bildirgec.org

kadın hakkında tüm yazılar

Vitrin Mankenleri

Gotha | 07 June 2007 16:59

Seçime girecek Partilerin vitrin adayları, özellikle kadın adaylarıyla ilgili güzel bir benzetme. Kimse işsizlikten, satın alma gücümüzün düşüşünden, çoluğumuzun çocuğumuzun sırtına binen borç yükünden nasıl kurtulacağımızdan bahsetmiyor. Liste kavgaları neyse ki bitti ama şimdi de meydan savaşları ve yapay söylemler cek cak cuk’lu dolmaları bol bol duyarız

28 yaşındaki çocuk

darjeeling | 07 June 2007 12:05

Oldu işte..
Erkek sonunda ona neyin fazla geldiğini itiraf etti.
Bir şarkının dizelerinin tersine ‘Bu aşk fazla bana’ dedi.
‘Beni bu kadar sevme, istemiyorum’…
Birisine sevgi duymak aynı zamanda ona ilgi göstermekti. Kadın da haliyle erkeği kilometrelerce uzağa gittiği ve onu özlediği için sesini duymak istedi. Telefona sarıldı. Çok ama çok doğaçlama yaşıyordu aşkını. Hani genelde erkek kısmının yaptığı gibi stratejilere dayandırmıyordu. Aramak istiyorsa arıyordu. Amaç sadece onunla 2-3 dakika görüşebilmek. Sonuç mu? Bir diğer ilişkide olsa kadın el üstünde tutulur ayakları öpülürdü belkide. Ama bu ilişkide telefonla rahatsız edilmek suretiyle ‘ağzına sıçılıyordu’ resmen. Erkeğin ağzından dökülen cümleler TUHAFtı. ‘Ben tatildeyim, arama’ Daha 2 gün önce aralarındaki bağlılık belkide en yüksek seviyesine ulaşmış kadın artık onun kendine bağlı olduğuna inanmıştı. Ama şimdi ‘böyle bir ÇOCUKla mı?’ dedi. ‘Böyle bir ÇOCUKla mı evleneceğim?’ 28 hatta 29una girmek üzere olan koca bir bebek. Demek ki öyle erkekler vardı dünyada TATİLDEYKEN rahatsız etmeyeceksin. Sesini duymaya hakkın yok. Ya da bu kadın ne kadar şanssızdı bu erkek ona vurmuştu. Büyük piyango. Harca harca bitmez..
Adam her ufak tartışma da olduğu gibi yine ayrılık lafını ağzına aldı. Bunu karşı tarafa öyle bir biçimde söylüyordu ki telefondaki kadın adamın ağzından zevkten salyalar aktığına inanabilirdi. ‘ Ayrılsak çok iyi olur, ben de rahatlamış olurum, işime gelir…..’
Başa dönün. Sebebe gelin. Kadın sevdiği adamı arayıp sesini duymak istedi. Başka bir sebep yok.
İşin tuhaf tarafı adamın kendine yakın hissettiği bir kaç arkadaşından biri olan V. bile kıza hak verdi. V. ‘ben böyle bir şey yapsaydım karım ağzıma .ıçardı ve beni 100 kere kapı dışarı etmişti. Sen iyi DAYANIYORSUN, helal olsun…’ dedi.
28 yaşındaki ÇOCUK kendine dönüpte hiç bakmıyor. Nerelerde patlıyorum ve neden? Haklımıyım? Haksızmıyım? Karşımdaki beni böyle delice seven kadını NE KADAR kırdım? Onarabilirmiyim?
Şimdi adam ne yapsın kıza kendini affettirmek için?

Kadınlarda nelere dikkat edilmeli?

Ege | 05 June 2007 08:00

Yaşamımın ergenlik safhasına adım attığım günden, belki de daha önceden beri, kafamda mükemmel kadını şekillendirmeye çalışıyorum. Sayısız başarısız ilişki ve sayısız kalp ağrısından sonra, yeni tanıştığınız bir kadını değerlendirirken kullanabileceğiniz on adet kriter çıkardım:

