bildirgec.org

hürriyet hakkında tüm yazılar

hürriyet, hürriyetim, hürriyet…?

zazoo | 10 October 2005 20:08

hürriyet yıllar önce şurada

“Hürriyet Gazetesi, internette yeni bir konsept yarattı: Hürriyetim. Hürriyet Gazetesi’nin 52 yıllık bilgi birikimi ve etik yayın anlayışını benimseyen Hürriyetim, Hürriyet Gazetesi’nin internet versiyonu değil. Hürriyetim, Türk internet kullanıcılarının, “güvenilir” haberin yanısıra, aradıkları her türlü bilgiye ulaşabilecekleri bir site…”

şeklinde duyurduğu internet sayfasını, yeniledi(?), şimdi hürriyet’in internet versiyonu olmaya mı karar verdiler, neden, niçün!?

darbesevici

moroccom | 04 October 2005 10:13

devletçi ve statükocu yazılarıyla emin çölaşan’ı bile sollayıp geçmiş şair özdemir ince bugünkü yazısındadarbeleri överek her darbenin türk demokrasisine katkı yaptığını yazdı. Yazdığına göre darbe askerin müdahalesi değilmiş devletin müdahalesiymiş.

ah be fatih!

dogukansavas | 12 September 2005 11:13

Fatih Altay’lı Hürriyet ile uğraşırken nerdeyse bir oryantel kıvraklığı ile hareket ediyor. Bir oyandan sallıyor, bir buyandan. Ama o dörece dönmüşki kendisi, hafızası bulanıyor, beyni sulanıyor.

20 Mayıs 2005 Hürriyet:

“kanal d yönetimi olarak uzun uzun düşündük, eledik, tarttık. sonunda mehmet ali birand üzerinde mutabık kalındı. birand’la önce ben görüştüm ve teklifimizi ilettim. ilk tepkisi cnn türk’te rating kaygısı olmadan istediği gibi çalışmaktan mutlu olduğunu söylemek oldu ve bana ‘başıma bu belayı açma’ dedi. ardından mart ayının ortalarında doğan grubu’nun üst düzey yöneticileriyle beraber teklifimizi yineledik. birand ‘özel yaşamının kalmayacağını, artık bu tempoda çalışmak istemediğini, rating kaygısına girmekten yana olmadığını’ söyledi. ancak mehmet ali yalçındağ, ertuğrul özkök ve ben bir hayli ısrar edince, ‘yeni yayın dönemine kadar düşüneyim’ dedi. biz de kendisine ‘yeni yayın dönemine kadar olmaz. haziran başına kadar düşün. kabul edersen gel, sadece sunma, haberin mutfağının da başına geç’ dedik. benim bu gruptan uzaklaşmamı zil takıp bekleyenler var ise onlara kötü bir haberim var.

bilişim günlüğü

plush | 14 August 2005 00:16

bu gün internette yayımlanan haber sitelerinden bir kaç bilişim haberi seçmesi yapmak istedim..

İnternet devi Google, 6 yıl içinde 15 milyon kitabı internette bedava kullanıma sunma projesini askıya aldı.

Telif hakkı sahipleri, dijital ortama aktarmamızı istemedikleri kütüphanelerdeki kitaplarını bize bildirebilirler. Onlara böyle bir imkan sunmak için telif eserlerin hiçbirini, Kasım’a kadar dijital ortama aktarmayacağız.

demiş.

[link]

yeni adsl tarifeleri belirlenmiş

Azmin Zaferi

polymath | 23 September 2003 11:54

Walla bu giriş daha önce yapıldımı bilmiyorum ama bence hala güncelliğini koruyor..

Bu arada Hürriyet gazetesinin 26.03.2003 internet sitesinden alıntı yapılmıştır

” Azimle zıçan taşı deler ” sözünü değiştirmeye aday bi olay..

