bildirgec.org

esrar hakkında tüm yazılar

ilkokulda esrar partisi

biliktu | 26 March 2007 10:12

Yine esrar, bu sefer daha kötüsü hemde bir ilköğretim okulunda minicik çocukların ellerinde.Okul müdürü görüntüleri izleyince mizahsen olabileceğini düşündüm diyor inşallah öyle çıkar.

ESRARCI HOCA

biliktu | 19 March 2007 09:50

Bir elinde Kur’an bir elinde duman (esrar).Arena ekibi, Kur’anı ve dini kullanarak gençleri esrara alıştıran sahte hocayı yakalattı.Çok sahtekar hocalara şahit olmuştuk ama böylesine hiç şahit olmamıştık.Birde utanmadan Allah’ın emri olduğunu söylüyor.Belkide bu kişi müslüman bile değildir.
Haberin detayı için tıklayın

Zehirlenmeden Okuyunuz

Cevval Portakal | 24 January 2007 17:36

Abuk konularda sabuk araştırmalar yapma isteğiyle yanıp tutuşurken Noam Chomsky‘nin şöyle bir yazısıyla karşılaştım ilginç geldi haliyle ne kadar gerçeğe dayandığı ne kadar doğru şeyleri savunduğu veya gençlerimizin aklına giripde toplumu çökertmeye ne kadar elverişliği olduğu tartışılır ama yinede siz bi göz atın derim

