bildirgec.org

galileo hakkında tüm yazılar

En Büyük Soruların Şimdiki Cevabı: KURAMSAL FİZİK

Colpadan | 10 November 2009 14:19

İnsanlık tarihi boyunca zaman zaman kafamızı kurcalayan birçok soruya cevaplar aradık durduk. Her şey algılama ve arkasında barındırdığı merakla gelişti. Bir şeyi merak ettiğimiz andan itibaren artık ona bir cevap bulmamız zorunlu hale geliyordu. Bulduk da. Geçmişten günümüze bulduğumuz cevaplar çok değişti ama temel sorular hep aynı kaldı.

Önce yaşadığımız çevre ilgimizi çekti. Rüzgar esiyordu, bulutlar toplanıyordu, çiçekler açıyordu, yağmur yağıyordu… Sonra müthiş bir güç ile bir kaç saniyeden fazla bakamadığımız bir ısı ve ışık kaynağı yükseliyordu ufuktan. Tüm bunlar neydi? Ya o yıldırımlar, devasa sesler ve ateş? Her yer kapkaranlık olduğunda havada beliren binlerce parlak ışığa ne demeli? Bir de karanlığın gücünü kıran başka bir ışık dairesi vardı havada. Gündüzü aydınlatan o güçlüğü ışığın yerine geceyi boş bırakmamaya çalışan donuk kardeşi nöbeti devralıyordu adeta.

icatların gerçek mucitleri

beyrek | 20 April 2009 14:09

ampül
ampül

bir haber sitesi, birçok önemli icadın, bilinenden farklı mucitlerini yayınlamış.
ses kayıt cihazını icat eden edison değil, èdouard-leon scott de martinville‘ymiş
ilk röntgen filmini çeken, edison değil, wilhelm röntgen isimli bir bilim adamı imiş.
radyonun guglielmo marconi tarafından icat edildiği bilinse de, aslında nikola tesla icat etmiş.
ve diğerleri; galileo’nun icadı olarak bilinen teleskop, al gore tarafından tasarlandığı bilinen internet, henry ford’un icat ettiği bilinen otomobil, edison tarafından icat edildiği bilinen ampül.

Uykudaki “Mantık”ı Dürtükleyen Adam: Galileo

deadlyman | 28 January 2009 10:12

Rivayete göre, genç ve hırslı profesör günün birinde (muhtemelen 1591’de bir gün) elinde abanoz ve kurşundan yapılmış toplarla dolu bir torbayla Pisa kulesine çıkar, Pisa Üniverstesi’nin şamatacı öğrencilerinin ve durumdan rahatsız profesörlerinin gözleri önünde, farklı ağırlıkta ve aynı büyüklükteki topları aşağı atmaya başlar. Amacı Aristotales’in iki bin yıl önce ortaya attığı “cisimler ağırlıklarıyla orantılı hızda düşerler” ilkesini çürütmekti ve çürüttü de.

İşte Galileo’nun düşünsel üslubu böyleydi; uç noktalardaki gözlemlere başvurmak. Stephen Hawking’in yazdığı gibi “Galileo modern bilimin doğuşunda belki de herkesten daha fazla pay sahibiydi…Galileo; insanoğlunun dünyanın işleyişini anlamada umut besleyebileceğini ve dahası bunu gerçek dünyayı gözlemleyerek başarabileceğini öne süren ilk kişilerden biriydi”. Serbest düşüş deneylerinde zamanın karesine bağlılık ilkesini (s=gt^2/2) geliştirdi. Aristotales’in ilkesini inkar etmesi ona iyi-kötü bir ün kazandırmış ve Pisa Üniversite’sindeki sözleşmesinin yenilenmemesine sebep olmuştu. Pavdova’daki kısa bir süre önce boşalan matematik kürsüsüne talip oldu, sınav görevlilerinin ve Venedik senatosunun onayını aldı. Pavdova entellektüel açıdan daha zengin bir atmosfere sahipti.1609’da Flemenk gözlük yapımcılarının uzaktaki nesneleri yakında gösteren bir optik aygıtı icat ettikleri haberi yayıldı. Galileo böyle bir aletle neler yapılabileceğini düşününce bunun parlak bir fırsat olduğunu hemen anladı. Bu aygıtın içbükey ve dışbükey merceklerden meydana geldiğini tahmin ederek hemen alet imalatcısına koştu. 24 saat içinde göğe çevrilecek olan ilk teleskobun yapımını tamamladılar.

