bildirgec.org

kaza hakkında tüm yazılar

gerçek bir olay

codellnet | 02 December 2006 15:47

Gecmişten bir olay;
Bir cinayet vakası, Ünlü zatın oğlu kırmızı ışıkta durmadan geçiyor, peşine takılan ekipten kurtulmak için hızlanırken ilerde ünlü bir sanatçıya çarpıyor…
Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan sanatçı 6 gün sonra ölüyor.
Karakola götürülen delikanlıya polislerin ehliyet sormaması sanatçının eşinin dikkatini çekiyor.
Polislere hatırlattığında; Siz ukalalık etmeyin biz ne yapacağımızı biliriz gibi bir cevap alıyor.
Kazadan sonra belediye arazözleri kazanın olduğu mahalle gelip caddeyi baştan asağı yıkıyor ve 35 metrelik fren izini tamamen siliyorlar.
Delikanlıya kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenleniyor.
Sanatçının kocası hakime çocuğun ehliyeti olmadığını, düzmece ehliyet verildiğini söylediginde adam:
Ne siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz, diye azar işitiyor
Olayı gören tanıkların hepsi tehdit edilip korkutuluyor.
Sanatçının kocası aile meclisini topluyor.
Bakıyorlar ki polis, adalet, belediye hep birlikte olmuş üzerlerine geliyor.
Mecburen olayın peşini bırakıyorlar.
Sonuçta mahkeme trafik canavarı genci 3 ay hapse mahkum ediyor ve 1998 ‘in fiyatıyla 540 bin lira cezaya çevriliyor.
Sen sağ, ben selamet; güzide sanatçı Sevim Tanürek gitti gider…
Bu olayı Sevim Tanürek ‘in eşi, Emin Çölasan ‘a yukarıdaki satırlarla anlatmış …………..
Sözü geçen katil delikanlı İstanbul ‘un o zamanki belediye başkano Recep Tayyip Erdoğan ‘ın oğlu…
Ve son olarak:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ‘ın, ses sanatçısı Sevim Tanürek ‘e otomobiliyle çarparak ölümüne neden olan oğlu Burak Erdoğan için “tamamen kusursuz” raporu vererek beraatini sağlayan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanı Eyüp Çakmak, Türkiye Denizcilik İşletmeleri ‘ne (TDİ) Genel Müdür Yardomcısı olarak atandı. (21.10.2004)

Çok Gülenin

Biroltr | 04 November 2006 09:51

Garip ama nedense hep gerçekleşir.Acaba sizcede öylemi.Hani derler ya çok güldüm başıma kötü bişe gelmese işte bunu desekte çok gülenin başına illede hep kötü bişe gelir.Şans gibi bişe bu yada büyük bi tesadüf Sevinelim mutlu olalım ama abartıptıpta bela bulmuyalım sevincimiz hüzne dönüşmesin.

Emniyet Kemerinden Kurtulmak

zabun | 16 October 2006 06:38

Emniyet kemerinin çoğu zaman hayat kurtardığını hepimiz biliriz. Bazense bunun tersi olabiliyor. Kazadan sonra patlama tehlikesi olan ya da ikinci bir çarpışmaya maruz kalacak tehlikeli bir yerde olan aracınızın içerisinden çıkmak isterken, emniyet kemerinin kilit sisteminde tutukluk olabilir. Oysa saniyelerin bile önemli olduğu bu hallerde, birisinin gelip sizi kurtarmasını beklemekle hayatınızı riske atmış olursunuz. Kemer o kadar sağlamdır ki; yırtmaya, koparmaya, ezmeye çalışmanızın hiç bir müspet yararı olmayacaktır. Bu haller için geliştirilen mektup açacağı (buna benzer tasarlanmış mektup açacakları da mevcut) kılıklı kesicilerden aracınızın gözlerine koymanızda yarar var. Makasa oranla 100 kat daha hızlı kesim yapabilen bu kesicilerle kemeri boydan boya kesmeniz 3-4 saniyenizi alacaktır. Sadece: 5,5$

