bildirgec.org

kapitalizm hakkında tüm yazılar

Gelecekte Kalmış Bir Geçmiş: Amishler

ahmetyahya | 07 September 2009 11:51

Asırlardır kimsenin alışık olmadığı bir öyküyü yaşıyor bu insanlar. Yeme içmelerinden giyim kuşamlarına bütün bir kasaba halinde halen ortaçağı yaşıyorlar. Hem de modern dünyanın tüm kuşatıcılığına, zorlamasına ve tehditkâr tutumuna rağmen. Düşünün bir defa; hangimiz cep telefonsuz, televizyonsuz, arabasız bir dünyayı hayal edebiliyor? Bütün bunlar sadece yüz ve ya yüz elli yıllık bir geçmişe sahip olsalar da hayatlarımızda öyle yer etmişler ki sanki bin yıldır bizimleler. Ancak bu insanlar için durum hiç de öyle değil.

Amerika’da Pennsylvania eyaletinde Lancaster adlı bir kasabada yaşıyorlar. Ancak iki binli yılları değil bin altı yüzlü yılları. Elektrikli aletler, motorlu araçlar, devletin sunduğu tüm imkânlar; her şey ama her şey onlar için bir lüks sayılıyor. Yaklaşık üç yüz yıl önce Avrupa’dan buraya göçmüşler. Geldiklerinde sayıları üç bin kadarmış, şimdi ise iki yüz binin üstünde bir nüfusları var. Bunca yıldır inançlarından ve geleneklerinden kurulu düzenlerini asla değiştirmemişler ve bugün dünyaya teknoloji ihraç eden Amerika’da ortaçağın hayat şartlarıyla yaşıyorlar.

islami masa oyunları

nazokiraze | 01 September 2009 23:18

Uzun yıllardan beri çocukların, büyüklerin oynadığı en bilinen oyunlardan olan monopoly, kızma birader ,şans yolu gibi oyunlara ülkemizden de benzerler çıktı.

hakan sarıhan isimli girişimci tarafından icat edilen oyun Monopoly nin biz benzeri(tek fark monopoly de dünyada mekan yerine takva yarışın’da ahirette iman). Zar yerine topaç kullanılan oyunda apartman dikmek, vapur iskelesi satın almak, şans kartı çekmek,kodese girmek gibi eylemler yerine anne babaya yardım ettiniz, elhamdülillah dediniz gibi ibareler var.

film-noir’in Günümüz yüzü: neo-noir

kumsacli | 09 June 2009 11:00

Kara filmin doğumuna en önemli zemini hazırlayan kuşkusuz ikinci dünya savaşıdır. Savaş Amerikan toplumunun tüm yerleşik model değerlerini altüst etmiş toplumsal yapıyı derinden sarsmıştı. İyi ve kötünün iç içe geçtiği savaş sonrası döneminde Amerika’ya göç eden Billy Wilder, Robert Siodmak, Otto Preminger ve Fritz Lang gibi Alman ve Avustralyalı yönetmenler; dışavurumcu Alman sinemasının etkilerini Hollywood’da taşıdılar.
Dışavurumcu alman sinemasının en önemli ve öncü sayılabilecek filmi “Dr. Caligari’nin Muayenehanesi” bu türün çıkış noktasını oluşturur.

Savaş Beyaz Perdeye Yansıyor
Amerika’nın savaş sonrası psikolojisinin ve genel atmosferin sinemaya yansıması kaçınılmazdı. Savaş sona erdiğinde evlerine dönen erkekler pek çok şeyi bıraktıkları gibi bulamamışlardı. Kadın toplumsal hayatta etkin bir rol alıp özgürlüğünü ilan etmişti ve “mutfağa” dönmeye de pek niyetli görünmüyordu. Bunların dışında askerden dönenlerin iş bulabilme endişesi vardı. Amerika o yıllarda kanunu hiçe sayan adamların egemenliğinin sürdüğü, sokaklarda kurşun yağmurlarının esip geçtiği, çetelerin her köşe başında hesaplaştığı bir toplumsal buhran dönemi içindeydi. İşte bu ümitsiz ve karanlık ortam kara filmin doğmasında gerekli olan altyapıyı hazırladı ve tür, bu atmosfer içinde ortaya çıkıp gelişti.

