bildirgec.org

diriliş hakkında tüm yazılar

Mordolfikce’den- den…

Dolce Magico | 04 January 2010 14:11

img246.imageshack.us
img246.imageshack.us

Ses: Heybeli ada’nın fayton sesleri, kalbimin üç küspisli aort kapağı, tıngırdayan çaydanlığın buharı, gecenin rutin adımları, tanınmamışlığın izdüşümündeki yerin suskunluğu, tükenen yalnızlıkların iç gıdıklayıcı iticiliği, inanılmaz aşkın saçma mitingi, hayatın son deminin koyu lekesi, son dansların ayak sesi, enstrümanın tellerinin birbirine vurması dudaklarımla beraber, saklanan rüyaların macerası, yaşamı asmanın devamsızlığı, …

Bu noktada durdum, bir nebze duman çektim içime, bir yudum kadeh attım boğazıma. Şarkımı dinledim anılar orkestrasından, isyanım benim, … …

TURGUT ÖZAKMAN

admin | 02 December 2009 10:39

****T.Özakmanın Şu Çılgın Türkler, Cumhuriyet ve Diriliş romanlarını almış bulundum ve okudum. Önsözlerde uzun uzun T.Özakman’ın elli yıllık birikimlerini, gerçeklere sadık kalışını, durmadan gençlere öğütler yağdırışını gördüm. Okumaz olaydım ama yüzlerce baskı yapan, ülkemin tarihini anlattığını iddia eden bir üçleme söz konusuydu. Daha ilk sayfalarda sobaya atılması gerektiğini hissettim ama verdiğim paranın boşa gitmesini istemiyordum. Benim 60 liramdan pay alan T.Özakman’a eleştiri yazarak zararımı biraz azaltabilirim diye düşündüm. Konular toparlanamamış, edebi değeri sıfır, birçok gerçek belge yeterli bir sanat süzgecinden geçemediği için malzemeleri doğru ama aşçılığı kötü bir yemek gibi sunulmuş. Romanların sonlarında dipnotlar ayrı bir roman gibi uzunca yer kaplamış. Her üç beş cümlede bir dip not var. Durmadan bir sayfayı kapatıp öbürünü açmalısınız. Bulmaca seven cahil milliyetçiler dışında kimsenin bu karmaşayı anlamaya vakit ayıracağını sanmıyorum. ‘Yazar çok bilgili ve konu çok karmaşık, anlamamamız doğal’ dedirtilmeye çalışılmış. Evet belgeler ve konu çok karmaşık ve fazla olabilir ama yazarın önemi buradadır işte: Yazar gerekenlerle gerekmeyenleri ayırır, onu akıl, sanat ve edebiyatla yoğurur süzer ve sunar.

Çürümüşlüktü Tanıdığım, Ellerini Versene

| 12 March 2008 12:42

Kapı açıldığında aralıktan giren uzun saçlı kadın bana benziyordu. Ama tanıdığım o değildi. Kelimelerinde eskisi gibi saçmalayamıyordu. Bulamıyordum eskiden olduğu gibi onda benzer yanlarımı. Uzanıp dokunmak istediğim o teni eriyordu havanın mateminde. Sadece sıcaklığını istiyordum, o da yoktu bu atmosferde. Kalıpları eritip ruhunda şekle verdiğim o narinlik yerini tunç bir miğfere bırakmıştı. Bulamıyordum daha fazlasını ve daha azını gözlerinde. O, artık tanıdığım o değildi.

“Konuşma!” dedi bana bir anda.

Zaten payıma her zaman susmak kalıyordu ve bende öyle yapıyordum. Ve sadece sustum bir anda. İlerlediği soğuk havada bulduğum sadece ondan geriye kalan bu yalnızlık iklimiydi. Ama sonra… Birden durdu, adını sordu, cevap verecekken tam “Sus! Adımı kimseye söyleme” dedi.

geçmişte kimdim!?

hozer33 | 13 January 2008 23:32

reenkarnosyona inananlardanmısınız? acaba geçmişte kimdim nerede yaşıyordum
neler hoşuma gidiyordu ve nasıl bir insandım gibi soruların cevapları merak ediyorsunuz o zaman,
bakın bakalım geçmiş hakkındaki bilgilerinize,

Seni Bekliyorum Anne

lorienn | 02 October 2007 11:09

ölüm hiç korkutmuyor beni anne. sadece senin bensizliğe katlanamayacağını düşündüğümde acı çekiyorum, vazgeçiyorum ölümden. halbuki kendimi hafif bir esintide bağlandığı taçtan kopan bahar çiçeğinin minik yaprakları kadar hafif hissedeceğimi biliyorum. birinin ölüm haberini aldığımda bir çoğunu kıskanıyorum anne. ah keşke söz verebilsen bana. ağlamayacağını içinin kavrulmayacağını bilsem her şey hazır anne yolculuğum için. bir tek senin vizen yok biliyor musun? ben hazırım, seni bekliyorum anne…

Not: Yukarıda yazdığım satırların sebebi sorumlusu tamamen buradasize sunduğum test ve ona eşlik eden şarkıdır.

toynbee plakaları: ölüleri jüpiter’de diriltelim mi?

culdesac | 11 March 2007 01:09

toynbee plakaları
toynbee plakaları

1992 yılında, william j. o’neill (kimi kaynaklara göre bill o’neill) adındaki beyefendinin dikkatini, caddelere gelişi güzel gömülmüş tuhaf plakalar çekmeye başlamış. bu plakalar genellikle araç plakası boyutlarında ve her birinde de “KUBRICK‘in 2001‘indeki TOYNBEE FİKRİ JÜPİTER GEZEGENİNDE ÖLÜLERİ DİRİLTELİM (TOYNBEE IDEA IN KUbricK’s 2001 RESURRECT DEAD ON PLANET JUPiTER)”mesajının değişik varyasyonlarının yazılı olduğu kafa karıştırıcı nitelikte plakalar.

renkleri ve düzenlemeleri küçük farklılıklar içermekle birlikte tüm plakalar ne olduğu tam anlaşılamayan sert bir maddeden yapılmış ve hepsi de “bütün gazete muhabirlerini öldürün, yalvarırım (murder every journalist, I beg you)” ve “boyun eğ, itaat et. (submit. obey.)” gibi en az ana mesaj kadar tuhaf dipnotlar içeriyor. plakaların yeni bir fenomen yaratma denemesi mi oldukları yoksa daha önemli bir amaca ve hedefa mi hizmet ettikleri bilinmiyor.