bildirgec.org

gariib

11 yıl önce üye olmuş, 11 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

yorum morum yapmayın

gariib | 08 March 2007 11:12

Günlük
07.03.2007
Saat oldu 02.30. Uyku tutmadı günlük. Hayat akıp gidiyor. Sarsıldım bugün, o küçükleri gördüm ya öyle. Kimilerine dünya pespembe görünmüyo, ama bunlar çocuk ki. Oyuncaklardan oluşan bir dünyaları var. Aklımdan atamıyorum günlük, ölüm ve yaşam arasındaki çizginin üzerinde yürümek benim becerebileceğim bir iş değil sanırım. 2 ay önce koşup oynadığın çocukların günden güne eridiklerini görmek, dua etmekten başka bir şey yapamamak… Elinden kayıp yok olacağını bile bile, onlarla oyunlar oynamak, onlarla çocuk olmak ama kahrolası bir yetişkinin beynine sahip olmak…
Yarına umutla bakıyorum ama önceliklerim değişti sanırım günlük. Hayat adil değilmiş, çocuk olmak bile acı çekmeye engel değilmiş. Hele filmlerde ki gibi bir dünya olmamış hiç.
Bunu okuyan varsa da yatsın kalksın dua etsin haline… yoruma gerek yok yaşayıp görmek lazım böyle şeyleri. dışarıdan konuşmak kolaydır her zaman, ne diyeyim günlük… allah o annelere sabır versin diyeyim, anne olmak böyle birşey demek. Yavrusunu her zaman kollayan, umudunu kaybetmeyen çok güçlü ama bir o kadar da kırılgan varlıklar. Ağlamak size hiç yakışmıyor…Konuştum ya biraz rahatladım sanki günlük, bitti.

LÖSEMİ

gariib | 04 February 2007 21:05

23 nisan
23 nisan

Sanırım birkaç aydır onlarla beraber olmak bu bildiriyi yazmaya itti beni. Yapabileceğimiz bir şeyler vardır belki bizimde. Orda farklı bir dünya yaşanıyor gerçekten, oyunlarla umutlarla bezeli bir dünya. Hayata nasıl sıkı sıkı tutunulur bir görmeniz gerek. %70-80 tam iyileşiyorlar. Moral, destek ve tedaviye uyum yeterli …
NOT:bir ilaç 200-1500 ytl civarında.6-10 ilaçlık tedavi alıyorlar. Aileler çok zorlanıyor maddi ve manevi açıdan.
Aklınızın bir köşesinde bulunsun …

günlüğe , bir gün

gariib | 06 October 2006 12:02

14//09/01 – 05/10/06 tarihleri arası bir 5 sene geçmiş günlük . Geçen gece hastanede nöbetçi doktor odasında her an çalması muhtemel telefonun yanında uyuklarken , aklıma takılıverdi . 5 sene dile kolay , kalmış bir sene o da bitti diyelim , mecburi hizmet 2 sene , askerlik 1 sene , uzmanlık kazandım o da 5 sene , uzmanlığın hizmetide 2 sene , gülümsedim . Ağlasam mı ? gülsem mi ?
Telefon çaldı , irkildim . Hastalardan biri kötüleşmiş hemşire hanım haber veriyor . Doktor abilerimi uyandırdım , malum kıdem durumu var , en alt kıdemiz . Koşuşturma başladı . Koşa koşa ekg aletini almaya gittim . Filmimizi çektik , kardiyolojiye konsültasyona gittim , yoğun bakımdan anestezi doktoru çağırdım . Aynı anda yoğun bakımda yer ayarlamaya çalışıyoruz . Malum burası istanbul yoğun bakımda yer yok . Endişeleniyor , hasta yakınını endişelendiriyoruz . Durum kötüleşirse en uygun yer haliç üniv.de bir yer . Endişeyle bekleyen hasta yakını , hayatla ölüm arası ince çizgi , kim bilir aklından neler geçiyor . Bu arada ben bu olayların neresindeyim onu da bilmiyorum , heyecanlıyım ama biraz . Solunum desteğimizi taktık , gerekli ilaçlarımızı verdik . Birkaç dozda umut yükledik hasta teyzemizin kızına , burda malum umut insanları ayakta tutan en büyük ve tek güç . Ordan ameliyathaneye in sen diyolar abilerim . Yoğun bakımdaki hastalardan biri ameliyat olacakmış . Ameliyatheneye iniyorum saat 23.00 ,00.00 , 01.00 ameliyat bitiyor . Hastayı yoğun bakıma tekrar bırakıyoruz . Yeşillerimi çıkardım , çömezim tabii duvarlar yabancı , ortam yabancı . Hareket etmeden önce bocalıyorum , elimi kolumu nereye koyacağımı bilemiyorum . En kıdemli abim ameliyathene çıkışında cebinden o gün öğlen yemeğinde verilen poşet ekmeklerden birini çıkarıyor . Ekmeğin yarısını yemiş yarısını da cebine atmış anlaşılan , kurumuş tabii . Uzattı ekmeği onun elinde kendime bir parça kopardım . Ekmeği çiğnemek için çabalıyorum , mutlu oluyorum . Kimin aklına gelir ameliyat çıkışında kuru ekmek , bu küçük hareketle bütün yorgunluğumu alıp götürüyor . Merdivenlerden çıkıyoruz , nasihat başlıyor , sevdi galiba beni ; kıdemli abi bana hayatta hep istediğim şeyleri yapmamı , istemeden yaptığım işlerde mutlu olamıyacağımı söylüyor . Beni doktor odasına bırakıyor , malum telefon çalabilir , alt-üst kıdem olayı . Çekyata uzanıyorum , üzerimde hasta bakıcının verdiği çarşaf , biraz kirli ama olsun bunu bulamayanda var dimi .
Yine dalıyorum hafiften , 5 sene önce kim düşünürdü hayatında sadece 1 kez hastaneye giden birinin , ameliyathane çıkışında kuru ekmeği bir cerahla paylaşacağını , pazar gününü nöbetçi doktor odasında geçireceğini , sabaha kadar telefonun başında bekleyeceğimi . Hep istediğin şeyleri yap sözleri geçiyor aklımdan , boş geliyor sözler . Hayat sürüklüyor sanki insanı , bunların yaşandığını 5 sene önce bilmiyordum , dolayısıyla isteyip istemediğimi de bilmiyordum sanırım . Bundan sonraki süreç geçiyor aklımdan onuda bilmiyorum . Kader sanırım hayatıma yön veren . İnsanın hayatının nasıl şekilleneceğini bilmemesi beni korkutuyor , aman yaa off diyorum , düşün düşün nereye kadar , uyumuşum zaten bu gelgitin arasında . bitti .

