bildirgec.org

kalabalık hakkında tüm yazılar

Kendine Afaroz

Kuruvaze | 18 February 2009 16:49

“Nerede kaldın? Seni uzun zamandır soruyorum bana tek cevabın geç gelişin mi olacaktı?”

“Konuşmak için yanlış bir zaman, boşuna ayakta durma!”

“Bilmen gerekiyor, bütün eğrilerimi senden sakladım, bu yüzden duvarın gölgesi yeterince sıcak.”

Son intiharından bu yana uzun zaman olmuştu. Bütün yanıkizlerini silerken, acılarını karalamayı unutmuştu. Dirsekleriyle dizlerinin arasında eksik, başı kesik haliyle ne kadar sakindi. Kalbinin olduğu yere bakamıyordum bile. En son tadına baktığını, hiçbir şey anlamadığını söylüyordu; yalan bir üslupla. Ona dair şahit olduğum en bariz gerçeklik, mecburi yaşamıydı. Ve mecburiyet bayraklarıyla kazanılmış hiçbir zafer olmadığı gibi, onunda zaferleri yoktu. Sadece nefes alıp veriyordu, daha fazlası değil. Lakin hep onda daha fazlası olduğundan emindim! Mesafesini bilen seyirci edasıyla.

Kayıp alarmı

azmi50 | 27 November 2008 10:47

Konser,havaalanı,alışveriş merkezleri gibi kalabalık alanlara çocuklarınızla gittiğinizde çok gerekli olacak bir zamazingo.Sizin dikkatiniz bir yerdeyken çocuklarınızı unutabilirsiniz ve aranızdaki mesafe açıldıkça bulmanız zorlaşabilir.İşte bu alet aranızdaki mesafe 30 adımı geçtiğinde size haber veriyor.Aletin özelliklerine buradan bakabilir ve aletin reklamını buradan izleyebilirsiniz.

Günlük Cinnet Sebepleri!

lounatuqie | 22 October 2008 10:24

Kalktığınız andan itibaren yatana kadar her şeyin son derece berbat olduğu bir gün mutlaka geçirmişsinizdir.Şimdi yine böyle bol cinnetli bir gün hayal edelim…

işte ilk cinnet.sular kesik ve yağlı saçlarla ortada kalıvermişsiniz.Neyse her şeyin bir çözümü var diyerek yağınızı kamufle ettiniz.

ikinci cinnet:kendinizi sokağa attınız ve koca bir kalabalığın içinde kaldınız.Gideceğiniz yere yetişmenin mümkün olmadığı bir kalabalık.Toplu taşım araçlarına binmeye çalışırken kavga ettiğiniz amcalar teyzeler de ayrı…

Günün artasına geldiğinizde yeter bu kadar terslik diye isyan edip oturursunuz bir yere.soluklanmak için. Böylece bir sonraki cinnetin temelleri atılır.Berbat bir servisle karşılaşıp saatlerce sipariş beklersiniz.on kere sipariş tekrarlamanıza rağmen…

Metrobüs üzerine…

adoxxoda | 21 October 2008 10:27

Duracak ışığı yandığı halde ısrarla düğmeye basan yurdum insanı. Erkek kılığına bürünmüş ayı topluluğu. Yahu bu bayanların işi gerçekten çok zor. Metrobüste avcılara gelene kadar sinir kat sayılarım tırmandı. Her şeyden öte insan olmak var insan gibi yaşamak var. Ama nerde hanım efendi efendi oturmuş ineceği yeri bekliyor. Nerden gelşdi anlamadım arkadan ayının biri geldi yav kardeşim arz namus edep yok kalmamaış kimsede. Öyle öküz gibi de bakılmaz ki yahu. Genç falan da değil 40 45 yaşalrında adam. Galiba pisikolojik sorunları var. Dengesiz haraketlerinden bu kanıya vardım. 2 dakka yerinde durmaz mı insan yahu. Bir boruyu tutar batersit gibi vurmaya başlar. Sonra hop sağa hop sola. Bu toplu taşıma araçları zaten başlı başına bir komedi. Adı üstünde toplu taşıma ne ararsan var. Hele iş çıkış saati oldumu al başına belayı. Ne binen binebiliyor ne de inecek adam inebiliyor. Hadi biz erkeğiz bi yere sıkıştıra biliyoruz kendimiz ama bayanlar için bu böyle olmuyor. Keşke bir yolunu bulsalarda bu sorunu ortadan kaldırsalar. Zaten mecidiyeköy hattının açılmasıyla beraber iş çığrından çıktı. Tamam herkes için yararlı bir şey ama daha iyisi yapılabilir.

Şarap kadehi kolyesi

makaleci | 26 April 2008 19:44

Hiç bir kadın sizi bu şekilde görünce telefon numarasını vermeyebilir, cesaret isteyen bir ürün, ”alkolik görünüyor olma” riski açısından:) Fakat uzun süren ve genelde ayakta durarak geçen partilerde şarap kadehini sürekli elde tutup ısısını değiştirmek ve tadını bozmak hiç güzel bir durum değildir ayrıca sürekli merhabalaşıp tokalaşmak zorunda kaldıkça kadehi elden ele değiştirmekte pek keyifli değil. Bu durumda bu ürününaslında çok lüzumlu olduğu anlaşılıyor.

Lego Tarzı Prizler

norepinefrin | 17 January 2008 10:50

Free Lines
Free Lines

Sung hun Choi tarafından tasarlanan bu lego tarzı prizler uzatma arama derdine son vermek için düşünülmüş. Tek bir kablo üzerinde istediğimiz yere priz ekleme ya da gereksizleri çıkarma yöntemiyle yerlerde oluşacak kablo kalabalığı engellenmiş oluyor. Hayatımızı derinden etkilemeyecek olsa da yararlı bir buluş gibi…

Kaynak; 1

geçen yüzyılın kanlı canlı pikselleri

indianropetrick | 07 November 2007 21:09

bilgisayarla birlikte dilimize dolanan piksel kelimesi bir süre sonra bunlarla yapılan illustrasyonlarla oldukça popüler de olmuştu. yeni gözüyle baktığımız piksel art‘ın temelleri ise oldukça eskiye gidiyor. 1970’lerde chuck close‘un parmak izi vb. dokularla yarattığı hiper realistik portreler bu tarzın ilk örnekleri olarak bilinse de çok daha önce birinin bu tarzı fotoğraflarında kullanmış olduğunu görmek insanı gerçekten şaşırtıyor. 1910’lu yıllarda reklam fotoğrafçılığı yapan arthur mole birinci dünya savaşı öncesinde vatani duyguları körüklemek amacıyla binlerce insan kullanarak portreler, amblemler, semboller oluşturuyor, sonra da bunları 11×14 inçlik fotoğraf makinesiyle kuş bakışı fotoğraflıyor.

kendinin açık arttırması

dina13 | 02 October 2007 15:25

arttırın bendeki benin fiyatını
kaç para eder?
edermi bi hayat kadar fiyatı?
kalabalıktaki yalnızlığımıda versem üstüne
kaç erkek, kaç kadın eder
satsan yemek alabilirmisin?
intikam, kaç gidiş geliştirki bir otobüsle
tutulabilirmi içindeki aşk maşayla
nefret doldurulsa kaç kilo gelir?
umarsızlığımı istesem takas edilirmi aşkla
anılarım mutluluğum kaç gözyaşına değişilir?
acılarım satışa çıksa, alınsa, bir gün karşılığına
bendeki benimide verirdim iyi para verseler
ne demişler;
arttırın kimde kalırsa.