bildirgec.org

emperyalizm hakkında tüm yazılar

Nonda’nın CHE sevgisi

odo | 10 November 2007 12:41

viva che! viva nonda!
viva che! viva nonda!

Bu haberde görüleceği üzere kötü bir gidişat içerisindeki galatasaray’ın az sayıdaki iyi oyuncusundan biri olan nonda, che hayranıymış. tamam che’yi neredeyse her insan seviyor ama nonda sevmekle kalmayıp onun ideallerini yaşatmaya çalışanlardan. örneğin, sponsorluk anlaşması gereği kendisine sunulan parayı reddetmiş ve bununla ülkesi kongo’daki yoksullara yardımda bulunmuş

türkiye gerçeği ve kürt sorunu

pandora1x | 27 October 2007 19:25

Türklerin orta asya’dan anadolu’ya gelişiyle yeni bir coğrafyaya taşınan türk kültürü ve islam inancı uzaklardan gelip anadolu ve avrupada bazen sempati bazende düşmanlıkla karşılanmıştır türk kültüründeki şaman kültürünün yansımaları olan aynı zamanda islamiyetlede örtüşen insan ve doğa sevgisi geldiği topraklarda hem taraftar hemde karşıt düşüncelerle karşılandı MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ünde dediği gibi türk milleti asil ve onurlu bir millettir asla kimsenin boyunduruğu altında yaşayamıycak kadar gururludur,bu nedenle türkler çoğu zaman bugün tabir ettiğimiz eskiden sömürgecilik olarak tanımlanan emperyalizimle hep bir savaş halinde olmuştur bunun son örneği olan KURTULUŞ savaşını vermiştir ve emperyalistlerin oyununu bozmuştur kurtuluş savaşı bir milletin bütün varlığıyla savaşıp varlığını sürdüre bilmek için amansızca verdiği onurlu bir mücadeledir bunun başka bir örneği hemen hemen hiç yok denecek kadar azdır öyleki dünyanın süper güçleri olan ingiltere,fransa,rusya,ve amerika bugün hala bu ülkeler küresel çıkarları için türkiye üzerinde derin oyunlar oynayıp türkiye’ye karşı yüzyıllardır sürdürdükleri bu savaşı dolaylı yollardan sürdürmeye devam ediyorlar zamanında ingilterenin lordlar kamarasındaki gizli görüşmede türkiye türklere bırakılamıyacak kadar değerlidir sözü bugün hala geçerli onlar için hem kültürleri gereği hemde hristiyan inancının doğup büyüdüğü topraklar olarak bizler tarafından işgal edilmiş topraklar olarak görülmekte ve bunun mücadelesini vermekteler bunu bazen dolaylı terör eylemleriyle (pkk,asala,vb) ekonomi ve siyasi politikalarla türk toplumunu kıskaç altına almaya çalışmaktalar yine lordlar kamarasındaki gizli görüşmede 1850 lerde şunları konuşuyorlar osmanlı türklerine karşı gerektiğinde kürtleri gerektiğinde arapları bazende ermenileri kullanmaları gerektiğini türklere karşı zamana ve duruma göre bu toplumları kışkırtma dolaylı olarak destekleme kararı aldılar bunuda zamanla zaten gösterdiler bugünde kürtleri sözde kürt sorunu diye türklerle karşı karşıya getirme çabalarındalar türkler ve kürtlerin anadoluda yüzlerce yıldır barış içinde hatta akrabalık bağlarıyla bağlı oldukları halde kürt milliyetciliği aşılayıp cıa ve mossad ın para ve silahla askeri eğitim verdiği ve desteklediği guruplar bugünki adıyla pkk diye bir örgüt kurup bunu 1980 lerden beri türklere karşı savaştırıyorlar bunların tek amacı kürtleri sözde demokratik haklara kavuşturmak değil türkiyenin önünü tıkayıp ekonomisini sekteye uğratmak bölgeye istikrarın gelmemesi için çalışmaktalar ve böylece bölgedeki ABD ve onun emperyalist çıkarları için zemin yaratmaktır türkiyenin jeopolitik konumu geçmişte bugün ve gelecekte büyük bir öneme sahip öyleki küresel ısınmanın getireceği susuzluk ve tabiat şartları türkiyeyi vazgeçilmez bir bölge haline getiriyor yer altı ve yer üstü kaynakları oldukça zengin olan bu topraklar çeşitli madenlerin yüzde ellisinin üstünde bir rezerve sahip buda amerikanın ve dış güçlerin bundan pay alma niyetinde oldukları ve bu kaynaklar onların gelecekteki ekonomik ve siyasi çıkarlar için hayati öneme sahiptir bu ülkeler türkiyeye muhtaç olmak yerine onların ekonomisini ve siyasetini ele geçirip dilediği gibi yönlendirmek istiyorlar bunuda özelleştirme ile toprak ,banka ,liman,ve stratejik şirketleri ele geçirme çabalarındalar ve bunu’da kısmen gerçekleştirdiler türk halkını medya yoluylada kandırıp gerçekleri örtbas etme veya çarpıtarak oyalamaktalar yine atatürkün dediği gibi türkün türkten başka dostu yoktur sözü bugün acı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor,lazıyla çerkeziyle kürt’üyle alevi’si sünni’si hıristiyanı musevisi’yle türkiye ünitel bir devlettir ve bölünmez bir bütündür ve bu bütünlüğü korumak için atamızın dediği gibi damarlarımızdaki asil kanda mevcut olan onur gurur ve cesarettir ve bugün türk milleti bunu en iyi şekilde geçmişte olduğu gibi tüm dünyaya gösterecektir..bu vatan bize emanettir ve emanete sahip çıkmalıyız ..