eleştiri

gariib | 17 March 2006 21:47

Bildirgeç kullanıyordum , sanki daha bir zor olmuş kullanmak . Birde aman ha şunu yapmayın , yok efendim bunu yaparken dikkat edin , yoksa kötü olur falan demeleri …

Gerçi bu yazının bile görünür olmasına izin verecekler mi ?

pek özgür bir ortam olmamış sanki . Birde hesap eklemişler , kapitalist dünya : ))

Tutunamayanlar…

gariib | 11 March 2006 15:37

Tutunamayanlar-Oğuz Atay la tanıştığımdan beri ; Bat dünya bat! demiyorum da sanki tutunamayanların tarihini yaşıyorum .

Oğuz Atay ın kullandığı dil gibi , kıvrak zekasını da kullanabilen başka yazarlar vardır da , kimdir ?

( tutunamayanları 3.ye okuyorum , 4. ve 5. de olacak gibi duruyor . 1-2 kitap okuyorum ( felsefe , roman , tarih hiç farketmiyor ) , içimde dayanılmaz bir açlık hissedip tutunamayanlara uzanıyorum , birkaç sayfa okuduktan sonra yüreğimde bir boşluğun kapandığını hissediyorum , huzur veriyor bana . )

günlüğe

gariib | 22 February 2006 21:12

Bu yazı sigara … adlı yazıya yaptığım yorum . İçimden bunu günlükle paylaşma isteği geçti , işte günlük …

yorumlara baktım az önce (uzun zamandır siteye giremiyordum ) , üzüldüm . Sigaradan zevk aldığını söyleyenler falan üzücü .

Bağımlılık yapıcı bir madde olduğu için ilk içimden sonra tekrar içme isteği duyuyorsunuz . Her artan dozda da bu istek artıyor . Zevk alma diye tanımladığınız fizyolojik basit bir mekanizma.(içme isteğinin köreltilmesi) Yani beyninizin size bir oyunudur(eroine benzer;ilk doz alınır , artan dozlarda alma ihtiyacı hissedilir ) .

