bildirgec.org

Başrollerinde “Walk The Line” (Sınırları Aşmak) filmiyle Oscar alan Reese Witherspoon ve Mark Ruffalo’nun oynadığı çok hoş bir romantik film olan “Just Like Heaven” Türkçe’ye “Cennet Gibi” olarak çevrilmiştir.

Yönetmenliğini ise; “Ghosts Of Girlfriends Past” (Hayalet Sevgilim) ve “Freaky Friday” (Çılgın Cuma) gibi filmleri yöneten Mark Waters yapmıştır.

Film, hikayesini Fransız yazar Marc Levy’nin “If Only It Were True’ adlı eserinden almış. Senaryosunu ise, Peter Nolan ve Leslie Dixon yazmış.

David (Ruffalo) kiraladığı evde karşısına çıkan ve evin kendisine ait olduğunu söyleyen Elizabeth (Witherspoon) ile karşılanca işler karışır. İki de bir görünüp kaybolan Elizabeth isimli kız da kimdir? Bakalım bu çiftin maceralarının sonu nasıl bitecek?

l’illusionniste

l’illusionniste

birçoğumuzun les triplettes de belleville‘den hatırlayacağı sylvain chomet‘in yönettiği l’illusionniste, jacques tati‘nin 1956 yılında kaleme aldığı hikayeden yine sylvain chomet tarafından senaryolaştırılmış.

Başrollerini İsmail Hacıoğlu, Uğur Polat ve Erkan Can’ın paylaştığı, Türkiye’de kara film akımını temsil eden, 17 Aralık’ta gösterime girecek olan Çakal Filmi, İsmail Hacıoğlu tarafından canlandırılan “Akın” karakterinin karanlık dünyalarda var olmaya çalışmasını anlatıyor. Naci Taşdöğen, Çetin Altay, Damla Sönmez, Cüneyt Türel’in de yer aldığı filmin oyuncu ekibi oldukça güzel. Üstelik gazetede okuduğum habere göre filmin prodüksiyon şirketi Filmaltı da “sosyal medya” ile oldukça içli dışlı. Facebook sayfalarından galaya davetiye verecek olmaları dışında açılış sayfasından repliklerin dinlenebiliyor olması beni acayip cezbetti. Çakal Filmi Facebook sayfası

wild target

pierre salvadori’nin cible émouvante isimli filminden yola çıkarak lucinda coxon’ın senaryosunu yazdığı wild target, ingiliz suç ve mizah filmlerinden hoşlananların ilgisini çekecek bir yapım{fragman}.

victor maynard @wild target

jonathan lynn‘in yönetmenliğini yaptığı filmde başrollerde bill nighy,
emily blunt ve rupert grint yeralmış.
nesilden nesile aktarılan suikastçiliği devam ettirmesi için annesinden baskı gören, ingiltere’nin en pahalı kiralık katili victor maynard’ın, aldığı son işi batırmasıyla başlayan film, kleptoman rose ve araba yıkayarak hayatını sokaklarda sürdüren tony’nin hayatına girmesiyle başına gelenleri anlatıyor.

Harry Potter bitiyor diye üzülmek için erken, çünkü kitaplarının 7. ve sonuncusu olan Harry Potter ve Ölüm Yadigarları’nın filmi iki bölüm halinde sunulacak. “Bölüm 1” tüm dünyada 17 Kasım 2010 ve “Bölüm 2” 15 Temmuz 2011’den itibaren gösterime giriyor.
Filmin resmi sitesine buradanve fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.

Toprak Altında – Buried (2010)

Bir düşünsenize; uyanıyorsunuz ve bir tabutun içindesiniz. Yanınızda çakmak ve şarjı bitmek üzere bir cep telefonu var. Nerede olduğunuzu bilmediğinizden kurtulmanız imkansız. Ayrıca 90 dakikalık bir oksijeniniz var. Toprak Altında filminin tanıtımını (fragmanını) izlediğimde bu düşünceler geçti aklımdan. Gerçekten son zamanlarda konusu beni bu kadar heyecanlandıran bir film olmamıştı. Amerikan ve İspanyol ortak yapımı filmin yönetmenliğini Rodrigo Cortés yapıyor başrollerde ise; Ryan Reynolds, Samantha Mathis, Stephen Tobolowsky, Kali Rocha var. Sinamalar.com puanı İMDB puanından daha düşük. 8 Ekimde vizyone giren bu filmi en kısa zamanda izleyeceğim. Konusu hoşuna gidenlere tavsiye ederim. Bakalım konusu kadar güzel olmuş mu?