1. Melinda’dan kaçın! Biliyorum, çok saçma gelecek ama bir kadın, adında “m, e, l, i, n, d, a” harflerinden ne kadar azını taşıyorsa, size o kadar az acı çektirir. Mesela, “Melda” ismi tamamen bu harflerden oluşmuştur. Mümkünse “Su” isimli biri bulunmalıdır. Tek yanlış harf ile, “Duygu” ve benzeri isimler de tercih sebebidir. Bu kuralın geçerliliği, tecrübe ile sabittir aslında ama pek çoğu böyle şeylere inanmadığından, fark edilmez.2. Saçlarını düzenli olarak boyatanlardan korkun. Özellikle de sizin erkek halinize ve gözünüzün yaşına bakmadan, teker teker saçına ve yüzüne ne işlemler uygulandığını anlatanlardan çığlık çığlığa kaçılarak, erkekliğin onda dokuzunu oluşturan kutsal görev yerine getirilmelidir. Büyük bir kendine güven eksikliğinin en önemli simgesidir bu.3. Kıskançlık gözlerden anlaşılabilir! Gözlere dikkatli bakıldığında, bazı kadınların büyüleyici bakışları altından gözlerinden fışkıran o duyguyu anlamak çok kolaydır. Sizden etkilendiklerini hissettiğiniz anda gözlerinin içine bakın; buğulu merceğin altında bir ışıltı görüyorsanız, kendinizi kıskançlık krizleri eşliğinde geçen, bol açıklama bekleyen bir ilişkiye hazırlayın. Aslına bakarsanız bu söylediğim kehanetten çok öte bir şey. Gözlerdeki ışıltı, beynin tamamen size odaklandığını gösterir ve bu odaklanmayı sağlayabilen kadınlar, aynısını sizden de bekler.4. Takıntılara dikkat! Takıntılar her noktada karşınıza çıkabilecek ve uzun bir ilişkide hayatınızı zindan edebilecek, küçük ama tehlikeli detaylardır. Unutulamayan eski bir erkek arkadaşla özdeşleştirilmeniz veya doğuştan itibaren edinilen huylar nedeniyle sizden beklenebilecek öyle şeyler vardır ki, bir süre sonra hayatınız, takıntıların kontrolü altına girebilir. Bundan sakınmanın en iyi yolu, bir ilişkiye başlamadan önce içilecek bir kahvedir. Evet; bir kahve! Uzun süre konuşup, yönlendirici sorularla takıntılar ortaya çıkabilir ve hatta doğrudan takıntıların mevcudiyeti sorgulanabilir.5. Varsayımlar sizi yok eder. Kısa zamanda yakınlaştığınız insanlar hakkında, bu sürede onlar hakkında her şeyi öğrenemeyeceğiniz için bazı varsayımlar yapabilirsiniz. Mesela, biriyle tanıştınız ve iki hafta içinde, birbirinizin hayat arkadaşı gibi hareket etmeye başladınız. Bunu muhtemelen, kan uyuşması gibi salak bir tabirle ifade ederdiniz; öyle değil mi? Çok büyük bir hatadır bu. Bu iki hafta içerisinde, tanıştığınızda elinde tuttuğu kitaptan, edebiyatla arasının iyi olduğunu; giydiği birkaç etekten, modayı yakından takip ettiğini; içten sarılmaları sonucu, size çok güvendiğini ve benzeri çıkarımları yaparsanız, aslında o kişinin arkadaşının kitabını teslim etmek için evden yine arkadaşının eteğini giyerek çıkmış ve yeni tanıştığı herkese içten sarılabilecek kadar da saf biri olduğunu anladığınızda, onu sevmeye devam edebilecek misiniz? Bir kadını sevmek için ne kadar az varsayım gerekiyorsa, o kadar iyidir. Evet, aşk gizemle artar ama gizem çözülünce de acı verir.6. Gereksiz gülümsemelerden uzak durun. Sırf sizi kırmamak için veya değil; iyi ve kötü esprilerin kişiden kişiye değişmeyen bazı kriterleri vardır ve yanlışlıkla ya da bilerek, kötü bir espri yaptığınızda, sizi üzmemek için bile olsa, gülen bir kadından uzak durun. Bu gülümsemenin üç sebebi olabilir. Birincisi, kendine güvenmiyordur ve/veya sizi gözünde büyütüyordur. İkincisi, gerçekten o espriye gülebilecek kadar salaktır. Üçüncüsü, daha önce de dediğim gibi, sizi üzmek veya ortamda gerginlik yaratmak istemediğinden samimiyetsizliği seçmiştir. Bunların hepsi de, o kişiden uzak durmak için yeterli sebeplerdir.7. Büyük beklentileri olanlar, bırakın kendilerine birer aktör bulsunlar. Yakınlaştığınız kadının bazı dayatmaları elbet olacaktır. Onun bu dayatmalarını aşmak için kendinizi olmadığınız biri gibi göstermeniz de doğaldır ama dikkat edin de bu işi çığrından çıkarmasın. Bazıları, siz ne yaparsanız yapın, sizden bir beklenti içerisinde olmaya devam edecektir. Böyle durumlarda en iyisi, tamamen kendiniz gibi olmak ve değişimi reddetmektir, gerisi kendiliğinden gelir… yani sizi terk eder. Bu iyidir; bana güvenin!8. Karşılıksız olan her şey kötüdür. Etrafınıza bir bakın, karşılıksız olan ne varsa, hayatınıza acı katmaktadır. Karşılıksız aşklar kadar, karşılıksız iyilikler ve hatta karşılıksız çekleri bile bu listeye ekleyebiliriz. Eğer sevginizin bir kısmı bile karşılık bulamayacaksa, olacak şey çok açıktır: Kullanılırsınız.9. Sırf anasına değil, kızını almadan önce bütün ailesine bakın. Marketten karpuz seçmiyoruz veya köle ticareti de yeniden hortlamadı, merak etmeyin. Bu öneriyi duyanların yüzde doksanı, söyleyenin ne kadar geri kafalı olduğundan dem vurcaktır. Yok öyle bir şey. Adetler zamanla değişebiliyor, evet, ama çocukların aileye çektiği gerçeği her zaman varlığını sürdürecek. Uzun sürmesini beklemediğiniz bir ilişkide dahi, aileyle tanışık olursanız, hem onlar size güvenecek ve hayatınızı zehirlemeyeceklerdir hem de siz onlardan arkadaşınız hakkında çok ilginç ayrıntılar öğrenebileceksinizdir. Mecidiyeköy’ün ortasında boğazınıza bıçak dayamaya meyilli bir abisi olup olmadığını baştan öğrenmek de cabası… bilmem, anlatabildim mi?10. Her kadın farklıdır, kalıplara bağlı yaşayanlara dikkat. Romantiklik iyidir; beyaz atlı prensin gelip de kendisini muhallebiciye götüreceği günü bekleyecek kadarı kötüdür. Eğer karşınızdaki kadın bir kalıba fazlasıyla uyuyorsa, kendinizi olacaklardan emin hissederek büyük bir hata yaparsınız. Her kadın farklıdır ve kalıplardan sıyrıldıkları noktada sizin inatçı dar görüşünüz mesele olabilir.

