bildirgec.org

gerilim hakkında tüm yazılar

Yüksel’in Sırrı-1

admin | 03 July 2009 11:52

Yüksel yolda yavaş adımlarla, sakin bir gün geçirmişti ve eve gidiyor olmanın mutluluğuyla dalgın dalgın yürüyordu. Evine yaklaştığının bile farkında değildi. Ama bu dalgınlığı bozan bir şey oldu. Yanında yürüyen adamı fark etti. Adamı fark etti etmesine de adam pek tekin birine benzemiyordu. Adam uzun siyah paltolu, siyah fötr şapkalı, siyah güneş gözlüklü,uzun boylu,iri cüsseli biriydi.Tam filmlerdeki seri katillerin tipinde bir adamdı.

İyice panik olmuştu ve adamdan kurtulmak için evinin olduğu sokaktan değil de bir alt sokaktan yürümeye karar verdi ve adımlarını sıklaştırdı. Yüksel hızlandı paltolu adam hızlandı. Yüksel yavaşladı paltolu adam yavaşladı. Bu böyle olmayacaktı. Adamın onunla bir alıp veremediği olmalıydı. Yoksa hiç tanımadığı biri neden böyle saçma bir şey yapsın ki? Galiba durup adamla konuşmak galiba en iyisi olacaktı. Zaten adamı atlatamayacağı belliydi. Adamla konuşmak için durdu adam da durdu. Ve bir an birbirlerine baktılar. Yüksel konuşmaya çekindi önce ama hemen toparladı ve sordu:

Halloween 2 geliyor!

gorcun | 22 June 2009 16:22

Halloween 2
Halloween 2

Halloween (Cadılar Bayramı) serisini kendi yorumuyla yeniden çeken Rob Zombie serinin ikinci filmi Halloween 2’yi Amerika’da 29 Ağustos’ta vizyona sokmayı planlıyor. 6 yaşında Cadılar Bayramında ailesini öldüren Michael Myers’ın akıl hastanesinden kaçmasıyla ailesinden kalan son canlı olan kız kardeşine ulaşmaya çalışıyordu. Bu korkutucu hikaye ikinci filmdede tüm hızıyla sürüyor. Myers’ın saldırısından ağır yaralı olarak kurtulan Laura Strode hastaneye kaldırılır.
Michael Myers’ta uzaklarda değildir ve kızkardeşine ulaşmak için her şeyi yapacaktır. Michael Myers’ı bu sefer Tyler Mane oynuyor. Diğer oyuncu kadrosu ise ilk filmdeki kadroyla hemen hemen aynı olmasının yanı sıra daha da genişliyor. Rob Zombie her filminde karısı Sheri Moon Zombie’yi oynatma geleneğini bu filmde de sürüyor. Bakalım bu film Halloween hayranları ve korku severleri tatmin edecekmi. Filmin resmi sitesi için. Fikir edinmek için fragmanını izleyebilirsiniz.

2000’lerde Türk Korku Sineması

gorcun | 22 June 2009 13:40

Türk Korku Sineması
Türk Korku Sineması

Türk sinemasından 2000 yılından itibaren artan korku sineması denemelerine yenileri gelmeye devam ediyor. İki gerilim filminin daha adının duyurulduğu ( Konak ve Karanlıktakiler) bu günlerde gelin son zamanlarda çekilen korku filmlerini hatırlayalım.

Büyü (2004)

Büyü
Büyü

Orhan Oğuz’un yönettiği film lanetli olduğuna inanılan bir köye araştırma yapmak için giden arkeologları anlatıyordu. Asırlar önce kız çocuklarının öldürüldüğü köyde bir kız öldürülmemiş ve ona büyü yapılmıştır. Aslında güzel bir gerilim filmi olabilecek hikaye tür için son derece başarısız bir yapıma dönüşüyor. Film, yapılan galasında çıkan yangınlada adından söz ettirmişti.

