bildirgec.org

kelly macdonald hakkında tüm yazılar

Finding Neverland (2004)

queennothing | 15 December 2009 09:48

Allan Knee‘nin oyunundan uyarlanan, Marc Forster‘in yönetmenliğini üstlendiği 2004 çıkışlı “Finding Neverland“, ‘En İyi Film Müziği’ dalında Oscar Ödülü kazanırken, ‘En İyi Film’, ‘En İyi Erkek Oyuncu’, ‘En İyi Senaryo’, ‘En İyi Kostüm Tasarımı’, ‘En İyi Sanat Yönetimi’ ve ‘En İyi Film Düzenleme’ olmak üzere toplam 6 dalda Oscar adayı oldu. Filmde Johnny Depp, Kate Winslet, Radha Mitchell, Julie Christie, Dustin Hoffman ve genç aktör Freddie Highmore yer alıyor.
1900’lerde geçen hikaye, tiyatro yazarı James Matthew Barrie‘nin dünyaca ünlü gösterisi “Peter Pan“ı yaratırken içinde bulunduğu süreci yansıtıyor.

Yazdığı oyunların tutulmaması, James’i mutsuz etmektedir. Yeni bir şeyler yaratmak için zamanını parklarda, sokaklarda geçiren James, Sylvia ve onun dört oğlu (Peter, Michael, George, Jack) ile tanışır. Tanıştıkları gün köpeğiyle çocuklara bir gösteri düzenleyen James, zamanla ailenin vazgeçilmezi olacaktır.

The Girl in the Café

queennothing | 03 September 2008 09:57

The Girl in the Café”, oldukça yoğun çalışan; sosyal hayatı ‘yok’ denecek kadar az olan, orta yaşlı ve bol şekerli çay içen bir adamın, hayatının nasıl değiştiğini anlatan bir filmdir.

Bill Nighty
Bill Nighty

“Sabahın erken saatlerinde kahveyle uyanıp işe giden kravatlı adamın monoton yaşamı”.
Bu temayı işleyen onlarca film var. Misal; “Fight Club”. Bunu takiben yenilerden “Wanted”, Türk filmlerinden “Zeynep’in 8 günü” ve Sean Penn’in meşhur filmi “Into The Wild”.

Bill Nighty ve Richard Curtis
Bill Nighty ve Richard Curtis

Tyler Durden’la kendini bulan adamla “Into the Wild”ın Chris’i arasında elbette dağlar kadar fark var ama gelinen nokta belli; terapi niyetine izlenen filmler.

Açıkçası “The Girl in the Café”, bahsi geçen filmler kadar sürükleyici değil; ama gerçekçi.
Yoğun bir günün öğle saatlerinde 50’sini aşmış Lawrence’ın bir İtalyan kafesinde tanıştığı Gina ile girdiği diyaloglar, bizi İzlanda’ya kadar götürüyor. Maliye bakanının yanında önemli bir konuma sahip Lawrence, tüm dünyayı etkileyecek olan kararların alınacağı ‘G8 toplantısı’ için İzlanda; Reykjavik’e gidecektir. Yeni tanışmalarına rağmen Gina’yı da davet eder ve Gina kabul eder. Hakkında hiçbir şey bilmediği bir adamla ‘Björkün doğum yeri’ olarak bildiği yabancı bir ülkeye gidecektir.

Trainspotting

fckmeimfamous | 18 June 2008 17:45

Choose Life. Choose a job. Choose a career. Choose a family. Choose a fucking big television, choose washing machines, cars, compact disc players and electrical tin openers… diye başlayan sekansı ile akıllarımızda yer etmiş o ünlü Danny Boyle (Shallow Grave, 28 Days Later, Sunshine, Millions, The Beach) filmi Trainspotting.

Irvine Welch‘in aynı adlı romanından (hatta Porno ismiyle Trainspotting‘in devamı niteliğinde bir kitap daha yazdı) sinemaya uyarlanan film, modern zaman klasiklerinden biri olarak gösterilir. Kendine has bir görsel dili, İskoçya aksanı ingilizcesi, her biri birbirinden farklı karakterleri ve ismiyle (Trainspotting İngiltere’de yeraltından geçen metroların numaraları ile oynanan bir tür iddia oyunudur) hayran kitlesini oluşturmuş ve unutulmaz statüsüne konmuştur.

Fight Club’ın yazarından; “Choke”

queennothing | 02 June 2008 19:45

21 Şubat 1962 tarihinde Amerika’da doğan Charles Michael Palahniuk, University of Oregon School’da ‘gazetecilik’ bölümünde okurken bir radyoda staj yapıyordu. “Fight Club”dan bildiğimiz “terapi toplantıları”, üniversiteden mezun olunca Chuck’ın hayatında derin bir iz bıraktı. Ölümcül hastaların katıldığı bir terapi toplantısına ‘gönüllü’ olarak katılan Chuck, bir katılımcının hayatını kaybetmesi sonucu toplantılara katılmayı bıraktı.

No Country For Old Men – Yaşlılara Yer Yok

toz66 | 12 April 2008 17:37

yaşlılara yer yok
yaşlılara yer yok

Kendi başına sakin bir hayat süren ve antilop avcısı olan Moss, bir gün avlanırken eroin kaçakcılığından arta kalmış cesetler, kilolarca eroin ve bir çanta parayla karşılaşır. Eroin ve paraları alan Moss, bunlarla beraber başına çok büyük bir de bela almıştır. Paraları geri almak üzere peşine düşen Chigruh elinde bir oksijen tüpüyle insanların beynini dağıtmaktadır. Bir çanta para Moss’un hayatını tamamen değiştirecektir…

Son zamanların en başarılı senarist ve yönetmenlerinden olan Coen Kardeşler, yalnızca anne karnını ya da aynı odayı değil yönetmenlik koltuğunu da paylaşıyorlar. Filmlerin çoğunda Joel yönetmen, Ethan ise senarist olarak görünmektedir. Son çektikleri No Country For Old Men filmi ile de Oscar’ı 4 dalda kucakladılar. En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi erkek yardımcı oyuncu ve en iyi uyarlama dallarında No Country For Old Men başarılı oldu.