http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2009/04/090417_jedi.shtml
inançlar hakkında tüm yazılar
MELEK TAWUS’UN ÇOCUKLARI: YEZİDİLER
admin | 28 February 2009 20:18
MELEK TAVUS’UN YARATILIŞI1
Kitab El Asvad’ a göre
Tanrı ilk önce Melek Tavus’ u yarattı.
seçilmiş halkını uyarmak ve yanlışlardan uzak tutmak için.Melek Tavus, Yezidiler için kutsal melektir.Tavus kuşu kutsal simgeleridir
ANFAR
Tanrı, kendi özünden Beyaz İnci’yi yarattı ve bir kuş yarattı ki adı Anfar’dı. Ve inciyi onun sırtına koydu ve orada kırk bin yıl oturdu.
YıLan Çocuk
necronamber | 08 August 2007 10:03
İhlas haber ajansın haberine göre dünya ya gelen çocuğun yılana benzeterek haber yapması, sonra olayın Harlequin tipi iktiyozis deri hastalığı olduğu ve olayın dini boyutlar da olup olmadığı (çocuğun annesinin evdeki çocuklara yılan benzetme yapması ile) konuları halk arasın da konuşuluyor. Video yu izledim gerçekten içim cız etti…
EVRİM TEORİSİ HATALI MI?
ufopilotu | 24 June 2007 12:36
http://www.kampusweb.com/makaleler/evrimteo.html
Eskişehir ne kadar Eski?
MerakliKedi | 30 October 2006 14:05
Şeker bayramında Eskişehir’e gitme önerisi geldiğinde “iyi ama neden” dedim içimden. Ama öneri güvenilir yerden geliyordu ve bir gece kalınacaktı. Kısa ama iyi bir kültür gezisi olabilir diye düşündüm. Bayramın ikinci günü, erken saatte yola çıktık ve beş saatlik yolculuğun sonunda Eskişehir’e ulaşmıştık bile.
Yazıyı buraya kadar okuyanlar ve gitmemiş olanlar, açık açık söylemeseler de benimle aynı şeyi düşünüyordur; Eskişehir’de ne var ki? Öncelikle çok iyi bir rehberle başladık yolculuğumuza. Ertuğrul Algan sanat tarihi eğitimi almış bir üniversite hocası. Tüm sorularımızı eksiksiz cevapladığı gibi bize kültür, tarih ve doğa gezisi yaptırdı.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi dışında da adını duyurabilecek özellikle sahipmiş. Örneğin Odunpazarı’ndan sonraki ilk durağımız olan Ballıhisar (Pessunus), Frig’lerden kalan anıtlarıyla inançları sorgulatıyordu. Ana tanrıça Kibele’ye yapılan ibadet, rahiplerin kendini adama şekillerini dinledikçe, Muazzez İlmiye Çığ’ın kulaklarını çınlattık bolca. Ballıhisar bu güne kadar çok az kazılmış. Rehberimiz köyün sit alanı ilan edildiğini ve çok kısa bir sürede baştan sonra kazılacağını söyledi. Efes boyutlarında bir antik şehir çıkması bekleniyormuş.
Oradan Sivrihisar’a geçtik. Şirin bir köy. Ama köydeki kocaman Ermeni kilisesine inanamazsınız. Bu boyuttaki bir köyde bu kadar kiliseye gerek var mı diye düşünürken cevabını rehberimiz verdi. 1800’lerin başında 32.000 olan nüfusun 15.000’i gayri müslim imiş ve bunun da 1500 kadarı Ermeni. Bu toprakların nasıl bu kadar yaratıcı olduğunun göstergesi sanki bunlar. Bir zamanlar nasıl da böylesi sevgiyle yoğrulmuş, kardeşlik içermiş bu topraklar. Sonra ne olmuş? Gerçekten sonra ne olmuş acaba – zira yıllarca bir arada yaşayan bu insanlar gittikten sonra ibadethaneleri neden gübre deposu olarak kullanılmış? Bunu anlamak, buna inanmak o kadar zor ki…