bildirgec.org

joker hakkında tüm yazılar

Gerçek Gotham Şehri

AntiHumanIST | 15 August 2008 12:06

Yukardaki kareyi kafalarımıza kazıyan film oldu The dark Knight. Ve fotoğraftaki şehrin de Gotham şehri olduğunu işledi beynimize. Batman’i bilen, izleyen herkesin aklındaki bir sorudur Gotham şehri. Bu şehrin karanlık, çarpıcı, ışıltılı dünyasının neresi olduğu ise bu yazımızın konusu.
Manhattan gerçekten Gotham şehrinin karanlık ve sisli duruşuna ayak uyduran bir yer. işte size Manhattan’in Gotham şehrine hayat veren 15 karesi;

Christopher Nolan ve Bir Kahramanın Gerçekliği

ashg | 14 August 2008 10:06

Chistopher Nolan, Hollywood’un belki de en iyi Avrupalı transferlerinden biri. Yönetmeni bu kadar özel bir sinemacı kılan özelliği ise, her kesin gün yüzüne çıkarmaya korktuğu eksik ve karanlık tarafın üzerine bile bile korkmadan gidişi.

Nolan iş başında
Nolan iş başında

Nolan’ın tek bir sinema kariyeri var. Ama asıl başarısı izlediği çift şeritli bir yolun her iki şeridini de oldukça verimli kullanmasından geçiyor. Birinci şerit küçük kardeşi Jonathan Nolan ile imza attığı bağımsız filmlerin bulunduğu şerit. Diğer şerit ise büyük Hollywood stüdyolarında gerçekleştirilen büyük bütçeli dev yapımlar. “The Following” (Takip) on sene önce adı sanı duyulmamış yönetmenin ilk önemli çıkışı olarak kabul edilebilir. Nolan bu filmde ilk tematik dertlerinin de sinyallerini verdi. Filmin ana karakteri genç bir yazar (Jeremy Theobald) hem yaşadığı metropol yalnızlığı ile başa çıkmaya çalışıyor hem de karanlık yönünü gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Bu iki tema bir femme fatale ile tamamlanınca sürükleyici bir kara film ortaya çıkıyordu. Tamamı siyah beyaz olan bu bağımsız film İngiltere içindeki başarısını kısa bir süre Britanya sınırları dışına taşıdı. “The Following” Rotterdam film festivalinde Altın Kaplan ödülüne değer görüldü. Bu büyük başarıdan sonra dikkatleri üzerine çeken Nolan (Kardeşler) adlarını tüm dünyaya duyuran asıl proje üzerinde çalışmaktaydılar: “Memento”! Jonathon Nolan’ın kısa hikayesi “Memento Mori” den esinlenerek yazdıkları senaryo ile bir anlatı sanatı olan sinemaya yeni bir soluk getirdi. Zamanı esneten kurgu anlayışı, insan hafızasını farklı bir biçimde yorumlamaları, modern bir klasik olarak kabul edilen kült film “Memento”yu ortaya çıkardı. Nolan, “Memento” da ana karakteri Leonard’ın (Guy Pearce) hafızasını iki ayrı film “strip”e ayırıp birini filmin sonundan diğerini ise filmin başından başlatıyordu. Bu yenilikçi yaklaşım filmin ana motifi olan eksik-kırık zaman duygusunu ve “Memento”nun ana atmosferini başarılı bir şekilde perdeye taşıyordu. “Memento” Nolan Kardeşlere Oscar’da en iyi senaryo dalında adaylık getirdi. “Memento”yu ”Insomnia” izledi. Başrollerini Al Pacino ve Robin Williams paylaştığı ”Insomnia” Nolan’ın kariyeri için “yeni ilkler”in filmiydi. Yönetmen ilk defa Hollywood’un deneyimli isimlerini yönetiyor ve ilk defa bir yeniden yapım (re-make) gerçekleştiriyordu. 2005 yılına gelindiğinde genç yönetmene Hollywood’dan büyük bir teklif geldi: “Batman Begins” (Batman Başlıyor) Nolan, “Batman Begins”i karanlığın içinden tekrar doğurdu ve bu kez Christian Bale’in canlandırdığı Batman’in üzerine üzerine gitti. Batman’i yalnızca çizgi roman sayfalarından beyazperdeye geçen bir süper kahraman olarak yaklaşmadı. Karakterinin geçmişini kurcalayan Nolan, Batman’i derinleştirdi ve inandırcı bir karakter olmasını sağladı. “Batman Başlıyor” yerine filme başka bir başlık aransa bu başlık “Batman Nasıl Doğdu ?” olabilirdi. Batman’i “Batman” yapan sadece kara pelerini ve uzun kulaklı şapkası değildi. Neden yarasa figürünü seçmişti, Gotham’da neden geceler hep uzundu? Nolan birer birer bu soruları yanıtladı ve karşımıza Christian Bale’in de belirttiği gibi gülünç olmaktan kurtulmuş bir Batman’i karşımıza çıkardı.