bir maddeyi kullanmak suç olarak kabul edilmemelidir, çünkü henüz bir kurbanı yoktur. eğer ölümcül maddelerin dağıtımından bahsetmek istiyorsanız, evet, bu tartışılması gereken bir konu, ama biraz ciddi olalım. tütün bu konuda rakip tanımıyor. alkol ikinci sırada. ağır uyuşturucular oldukça alt sıralarda yer alıyor. dahası kişi için çok zararlı olmasına rağmen, uyuşturucu kullanımının oldukça zayıf bir toplumsal etkisi var. ağır uyuşturucularla ilgili suçlar çoğunlukla maddelerin yasaklanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. eğer ilkeniz ölümcül maddelerin topluma dağıtılmasını engellemekse, ilk peşine düşmeniz gereken tütündür, bir sonraki de alkoldür, listenin alt sıralarında kokaine ulaşırsınız ve neredeyse görülemeyecek kadar aşağılarda da esrara varırsınız. [soru: kokain kullanan biri daha fazla mı şiddete yatkındır?] hayır, yüksek suç oranı kokain almaktan ve satmaktan kaynaklanıyor, fakat bu yasadışı olmasıyla ilgili bir durum. bunun sebebi suç kapsamına alınmış olması, maddenin etkileri değil. bu konuyla ilgili iyi araştırmalar var. tütünün şiddet yarattığı söylenemez, ama alkol kesinlikle yaratıyor. alkol nedeniyle gerçekleşen ölümler, ağır uyuşturucular nedeniyle gerçekleşen ölümlerin çok ötesinde, ve eğer ayırt ederseniz, ağır uyuşturucular konusunda ölümler yasadışı olmalarının bir sonucu. evet, uyuşturucu çeteleri ve torbacılar bölgeler için çatışıyorlar, ve tabi ki bazı ölümler yaşanıyor. al capone’un chicago’yu yönetmesi gibi bir şey. ama bu yasadışılığın bir sonucu, uyuşturucunun değil. uyuşturucular daha çok insanları pasifleştirmeye yöneliktir. diğer yandan alkol insanları saldırganlaştırıyor. suçluluk edebiyatı üzerine kapsamlı araştırmalar var, sonuçlarına bir göz atabilirsiniz. temel sonuç, tütün diğer her şeyden daha fazla ölüme neden oluyor, en ön sırada yer alıyor. dahası sadece kullananları değil, herkesi etkiliyor. sadece pasif sigara içiciliğinden kaynaklanan ölümler bile uyuşturuculardan kaynaklanan ölümlere oranla çok daha fazla. daha da önemlisi gelecek nesle de nüfuz ediyor. alkol en büyük ikinci katil, ve sadece kullanıcılarını öldüren bir katil değil, şiddetle olan ilişkisi nedeniyle diğer insanların da ölümüne neden oluyor. sırada uyuşturucular var, seyrek olarak diğer insanlar için zararlı olurlar ve genelde zararı kullanana dokunur. sonunda esrara ulaşıyoruz, son baktığımda bu ülkede 60 milyon kullanıcı olduğunu görmüştüm, ve bilinen tek bir aşırı doz vakası yok. tabi ki, sizin için iyi bir şey değil, şüphesiz, ama risk aşağı yukarı kahve seviyesinde.ve işin aslı, şunun farkına varın, esrarı yasaklamak için hiçbir zaman tıbbi bir gerekçe varolmadı. eğer ilgili iseniz, bununla ilgili tarihi inceledim, anlatmamı ister misiniz bilmem, ama oldukça ilginç bir tarihi var. çok kaba olarak, maddeler tehlikeli sınıflarla ilişkili oldukları için yasadışı ilan edildiler, bilirsiniz fakir insanlar, çalışan insanlar. mesela ingiltere’de 19. yüzyılda bir dönem cin yasaklandı, ama viski yasaklanmadı, çünkü cin genelde yoksul insanlar tarafından tüketilirdi. bu crack veya toz için verilen cezalara benziyor. abd’de alkol yasağı’nın (prohibition) ilk yıllarında hedeflerden biri göçmen işçilerdi, new york‘un saloon barlarının müdavimleri, bu adamların ensesine binmek gerekiyordu. yukarı new york’ta yaşayan zenginler ne olursa olsun içeceklerdi, bilirsiniz, işten çıkıp eve geldiklerinde içmek isterler. peki ya esrar? esrar (marijuana) meksikalılarla beraber geldi ve ilk esrar yasakları güneydoğu’daki eyaletlerde başladı. new mexico, ardından utah ve diğerleri, bu yasaklar özellikle meksikalıları hedef alıyordu. esrar, alkol yasağı’nın bitmesinden kısa bir süre sonrasına kadar yasadışı değildi. alkol yasağı sona erdiğinde dev bir narkotik büromuz vardı ve bir işe yaramaları gerekiyordu. ve birden esrarın size bütün kötü şeyleri yapacağını keşfettiler. bu konudaki senato kayıtları gerçekten şaşırtıcı. amerikan tıp kurumundan bir temsilci var ve ellerinde bu yönde hiçbir tıbbi delil olmadığını söylüyor. susturuldu, itham edildi, bilirsiniz, ondan bir şekilde kurtuldular. sonra başka birini buldular, kelimenin tam anlamıyla böyle oldu, temple üniversitesinde ders veren ve marijuana ile köpekler üzerinde araştırmalar yapan bir farmakolog buldular. tutanaklar çok eğlenceli, kesinlikle okumalısınız. bu adamı getiriyorlar ve o da köpeklere marijuana verdiğinde köpeklerin çıldırdığını söylüyor, düşünün işte, akla gelebilecek her şeyi yapıyorlardı. ve sonra, bir senatör veya öyle biri, bu adama bir soru soruyor, bunu hafızamdan anlatıyorum bu yüzden biraz eksik olabilir ama aşağı yukarı böyle bir şey, 1930’larda geçiyor. esrarı hiç insanlar üzerinde denedin mi diye soruyor. o da evet, kendi üzerimde denedim diyor. peki, ne oldu diye sorulunca da, bir akbaba oldum ve odanın içinde uçtum diyor. ve tabi “aman tanrım, bu berbat bir şey, insanları delirtiyor.” diyorlar hep bir ağızdan. ve kongre esrarın insanları delirttiğini açıklıyor. ama sonra bir şey oldu. savunma avukatları buradan bir fikir yürüttüler; tamam biz bunu bir cinnet savunması olarak kullanabiliriz. böylece bir adam 3 polisi öldürdüğünde, avukatı olayın öncesinde marijuana aldığını ve cinnet geçirdiğini, bu yüzden de müvekkiline bir şey yapamayacaklarını söylüyordu ve insanlar marijuana kullandıkları iddiası ile polis öldürmek gibi suçlardan alacakları cezalardan kurtulabiliyordu. işte bu yüzden aniden esrarın insanları delirtmediğini keşfettiler. kongre, “pardon, esrar sizi delirtmez, çünkü bu mevzudan kurtulmak istiyoruz” kararına vardı. bir sonraki fikir, esrarın bir geçiş uyuşturucusu olmasıydı, onu kullanırsınız sonra başka bir maddeye geçersiniz. bu yönde hiçbir kanıt yoktu, ama buna karar verdiler. sonra 50’lerin başında başka bir şey oldu. marijuana, amerikan halkını zehirlemek ve yok etmek için kızıl çinliler tarafından abd’ye getiriliyordu. işte bu yüzden esrarı durdurmalıydık. ve bu minvalde devam etti. aslında, dediğim gibi, marijuana kullanımının zirvesi 70’lerdeydi, ama onlar zengin çocuklardı, bu nedenle hapse atılamazlardı. sonraları ciddi şekilde suç kapsamına alındı, biliyorsunuz, yoksul insanlar söz konusu olduğunda bu yüzden hapse gönderebiliyorlar. kabaca tarih böyle. detaylı tarih bir hayli ilginç.

