bildirgec.org

kadın hakkında tüm yazılar

Ohha olduğum Advertorial

kopanisti | 21 March 2007 12:17

Sabah erken kalkmışım kahvemi içerek tivide haberleri izliyorum vakit geçirmek için, kanallardan birindeki haberlerde yeni bir kremin tanıtımı yapılıyor, advertorial dediğimiz trendy reklam yani.
Beyazlar giymiş doktor edalı titiz, düzgün makyajlı üstelik çirkin de sayılmayan vede sarışın da olmayan bir bayan krem hakkında sorulan soruları yanıtlıyor, potansiyel müşteri bayanlara bilgiler veriyor.
Kısa tırnaklarıyla daha da güzel duran narin ve bakımlı sağ elindeki kremi kameralara doğru gösterirken tatlı bir gülümseme ile kırmızı rujlu dudaklarını aralıyor ve şu cümle dökülürken ağzından dilinin pembeliği de gözümü okşuyor

”Bu krem Türkiye’de henüz yok, dünyada da olduğunu sanmıyorum.”

Yorgun atlar ve kısrak

koza 68 | 16 March 2007 17:28

Son günlerde sataşan sataşana, neden böyle oluyor,neden böyle ucuz bir keyif peşindeler anlamıyorum…
Kadın saldırısı var…

Biri genç ve güzel olduğunu söyleyen kadın…
Diğeri “genç ve güzele” çıtır çerez, bana da “15 yıl sonra elli yaşına geldiğinde görürüm seni” diyen kadın…

Her ikisisinin de yaşam koşulları farklı. Onları birleştiren ise, bahanelerin, gerekçelerin ardına sığınmaları… Her koşulda kararlı bir savaşa hazır görünmeleri de bir başka paradoks…

Biri başarı öykülerini anlatırken, genç olanı, daha radikal davranıp “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyerek bizleri açıkça pragmatik bir bayrak altında toplanmaya davet ediyor…

Bedel

pilli pati | 16 March 2007 02:14

uçurum
uçurum

Uçurumun kenarındaydık. Tek fark, ben onun iki üç adım gerisinde duruyordum. Gözlerindeki ifadeyi yansıtmamak için bana sırtını dönmüştü. Ona “Kimdi?” diye sordum. O bana cevabını vermeden önce, aslında o anda uçurumun diğer tarafında olmayı istedim. Her kim olursa olsun, birisinin varlığı beni bunları düşünmeye itmişti. Ve o sırada elimden bir kaza çıksın istemiyordum. O da biliyordu, kendisini nasıl sevdiğimi… Neden hala sırtı bana dönüktü? Neden cevap vermiyordu?

Birdenbire, “Ne önemi var ki, kim olduğunun?” dedi. Benimle aynı duyguları paylaşmasının yine bir kanıtı oldu bu cevap kılığına girmiş soru… Sesi titriyordu bunu söylerken ve bana hala yüzünü göstermiyor, gösteremiyor, sadece uçurumun derinliklerine doğru süzülecekmiş gibi öylece duruyordu. Sırtında takılı kalmış bakışlarımın sorgu dolu ifadelerinden habersiz.

SERVİKS KANSERİ

| 15 March 2007 21:11

Çok önemli olduğunu düşündüğüm bir konuda herkesi uyarmak için yazıyorum bu yazıyı, özellikle bayanlar, lütfen dikkatle okuyun.
Çoğunluğun duymadığını biliyorum bu kanser çeşidini: serviks kanseri. Başka bir deyişle rahim ağzı kanseri. Bu kanser türü tedavisi en kolay ve en pozitif sonuç veren kanser türü. Ancak erken teşhis olursa!
Bu kansere sebep olan bir virüs var: HPV virüsü. İnsanların %90’ında olan bir virüs bu ama çoğu bünye bunu kendi kendine 2 yıl içinde hiç bir zarar görmeden atabiliyor. Belirtileri ya da herhangi bir rahatsızlığı olmadan vücuttan atılabilen bir virüs olmasına karşın, bazı bünyeler maalesef atamıyor bu virüsü ve serviks kanseri oluşuyor sonuçta (ben de olduğu gibi. Gittim %10luk dilimi yakaladım, şaheserim yani:))
Diyeceğim şu ki: Her kadın yılda bir kez pap smear denen testi yaptırarak kendisini bu hastalıktan korumalı.
bunu yazmak istememin sebebi çok bilinçli olmamamız bu konuda. aramızda jinekolog arkadaşlar varsa, daha detaylı bilgilendirebilir hepimizi.
sağlıklı günler diliyorum.

Evlilik teklifi

darjeeling | 14 March 2007 01:51

Öyle anlık hisler vardır ki kapılıverirsiniz birinin yakışıklılığına, endamına, güzelliğine, kıvraklığına. Sıcak belinde bulursunuz ellerinizi, sonra nefesinizi nefesinde.. Yataklar, yastıklar paylaşılır hemen o gece, hani belki de sizden bir gece önce o yatakta şuan kalçasını kavradığınız varlığı kavrayan adamın ya da kadının nefesinin sindiği ve henüz gitmediği..

Bir de öyle ömürlük hisler vardır ki kapılıverirsiniz birinin sözlerine, sesine, gerekirse ellerinin hareketine, anlattıklarına.. Anlarsınız bu sefer farklıdır diğerlerinden ama yine de kestiremezsiniz sonunu. Gün geçer, ay geçer siz hala birliktesinizdir ve sorarsınız kendinize ‘neden’ diye. Diğerleri gitti ya da ben bıraktım ama bu sefer neden devam ediyor? Benimle ilk geceden yatmadığı için mi? Yani kafamda yarattığım ve inandığım basit imaja uymadığı için mi? Gördüğüm en zeki insanlardan biri olduğu için mi? Hayatımda ilk kez tanıdığım annesi ve babasına bile hayran olduğum için mi? Gerçekten dürüst olduğu için mi?

