The Girl in the Café”, oldukça yoğun çalışan; sosyal hayatı ‘yok’ denecek kadar az olan, orta yaşlı ve bol şekerli çay içen bir adamın, hayatının nasıl değiştiğini anlatan bir filmdir.

Bill Nighty
Bill Nighty

“Sabahın erken saatlerinde kahveyle uyanıp işe giden kravatlı adamın monoton yaşamı”.Bu temayı işleyen onlarca film var. Misal; “Fight Club”. Bunu takiben yenilerden “Wanted”, Türk filmlerinden “Zeynep’in 8 günü” ve Sean Penn’in meşhur filmi “Into The Wild”.

Bill Nighty ve Richard Curtis
Bill Nighty ve Richard Curtis

Tyler Durden’la kendini bulan adamla “Into the Wild”ın Chris’i arasında elbette dağlar kadar fark var ama gelinen nokta belli; terapi niyetine izlenen filmler.Açıkçası “The Girl in the Café”, bahsi geçen filmler kadar sürükleyici değil; ama gerçekçi.Yoğun bir günün öğle saatlerinde 50’sini aşmış Lawrence’ın bir İtalyan kafesinde tanıştığı Gina ile girdiği diyaloglar, bizi İzlanda’ya kadar götürüyor. Maliye bakanının yanında önemli bir konuma sahip Lawrence, tüm dünyayı etkileyecek olan kararların alınacağı ‘G8 toplantısı’ için İzlanda; Reykjavik’e gidecektir. Yeni tanışmalarına rağmen Gina’yı da davet eder ve Gina kabul eder. Hakkında hiçbir şey bilmediği bir adamla ‘Björkün doğum yeri’ olarak bildiği yabancı bir ülkeye gidecektir.

İş arkadaşları Lawrence’ın ‘kız arkadaşı’ sandıkları Gina hakkında fikirler yürütürken Lawrence ve Gina aslında birbirine yabancıdır.Dünyanın pür dikkat kesildiği G8 gerçekleşirken Gina, ‘Lawrence’ın kız arkadaşı’ sıfatından sıyrılarak şaşırtıcı bir atılganlık yapacak ve Lawrence’ın

iş konumu tetikleyecektir. Lawrence ise, hakkında hiçbir şey bilmediği bu kadını keşfederken, kendisini keşfetmesine izin verecek ve hayatını değiştirecektir.1998 yapımı “Elizabeth“, 2000 yapımı “Two Family House“, 2004 çıkışlı “Finding Neverland” ve Michael Keaton imzalı “The Merry Gentleman” gibi başarılı yapımlarda rol alan “Trainspotting”in ‘Diane’si İngiliz aktris Kelly Macdonald, ‘Gina’ rolüyle oldukça göz dolduruyor.‘Lawrence’ı ise “Love Actually” ve “Pirates of the Caribbean: Dead Man’s Chest” gibi ünlü filmlerde yer alan 1949 doğumlu Golden Globe ödüllü İngiliz aktör Bill Nighty oynuyor.

Senaryo “Bridget Jones’s Diary”, “Bridget Jones: The Edge of Reason” ve Julia Roberts’ın “Notting Hill” inden tanıdığımız Richard Curtis’e ait.Yönetmen koltuğunda ise “Harry Potter serisi”nden tanıdığımız David Yates oturuyor.