Modernizm Yalanı

andrew love sam | 19 October 2007 09:12

Modernizm, çağdaşlık, 21.yy, 2000’li yıllar, bilgi çağı, uzay çağı, tekno çağ. Kulağa ne hoş geliyor değil mi? Ama davulun sesi uzaktan hoş gelir misali, üzerinde biraz derin düşünürsek bu kavramların o kadar da cici olmadığını anlayabiliriz. Günümüzde gerek ilişkilerde gerekse yaşam tarzında ve düşünüş biçiminde yozlaşmaya ve değerlerin yerle bir olmasına neden olan modernizm medyanın gazıyla ve olağanüstü desteğiyle yerini çok sağlamlaştırmış büyük bir yanılsama maalesef. Örneğin hayatımızda çok önemli bir yere sahip olan ikili ilişkilerde birbirine bağlılık, özveri ve gerçek sevgi gibi değerler yerini bencilliğe ve özgürlük yanılsamasına bırakmış durumda günümüzde. En büyük gücü ise modernizmden alıyor tabiki. Bu ‘etik canavarı’ kilit kavramları kendi pis emellerine öyle güzel alet ediyorki günümüz insanları adeta büyülenmiş durumdalar. Çok başarılı, bravo. Reklamlarda hümanist değerlerin yerini acımasız bir bencillik ve izolasyona bırakması, gazete ve dergilerde çıkan yazıların ve yazarların etik değerleri, korunması gereken kavramları ve düşünceleri modern görünmek adına yok sayması, kitleleri kocaman yanılsamalara sürüklemesi ve kötüye yönlendirmesi aslında nasıl bir çağda yaşadığımızı bize gösteriyor. Modernizm kendi içinde ‘olması gereken ve doğru olan’ gibi bir gizli anlam barındırıyor sanki. İnsanların bilinçaltına kadar işleyen bu yanılsama davranışları o doğrultuda yönlendirirken değerleri de alt üst ediyor tabiki. Günümüz dergilerinde kadınlara ‘evlenmeden önce mutlaka birlikte olmanız gereken 9 erkek tipi’ gibi düşünceler empoze edilirken, kadın bedeninin reklam uğruna ticari bir materyal olarak kullanılması da gayet normal gösteriliyor. Cinsel onur yerini ‘cinsel özgürlüğe’ bırakmış durumda. Aaa bu devirde hala… aman canım hangi çağdayız… ayy ne banal bir düşünce… sende çok geri kafalısın canım… modernizm diye birşey var tamam mı… lütfen biraz çağdaş ol…

Amerika Terörist Ülke İlan Edildi

webci | 30 September 2007 01:26

Yıllar boyunca ülkeleri terörist listesine ekleyen sonrada o ülkelerin zavallı insanlarına kan kusturan Amerikayı ilk kez terörist listesine alan var.
Bağırıp duruyoruz Türkiyemizde PKK ya desteği ABD veriyor diye. Sonra 11 Eylül saldırılarını da Amerika yaptı işgale bahane olsun diye. Bundan sonrasına ne demeli Amerikalı şu dost gibi