Gündem
26.03.2003
Duvarı delip hamile bıraktı

Orhan SAAT / İSTANBUL

Cezaevindeki Kadriye Kübra Sevgi’nin nasıl hamile kaldığını araştıran müfettişler, sevgilisi Seylan Çördük’ün koğuşu ile arasındaki duvarda bir delik buldu. Cinsel ilişkinin 20 santim kalınlığındaki delikten gerçekleştiği ileri sürüldü.

Sevgili Günlük

bulent_atlas | 29 January 2003 22:23

BIRINCI DAKIKA Sevgili günlük, Bu sabah Hürriyet’in Kelebek ekinde sigarayi birakmanin vücuda yaptigi olumlu etkileri anlatan bir haber okudum. Bu tarz haberlerden oldum olasi tiksinmeme ragmen nedense cosup sigarayi birakmaya karar verdim. Kararim kesin, sigarayi birakiyorum. Bu kararimin vücuduma etkilerini gösteren tabloyu basucuma astim. Içimin zehirden temizlenmesini tabloya bakarak daha rahat hissedecegim. Simdi masanin üzerindeki dolu sigara paketini burusturup çöpe salliyor ve saglikli gürbüz bir kisi olma yolundaki ilk adimimi atiyorum.

SEKIZINCI SAAT Sevgili günlük, Tabloya göre sigarayi biraktiktan sekiz saat sonra tansiyon ve nabiz normale dönüyormus. Inanir misin, bunu hissediyorum sanirim. Tamam, tansiyon ve nabzimin bundan sekiz saat önceki halinde de anormallik hissetmemistim, ama normale dönmesi iyi bir sey herhalde. Coskumu paylasmak için Teoman’i aradim, sigarayi birakmama “geçici Ubeyd Korbey sendromu” adini takti. “Oglum” dedim, “bak tam sekiz saattir sigara içmiyorum, tansiyonum ve nabzim cillop gibi oldu”. Bunu söyleyince kendi nabzinin ve tansiyonunun da harika oldugunu söyledi, meger sekiz saattir uyuyormus. Yavsak iste, ben ne diyorum o ne diyor. Yalniz laf aramizda, kafama takildi gerçekten, demek ki günde sekiz saat uyuyan bir sigara tiryakisinin tansiyonu ve nabzi da günde bir kere normallesiyor. E peki, tansiyon ve nabiz günde üç kez normale dönemeyecegine göre benim kazancim ne bu isten? Demek ki, savasi erken birakmayacaksin. Yoksa Teoman itinden ne farkim kalir? Onun tansiyonu da normal, benimki de…. Neyse, bakicaz….

