bildirgec.org

eleştiri hakkında tüm yazılar

“Dünyalar Savaşı” izlemeyenler okumasın!..

gogobas | 02 July 2005 14:24

“Dünyalar Savaşı” izlemeyenler okumasın!

ABD gene dünyayı kurtarıyor! Ama bu sefer çok farklı bir şekilde. Dünyamızı istila eden uzaylıları mikroplar ve bakteriler öldürüyor görünüyo. Ama durum hiçte öyle değil. çünkü onlar zaten aramızdaymış! ( afişte öyle yazıyor). Bu durum mikroplara bağışıklık kazandırır. bence uzaylıların sapır sapır dökülmesinin başka bir nedeni var. Uzaylılar yakıt ve besin olarak ABD lilerin kanını kullanıyorlardı…:)

hey corc versene borc & Ab

suitfly | 01 July 2004 20:07

İşgalcilerin zirvesi İstanbul’da oldu bitti. Peki ne kazandık? Veya ne kazanmışız gibi gösterildik bir bakalım. Türkiye’nin AB yolunda attığı büyük bir adım olarak tanımlandı. Demekki AB yolunda bir zirveye konukluk ederek ve Bush’a yalakalık yaparak yol alınıyormuş. peki ab’ye doğru yol alma isteği neden? Türkiyede AB’ye girmeyi neden istediğini bilmeyen büyük bir topluluk ve bu topluluğu yönlendiren medya var. Keşke Türk medyası zirvenin hemen ardından Emine ERDOĞAN’ın kostümlerinin şıklığıyla ilgilenmeyi bırakıp gerçekleri yansıtsaydı diyorum. Keşke Türk medyası hükümetin sadece iyi yönlerini göstermese. Kısaca yalakalığı kesse. “Hey corc versene borç” şeklinde ülkeyi yöneten hükümete karşı tepkisini gösterse. Ama nedense AKP başa gelmeden hespine saydıran bir çok yazar AKP başa gelince sustular. Gerçek yüzlerini gördük. Medya daha çok nasıl ilgi çekeriz diye düşünüyor. Tabi ki bu sorunun cevabını türbanlı olduğu için Çankaya Köşküne davet edilmeyenlerde buluyor. Hâtta Cumhurbaşkanını burda eleştiren bir çok yazar var. Keşke onlarla konuşup bu konunun lâiklikle ne gibi bir ilgisi olduğunu sorabilsem. Lâiklik resmi devlet alanlarına türbanla girmekte bitmiyor. Kimse onlara türbanını hiç bir zaman takamaz demiyor. Madem ülkeyi yönetiyorlar belirli sorumlulukları ve uyması gereken kurallar var. Türban dini bir sembolden öte siyasal bir sembol hale geldi zaten. Bir de türbanın kamu alanlarına sokulması için elinden gelen yapılıyor. Sizde buna destek veriyorsunuz. Bende Çankaya köşküne çıplak gireyim o zaman. Benimde inancım böyle. Çankaya köşküne çıplak giremezsek Türkiye lâik olmaz… Bu arada insan hakları mahkemesine başvuran ve üniversitede türbanla okumak istediğini bildiren bir bayan da reddi almış. Kabul edilmesinimi bekliyordu acaba? Veya kabul edilse Avrupadaki kurallar Türkiyedeki kanunların önündemi yer alıyor? Irak’ta alel acele devredilen yeni hükümet PKK’yı terörist grup olarak tanımış. Iraktaki yönetim daha kendini toparlamamışken dağdaki eli silahlı teröristlere nasıl söz geçirecek merak ediyorum. Verilen sözler daha önce de verilmişti zaten. Ülkece aralıkta verilmesi beklenen AB müzakere tarihini bekliyoruz, daha o zamana kadar istedikleri herşeyi yapabilme potansiyelimiz var malesef. Peki AB’yi neden istiyoruz? Bazılarımız çoktan vazgeçilmiş olan Avrupa’da serbest dolaşma hakkı için, bazılarımız ekonominin düzeliceğini düşündüğü için. Peki bunlar için AB’ye bu kadar yalakalık değermiydi. AB ekonomimizi düzeltecek deniyor ama ABD, Çin, Rusya gibi ülkelerin yanında Avrupa ekonomisi gittikçe arka plana kayıyor. Yaşlanan nüfusuyla nereye kadar? AB bize insan hakları getirecek deniyor. İnsan hakları getirmek ne demek? İnsan hakları sadece siyasal bir aldatmaca haline geldi. İdamına karar verilen, insan haklarına tutunmaya çalışıyor. Eğer insan olsa o idamı hakketmezdi zaten. Diğer bir yandan Türkiye’de insan hakları zaten korunuyor. AB bize daha fazla demokrasi getirecek diyorlar. Biz bilmiyoruz ama galiba demokrasinin bir ölçü birimi var. Ve Türkiye’de yeterli değil. Yoksa neden böyle bir şey istesinlerki. Batıdaki demokrasiyi daha çok beğenen varsa, bunu Türkiyeye dayatmayı değil gidip orda yaşamayı amaç edinsinler. Çünkü bize ATATÜRK’ün kurduğu demokrasi yetiyor. Doğu Türkistan’da her gün zulüm gören Türkler varken biz AB’ye bakıyoruz. Türk Birliği diye bir şey olabileceği kimsenin aklına gelmiyor sanırım. Ya da kişisel çıkarlar yüzünden getirilmek istenmiyor. Avrupa Birliğine girince, her zaman yaptıkları gibi Türkiye’yi bir şeyi yapma mecburiyetinde bırakmıyacaklarını kim garanti ediyor? Her zaman bir isteği olduğunda ya Ermeni soykırımı ya da Kıbrıs meselesini dile getiren Avrupa’nın bizim milli egemenliğimize dahi göz koymuyacağını kim garanti edebilir? Kıbrısı milli egemenliklerinden vazgeçirmek için elinden geleni yapmadılarmı. Ve başardılarda. Bizimkilerde sağolsun Avrupaya bu konuda çok destek verdi. Gönül isterdi ki istenmediğimiz yere zorla girmeyelim! Başkaları gibi olmayalım…