Good Bye Lenin (2003) – Elveda Lenin

kadirgunay | 05 June 2009 13:29

Good Bye Lenin
Good Bye Lenin

Wolfgang Becker imzalı 2003 yapımı olan film annesi için hiç olmayan bir dünya yaratan Alex’ in çabalarını anlatmaktadır.

Anne rolünde Katrin Sass gibi büyük bir oyuncu bizi yine büyülemektedir. Alex rolünü ise Daniel Brühl oynamaktadır.
İnancına delice bağlı bir anne düşünün. Kocasını bile inancı uğruna kaybetmeyi göze alan ve bunu çocuklarından saklayan bir anne. Christiane Kerner (Kathrin Sass) iki çocuğunu da tek başına DDR hükümeti ve inancına göre yetiştirmiştir. Fakat dünya onun düşündüğü gibi kalmıyordur. Her geçen gün gelişen dünyada, akımlar herşeyin önüne geçmeye başlar. İşte bu durumda oğlunu, inandığı düşünce karşısında bir gösteri sırasında görünce tüm dünyası değişir. Kalp krizi geçirir ve tam 8 ay komada kalır.

Etiketlere kanmayın! : ”99 Francs (9,90 YTL)”

gorcun | 27 May 2009 09:57

99 Francs
99 Francs

2007 yapımı bu ilginç Fransız filmi Hollandalı yönetmen Jan Kounentarafından çekilmiş. 99 Francs(9,90 YTL) Fransız yazar Frédéric Beigbeder’ in yazdığı romandan uyarlama bir film. Yazarın reklamcılık sektöründe çalışırken gördüklerinden esinlenerek yazdığı roman, mesleği acımasızca eleştiren bir yapıt.
Filmde bunu sinemasal olarak etkili bir biçimde veriyor. Filmin kahramanı Octave (Jean Dujardin) işinde başarılı ve son derece yaratıcı bir reklam yazarıdır. Aynı zamanda uyuşturucu bağımlısı, dağınık ve düzensiz hayat tarzına rağmen yaratıcılığı sayesinde saygınlık kazanmıştır. Çalıştığı sektörün en büyük şirketlerinden biri olan Ross & Witchcraft (La Ross)‘ın kendisine sunduğu fırsatları en iyi şekilde kullanan Octave lüks içinde yaşamasına rağmen mutlu değildir.

99 Francs
99 Francs

Sigaraya Hayır! : The Insider (Köstebek)

gorcun | 30 April 2009 12:01

The İnsider
The İnsider

” Sigara sağlığa zararlıdır ”
Bu cümleyi duymayan kalmamıştır artık. Alınan sigara paketlerinin üzerinde bile artık her şekilde yazan uyarılar tabii ki de tiryakileri caydıracak etkide olamıyor. Belki de yapılacak hiç bir uyarı, gösterilecek hiç bir görüntü, söylenecek hiç bir söz bunun önüne geçemeyecek. Bunu hedefleyen şirketler tarafından üretilen bu mallarda zaten insanları bir bağımlı haline bilinçli olarak getiriyor. Bu derece büyük bir iddiayı ortaya atan ise bir sigara şirketinde üst düzey çalışan olarak görev alan Jeffrey Wigand. The Insider (Köstebek) filmide Jeffrey Wigand (Russel Crowe)‘ın çalıştığı şirketin politikalarına ters düştükten sonra yaşadıklarını anlatır.
Çok rahat ve güzel bir yaşamı olan Wigand’ın hayatı bu tutumundan sonra tamamen değişir. Şirket yöneticileri önce kendisini uyarır sonra tehdit etmeye başlarlar.

“PRAESCRİPTİONES”TEN “ŞAKK”A ÇEKİN TARİHİ

Deniz Kasakolu | 13 April 2009 11:57

ÇEKİN TARİHİ

Çekin bugünkü kullanım şekli ile ilk ortaya çıktığı dönem Roma İmparatorluğu’dur. Çek , dönem olarak miladdan önce 100’lü yıllardan miladdan sonra 300’lü yıllara kadar yaygın bir şekilde uygulama alanı bulmuştur.

Augustus (M.Ö. 27 - M.S.14)
Augustus (M.Ö. 27 – M.S.14)

Çekin Roma İmpratorluğu‘ndaki adı PRAESCRİPTİONES olarak yerleşmiştir. PRAESCRİPTİONES kelimesinin günümüz türkçesi ile devlet tahviline yakın bir anlamı vardır.