Tahrif hürriyeti

| 15 November 2002 17:29

Hürriyet’in hokkabaz yazarı Serdar Turgut yine ucuz marifetlerinden birini sergilemiş. Hürriyet arşivinden bi takım fotograflar seçmiş; ünlü imzalar da bu karelere bakarak yine bi takım metinler yazmış. ‘Fotografların Anlattıkları’ diye bi kitap yapılmış, bi de sergi açılacakmış. İlk bakışta bi tür ‘hoşluk’ gibi geliyor. İkinci bakışta durumu anlıyosunuz. Gidip bi de kitaba baktım biraz önce. Yoklar listesi şöyle: 1. Fotografları çekenlerin isimleri 2. Fotografların çekildikleri zaman, mekan 3. Teknik detaylar 4. Fotografların gerçek hikayesi; hangi şartlar içinde çekildiği Bunların hepsi bilinmeyebilir. O zaman çalışır, öğrenirsin. Ama aralarında daha yakın dönemde çekilmiş; kim tarafından, nerede, nasıl çekildiği bilinen fotoğraflar da var. Üstelik bunların bir kısmı da Hürriyet adına değil, Doğan grubu içindeki diğer gazete ve dergi mensupları veya frilansırlar tarafından alınmış kareler. Ayrıca orjinali renkli olan bazı fotograflar da siyah-beyaz basılmış. Kepazelik bunlarla da kalmıyor. Bi gün Hürriyet İcra Kurulu Bşk. Yrd. Vuslat Doğan Sabancı parlak olduğuna inandığı bi fikirle geliyor. Diyo ki: ‘Serdarım Turgutum haşarı aslanım, bizim arşivimizde kıyak fotolar var; sen bunları seçsen ayırsan; sonra bunları bizim yakınımızdaki adamlarımıza ve piyasanın isim yapmış şahsiyet ve yazarlarına ulaştırsan; onlar da bu fotolara bakıp şöyle çok uzun olmayan lejand gibi şeyler döktürseler, sonra bunu bi kitap-sergi falan yapsak, gazlasak. Hadi benim canım’. Serdar da ‘Efenim, ne muazzam bi fikir, ne yaratıcı bi dehanız, ne güzel bi suratınız, ne Batılı bacaklarınız var’ falan diyo. Ama içinden ‘Ulan çattık yine bu karıya; ama patron, n’apıcaksın’ diyip arşivdeki bir-iki çocuğa telefon açıyo ve ‘oolum seçin ordan bişeyler, getirin’ diye bi şeyler söylüyo. Sonra bu foto şuna gider, o fotoya şu matrak bişey yazar, berikini de ona paslayalım diye bunları klasifiye ediyo. Allah cezanızı versin. Hadi Vuslat patron. Bu işlerden anlamaz. Malikanesine gelen yerli- yabancı dostlarına ve bazı yalakalara gostermek için; ‘bakın ne prestijli bi albüm’ falan demek için; hazır yılbaşında da güzel hediye olur hesabı böyle bişiy düşünmüş. Aslında iyi ve hakkıyla yapılsa, hakikaten hoş olabilecek, referans olabilecek, kalıcı olabilecek bi şey. Ama ne olmuş. Bu müstesna, emek ürünü, güzelim fotolara bakan bi takım ünlü arkadaşlar, bu fotoların kendilerinde uyandırdığı bazı duygularını ve fiktif sayıklamalarını yazmışlar. Orhan Pamuk, Hilmi Yavuz, Haldun Dormen, Çetin Altan, Selim İleri, Ferhan Şensoy, Uğur Yücel… Liste uzayıp gidiyor. Aralarında gazeteciler var: Hasan Cemal, Fatih Altaylı, İsmet Berkan, Kanat Atkaya, vesaire. Bunlar bile bi an için; ‘Ulan bu fotonun aslı astarı nedir, kim çekmiştir, olay nedir, ya şunu hatırladım bizim Ahmet çekmişti’ falan gibi bi şey düşünmüyo. Hepsi kendilerini birer John Berger sayaraktan, fotolarla ilgili alakasız saçmalıklar yazıyo. Telif hakları yasası açıkça ihlal ediliyo (bu konuda dünyayı ayağa kaldıran Çetin Abi ve Pamuk sersemi bile bu durumun parçası oluyolar); emeğe saygısızlık ediliyo, gazeteciliğe saygısızlık ediliyo… Bunlar tabi kanıksanmış şeyler. Ama esas daha ağır bişey var. Tarihe saygısızlık ediliyo; daha doğrusu tarih distorsiyona uğratılıyo. Bunlar takvim fotosu diil ki; hepsi haber fotosu, hepsinin gerçek hikayeleri var. Biri kafaya taksa da diyorum, tercihan bi fotografçı falan; bu fotoları kimlerin, nerede, nasıl çektiklerini, hikayelerini araştırıp ortaya koysa ve bütün o ahkamları kesen zavallı arkadaşların bi tarafına girse diyorum.

Kemal Sunal

aziL | 10 January 1998 12:22

Kısa bir süre önce kalp krizi sonucu vefat eden büyük komedi ustası Kemal Sunal için Hürriyet Gazetesi tarafından hazırlanmış bir sitecik. Alelacele yapılmış olsa da güzel. Buradan buyrun.