Neden Marijuana İllegal ?

ozguradam | 11 December 2006 16:07

Amerika sınırına çok yakın bir Meksika kasabası.Welcome to Tijuna. Artık özgürlükler ülkesi Amerikada değilsiniz.Bu kasabada garip bir şeyler var. Tequila, sexo, marijuana. Artık polisin dikkatini çekebilmek için sokak ortasında buram buram esrar kokan bir sigara ile yürümeniz yeterli olmayacaktır. Hayat kadıları ve ucuza satılan içki çeşitleri.Polisin görev ve yetkilerinin duruma göre değiştiği belkide tek yer.Özgürlük arayan arkadaşlar için tijuana kasabası bire bir.

Türkiye daha doğrusu Özal döneminde yaratılmak istenen Türkiye iyisi ile kötüsü ile mübdelası, tecavüzcüsü, gaspçısı ile küçük bir kopya Amerika.Ve o dönem yetişen gençlikte canı sıkıldığında özgürce uyuşturucu kullanabileceği küçük yerli bir Tijuana kasabası aradı Anadolu topraklarında ve her şehirde özellikle İzmir, Ankara,ve İstanbul gibi büyük yerleşim alanlarında zaten mevcut olan gecekondu mahallelerini Tijuna kasabası gibi algılayıp giriş çıkışları yoğunlaştırdı.

sen de yapabilirsin!

linnux | 08 September 2006 15:08

Yine gizem dünyasındayız…
Bu sefer, Neo’nun kahine ilk gittiğinde şu kaşık eğme sahnesi.

İşte bu tür olayların gerçekte olduğuna dair haberlerle karşılaşırız arasıra.
Düşünce gücüyle cisimleri hareket ettirmek, biçimlerini değiştirmek.

Gelelim kaynaklara:
ekşi, telekinezi.com, geyiq forum, Zeynel Eroğlu (medyum hocaymış, umarım reklam olmamıştır), beyingücü.net, ufonet.be, Sabah’ta da telekinezi gerçek oldu demiş…

kirlian fotoğrafçılığı

linnux | 06 September 2006 17:03

kirlian fotoğrafçılığıyla çekilmiş bir el resmi.
kirlian fotoğrafçılığıyla çekilmiş bir el resmi.

Eskiden gizemle ilgili dergilerde okmuştum kirlian fotoğrafçılığı hakkındaki yazıları.

Burası kirlian anasayfası…

Ekşi’de böyle yazılmış…

Burası yorumcu’dan…

Burada, meraklısına bir kitap

Piramidin esrarı.

linnux | 16 July 2006 18:17

piramit
piramit

İlk önce kütüphanede eski ansiklopedilerde rastlamıştım.
Daha sonra da Bilim ve Teknik dergisinde okumuştum.
Hikaye kısaca şöyle.
Birkaç bilimadamı, Mısır’daki piramitlerde araştırma yapıyor.
Gezi esnasında ilginç bir olaya şahit oluyorlar.
Kral mezarında ölü bir kediye rastlıyorlar.
Aradan uzun zaman geçmesine rağmen, kedinin cesedinde çürümeden,
bozulmadan eser bile yok.
Yapılan gözlemlerde daha ilginç sonuçlara ulaşıyorlar.
Burada et, süt gibi gıda maddeleri bırakıyorlar.
Bunların, bozulmak şöyle dursun, daha da lezzetli bir hale dönüştüğüne
hayretle şahit oluyorlar.
Yapılan deney ve gözlemlerden elde edilen en ilginç sonuçlardan
biri ise şöyle.
Kullanılmış, artık işe yaramaz hale gelmiş bir tıraş bıçağını bu piramide koyuyorlar.
Bir hafta kadar sonra, bıçağın tekrar kullanılabilecek düzeyde sağlamlaştığını
tespit ediyorlar.
İnanmak çok güç. Ben de hemen kendi piramidimi yapıp, tak-çıkarlı
tıraş bıçaklarımı piramide yerleştirdim.
Ve sürpriz sonuç, tıraş bıçağı üreticilerini üzecek bir deneyim. :))

Bu olaya kendiniz de şahit olmak isteyebilirsiniz.
Evinizin bahçesine kendi piramidinizi yapmanız için,
uymanız gereken önemli şartları sıralayayım.

magazinel günlük

onerty | 21 September 2005 06:03

“cansever le yarışılmaz ki ata”.

evet, overdose şehid?imiz ata türk bayrağına sarılı biçimde ebediyete yolcu edildi. kaçmak istesende kaçamıyosun gündemden 0,5 saat detaylandırıyolar bir şaklabanın ölümünü televizyonda. öldü sonuçta 20 li yaşlarında, arkasından “bıdı bıdı” yapmak hoş değilde; insanın içi “cız” ediyor dağda, tepede mayina basip bayrağa sarılacak bir cesedi bile bulunmayan evlatların ülkesinde bu haberler. popülizm.. bakalım nereye kadar..