‘Öldü’ şakası gerçek oldu

nicomedia | 05 September 2006 08:51

ütahya’nın Tavşanlı ilçesinde, arkadaşının “şaka olsun” diye belediye hoparlörlerinden ölüm ilanını anons ettirdiği işçi emeklisi Ünal Yurttan (55), trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi.
Bir ay önce Tavşanlı Belediyesi’ni arayan Musa Özata, arkadaşı Yurttan’ın öldüğünü bildirip, anons yapılarak duyurulmasını istedi. Belediye görevlisi, hoparlörlerden “Yurttan Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur” diye anons yaptı.
Anonsu ilçe halkıyla birlikte duyan Yurttan, belediyeye giderek anonsu kimin yaptırdığını sordu ve arkadaşı hakkında savcılığa şikâyet dilekçesi verdi. Telefon kayıtlarından arayanın Özata olduğu belirlendi. Gözaltına alınan Özata, savcılıkta ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Yurttan iki hafta önce hasta olan kardeşi Hüseyin Yurttan ile Tavşanlı’dan Kütahya Devlet Hastanesi’ne giderken, otomobilin şarampole devrilmesi sonucu yaralandı. Yurttan, Tavşanlı 82. Yıl Devlet Hastanesi’nde cumartesi günü öldü

bir telefonun başına daha başka neler gelebilir ki…

nymph | 06 July 2006 19:22

Geçenlerde Hürriyet gazetesinin yazdığı bir haber vardı telefon kazaları ile ilgili… Haberde gariban telefonların başına gelenler anlatılıyordu.
fırınnda pişirilen, haşlanan, denizde yüzen, yiyen, içen,…..vs.
Bu haberde en ilginci klozete düşen telefonunu kaynatarak dezanfekte edendi….Bu kişi telefonun tüm parçalarını tek tek ayırdıktan sonra bunları kaynatarak dezanfekte ediyor sonra da hepsini yine ayrı ayrı kaloriferin üstüne koyarak 3 günlük bir kurumaya bekletiyor….gazetenin haberine ve bana görede burda ilginç olanı bu kadar eziyetten sonra o telefonun çalışıyor olması….
Ayrıca sinirlenince fırlatılan telefonlarda cabası… O andaki stresin ne kadarını bu şekilde atabilirsin ki…..????
Telefonların başına daha nice kazalar geliyor.Benim ilk telefonumunda içmediği meşrubat kalmamıştı… arkadaşımınki denizde boğulmaktan son anda kurtulmuştu…kuruduğunda beyaz beyaz kenarlarında tuzlar belirmişti.onları temizledikten sonra ancak kısa bir süre kullanabilmişti meftayı…..
ve daha niceleri…..
peki bir telefonun başına daha neler gelebilir ki….????

Ölüm tüneli

sendorm | 01 June 2006 15:36

körüklü de boş durmamış
körüklü de boş durmamış

Moskova’da lefortovo diye bir tünel varmış, şu da oradan trafik kazalarının görüntüleri.
Arka planda çalan parça da, Children Of Bodom’un The Final Countdown coverı.

Lost

NuMB | 30 April 2006 23:57

Pilli networkiçerisinde daha önce Bildirgec’te bir kaç girdiye rastlamıştım konu başlığımız olan dizi Lostile ilgili. Hafif’te hiç adı geçmemiş. Bunca site, bunca forum bu dizi ile ilgili uçup giderken Hafif’in nesi eksik diye yazayım dedim bu fenomeni. Ben pek dizi seyretmem, her bölümü değişik konu olan, her bölümde bir başı ve sonu olan bazı dizilere rastladıkça bakarım bazen. Csi Miami, Beckergibi örneğin. Ancak birinci bölümünden bir konuya başlayıp dizinin yayın hayatı boyunca aynı konunun girişmesi-gelişmesi-sonuçması üzerine kurulu dizileri seyredecek bir cins hayatım yok açıkçası. Her Çarşamba saat 21:00’da evde olunacak, yemek bitmiş olacak, çay demlenecek, bana göre değil yani. Ayrıca zaten Türk dizilerinin bünyeme dokunması durumu da var. Yani dizi kim ben kim bir hayatım var denilebilirdi, geçen yıla kadar!

baş sağlığı…

Maxipower | 04 September 2005 21:52

buraya hep ilgi çekici güzel yazıları okumak ve bildirmek için girerim. ama bu sefer bir arkadaşlık görevimi yerine getirmek için en azından böyle yaparsam getireceğime inandığım için giriyorum..

hani bilirsiniz trafik kuralları vardır; çoğumuzun umursamadığı. bir türklük adeti olarak “birşey olmaz” diye geçiştirdiği. işte benim üniversiteden bir arkadaşımda muhtemelen aynı düşünce ile geçti motorsikletin direksiyonuna. ancak bu düşüncelerin bedeli onun için ağır oldu.

ne yazıkki bu motorsiklet onun kullandığı son araç oldu. okuduğu endüstri mühendisliği bölümü ile ilgili hayalleri, gelecek planları, yaz okulu ile düzeltmeye çalıştığı ders aritmetiği ve daha birçok şeyi rafa kaldırdı.