2009 dünya astronomi yılı

tentena | 08 March 2008 21:10

Uluslararası Astronomi Birliği (IAU), UNESCO ve Birleşmiş Milletler’in desteğiyle 2009 yılını Galileo Galilei’nin teleskopla ilk gözlem yapışının 400.yıl dönümü oluşu nedeniyle “Dünya Astronomi Yılı” ilan etti.
Ülkemizde Türk Astronomi Derneği (TAD) önderliğinde sürdürülecek çalışma ve etkinliklerde pek çok üniversitenin amatör astronomi topluluklarına üye gençler görev alacaklar. Şu ana kadar 100’ü aşkın ülke bu çağrıya ortak oldu. Astronomi bilgi ve merakını arttırıcı, bilimsel konulara basit yaklaşımlarla bilimsel bilinci geliştiren, bilim eğitimine ağırlık verilmesini odaklayan ve destekleyen, gökyüzüne ve böylelikle doğaya olan ilginin arttırılması ve bilimde cinsiyet dengesinin önemine dikkat çekmek, DAY 2009’un en önemli hedefleridir.
İlgililerin hatırlayacağı üzere 2005 yılı da Einstein’ın fizik dünyasını değiştiren düşüncelerini yayınladığı makalelerin 100.yıl dönümü nedeniyle Dünya Fizik Yılı ilan edilmişti.
DAY 2009 için şu ana kadar tarihi kesinleşen uluslararası etkinlikleri bu linkte.
Türkiye’de TAD tarafından düzenlenmesi planlanan aktiviteler genel hatlarıyla bu linkte “Etkinlikler” bölümünde mevcuttur.

illuminati

azak | 25 August 2007 15:48

illuminati tarihi 1776 yilinda Munih kentinde baslar. kuruculari Adam WEISHAUPT isimli bir hukuk profosoru ve Baron von Kinigge dir..
illuminati kelimesinin anlami aydinlanmis olanlar seklindedir. Toplulugun kurulus amaci cehaletle, kilisenin baskilariyla mucadele etmekti. Newtoncu pozitif bilimin onunu acmak ve dinsel dogmalardan uzak kalma amaciyla kurulmus olmasina ragmen bir sure sonra siyasi amaclar guden bir topluluk haline geldigi gorulur.
illuminati uyelerinin kayitlari gizli yapilir ve her uyeye bir takma ad verilirdi. Kurucu Adam WEISHAUPT’un kod adi spartacus olarak bilinir. Uyelere dair bilinen tek sey uyelerin cogunun cermen kokenli beyazlardan olustugudur.
ilk yil 80 ile sinirli olan uyeler ikinci yil oldukca artis gostermistir. illuminati tarihi tam olarak bilinememesiyle birlikte gizemleriyle bircok komple teorisine kaynaklik ettigi dusunulmektedir. Galileo, Hegel, Bernini gibi isimlerin uyeligi oldukca dikkat cekicidir. Roma kentinin degisik yerlerinde bulunan Bernini eserlerinin illuminati sifreleri oldugu akillarda soru isareti olarak varligini surdurmektedir.
Illuminati isaretleri olarak bilinen 6 karekter oldugu da tarikatin bilinmeyen yanlarindan biridir. Bu isaretlerin illuminati cinayetlerinde kurbanlarin ustunde birakildigida soylenenler arasinda. Daglanan altin blok ustunde ki 6 isaret cesedin ustune damgalaniyor diye biliniyor. Aslinda bilinen tek isareti bir goz. Yani herseyi gozetleyen, heryere gizlenen ve herseyi belirleyen bir topluluk olduklarinin simgesi.
Bugun hala illuminati tarikatinin varligindan duyulan kuskular devam etmektedir. Dunya icinde var olan herseyin illuminatinin belirledigi bir kader olduguna inanilmaktadir. 1785 yilinda kapatildigi bilinmesine ragmen orgutun varliginin surdugu sanilmakta.
illuminati toplulugun asil amacinin tum dinlerin uydurulmus oldugunu insanlara kabul ettirmek ve kralliklari, ulkeleri yok ederek milliyetcilik dusuncesini de ortadan kaldirmakti. boylece insani aydinlatacaklarini savunuyorlardi. Bavyera’da 1785 yilinda kapatilmasiyla orgut ‘jacobin kulubu’ adiyla yeniden varligini devam ettirmeye basladi. Bu yeniden baslayisla birlikte tamamen illuminati yer altina cekildi. Fransiz ihtilalinin bile illuminati tarafindan cikarilan bugday manipulasyonu sonucu oldugu dusunulmetedir.
yilda 2 kere gerceklestirilen toplantilarinda dunyanin kaderini belirleyen topluluk buyuk ustadlariyla birlikte kim bilir nerde, nasil felaketler hazirliyor bize…

