaşkanlığı ile gelecek “devlet başkanı” sıfatının koyulması, ardından hiçbir “kamu yararı” olmayan bir petrol yasası ile petrol gelirlerinin “eyalet” usulu ile çıkan bölge belediyesine aktarılması bu planın belki de küçük basamakları.
Umalım ya da ummaktan öte birşeyler yapalım ki Türkiye üstündeki halk hakimiyeti, egemenlik ortadan kalkmasın. Cumhuriyetimiz elden gidiyor farkında mıyız?

UĞUR MUMCU “Rabıta”

sinemasever | 01 February 2007 15:07

Bu yazı Um-Ag vakfı tarafından 1987 yılında birinci baskısı ve Ocak 1988 de 22. nci baskısı yapılan “RABITA” isimli kitabından alınmıştır.

Tarih boyunca oynanan oyunlar ve buna çanak açan kişi, kuruluş veya yabancı devletler, Laik Türkiye’miz üzerinde çirkin oyunlar oynamış ve daima İslam Devletinin kurulmasına çalışmışlardır. Konu bugün İktidarda olan hükümet nedeniyle, kanımca tekrar önem kazanmış bulunmakta.

Bu yazıda adı gecen soysuz Cemalettin Kaplan 1995 yılında ölmüş ve yerine kendisini halife ilan eden oğlu soysuz Metin Kaplan geçmiştir.

dolap

nahnu | 14 April 2006 16:38

ya hu günlük,

yine her zamnki gibi “dolap” tan adam yapıyordum ve 3. katta kalan adamın robot resmine ne kadar benzediğini farkettim.

sevgili günlük, sanırım artık 3.katta kalan adamı “dolap”tan suratlı adam olarak anacağız. lanet olsun bunu engellemek için bişeyler yapmamız lazım.

anakin, yu’ must do somthing quickly.