Echelon Conspiracy (2009)

queennothing | 22 June 2009 10:57

11:14“ün Amerikalı yönetmeni Greg Marcks‘ın yönetmenliğini üstlendiği, 2009 yapımı “Echelon Conspiracy“, Michael Nitsberg ve Kevin Elders tarafından yazıldı.
Tahmin edilebiliriği yüksek bir film olan ve konu itibariyle, 2008 çıkışlı “Eagle Eye” adlı yapıma benzeyen “Echelon Conspiracy“, aksiyon sahneleriyle, izleyicisinin dikkatini açık tutmaya çalışıyor.
1978, Amerika doğumlu aktör Shane West‘in başrolünde yer aldığı filmde, Edward Burns, Ving Rhames, Steven Elder, Sergey Gubanov ve Tamara Feldman gibi isimler de yer alıyor.
İsimsiz bir kutuyla, kendisine hediye edilen cep telefonunu kurcalayan Max Peterson, telefondan gelen komuta kulak verir. Alet, Max’ın kaldığı oteldeki bir indirimden bahsetmektedir ve genç adam, duruma bir anlam vermeye çalışarak, lobiyi arar. Lobi, bu indirimin henüz yapıldığını ve kimsenin haberdar olmadığını söyler. Duruma anlam veremeyen, yine de cep telefonunu bırakmayan genç adam, telefona gelen mesajları okuaya başlar. Zamanla, ‘birisi’nin kendisine şaka yaptığını düşünür ve sinirlenir; fakat, bir süre sonra, gelen mesajların, hayatını kolaylaştıracak fikirler ve onun adına kararlar verdiğini farkeder. Durum, kumar masası için de geçerlidir. Oturduğu kumar masasından, yüklü miktarda parayla ayrılan genç adam, tanıştığı genç Kamila’ya aşık olur.

Deney Amerikanlaşıyor!

gorcun | 20 June 2009 15:06

Das Experiment
Das Experiment

Yaratıcı Amerikan Sineması (!) bir filmi daha yeniden çekiyor! Remake denilen kavramla her türlü eseri Amerikanlaştıran, Hollywood şimdide yine kendine özgü orijinal bir Alman yapımı olan Das Experiment (Deney) filmini yeniden çekmeye hazırlanıyor. Orijinali 2001 yılında Oliver Hirschbiegel tarafından yönetilen film, Stanford Hapishane Deneyinden esinlenerek çekilmişti. 20 gönüllü kişiyi bir hapishane ortamında 8’i gardiyan 12’si mahkum olmak üzere sosyal bir deneye tabi tutan araştırmanın etkileri kötü olunca 6. günün sonunda deney bitirilmek zorunda kalmıştı. İşte bu ilginç hikayenin yeniden çekilecek filmini Prison Break dizisini yönetmiş olan Paul Scheuring üstlenecek. Adı duyurulan oyuncular arasında Oscarlı aktör Adrien Brody, Forest Whitaker, Elijah Wood ve Cam Gigandet gibi isimler yer alıyor. Filmin çekimlerine önümüzde ay başlanması planlanıyor. Muhtemelen 2009’un sonu yada 2010’da vizyona girecek. Amerikan versiyonundan önce Alman yapımını izlemenizi tavsiye ederim.

Adrien Brody
Adrien Brody

Kan Banyosu devam ediyor : ”Saw 3 (Testere 3)”

gorcun | 18 June 2009 13:20

Saw 3
Saw 3

Testere serisinin 3. filmi olan Saw 3 (Testere 3) yine Leigh Whannell, James Wan ikilisi tarafından yazılıp, ikinci filminde yönetmeni olan Darren Lynn Bousman tarafından çekilmiş. Birinci filmde Jigsaw’la tanışmış, ikincisinde ise geçmişini öğrenmiştik. Üçüncü filmde artık ölüme doğru giden katil, ölmeden önceki son kozlarını oynar. Ölmek üzere olan Jigsaw’un (Tobin Bell) yardımcısı konumuna gelen Amanda (Shawnee Smith), başarılı doktor Lynn Denlon’u (Bahar Soomekh) kaçırıp Jigsaw’u kurtarması için boş depoya getirir.
Doktor Denlon’u ikna etmek için Jigsaw’un oyunlarının bir parçası olan ölüm makinası boynuna patlayıcı olarak yerleştirilir. Patlayıcı, Jigsaw’un kalbi durduğu zaman patlayacak şekilde ayarlanmıştır ve doktora kurtulmak için ikinci bir seçenek bırakılmamıştır. Ama Jigsaw’un asıl oyunu oğlunu trajik bir kazada kaybetmiş intikam hırsıyla yaşayan baba Jeff (Angus MacFadyen) üzerinedir. Jeff, bu oyunda oğlunun adaletsiz ölümüne bir şekilde karışmış herkesi ya affedecek ya da oğluna yapıldığı gibi yaşamlarını elinden alacaktır.