ah Nokia, vah Nokia.

f205 | 21 May 2004 17:29

nokia ile ilgili tamamen kendi araştırmalarım üzerine hazirladiğim çalışma. nokia’nin kameralari cep telefonlarinin karşılaştırmaları, kullanilabilirlik, servis, ne kadar ihtiyacimiz olduğu, gibi konular üzerine düşüncelerim. yazimin devaminda sayfada bir çok imaj olacağı için sizi biraz bekletebilir.

Web tasarımcılarına açık mektup

ryan | 28 October 2003 09:44

Ey Türk internet gençligi,.

Kim oldugunuzu biliyorsunuz. Photoshop uzmanlarisiniz, Flash Action Script’lerini (Flash eylem betigi) uykunuzda bile bir araya getirebilirsiniz, HTML ve ASP kodlarini yumurta pisirir gibi çarçabuk web sayfasina çevirebilirsiniz. Yillarin getirdigi deneyimden, Macromedia çalismalarindan, Adobe tasarim araçlarindan sonra internette siçratamayacaginiz, sektiremeyeceginiz, hoplatamayacaginiz hiç bir sey kalmamistir. Sizler web tasarimcilarisiniz!

Tamam, harika, simdi sirada ne var peki? XML, SWG… Bir sonraki harika web sayfasini tasarlayabilmek için ne planliyorsunuz? Hepimiz biliyoruz ki internet çagi çok hizli, eskisi kadar degil tabii, fakat yine de atilim var, ve bizler de teknolojinin yeni esigi için beklesiyoruz. Ancak Türk tasarimcilar arasindaki bu popüler web tasarimi akimi, pek az insanin farkinda oldugu ciddi bir problemi de beraberinde getiriyor. Web sitesi için daha iyi bir görünüm elde etme arzusuyla, web oyununun önemli oyuncularindan birini unutuyoruz: Kullaniciyi. Evet, kullanici. Onu tanirsiniz: Web sayfaniza giren, bilgi aramak için sayfanizi –burasi önemli- kullanan kisi. (Sayfanizi görüntüleyen kisi demiyoruz bakin.)