Büyümüşte evlenmek istermiş-1

darjeeling | 12 March 2007 13:10

Aralarında en son geçen diyaloglardan biri:
Kız:Şuna bak. Yıl 2005 ders veriyordum, yıl 2007 hala ders veriyorum. Hiçbir şey değişmemiş hayatımda..
Erkek:Evet. hiçbir şey değişmedi.Hala ufak tefeksin, hala bekarsın……………………………….!!!
Durdu kız,1-2 dakika boğazına dizildi cümleler,konuşamadı. Çocuğun söylediği şakayla karışık bu cümle gerçeğin birebir aynısıydı. Ne kadar da gerçekti.
Çocuk sanki bunları söylerken tuhaf bir zevk alıyordu. Çünkü kızın evlenmek istediği adam kendisiydi ve sanki ipler onun elinde gibiydi. Erkek teklif eder ya, ya da erkek kendini hazır hissettiğinde olur ya böyle şeyler..
Ertesi günü kız bir muhabbet esnasında ‘ evlilik falan hikaye,hiç hevesim kalmadı böyle şeylere ‘ dedi.Yalan tabi. Külliyen yalan. Ama çocuk durdu,sessiz kaldı. Ciddiye almıştı. Kız ise artık bundan sonra nasıl tavır alması gerektiğini biliyordu…

Sarhos Kadinlar (1)

| 11 March 2007 02:16

Bir kisi hangi yolculuculugu benimserse benimsesin,ister efsanelerce olsun,ister metafiziksel,hangi kurtulus mücadelesine girerse girsin,ister gercek olsun ister imgesel,hepsi bir tek hedefe yönelir; kendini bilmek.Kendini bilmek,seni hem kendinin,hemde dünyanin efendisi yapacaktir.

-off kankam ya sus lütfen kess okumayi, yak söminenin atesini,hele önce kafalarimiz bir demlensin..hele söyle bir kederin yoluna girelim yürüyelim hafiften ,kana alkol karissin sonra duman hafifletsin vücüdumuzu sonra oku bana yazdiklarini ki anlayim su anda kafam motor gibi …dedi

gereksiz bilgiler

beyrek | 10 March 2007 09:21

baş ağrısının seks yapmamak için bir bahane olamayacağını,
kadınların kalbinin erkeklerin kalbine göre daha hızlı attığını,
kulak zarı patladığında kulağımızın duyum yeteneğini tamamen kaybetmediğini,
Kafatasının 29 farklı kemikten oluştuğunu,
Amerika’da günde ortalama 3 kişinin cinsiyetini değiştirdiğini ve bunları biliyor muydunuz?

ruj ve cinsellik

asiti kacmis kola | 09 March 2007 16:59

çok seksisin bebeğim
çok seksisin bebeğim

ruj ki dişi çekiciliğinin en önemli unsurlarından biri olan makyaj malzemesi. iddialı ve iddialı olduğu kadar da cömert.
dişiliklerini renkli bir şekilde dile getirmek isteyen kadınların tercihi olan bu makyaj ürününün anlamı aslında bildiklerimizin biraz dışında.
zuhal ve acar baltaş uzun araştırmalar sonucu elde ettikleri bilgileri bedenin dili isimli kitapta topladılar yıllar önce.
kitabın dişi flört hareketleri bölümünün altında kırmızı rujun anlamı şöyle geçiyor:
“Bir kadın cinsel olarak uyarıldığında dudakları, memeleri ve cinsel organları kanla dolarak daha büyük ve daha kırmızı olurlar. Ruj da binlerce yıldır kullanılan ve cinsel olarak uyarılmış dişinin kızarmış cinsel organını taklit etmeyi amaçlayan bir tekniktir”.
görünen o ki bir zamanlar içte kalan cinselliğin dışarıya yansıtılması olarak kullanılan ruj, günümüzde sadece dişiliğin sembolü olarak kullanılıyor.

Erkek kendi çukurunu kendi kazıyor

darjeeling | 08 March 2007 16:20

Ne oluyorsa 6 aydan sonra oluyor bu erkeklere. Bakın genelleme yapmak zorunda bırakıyor bu insanlar beni. Tabi ki aralarında 5. yılında bile kadınına aynı özveri ve aynı romantizm ya da sıcaklıkla yaklaşan vardır ama lütfen kabul edelim bunlar istisna kesim.

6. ay nerden çıktı diyeceksiniz. Bu benim ve etrafımdaki bir çok kişinin ortak fikri. Çok sıcak gelişiyor o ilk altı ay. Sonra birşeyler değişiyor.

Erkek, özellikle ilk günlerde kızı övüyor, ne kadar güzel olduğunu söylüyor, onunla zaman geçirmekten mutluluk duyduğunu söylüyor vs vs. Yani erkek KONUŞUYOR. Bir süre sonra nedense ağzına bir kelepçe vuruyor. Herşeyi aza indiriyor,kadının duysa da bıkmayacağı şeyleri ayda yılda bir söyler oluyor. Ama etrafındaki çoğu kadına bu sırada övgüler yağdırabiliyor(nedense) Kadın bunların eksikliğini fazlasıyla duyuyor, etrafından gelen iltifatları önceden önemsemezken birden bunlar hoşuna gitmeye başlıyor.