Sizin önceliğiniz ne?

darjeeling | 01 June 2007 17:25

Hayattaki önceliklerim beni hep zora sokuyor.
Daha doğrusu neye önem vermem gerektiğine bir türlü karar verememem beni zora sokuyor.
Bir kadın olarak hayattan öncelikli beklentim hep kalbimin dolu olması, sadece dolu olmakla kalmayıp aynı zamanda bu doluluğun beni mutlu etmesi olduğunu düşünüyorum. Bunlar sadece kendi düşüncelerim. Diğer kadınların öncelikleri çok farklı olabilir. Bunların ardından çalışıp,başarılı olmak ve kendi ayaklarım üzerinde durabilmek geliyor. Sonra ailemle ve arkadaşlarınma aramın iyi olması gerektiği aklıma geliyor. En son ya da en az aklıma gelen şey ise sağlıklı olmak çünkü zaten neredeyse çoğumuz bunu ihmal ediyor, homini gırtlak önümüze geleni yiyip, kalp ve bilimum hastalıklara yakalanıp ölmeden öncede ‘ ahh ahh, en önemli şey sağlık’ diyoruz. (kesin ben de yaşayacağım bunları)
Neyse, aradan biraz vakit geçiyor ve ben bu düşüncelerimin doğru olmadığını düşünmeye başlıyorum. Diyorum ki mesela ‘yok yok en önemli şey aile, onlara yeteri kadar önem göstermiyorum’. Sonra diyorum ki ‘şuan gırtlağa kadar borç batağı içindeyim ve her gün boğazımdan geçecek her lokmanın çetelesini tutuyorum’. Yani diyorum ki iş en önemli şey. ‘Amannnn aşkta neymiş’ diyorum..
Sonra fark ediyorum aşkta bozguna uğradığımda sağlık bozuluyor, ailemle çatışıyorum ve işyerinde güçsüzleşiyorum. Bu böyle dönüp gidiyor. Ve ben sıklıkla önceliğimin mutlu bir aşk hayatı olduğunu düşünüyorum. Ama şuan bile emin değilim. En önemli şey ne?

WOMEN IN ART

lorienn | 31 May 2007 13:36

bu kaiteli çalışmayı sizlerle paylaşmak istedim.

kadınlar...
kadınlar…

ünlü ressamların kadını resmettikleri tablolardan faydalanılarak yapılan bu çalışma son derece estetik bir biçimde bize sunulmuş… kadın figürü şiirsel ve sihirli bir anlatımla dansını tamamlarken eskinin yeniyle buluşması bu uyumu kesinlikle bozmuyor… müzik ve görüntü insanı huzurlandırıyor gerçekten. hem cinslerimi huşuu içinde inceleyerek izledim… hepsi bir birinden güzel… izlemeye değer derim… buradan lütfen…dikkat edin basamak var 🙂

yazarın notu: aynı sayfadaki diğer videoları da izlemenizi öneriyorum… sevgiler…