Sigara …

gariib | 16 February 2006 00:10

Sigara hakkında birçok bilgimiz var . Hatta paketlerin üzerine bile bilgi kutucukları koydular .
Peki bilmediklerimiz ?
Sigaranın kanser yapma riski %100 dür . Kanser yapar . Başka bir hastalıktan ölmediğiniz sürece sigara size ölüm getirir . Hani şu meşhur sigarayı bıraktıktan sonra yok yarım saat sonra kan dolaşımı düzene giriyor , 10 yıl sonrada akciğerleriniz yenileniyor sözleri . Keşke öyle olsa …
Soluk borumuz göğüs boşluğunda sağ ve sol iki borucuk şeklinde devam ediyor ( akciğerlerimize giriyor ) . Daha sonra daha da küçük borucuklara ayrılıyor . Böyle daha da küçük borucuklara ayrılarak devam eden sistem en son olarak hava kesecikleriyle sona eriyor ( bir ağacın gövdesinden yola çıkıp en uçtaki yaprağa ulaşması gibi ) . Hem boyutu küçülüyor , hem de yüzey alanını genişletiyor . Nefes aldıkça hava kesecikleri genişliyor . Böylece bol bol oksijen alıyoruz .
Sigaranın geri dönüşümü olan etkisi ise burada devreye giriyor . Hava keseciklerine ulaşan sigara dumanı burayı irrite edip birçok mekanizmayla iltihap oluşmasına neden oluyor . Sürekli içerek iltihap devam ettirilirse de bu hava keseciği işlevini yitiriyor ve orada ölü bir boşluk kalıyor . Daha çok sigara içerekte ölü boşluk miktarını arttırıyorsunuz . Solunum sıkıntısı yaşama başlıyorsunuz ( maç ederken , ağır bir iş yapınca , … )
Sigarayı bırakırsanız daha fazla hava kesesinin kapanmasını engelleyebilir , açık olanlarında zamanla kapasitesini arttırarak kullanabilirsiniz . Akciğerlerinizin 10 sene sonra yenilenmesi budur . Yani bıraktıktan sonra sigaranın semptomları(belirtileri ; öksürük , nefes darlığı ) düzelir , kanserojen etki olduğu gibi durur , patlamaya hazır bir bombasınızdır her zaman için .
Sonuçta kanseri bırakarak önleyemezsiniz . Geçtiği bütün yollarda kanser yapar ( ağız , akciğer , böbrek , idrar torbası , kan kanseri gibi ). Haftada bir paket içiyor olmanız size göre az risk olabilir ama baştada dediğimiz gibi başınıza başka bir hastalık(ya da kaza , deprem … ) gelmediği sürece sigaradan ölürsünüz ( ne kadar risk alacağınız size bağlı ) .
Uzak durun sigaradan …
Beklenen hastalıksız ömrünüz çok kısa , hastalıklı olan kısmı ise baya bir uzundur …

karikatürler_savaşlar_umutlar

gariib | 12 February 2006 15:49

Son günlerde gündem yapılan Hz. Muhammed ,R.Tayyip Erdoğan karikatürlerinin hayatımızda ne kadar çok yer işgal ettiğinin farkındamısınız . Tartışmalar düşünce özgürlüğünün sınırlarını çizmekten medeniyetler arası çatışmaya kadar gidiyor . Bir tarafta büyükelçiliklerin yanarken çekilmiş görüntüleri diğer tarafta özür dileyen bir devlet başkanını izliyoruz televizyonlarda . Bana sanki sanal bir tartışmanın içine sürükleniyormuşuz gibi geliyor . ABDnin ırakta , afganistanda yaptığı insan kıyımını , savaşın meşruluğunu kimse konuşmuyor . Şu anda ırak ın durumunu da açık bir şekilde göremiyoruz , bize izletilenlerle yorumlar getirmeye çalışıyoruz . Çok sayıda masum öldü ve de öldürülüyor . Ne için ? Endonezyada , Afganistandaki ve diğer ülkelerdeki gösterilerde bence karikatürlere tepkiden çok sürekli savaş , şiddet ortamında yaşamak zorunda bırakılan halkların isyanı olarak değerlendirilmeli . O insanların %90nı o karikatürleri görmediler ama kafalarında sistemik bir şekilde oluşturulan batı düşmanlığı var . Batı çünkü topraklarında , sevdiklerini öldürmüş , kimisini evinden yurdundan etmiş , demokrasi diye silah getirmiş tanklarını getirmiş . Demokrasiyle tankların bir arada yürümeyeceğini büyüklerimiz bilir … Böylece batı diye nitelediğimiz ABD ve ortakları rejimlerinin gücünü devam ettirmek için petrole saldırıyor . Saldırıya sebep olarakta kendi oluşturduğu anarşi ortamını gösteriyor . Hayat hiç adil değil , Türkiye de doğmamız savaşın içinde olmamamız için bir neden sadece , biraz duyarlı olalım , umarım bu yapılanlar unutulmaz … Benim merak ettiğim bu anlattığım tablonun farkındamısınız , yoksa bu benim kafamda kurguladığım bir senaryomudur ? Çok mu hayalperest yaşıyorum … Bu senaryoya inanan var mı ?