Unutma ihtimalinize karsi, insanlarin neden internet kullandigini bir gözden geçirelim. Internet kullanicilariyla ilgili arastirmalardan onlarin iki sey istedigini biliyoruz: Bilgiye kolay ulasmak ve -eger ne aradiklarini bilmiyorlarsa da- bilgileri belirli bir mantik çerçevesinde tarayabilmek… Pek çok insan web sayfalarina o ya da bu sekilde bir bilgiye ulasmak için giriyor. Sabit veya hareketli görsellere bakmak web deneyiminin önemli bir parçasi ama kullanicinin pesinde oldugu hammadde bilgi…

Öyleyse, eger insanlar bilgi almak için web sitelerini kullaniyorlarsa, sizin dev JPG’leriniz ya da gösterisli multimedya Flash animasyonlariniz internet deneyiminde nereye oturuyor? Diger bir deyisle, web tasariminin salt görsel elemanlari yani grafik tasarim kismi, web sitenizle etkilesime giren bir kullanciyi ne kadar etkiliyor? Öncelikle, sunu kabul edelim ki web tasarimi, arayüz tasariminin -daha dogrusu 1970’lerde bilgisayar yazilimi için tasarlanan ekranlardan türeyen kullanici arayüz tasariminin- altinda yer alir. Bir web sitesi insanla bilgisayar arasindaki etkilesimdir; dolayisiyla kullanici arayüzü tasarimina ait tüm kurallar web’de de geçerlidir. Kullanici arayüzü tasarimindaki görsel kisim, arayüz tasarlamanin yalnizca % 10’unu olusturur. Kullanici arayüzünün geri kalan %90’i etkilesim unsurlaridir : %30 cihaz, menü ve kullaniciya geri bildirim yapan elemanlar ve %60’lik büyük bir kisim da nesneler arasi iletisimdir; yani GUI grafik arayüzünde kullanicilarin manipüle ettigi –Photoshop’taki silgi ya da palet gibi nesnelerin- özellik, davranis ve metaforlaridir.

Bir web tasarimcisi olarak muhtemelen “Bu akademik laflar bana uymaz.” diyorsunuz. “Web animasyonlu, Flash’li gayet havali sayfalar yapiyorum ve müsterilerim de bayiliyor. Ayrica benim web sitelerim yazilimdan çok brosüre vasfinda. Böyle çalisarak iyi para yapiyorum. Diesel’den donattigim su gardroba bir bakin. Kullanicidan, kullanici arayüzünden filan banane? Bunlar, yazilim programlayan sikici tiplerin isi.” Söyledikleriniz bir yandan dogru… Türkiye’de bugün gidisat daha çok grafik odakli web tasarimlari yönünde ve müsteriler de televizyon jeneriklerine benzeyen animasyon ve multimedya özelliklerini talep ediyorlar. Eger müsterinin istedigi buysa sizin isiniz de bunu saglamak… Ama gelin, daha önce bahsini ettigimiz kisiye, kullaniciya bir dönelim. Internette bilgi aramakta olan kullaniciya… Onun derdi web sitesine geldiginde aradigini çabuk ve verimli bir biçimde bulmak. Isinizde önemli bir nokta kendinizi kullancinin yerine koymak ve müsteriye bunu anlatabilmektir. Kullanilabilirlik iste burada devreye girer. Internette basarili bir tasarim yaratmanin yolu, kullanicinin ne istedigini, siteden ne bekledigini anlamak ve buna göre tasarim yapmaktan geçer. Tasarimci da, müsterinin önünde kullaniciyi temsil etmek gibi zor bir pozisyonu üstlenmek durumundadir.

