bildirgec.org

hastane hakkında tüm yazılar

Doğum sonrası şok

dinoege | 31 January 2007 10:31

Biz Türk insanı olarak her zaman kendimize kızar, kendimizle dalga geçeriz. Bu ülkede hiç birşey düzgün değildir. hakikaten de öyledir. Çok duyduk grip olup hastaneye gidenler ve aids olarak çıkanlar, kadın olup prostat teşhisi koyulanlar. v.s. Ancak şuradaki olay Türkiye’de değil ve çok ilginç. Yani sadece burada olmuyormuş böyle şeyler demekten kendimi alamıyorum. Hatta yok artık diyebilirsiniz. Kadın doğum yapmak için hastaneye gidiyor ve uyandığında bir de bakıyor ki kolları ve bacakları yok. Şimdilerde nedenini araştırmakla meşgul sanırım.

Ameliyathane’den Canlı Yayın

hivaye | 17 January 2007 13:39

Burada Amerika’daki bazı hastanelerin yapmakta olduğu ameliyatlar canlı olarak yayınlanıyor.Bünyeniz kaldırabiliyorsa, arşivde daha önce yayınlanan videoları da bulabilirsiniz.

Damar gösteren ışık

winmaker | 16 November 2006 14:03

İğne yaparken damarı bulamayan acemi ya da uzman hemşireler tarafından, şu an iğne fobisine sahip olan çoğumuzun kolu delik deşik veya mosmor edilmiştir mutlaka. Artık korkularımızın bir kısmıyla yüzleşebiliriz. Zira teknoloji biz iğne olurken elimizden tutup kolumuzu aydınlatacak.

Damar gösterici ışık, vücudumuzda deydiği yerin adeta karayolu haritası gibi damaryolu haritasını çıkarıyor. Bu sayede iğnelerin sapma şansı sıfıra iniyor. Resim ve videolara şurdan bakabilirsiniz.

günlüğe , bir gün

gariib | 06 October 2006 12:02

14//09/01 – 05/10/06 tarihleri arası bir 5 sene geçmiş günlük . Geçen gece hastanede nöbetçi doktor odasında her an çalması muhtemel telefonun yanında uyuklarken , aklıma takılıverdi . 5 sene dile kolay , kalmış bir sene o da bitti diyelim , mecburi hizmet 2 sene , askerlik 1 sene , uzmanlık kazandım o da 5 sene , uzmanlığın hizmetide 2 sene , gülümsedim . Ağlasam mı ? gülsem mi ?
Telefon çaldı , irkildim . Hastalardan biri kötüleşmiş hemşire hanım haber veriyor . Doktor abilerimi uyandırdım , malum kıdem durumu var , en alt kıdemiz . Koşuşturma başladı . Koşa koşa ekg aletini almaya gittim . Filmimizi çektik , kardiyolojiye konsültasyona gittim , yoğun bakımdan anestezi doktoru çağırdım . Aynı anda yoğun bakımda yer ayarlamaya çalışıyoruz . Malum burası istanbul yoğun bakımda yer yok . Endişeleniyor , hasta yakınını endişelendiriyoruz . Durum kötüleşirse en uygun yer haliç üniv.de bir yer . Endişeyle bekleyen hasta yakını , hayatla ölüm arası ince çizgi , kim bilir aklından neler geçiyor . Bu arada ben bu olayların neresindeyim onu da bilmiyorum , heyecanlıyım ama biraz . Solunum desteğimizi taktık , gerekli ilaçlarımızı verdik . Birkaç dozda umut yükledik hasta teyzemizin kızına , burda malum umut insanları ayakta tutan en büyük ve tek güç . Ordan ameliyathaneye in sen diyolar abilerim . Yoğun bakımdaki hastalardan biri ameliyat olacakmış . Ameliyatheneye iniyorum saat 23.00 ,00.00 , 01.00 ameliyat bitiyor . Hastayı yoğun bakıma tekrar bırakıyoruz . Yeşillerimi çıkardım , çömezim tabii duvarlar yabancı , ortam yabancı . Hareket etmeden önce bocalıyorum , elimi kolumu nereye koyacağımı bilemiyorum . En kıdemli abim ameliyathene çıkışında cebinden o gün öğlen yemeğinde verilen poşet ekmeklerden birini çıkarıyor . Ekmeğin yarısını yemiş yarısını da cebine atmış anlaşılan , kurumuş tabii . Uzattı ekmeği onun elinde kendime bir parça kopardım . Ekmeği çiğnemek için çabalıyorum , mutlu oluyorum . Kimin aklına gelir ameliyat çıkışında kuru ekmek , bu küçük hareketle bütün yorgunluğumu alıp götürüyor . Merdivenlerden çıkıyoruz , nasihat başlıyor , sevdi galiba beni ; kıdemli abi bana hayatta hep istediğim şeyleri yapmamı , istemeden yaptığım işlerde mutlu olamıyacağımı söylüyor . Beni doktor odasına bırakıyor , malum telefon çalabilir , alt-üst kıdem olayı . Çekyata uzanıyorum , üzerimde hasta bakıcının verdiği çarşaf , biraz kirli ama olsun bunu bulamayanda var dimi .
Yine dalıyorum hafiften , 5 sene önce kim düşünürdü hayatında sadece 1 kez hastaneye giden birinin , ameliyathane çıkışında kuru ekmeği bir cerahla paylaşacağını , pazar gününü nöbetçi doktor odasında geçireceğini , sabaha kadar telefonun başında bekleyeceğimi . Hep istediğin şeyleri yap sözleri geçiyor aklımdan , boş geliyor sözler . Hayat sürüklüyor sanki insanı , bunların yaşandığını 5 sene önce bilmiyordum , dolayısıyla isteyip istemediğimi de bilmiyordum sanırım . Bundan sonraki süreç geçiyor aklımdan onuda bilmiyorum . Kader sanırım hayatıma yön veren . İnsanın hayatının nasıl şekilleneceğini bilmemesi beni korkutuyor , aman yaa off diyorum , düşün düşün nereye kadar , uyumuşum zaten bu gelgitin arasında . bitti .