AB Galileo Programı

nehuse | 15 March 2007 10:41

gps
gps

Gps cihazlarını az çok hepimiz biliriz bir çok uygulama alanı olan bu cihazların sivil ve askeri alanda değişik kullanım alanları bulunmakta.Gemiler uçaklar doğa sporlarıyla uğraşanlar ve daha bir çok sayamayacağımız yerde bu aletler insanların yönünü yerini bulmasını sağlamakta ve hayatlar kurtarmakta peki bu sistem nasıl çalışıyor hiç merak ettinizmi ?bilmeyenler burayı okusunbenim dikkat çekmek istediğim nokta böyle maliyetli bir sistemin neden insanlar tarafından bedavaya kullanılabildiği .Sistem şifreli bir dalganın çözümlenmesi ile çalışıyor.Sivil alıcılarda bu belli bir düzeyde çözülebildiğinden bulunduğunuz yeri çok hassas olarak bulamıyorsunuz ama askeri sistemlerde bu hassasiyet çok yüksek (ırak’a atılan füzelerin yerini ne kadar hassas bulduğunu hatırlayın.)Bu şifre sistemi ise elbette uyduların sahibi olan ABD nin elinde 🙂 bizim hayatımızı emanet edip okyanusa açıldığımız yada açık araziye çıktığımız bu Gps cihazları savaş yada başka bir durumda bir anda şifrenin değiştirilmesiyle çalışmaz hale gelebiliyor daha kötüsü yanlış yer göstermeye ayarlanabiliyor.Bedava sunularak sivil kullanımda çok yaygın hale getirilen bu sistem gerektiğinde çok büyük bir silah haline gelebiliyor.İşte bu yüzden Rusya zamanında Glonass
sistemini kurmuş AB ise Galileo Programınıyürürlüğe koymuş.İyisimi biz de gps cihazları yerine pusulalarımızı alalım yönümüzü şaşırmayalım ..

The Lucifer Project

| 27 January 2007 19:12

Cassini Tarafından Çekilmiş Jupiter
Cassini Tarafından Çekilmiş Jupiter

Nasa Tarafından Jupiter’i incelemekle görevlendirilien Galileo ve Cassini uzay gözlem araçlarının gizli görevleri mi vardı? İlgili bağlantılarda : [rinf unexplained mysteries surfingtheapocalypse surfingtheapocalypse illuminati-news] anlatılanlara göre özetle Galileo ve Cassini araçları, Lucifer Projesi adı altında Jupiterin patlatılarak yıldıza dönüştürülecekmiş, meydana gelecek bu yıldıza Lucifer adı konulacakmış, ve patlamanın etkisinden sığınaklarda korunarak hayatta kalan yeni dünya düzeninin saklı seçilmişleri, yaşanabilir hale gelecek olan Satürn’ün [düzeltildi] Titan uydusuna yerleşip yeni dünya düzenini başlatacaklarmış.

1988 yılında fırlatılan Galileo 2003’te görevine son verilerek Jupitere düşürülmüştü. İnternet söylentilerine göre bu düşüş, Jupiterde Dünya büyüklüğünde bir leke oluşumuna sebebiyet vermiş. Bu kadar büyük bir izin, aşağı yukarı bir minibüs kadar bir uzay aracı tarafından oluşması, söylenti çevrelerince şüphe uyandırmış. İddialara göre bu büyük izin sebebi, Galileo’nun radyoaktif maddelerle yüklü olmasıymış.

Benzer iddaalar Cassini gözlem aracı için de geçerli. 1997’de fırlatılan ve halen Jupiter yörüngesinde dolaşan Cassini’nin de radyoaktif maddelerle yüklü olduğu ve 2008’de Jupiter’e kutuptan çarpacağı iddia edilmekte.