Gelin, Kylie Minogue klibine benzeyen bir web sitesi düsleyen müsteriye hizmet veren web tasarimcisinin kullanilabilirligi web tasarimina entegre ederken karsilasacagi meselelere bir göz atalim. Bahsedeceklerimiz kullanicisinin gereksinimlerine daha uyumlu ve dahasi, site sahiplerine basari getirecek “kullanici merkezli” bir web tasariminin anahtarlari… Projenin baslangiç asamasinda, web sitesinin amaçlari ile sirketin amaçlarini hizalamak önemlidir. Web sitesinin firmaya 7 gün 24 saat açilan bir pencere oldugunu unutmayin. Buradaki tüm unsurlar kullanici/müsteri deneyimi gerçegine odaklanmalidir. Sponsor organizasyonun amaçlari ne ise, web sitesinde sunulan bilgi ve fonksiyonlara açikça yansitilmalidir. Web sitesinin tüm alanlari organizasyonun amaçlarini benzer ya da tamamlayici yollarla iletmelidir.

Now we all know that internet time is fast, not as fast as it used to be of course, but it still zips by, and we all wait for the next technological threshold. But this drive forward in web design that seems to be popular among web designers in Turkey has created a serious problem that few people are aware of. In the desire to create better looking design for web site we have forgotten one of the important players in the web game. The user.

Bir site olusturulurken, -ki siteyi yapilandirma asamasinda bu konu hep ihmal edilir-bilgiyi firmanizin organize oldugu degil, web kullanicinin faydalanacagi biçimde düzenlemek gerekir. Site, kullanicinin yapacagi islere ve bilgi uzayini algilayisina göre yapilandirilmalidir. Bilgi mimarisi budur. Kullanici profilleri ve senaryolariyla kullanicinizi anlamak, bilgiyi kullanicilarinizin kolay ve hizli erismesini saglayacak yapilarda düzenlemenize yardimci olacaktir. Bu yapilar yani bilgi gruplari, navigasyon menüleri ve arama fonksiyonlariyla ulasilabilen bir bilgi bütününü olusturur. Kullaniciniza yön veren navigasyon (yönlendirme) ve adlandirma sistemleri “kullanici merkez”li tasarimin en kritik bölümleridir. Oysa pratikte yönlendirme menüleri ve çubuklari ya göz ardi ediliyor, ya fazla süsleniyor, ya da gereksiz maddelerle dolduruluyor.

Yes, the user. You know him/her. The person that actually goes to your web site, and this is important, uses your web site to look for information. Notice we did not say, view your web site. In case you forgot, let’s review why people use the web in the first place. From studies of internet users we know that they want two things, to have quick access to information and if they don’t know what they are looking to be able to browse logically through information. Simply put, most people go on to the web to get access to some piece of information or another. However much looking at images, still and moving, is an important part of the web experience, the web browser being part of a Graphic User Interface, GUI, (more on interfaces later) information is the raw material that the web user is after.

Çok kullanilan bir terim olan “kullanici dostu” aslinda tamamen yanlis bir kavram, çünkü sadece bir kullancinin var oldugunu ve her unsurun o kullaniciya uyacak sekilde olusturulmasi gerektigini farz ediyor. Web’de her zaman birden fazla tipte kullanici mevcuttur ve bu yüzden tasarimcinin yapmasi gereken kullanici dostu olmak degil, sayfaya giren farkli kullanicilarin ihtiyaçlarinin farkina varmaktir.

So if people are going on to the web, using web sites to get information, where does your large image map JPGs or your cool multimedia Flash animation fit into the web experience? In other words, how much do the purely visual elements of web design, the graphic design part, affect the user when they interact with your web site? First of all we have to accept the fact that web design falls under interface design, or more appropriately user interface design that originated with the design of screens for computer software back in the 1970s. A web site is an interaction between the computer and the human, and as such all the rules that go into user interface design apply on the web. In user interface design, the visual bit is actually only 10% of what goes into designing the interface. The remaining 90% of the user interface is composed of the interaction aspects, 30%, device, menu and user feedback elements and the largest part, the remaining 60% are the object relationships, that is the properties, behaviours and common metaphors of the objects that users manipulate in the GUI (for example, tools like the eraser or paint bucket in Photoshop).