ENTERESAN…

plumprune | 24 April 2003 16:09

Hiç abartısı yok, aşağıdaki hikaye birebir yaşanmıştır, hatta belki atladığım, unuttuğum bölümler bile olabilir. Buyrun:

“Kızım hadi uyan, hastaneye gidiyoruz.”

Hay allahım, bu da nerden çıktı, ben annemlerle yaşamıyorum ki, annem ne zaman beni uyandırmaya geldi?

“Ne anne? Ne hastanesi?”

“Haydi kalk bakayım, geç kaldık, baban sabırsızlanıyor.”

“Tamam, tamam geliyorum”

Kalkalım bakalım, annem gelmiş ha, ne zaman, nasıl? Neyse, anlarız şimdi…

ehliyet muayenesi

knemo | 19 May 2002 01:46

ehliyet almak için gerekliymiş: Sağlık muayenesine gittim. Kurs “Özel Huzur Hastanesi-Sağlığa dönüşen güvenli Yol” diye bir yerle anlaşmış. Aslında doğumevi galiba. Göz-KBB-Psşkşyatri ve ortopedi: 20 milyon fiks menü. Bir de kan grubu kartı: 3 milyon. Hastane ve kurs birlkte köşeyi dönmeye karar vermişler. Belki 50 kişi vardı ben oradayken. Bir odaya sokuyorlar. En yaşlı olan adamın özel masası var. Göz-cüymüş. Hocam hocam diyorlar. Öbür masada 3’lü grup. Fısıldayan adam çok komik, ağzını bir kağıtla kapatıp: Biraz eğlenmek ister misin? diye soruyor sandım önce!!Pardon anlamadım? Biraz yüksek sesle konuşun duyamıyorum. Adam bağırdı? Nerede çalışıyorsun? Levent’te. Onu sormadım hangi iş alanı…Neyse psikiyatristin sorusu daha düzgündü: Mesleğin ne? Sana ne! demedim tabii, kötü izlenim bırakabilirim jüri önünde. Ortopedist birkaç jimnastik hareketi yaptırdı, deve-pire oynadık. Neyse geçtik galiba sağlık sınavından. Ama karşısındakini insan yerine koymayan ve beni tanımadan bana sen diye hitap eden hastaneye gıcık oldum ki: Fazlasıyla