Testere ikiliyor : ”Saw 2 (Testere 2)”

gorcun | 17 June 2009 14:47

Saw 2
Saw 2

Ürkütücü oyunlarıyla bilinen seri katil Jigsaw’ın kurbanlarına yaşamlarının değerini anlatan film Saw’ın bir sene sonraki devam filmi Saw 2 (Testere 2) bu sefer senaryoyada katkıda bulunan Darren Lynn Bousman tarafından çekilmiş. Dedektif Eric Matthews (Donnie Wahlberg), Jigsaw’ın (Tobin Bell) cinayetlerini araştırır ve saklandığı yerde ona ulaşır. Jigsaw’ı yakaladığını sanan dedektif aslında katilin bir oyunun parçası olduğunu farkeder. Jigsaw, dedektifin çocuğununda (Erik Knudsen) aralarında bulunduğu 3 genç kadın ve 4 erkeği belirsiz bir yerde alıkoymuştur. Kurtulmak için Jigsaw’un söyledikleri dışına çıkmamalıdırlar. Ancak Jigsaw’ın oyunundan kurtulmayı başarmış Amanda (Shawnee Smith) hariç hiç birinin bu ”oyunu” ciddiye almaya niyeti yoktur. Buna Dedektif Eric’te dahildir.

Portal (2008)

queennothing | 15 June 2009 16:53

George Blumetti ve Maurice Kelly‘nin senaryosunu yazdığı, “Shelter Island“ın yönetmeni Geoffrey Schaaf‘ın yönetmenliğini üstlendiği korku / gerilim filmi “Portal“, 2008’in ‘vasat’ olarak nitelendirilen yapımlarından biri.
Mike Gibbs ve John Hooke, gösteri yapacakları Broke Festivali’ne gitmek üzere yol çıkarlar. Arabayla saatler süren yol boyunca, Gibbs ve Hooke, yoğun bir sisin etrafı kapladığını farkedip, önlerini göremez hale geldiklerinde araçtan iner. Kaybolduklarını ve ‘Mercy’ adlı bir kasabada olduklarını anlayan ikili, önlerine çıkan ilk pansyona girerek, oda kiralar. Pansiyonun kasvetli havasından tedirgin olan iki arkadaş, ertesi sabah, kahvaltı için yemek salonuna iner. Salondaki insanlar, ikiliyi tedirgin etse de, aldırış etmeksizin, gelecek olan kahvaltıyı beklemeye koyulurlar. Ancak, ‘kahvaltı’ olarak bekledikleri yemeğin, ‘akşam yemeği’ ve saatin aslında ’18:45′ olduğunu söyleyen insanlardan şüphelenen Gibbs ve Hooke, iyice gerilir. Gelen çiğ eti ve kırmızı şarabı tüketmeyen Hooke, Gibbs’in yemeği bitirmesine engel olamaz.

Post Apokaliptik Van Damme Klasiği : ”Cyborg”

gorcun | 10 June 2009 12:44

Cyborg
Cyborg

90’larda çocuk olmanın getirdiği en önemli özelliklerden biride yeni yeni oluşmaya başlayan televizyon kültürünün etkisi altında kalmaktır kuşkusuz. Şimdi tamamen aptal kutusuna dönen televizyonun o zaman etkileri herkes için daha farklıydı. O kültürden beslenen çocuklardan biri olarak televizyonda defalarca gösterilen ve her seferinde ilgimi çekmiş, ünlü aksiyon oyuncusu Jean Claude Van Damme’ın filmlerinden biri olan 1989 tarihli Cyborg filmini tanıtmak istiyorum. Albert Pyun tarafından çekilen Cyborg klasik Van Damme filmerinden farklı olarak post-apokaliptik (kıyamet sonrası) zamanda geçen bir intikam ve dövüş filmidir.
İnsanlığın veba salgınıyla yok olmaya yüz tuttuğu bu zamanda hastalığın ilacına sahip olan Pearl Prophet (Dayle Haddon) isimli Cyborg, cani Fender (Vincent Klyn) ve çetesi tarafından kaçırılır. Atlanta’ya gitmek üzere yola çıkan çete önlerine çıkan herşeyi yakıp yıkan acımasız ve korkutucu savaşçılardan oluşur.

Cyborg
Cyborg