Kendisini öldürmek üzere gelen düşmanlarından kaçmak için kimlik değiştirerek şehir şehir dolaşan John Smith’in (Alex Pettyfer) hikayesini anlatan “BEN DÖRT NUMARA” (I’M NUMBER FOUR), Eagle Eye ve Taking Lives gibi filmlerden de hatırlayabileceğiniz aksiyon sever yönetmenimiz D.J. Caruso‘ya ait.

Her defasında geçmişi ile bağı olmayan farklı karaktere bürünen John, Ohio şehrinde hayatını değiştirecek beklenmedik durumlar ve ilk aşkı (Dianna Agron) ile karşılaşır ve olaylar gelişir..

Filmin fragmanını buradan indirebilir, ayrıntılara da buradan ulaşabilirsiniz.
ABD gösterim tarihi 18 Şubat 2011

paranormal activity 2

Paranormal Activity, ilk filmi duymayan kalmadı birileri -ben dahil- çok korkunç buldu, birileri beğenmedi, birileri gelmiş geçmiş en iyi korku filmi olarak gösterdi. Ama herkes bir şekilde ilk film hakkında konuştu. Bildiğiniz gibi ilk film bağımsız olarak çekilmişti. Ve hatta bazı ülkere girmesi için özel istek gelmesi gerekti.

Ve bu başarıdan sonra beklenildiği gibi 2. film geliyor. Dread Centrl web sitesi filmi okuyucularına “Yılın en çok beklenen korku filmi. Sinirlerinizi kontrol etmekte zorlanacaksınız, uykusuz gecelere hazır olun.” başlığıyla duyurdu. Film Saw serisi gibi bir duruma geldi ve ikinici film profesyoneller tarafından çekilmeye başlandı. İlk fragmanla da gün yüzüne çıktı. Filmin yazarı ve yaratıcısı Oran Peli, 2. filminde işin sadece yazar kısmında. Yönetmen koltuğunda Tod Williams oturuyor. Şu an için ABD gösterim tarihi 22 ekim 2010 olarak gözüküyor. Diğer ülkeler için bi açıklama yok.

Mega Zeka

Dream Works’tan 3 Boyutlu yeni bir animasyon daha. Ülkemizde hayli geç gösterime girecek olan film, gişe rekorları kıran animasyonları yapma ustası Stüdyo’ya (Shrek, Arı Filmi, Madagaskar vb) umduğunu verecek mi bekleyip göreceğiz.

Film Konusu: Galakside yok olmak üzere olan bir gezegenden aileler çocuklarını bir kapsüle koyup dünyaya gönderiyor. (Bildiğiniz Süperman başlangıcı yani) Fakat bu sefer gezegenimize 2 kahraman geliyor: Metroman (iyi bir ailenin yanına düşer) ve Mega Zeka (hapishaneye düşer). Mega Zeka Metro City’yi ele geçirmek için elinden geleni yaparken, her zaman şehri kurtaran Metroman karşısındadır. Sürekli çatışan bu ikilinin son kavgasında Metroman ölür. Bunun üzerine yanlız kalan kötü adamımız artık savaşacağı iyi bir adam kalmayınca boşluğa düşer. Bundan kurtulmanın tek yolu yeni bir iyi kahramandır. Bunun için Mega Zeka kendisine karşı ‘Titan’ adlı yeni bir iyi kahraman yaratır. Fakat kahramanı kendisinden daha kötü olunca Metro City’i kurtarmak bu kez Mega Zeka’ya kalacaktır.

“Eat Pray Love”Elizabeth Gilbert‘in Türkiye’de “Ye Dua Et Sev” diye yayınlanan kitabının beyazperdeye uyarlaması. Başrolde Julia Roberts‘ı görüyoruz. Ayrıca oyuncu kadrosu James Franco, Javier Bardem, Richard Jenkins, Billy Crudup gibi tanınmış oyuncularla dolu. Yönetmen ve senarist ise Ryan Murphy.

Kitap 30’lu yaşlarında başarılı, mutlu, imrenilecek hayatı olan bir kadının boşanma ve ardından gelen depresyonla başlayan içsel seyahatini ve kendini keşfedişini anlatan sıcacık bir anı kitabı. Filmde de aynı sıcaklık Julia Roberts’ın sempatikliği ile sağlanmış gibi görünüyor. Filmde Julia Roberts Elizabeth Gilbert’ı canlandırıyor ve onun ağzından hayatını dinliyoruz.
Film1 Ekim’de vizyona girecek. Bakalım kitabının yakaladığı başarıyı yakalayabilecek mi. Merak edenler için işte fragman.