İKİZ YASALAR

| 13 June 2007 09:21

İKİZ YASALAR İkiz Yasalar diye isimlendirilen yasalar Ecevit hükümetince hazırlandı, AKP hükümetinin önerisi ile Mecliste onaylandı. Bu yasalara batı demokrasilerinde “self-determinasyon” deniyor. Yani milletlerin kendi kaderlerini kendisinin tayin hakkı. Buraya kadar sorun yok. Birleşmiş Milletlerce önerilmiş ve 45 yıldır onaylanmayı bekleyen İkiz Yasalar, bu yasama döneminde ABD’nin isteği ile yürürlüğe girdi. Yasalaşmaması için kimi siyasi partiler, akademisyenler hukukcular çok gayret sarf etti, ama güçleri yetmedi. Yasa öyle bir zamanda çıktı ki, durdurmak çok zordu. AB pisikolojik savaşının televizyonlarda her gün işlendiği bir dönemdi.O sıralar AB üyeliği için kamuoyu desteği %70 leri buluyordu. Toz duman içinde, meclisteki büyük bir başka partinin desteği ilede(CHP) teklif yasalaşti. Hatırlarsınız Diyarbakır Belediye Başkanı Baydemir,büyük bir cürret göstererek Batman petrollerinin kullanımı hakkının kendilerinde olduğunu açiklamiş ve tepki toplamişti. Baydemir aslında meclisten geçen bu yasa ya dayanarak bunu söylemişti. Hatta bu konuyu raporlaştırmak üzere Birleşmiş Milletlerden iki veteran (kıdemli memur) gelmiş ve Güneydoğu ile ilgili raporunu hazırlayarak BM’ye vermişti. Yazmamin nedeni; önümüzde seçimler var. PKK/Kongragel temsilcileri bağımsız aday olarak Meclisimize önümüzdeki dönemde gireceklerdir. Seçilen bu milletvekilleri(ki milletvekili demeye dil varmiyor) Mecliste İkiz Yasaların kendilerine verdiği hukuki dayanaktan yararlanarak, PKK nin her türlü talebini önce Meclise getirecekler, sonra Birleşmiş Milletlere taşıyacaklardır. Derhal senaryolaştiralim bu konuyu. Diyelim ki,ordumuz bugunlerde devam eden operasyonu seçim sonrasina kadar sürdürdü ve kışa kadar devam ettirdi. Bizim Mecliste sözünü ettiğimiz “PKK destekçisi milletvekilleri” BM’den askeri müdahale isteyebileceklerdir . Çünkü İkiz Yasalar böyle durumlar için çıkarılmıştır. Değilse bu yasalar başka ne işe yarar? Eğer önümüzdeki meclisin yapısı AB ye ve ABD ye bağlilik yemini eden Tanzimat zihniyetindeki partilerden oluşursa,ki öyle görünüyor. Zaten öteki dünden teşne. İşi gücü bırakmış Türk Ordusu ile sinir harbi yaşiyor.Hükümet olmasına rağmen Irak politikası yok. Amerika’dan talimat bekliyor. Güneydoğu/Irak meselesini Ordunun üstüne yıkmış. Öte yandan Ordunun inisiyatiflerine mani oluyor.ABD ye Tezkerenin verdiği kompleks le şirin görünmeye çalişiyor. İnşallah buna benzer günleri yaşamayız. Ama tarihimize baktığımızda yaşadığımız görülüyor. Osmanlı son Meclis-i Mebusanı İngilizler tarafından basılmadan önce Mebusanda buna benzer hususlar tartışılıyordu. O zaman da Avrupa’dan “hakkaniyetli barış anlaşmaları” bekleniyordu. Hatta Ermeni mebuslardan biri “Osmanlı Bankası ne kadar Osmanlı ise bende o kadar Osmanlıyım” diyordu. Varın bizim “gözlemci milletvekilleri” neler isteyecekler siz düşünün.

Yeni Birleşik Irak (New IRAQI UNION)

blacknymph | 06 June 2007 13:44

Goals For Americans adlı sitede yayımlanan haritaya göre Amerika Irak için 3 parçaya bölünmüş bir eyalet sistemi düşünüyor. Kuzeyde Kerkük ve Musul’u içine alan Kürt Cumhuriyeti (Kurdish Republic) Ramadi’nin içinde bulunduğu bölüm Sünni Cumhuriyeti (Sunni Republic) Güneyde, Nasıriye,Basra,Kerbela ve Necef’in içinde yer aldığı Şii Cumhuriyeti (Shiite Republic). Bu eyaletlerin merkezinde de Bağdat yer alıyor. Emperyalizmin “böl-parçala-yönet” sistemini birkez daha görmüş oluyoruz böylece…