Yeni The Dark Knight afişi

vic vega | 03 July 2008 14:06

The Dark Knight‘ın viral marketing kampanyası whysoserious (aynı zamanda filmin tagline’ı), yeni afişi, ilk ofisyel Joker imajı, diger Batman trailer’ları gibi yine ufak bir hazine avı ile yayınladı.

The Dark Knight ile ilgili ortaya çıkan her görsel malzeme, öncekinden daha hasta ruhlu oluyor. Bu afiş de kuralı bozmadı.

Son Jokeri Uğurlarken…

hoodly | 09 April 2008 16:21

Evet son joker aramızdan ayrıldı. Genç yaşında ve tam verimli çağında bizlere veda etti Heath Ledger. Tıpkı geçmişte yitirdiğimiz diğer değerli oyuncular gibi. Gerçekten, oynadığı tüm rollerde çok sağlam ve samimi bir oyunculuk performansı sunmuştu bizlere Heath Ledger ve oyunculuğunu her yeni filmde farklı boyutlara taşımasını da bilmişti. En çok akılda kalan rolü, Brokeback Mountain filminde iki eşcinsel kovboydan birisini oynadığı rol olsa gerek; çünkü bu rolü ona oscar’da en iyi erkek oyuncu adaylığını getirmişti. Karşımıza bazen bir şovalye, bazen bir kovboy, bazen kazanova ve şimdi de son filmi olan The Dark Knight ile Batman’in azılı düşmanı Joker olarak çıkacak. Beyazperdede onu son defa izleyeceğiz. Gönül isterdi ki aramızdan ayrılmasaydı ve yarıda kalan filmi The Imaginarium of Dr. Parnassus ve daha nicelerini de bitirseydi. Son olarak karşımıza kötü bir karakteri canlandırırken çıkacak, ama biz onu hep iyi hatırlayacağız.

Yeni Batman (2008) filminden ilk Joker görüntüsü

turuncum | 04 June 2007 22:47

Christopher Nolan abinin 2005 yılında çektiği Batman Begins (Batman Başlıyor) filmini izledik ve sevdik. (en azından ben sevdim diyeyim hehe). Neyse işte, bunun devamı olacak olan 2. filmi de 2008 yılında izleyeceğiz gibi. Filmin ilk görüntüsü düşmüş. “Yeni serideki Joker nasıl olacak acep?” diyenlere bir ön-bilgi verebilir.

Nasıl görünüyor sizce? Yoksa halen “Jack Nicholson’dan başka Joker tanımam” diyenlerden misiniz?

iskambil

tamilgerillası | 22 April 2007 07:19

pis yedili departmanından…
iskambilden fal açtınız mı? ne gördünüz peki? platonik aşkınız kupa kızı, yakışıklı kısmetiniz maça vale ya da bol şans ve kazanç için karo as… yani görmek istediklerinizi
peki gördükleriniz ne? bu şekiller, bu isimler nerden geliyor? kim bu maça papazı?
her şey zarla başlıyor. iskambil oyununa benzer ilk oyunlar ms 10. ve 11. yy’larda, çin’de görülüyor. iki zarın atılmasındaki 21 olasılık kağıt ya da yapraklara yazılarak seriler oluşturuluyor. aslen domino oyunu bu. daha sonra bu kartlara farklı seriler ve bizim sonradan resim diyeceğimiz kategoriler gelmeye başlıyor.
şu anda oynadığımız fransız menşeli iskambil kağıtlarının ise aslen araplar üzerinden avrupa’ya geçtiği düşünülüyor. bununla ilgili en önemli kanıt ise topkapı sarayı’nda bulunan memluk yazması, malik ve naipler adındaki iskambil seti. bu set, günümüzde kullandığımız iskambil kağıtlarının bulunan en eski örneği. 4 seri ve 3 farklı resimden meydana geliyor. serilerle ilgili biraz daha ileride konuşacağız. resimler ise malik, malik-i naib, naibi. yani günümüzde papaz, kız, vale. bu hiyerarşik sıralama kartların altına yazılmış. kartların üzerine resimler avrupa’ya geçtikten sonra konulmaya başlıyor.

jack nicholson

asymptot | 31 January 2007 16:58

jack nicholson bu pozu san antonio spurs ve lakers maçından önce vermiş. kevork djansezian adlı -muhtemelen bir ermeni- biri de fotoğraflamış assciated press 28 ocakta bu fotoğrafı dağıtmış. latimesın blogların buldum bu fotoğrafı.

burda boston’da setteyken set içinde celtics reklamını tamamen yasakladığı söyleniyor. set işöçilerinde bile celtics froması görse seti kapatmakla tehdit etmiş. kimse de bunu şaka olarak algılamamış. insan böyle biriyle konuşurken ne gerçek ne oyun nasıl ayırdedebilir acaba?