Bir sunum sirasinda müsterilerinizi büyüleyecek bir taslak tasarlamak bir seydir, kullanicinin dial-up modem’le (çevirmeli ag baglantisi) baglanip 14 inçlik düsük çözünürlükte ekraninda ayni sayfayi açmaya çalismasi baska bir sey! Türk internet dünyasinin gerçegi, çogu hayli verimsiz TTnet üzerinden olmak üzere, kagni hizinda dial-up modem’le baglanan kullanicilari içerir. Bir baska hakikat ise kullanicilarin uçusan sekiller, incecik çizgiler ve hercai kutular arasinda kolayca kaybolacak amatörler oldugudur. Kullanicilar ekranda neye ve nereye tiklamalari gerektigine açikça yönlendirilmeli ve o link’te (bag) ne bulacaklari hakkinda bilgilendirilmelidir. Sayfanizin her kösesini yanip sönen, parlayan görüntülerle doldurmak nereye gidecegini ve ne bekleyecegini bilmeyen kullanicinin kafasini daha da karistiracaktir. Ardinda ne oldugunu anlamadan bir link’e tiklayan bir kullanici kendini kaybolmus ve korkmus hissedecek ve nihayetinde sitenize geri dönmemek üzere veda edecektir.

Isin öteki yüzü, sitenizin -kullanici geri bildirim formlari veya sabit metin bilgileri gibi- islevsel parçalarinin yazilim programcisindan geldigi yavan halde birakilmasidir. Halbuki sitenin daha az önemli görünen bölümlerinin tasarimi da kullanici deneyimi açisindan ana sayfa kadar önemlidir. Mimariden örneklendirmek gerekirse, bu, muhtesem cepheli bir ev yapip, içerideki islevsel bölümleri, banyoyu mesela, misafirlerin isik ya da sifon dügmesini bulamayacaklari ham halde birakmaya benzer.

As a web designer your probably thinking, this academic stuff does not apply to me. “ I make cool looking web animated web sites, Flash etc. and my customers love it. Besides my web sites look more like brochures not software. I make a lot of money working this way. Check out my latest Diesel wardrobe. Bana ne user, interface, etc.? That’s for nerds programming software.”

Belki kullanilabilirligin web tasarimindaki önemine hala ikna olmadiniz. Belki 30 tane benzer menü tusuna sahip navigasyon çubuklu, 400 k animasyonlu veya -sayfa sayicisi, Java saati, en iyi 100 listeleri ve Google’a link gibi- bol butonlu, bol ‘banner’li uzun uzun asagi kayan sayfalar yapmaya devam edeceksiniz. Web tasarimi isi almayi sürdürdügünüz sürece bu strateji isliyor demektir. Ama kullanici ihtiyaçlari ve nihayetinde yaptiginiz web sitelerinin ve Türk internetinin basarisi bu denklemin disinda kalmistir. Eger kullanicilar web sitelerini kullanisli ve faydali bulmazlarsa, bu deneyimden bir deger çikaramazlarsa, sayfaniza geri dönmeyecek ve 2000 yilindaki ekonomik krizin basinda gördügümüz gibi interneti bir eglence veya lüks olarak görüp kullanimlarini azaltacaklardir. Bu durum web tasariminin içindeki herkesi ilgilendirir.This is true in part. In Turkey today the drive is towards more graphic design oriented web design with customers demanding animation and multimedia elements that are more similar to television generics. If this is what customers want then your job as designer is to provide it. Bu yüzden kullanilabilirlik, tasarimin –görselin disinda kalan- kavramsal ve süreç odakli parçalarina, altinda yatan yapiya, yani arayüzün daha önce bahsettigimiz %90’ina ilgi gerektirir.

But again, lets turn back to person that we spoke of earlier, the user. The user is on the web looking for information. They come to the web site and their concern is to quickly and efficiently find what they are looking for. The premium here is to put yourself in the users position and importantly to explain this to the customer of your web design services. This is where usability comes in. In order to create successful design on the web, it is important to understand what the user wants and expects from your web site and then design accordingly. You as the designer are in the difficult position of representing the user’s interests in front of your web design customer.

Türk tasarim ve mimarlik tarihinde dekoratif ve yüzeysel elemanlar, bu dekorasyonun program ve yapiyla iliskisinden daha önemli oldu hep. Bir dahaki yüzyilda nasil yasayacagimizi etkileyecek multimedya ve interaktif sistemlerde bu hata tekrarlanirsa hepimiz için büyük bir talihsizlik olacak…